Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Yılmaz Ulusoy Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Sohbet Sofraları
10.02.2014
Okunma Sayısı : 4278
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

Sohbet Sofraları

Hemşehrim ve değerli dostum Altan Öymen, çocuklarımın "İş yaşamımın 50.yılı"nı kutlama adına hazırladıkları "Dostlarının Kaleminden Yılmaz Ulusoy" adlı kitaba yazdığı metinde, artık benim için bir gelenek haline gelmiş "Öğle Yemekleri"nden övgüyle bahsetmiş. Kendisine buradan öncelikle teşekkür ediyorum.

Çok hoş bir rastlantı ki, dostum Cüneyt Arkın da aynı konuya değinmiş ve şu satırları kaleme almış; "Sık sık tekrarlanan toplantı ve yemeklerde, Sayın Ulusoy'un evinde değerli doktorları, mühendisleri, hariciyecileri, sanayicileri, iş adamlarını, Yaşar N. Öztürk gibi bilim adamlarını ve değişik sanat icra eden sanatçıları görürsünüz. Geç vakitlere kadar süren sohbetlerde sanat, kültür, tarih, müzik, siyaset yani herşey konuşulur. Çok şey öğrenirsiniz,"

 Gerçekten de yalnız yemek yemeyi, bir nimeti paylaşamayacağım için sevmem. Bu nedenle de hep eş, dost ve arkadaş davet ederim. Sağolsunlar beni kırmazlar ve yemekleri şenlendirirler.

Sayın Öymen'in, "Toplumun değişik kesimlerinden dostlarını çağırıyor. Sanatçı, mimar, yazar, siyasetçi, bürokrat... Tanışmayanlar tanışır. Görüşleri farklı olanlar tartışır (Tabii tartışma dostça geçiyor.

Bağrışma, çağrışma olmuyor) Toplumun gündemindeki konular üzerinde öyle bir sohbet sürüp gider ki, insan vaktin nasıl geçtiğini fark etmiyor," satırları benim yapmak istediklerimi çok doğru ve açık şekilde anlatıyor. 

Bütün bunlar bana mutluluk veriyor. Bir şeyler öğreniyorum. Bilgi alış verişi oluyor, insanlar birbirlerini daha yakından tanıyorlar.

Teknolojini bunca yaşamımıza hakim olduğu günümüzde, geçmiş yıllarda olduğu gibi yüz yüze konuşmanın tadına varabiliyoruz. 

Gözden göze, dilden kulağa, elin duruşundan karşıdakine vücut dilinin ilettiği mesajlar dahil olumlu ya da olumsuz bir akım vardır.

Amacım olumlu akımları olan insanları bir araya getirmek.

Bu da, yüzyüze bakış ve sohbet ile gerçekleşir.

Tabii ki teknolojiye saygım var, yeniliği kabul ediyorum ama cep telefonlarının insanları birbirinden böylesine uzaklaştırmasına, soyutlamasına da son derece üzülüyorum.

 Sayın Öymen yazısını, "Farklı görüşler arasında dostça konuşma ve tartışma konusunda öğle sohbetleriyle verdiği güzel örneğin, başta siyaset olmak üzere toplum hayatının diğer kesimlerine de yayılması için bir şeyler yapsın.

Sanırım o dostça tartışmalara ulaşılması, toplumumuzun şu sıralarda en önemli ihtiyaçlarından biridir,"  diyerek noktalamış.

Ne kadar doğru bir teşhis!.. 

Bu yazıyı sayın Öymen'in yazdıklarından esinlenerek kaleme aldım. Sohbetimize katılmayanların, sohbetin anlamı ve önemi üzerine düşünmelerini istedim. 

Sohbet deyip geçmeyelim. Dostça... Arkadaşca...

Konuşmak, yarenlik etmek, dozunda kalmak şartıyla dertleşmek günümüz insanının en büyük ihtiyacıdır. Beyin yorgunluğunu azaltır, mutluluk verir. "İnsan insanın pasını alır" deyişi çok doğrudur.

Sohbet tanımadığımız kişileri tanıma fırsatıdır. "Sorma kişinin aslını, sohbetinen bellidir," tanımlaması da gene çok doğru bir yaklaşımdır. Karşımızdakinin konuşma şekli, cümle içinde sık sık kullandığı kelimeler, jest ve mimikleri onu ele verir. 

Yetişkinlerin bilgilerini, deneyimlerini, maharetlerini yeni nesillere aktarmalarının pek çok yolu vardır.

Sohbet bunlardan biridir.

Dostları ile sohbetin sıcaklığını, mutluluğunu, karşılıklı konuşarak kaynaşmanın derinliğini yaşamayan insanların, Tanrı'nın lütfettiği bu yaşam güzelliğinden yararlanamadıkları için önce kendilerine ihanet ettiklerini düşünüyorum. 

Oysa insan sosyal bir varlıktır. Tek başına yaşayamaz.

Ahbaplığa, eşe, dosta, yarenliğe ihtiyacı vardır. Sohbet su gibi, ekmek gibi insanın yaşamsal gıdasıdır. Tasaffuvta sohbetin yeri çok özeldir.

Yunus Emre:

Önce doğru iman et, haramdan el etek çek

Ruha gıdadır sohbet, badem helvası değil

Der. Başka söze ne hacet!.. 

Ülkemizde sohbet denildiğinde ve erkekler arasında ise önce spor daha doğrusu futbol maçları, sonra siyaset, toplumsal sorunlar ve ekonomik dertler akla gelir.

Eşinden şikayet eden erkek oranı da az değildir. Kadınların ilk aklına gelen moda ve giyim, bir de üzerine  sosyal statüdür.

Bilimsellik, sanat ve edebiyat üzerine sohbetler çok kısıtlı ortamlarda geçerlidir.

Geneline baktığımızda ise sohbetin eğitici, öğretici, faydalı yönlerinden yeterli miktarda yararlandığımız söylenemez. 

Sohbetlerin sonunda vedalaşan dostlarımın yüz ifadelerine dikkat ederim.

Çoğunluk rahat, güler yüzlü, geldiğinden daha enerjik ve canlı bir görünüme sahiptirler.

Buna ben de dahilim. Bu görünüm bana gerçek bir neşe ve mutluluk verir. 

İnsanların gerçek anlamda çok sevilecek, yürek ısıtan yönleri vardır. Fırsat yaratamazsak bu detayları göremeyiz.

İnsanlarla bir arada bulunmak, bu olumlu özellikleri ortaya çıkarabilmek için iyi bir fırsattır. Bunun tam tersi de olasıdır.

Öyle ya, bazen huysuzluklar, gerginlikler de ortaya dökülebilir. Ancak, derler ya, "Gülü seven dikenine katlanır,"  

İnsanların iyi taraflarını dile getirmek, aşırıya kaçmadan, abartmadan söz etmek ortama olumlu bir enerji verir, sohbet dilini de zenginleştirir.  

Hepimiz yaşam boyu kendimizi ve başkalarını anlama, yaşama değer katma yolunda birer yolcuyuz. Sohbet bu yolu kolaylaştırıyor, renklendiriyor.

Yokuşları çıkarken, tümsekleri aşarken daha az yoruluyoruz.

Sohbete katılan her dost kendine özgün bir farkındalık dünyasının kapılarını açıyor. Akıl ve gönül birikimimize zenginlik katıyor. 

Tarih boyunca, yalnızca bilmekle yetinen toplumlar, medeniyetin ilerleme yarışında hep geride kalmışlardır, tökezlemişlerdir.

Oysa konuşan, sorgulayan, sorgulamayı sürekli kılan toplumlar dünyanın geleceğinin temellerinin atılmasında asıl önemli rolü oynamışlardır. 

Sohbet konuşma ile gerçeğe dönüşür ve konuşmanın aracı "Söz"dür. Söz ise enerjidir, güçtür.

Söyleyenin olumlu, olumsuz enerjisini, düşüncesini ve duygularını taşır.

İşte bu enerjiyi, duyguyu ve düşünceleri paylaşabilmenin en iyi yolu sohbetlere katılabilmektir.

Tüm dostlarıma, okurlarıma doğru, bilgili, iyi insanlarla nüktelerle süslenmiş, mutluluk içeren sohbet ortamları diliyorum.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org