Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Yılmaz Ulusoy Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Sevgi vermekle yücelir
13.11.2016
Okunma Sayısı : 4709
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 

5 Yıl önce yayımlanan sevgi vermekle yücelir yazısını bugünkü şartlarda yinelemekte fayda görüyorum. Roma İmparatoru 2. Claudius ülkesini kendine özgü katı kurallar ile zalimce yönetiyordu. Gün geldi, ordusuna savaşacak asker bulamaz oldu. Ani bir kararla tüm nişan ve evlilikleri yasakladı. Aynı dönemde Roma?da yaşayan Aziz Valentin, yasaklara rağmen ve her türlü tehlikeyi göze alarak çiftleri gizlice evlendirmeye devam etti. Bunu haber alan İmparator, Aziz Valentin?i öldürttüğünde takvimler 14 Şubat MS 270?i gösteriyordu.

O günden beri 14 Şubat ?Sevgililer Günü? olarak kutlanıyor. Son çeyrek asırdır ülkemizde de kutlanan sevgililer günü tüm dünyada öylesine benimsendi ki, pek çok insan o günü yemekler, partiler, mum ışığında romantik birliktelikler ve daha değişik kutlamalarla yaşıyor. Doğum günüme rastlaması bakımından ?Sevgililer Günü?nün benim için anlam ve duygusu çok farklı olsa da, insanlar yılın 365 gününü birbirlerini severek, sayarak, yardımlaşarak, yücelterek, destek olarak ve barış içinde yaşasalar ?

İnsandan yola çıkarak yaşam, dostluk, toplum, evren, kültür, zaman, mutluluk, bilgi hatta ölüm tanımlamalarının kökeninde ?Sevgi? vardır. Saydığım bu kavramların ya da gerçeklerin karşımıza çıkaracağı sorunlar da sevgi ile çözümlenir. Biraz düşünürsek, gerçek sevgide açıklanamayan bir büyü ve güç olduğu gerçeğine varırız. ?

İnsan olmanın temel şartları olarak; çalışmayı, okumayı, sevmeyi ve karşılıksız vermeyi sayarım. En önemlisi de hiç şüphesiz sevmektir. Çünkü okumayı severek, çalışmayı severek ve vermeyi de ancak severek yapabilirsiniz. Gerçek anlamda seviyorsak, kimin daha karlı çıkacağını düşünmeden veririz.

İslamda sevgi Allah ve peygamberimizi sevmekle başlar. Biliriz ki, sevgi Allah?ın insana verdiği büyük bir lütuftur. O nedenle önce sevgiyi gönüllerimize yerleştireni sevmek, kendimizi ve başkalarını da sevmemizi kolaylaştırır. Sevginin büyümesi ve gelişmesi için, zirvede yoğunlaşması için karşılıklı enerji akımı gerekir. Birbirinden farklı sevgi çeşitlerinden söz edilse de, özde birdirler ve zirvede bütünleşirler. Bunun en üst düzeydeki yoğunlu da insana Allah?ı düşündürür ve ona yaklaştırır.

Bütün insanlık tarafından en çok özlenen, en çok konuşulan, üzerine öyküler, şiirler, romanlar yazılan sevgi eğer gerçek ise, karşısına çıkan herkesi kendine esir alır. Onu olumlu olmaya yönlendirir, iyiye dönüşümünü, tekâmülünü hızlandırır. Sevgi sözcüğünün özünde gizli bir enerji vardır. Hepimizin bunu idrak edip, yaşamımızın en derinliklerine yerleştirmek için gerekli çabayı göstermemiz olağanüstü bir güzelliktir.

İki gönül bir olduğunda, yeni bir şey yaratılır. Sevgi sanatsal bir oluşumdur. Su gibidir, susuzluğu giderir. Psikolog yazar Güngör Özyiğit? in ?Olgun insan sevmeyi ve vermeyi iş edinmiştir. Sevdikçe ve verdikçe nasibi ve mutluluğu artar. Mutluluğu artınca da kendini yenileyerek, yeni değerler kazanarak daha çok vermeyi diler,? değerlendirmesi bu gerçeği yansıtır adeta.

Unutmayalım ki, gerçek sevgide son yoktur, sonsuzluk vardır. Gerçek sevgide vazgeçiş yoktur. Sevmek aynı zamanda bir şey beklememektir. Beklentilerin son bulduğu bir duraktır. Sevmek gücenmemektir ve gücenmemeyi öğrenmektir.

Sevgiden söz ederken, ?vermek? kavramı ile ne kadar iç içe olduğu görülüyor. ?Sevmek? ve ?Vermek? iki ayrı kelimedir ama aslında bölünmez bir bütündür. İki ayrı kelimede tek bir anlam taşırlar. Birbirlerini tamamlarlar ve anlam derinliği katarlar. Sevgi hissedilir ancak önce düşüncede başlar. Akıl yoluyla ilk adımı atılan her eylem, her düşünce duygular tarafından desteklendiğinde bir başka anlam kazanır.

Sevgiyi göstermek fevkalade önemlidir, verebilmek de çok büyük erdemdir. Dünya malını bir yerlerde kullanmak, dünyevi bir maddiyat içinde yaşamak insan için bir görevdir. Yalnız, dinimize göre malı, mülkü sadece egomuz için kullanmak ise nefse yenilmektir. Bu ayrım bir imtihan vesilesidir. Bu imtihanda, ?Allah?a yaklaşma noktasında ne verebildim? İnsana ne verebildim? Ülkeme ne verebildim? Müesseseme ne verebildim? Aileme ne verebildim?? sorularını cevaplamak zorundayızdır.

Bu sorulara doğru cevap verebilen, malını, mülkünü mantık çerçevesinde başkaları ile paylaşmış olan, ülkesini, müessesini, ailesini ayakta tutabilmek için elinden geleni ardına koymayan ve gereken fedakârlıkları yapan bu imtihanı geçebilir. Fakat yine de gerçek sonuçları Allah bilir.

İnsan ise yaptığı her hayırdan, verdiği maddi, manevi her destekten sonra ruhunda bir rahatlık, bir esenlik hissederse ancak imtihandan geçmenin huzurunu yaşayabilir. Bundan dolayı şımarmaya başlarsa, vesvese verenin tuzağına düşüp gururlanırsa o kazandığı huzurdan hızla uzaklaşır. Acaba aynı imtihanı bir daha yaşayabilir mi? Onu da ancak Allah bilir.

Toplumda en çok sevilenler vermesini bilenlerdir, bilgiyi ve sevgiyi paylaşanlardır. Fakat acıdır ki, bu insanların sayısı yeterli değildir. Eğitimli, akıllı ve yaratıcı kişilerin verecekleri, cahil olanlara göre çok daha fazla ve çok daha yararlıdır. Bu nedenle, başkalarına destek, güven, dostluk ve sevgi verebilmek için, elimizdeki maddi ve manevi değerleri daha çok paylaşabilmek için kendimizi daha çok eğitmeli, daha bilgili, yetenekli ve sevgi dolu kişiler olmalıyız.

Bütün bu güzelliklere ve ideal düşüncelere rağmen, dünya malını vermek kolay bir iş değildir. Maddileşen dünyada bu olgu ve duygu maalesef azalmakta hatta zaman zaman tükenmektedir. Ama hiç unutmamalıyız ki, verdiğimiz derecede yüceliriz, dünya nimetlerine bağlandığımız sürece de maddi dünyanın esiri oluruz.

Gönlü sevgi dolu olan ve her varlığı ayırt etmeksizin seven insan her gün biraz daha olgunlaşır, aydınlanır, bilge olma yolunda emin adımlarla ilerler. Her yıl bir yaş alır ama asla ihtiyarlamaz. Gönlü, aklı, bilinci her daim tazedir.

Vermekten korkmayınız ve sevgiyle kalınız.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org