Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Haluk Cangökçe Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
HAYATIN SON KULLANMA TARİHİ VAR MI ?...
21.01.2010
Haluk Cangökçe
Okunma Sayısı : 2925
Oy Sayısı : 383
Değerlendirme : 5
Popülarite : 12,92
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

HAYATIN SON KULLANMA TARİHİ VAR MI ?...
Hepimizin yaşadıklarımıza dair pişmanlıkları vardır.
İtiraf ettiğimizde çok geç kaldığımız.
"Keşke" dediğimizde, "keşke" demenin bile vaktinin geçtiği zamanlarımız.
Bir anlık öfkeyle söylenen sözlerimiz.
Başkalarına danışarak aldığımız kararlar, bunun neticesinde yanlışlıklarımız vardır.
Daha sonra hata yapıldığı bilindiği halde, geriye dönemediğimiz için sancılarımız.
"Eyvah ben ne yaptım." Diyemeyecek kadar altında ezildiğimiz fevri hallerimiz.
İnsanı ne kadar harap eder, ne kadar ezer bu durumlar.
Bu ezilmişliğin altında da sadece bizim duyduğumuz çığlıklar kalır.
Öyle bir sızı girer ki yüreğimize, acısı senelerce geçmez.
Yaşanan en ufak sorunda acı en ücra yerinden çıkıp, dikilir karşımıza.
Başımız öne eğilir, kelimeler biter.
Belki kendimizi suçlarız, belki bir kaç kişiyi.
Suçlu kim olursa olsun, pişmanlıklarımıza sebep olanlar hiç bir şey olmamış gibi hayatını yaşarken, sancıyı yüreğine alan çeker.
Birçok dost, arkadaş, sayısız sevenlerde olsa etrafta, pişmanlık girdi mi yüreğe acısı kolay kolay geçmez.
Yaşadığımız en ufak bir sorunda "keşke o zaman şunu şöyle yapsaydım" der kalırız.
Ne geriye dönebilir, ne geçmişten âna gelebiliriz.
İki çarmıh arasına gider gelir ömür.
Ne kadar kitap okunsa, söz dinlense, nasihat uygulanmaya konulsa da nafile, bir kere pişmanlık gelip keyfince kurulmuştur tahtına.
Her anda batırır iğnesini, kekremsi bir tat alır yaşananlar.
Ve insan sonunda anlar: ağlamakta tek başına, gülmekte.
Geriye dönüşü olmayan her olay insanı perişan eder.
Bu sebeple "Hayır- Evet" demeden önce iyice düşünmeli kişi.
Bu kararı vermemde sebep ne; korkularım mı gerçekler mi? diye defalarca sormalı.
Zira sağlıklı alınan her karar, seneler sonrada hatırlansa "iyiki öyle olmuş." dedirtir insana.
En zor anda dahi sızlatmaz kişiyi.
Ama insan bazen ayrıntılarda boğulur. Korkularına teslim olur.
Ayrıntılar karşısına geldiğinde korku silahlarıyla savaşır onlarla ve kaybeder.
Kaybını yıllar sonra başka bir olayın için de fark edince, işte o an kayar gider elinden, benim dediği bütün sahiplikleri.
Bardak yere düşmüş ve kırılmıştır artık.
Ağlasa da boş, yalvarsa da ...
İnsan bazen yüreğini hiç bir yere sığdıramaz, kimselere emanet edemez.
Onu her şeyden, herkesten saklar.
Belki vermiştir de yere düşürülmüş, bir yerleri çizilmiştir.
Bu düşmeden arta kalanlar bu kadar çekingen yapmıştır.
Tecrübeler insanı olduğundan, istediğinden daha farklı davranmaya iter.
Unutulan ise, hayat bazen gözü kara olmayı ister.
Ve insan fark eder ki: cesaretle korkaklık birbirine tıpatıp benzer.
"Ayı yavrusunu severken öldürürmüş" derler.
İnsanlarda birbirinin kıymetini kaybedince anlar.
Tam yitip giderken elimizden çok sevdiklerimiz, birçok sözler veririz.
"Bir daha öyle yapmayacağım, bir daha bu şekilde olmayacak" diye.
Belki gerçekten değişmişizdir, evet bir daha bu şekilde olmayacaktır.
Karşımızdakini üzdüğümüz o olaylar tekrarlanmayacaktır.
Ama bitmiştir artık. Kırılan bir bardak değil yürektir ve her şey incelikten kırılırken, bir yürek kalınlıktan kırılır.
Fark edildiğinde yapılacak bir şey kalmamıştır.
Pişmanlık...
Yalvarsak ta, kölede olsak bitmiştir artık.
Dal kırılmış bir kere, artık rüzgâr dinse de olur dinmese de..
Yarının, diğerlerinin kıymetini bilmek için bazen kaybetmek gerekir.
Yoksa ne gelenin kıymeti bilinir, ne kazanılanın, ne verilenin, ne affedilenin.
Bazen kişi kendini çok güçlü hisseder.
O kadar güçlü ki, hiç düşünmeden yakar her şeyi, her yeri.
Sonra yaktıklarının en çok ihtiyacı olanlar olduğunu görünce, küllerin başında ağlamayı bile gurur sayar.
Giderken daha hızlı koşar, yaşlar savrulurken etrafa.
Her birimizin ayrı ayı pişmanlıkları var.
Ancak pişmanlıklarımızı itiraftan bile aciziz bazen.
Gururumuzdan, korkularımızdan neler yitti hayatımızdan, ne başlamalara geç kaldık.
Başkaları yüzünden ne keşkelerimizi düzeltme imkânlarını kaçırdık elimizden.
Konumumuzdan, çevremizden, yada nederler demekten, bir özür bile dileyemedik.
Küçük korkular çekti yaşamımızın satır başlarını.
Ve hayat her olayda fısıldadı "son kullanma tarihim yok ey insanoğlu"

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org