Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Haluk Cangökçe Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
MARATON HİKAYESİ 3...
07.06.2010
Haluk Cangökçe
Okunma Sayısı : 3821
Oy Sayısı : 11
Değerlendirme : 5
Popülarite : 5,21
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

MARATON HİKAYESİ 3..
Sevgili dostlarım; Benim, defalarca izlediğim ve izlerken her defasında gözyaşlarımı tutamadığım bir video, belki daha önce izlediğiniz bir video ama umudumuzu tazelemek, her başarının ardındaki özveri ve sevgiyi bir kez daha anımsatmak için...
Tekrar izleyiniz...
Ama; Lütfen önce metni okuyun, ardından videoyu seyredin...
Allah her çocuğa böyle yürekli bir baba versin ama böyle dert vermesin.

Oğlu babasına sorar : "Babacığım benimle maraton koşmaya var mısın ?"
Kalp sorunları olmasına karşın baba, "Evet varım" diye yanıtlar.
Ve maratonu birlikte tamamlarlar...
Sonra baba-oğul başka bir çok maratonu daha birlikte koştular.
Baba her seferinde oğlunun yeni bir yarış talebini kabul ediyordu.
Oğlu bir gün babasına "Baba, birlikte bir Ironman'a (Triathlon) koşmaya var mısın benimle?" deyince baba bu kez de "evet" der ve kabul eder." (Anımsatalım ki Ironman dünyanın en zor triathlon yarışıdır ve üç dayanıklılık sınavından oluşur : Denizde 3, 86 km'lik yüzme, 180,2 km'lik bisiklet ve nihayet 42,195 km'lik bildiğimiz maraton.
Baba oğul bu zor yarışı birlikte tamamladılar.

EVET YAPABİLİRSİN...
Yazıyı okumaya başlamadan önce lütfen kısa bir süre elinizdeki (yani sizin olan) vücut ve beyin ile yapabileceğinizi ve yapamayacağınızı sandığınız şeyleri düşünün.
Bu şeyler koşmakla veya başka bir sporla ya da bambaşka bir konuyla ilgili olabilir.
Yapılamayacağını düşündüğünüz için vazgeçtiğiniz hedeflerinizi veya korkup hiç girişmediğiniz meydan okumaları düşünün kısaca.
Sonra şunu bir hayal edin; yaklaşık 50 kiloluk bir ağırlığı 4 km yüzerek çekeceksiniz, sonra hiç durmadan onu bisikletinize yükleyip 180 km pedal çevireceksiniz, en sonunda da yine ara vermeden onu bir arabada iterek 42 km koşacaksınız.
Yapabilir misiniz? Yapılabilir mi? Bir insan bunu yapabilir mi? Ya da bir insan bunu ne kadar zaman sürdürebilir?
Şimdi devam edelim.
Birazdan okuyacağınız hikayeye inanmakta güçlük çekeceksiniz.
Ben ilk duyduğumda, onlarca video ve fotoğraf görmeme, birçok sitede ilgili yazılar okumama rağmen uzun süre inanamadım.
İnandığım zaman da bir çok duyguyu aynı anda yaşadım. Bir yandan elde ettiğim başarılar gözümde aniden küçüldü, bir yandan inanılmaz motive oldum.
Hikaye bir çiftin engelli bir çocuk sahibi olmalarıyla başlıyor.
Boynundan aşağısı felç olan çocuklarını doktora götürdüklerinde umutlarını kıracak haberler alıyorlar; "çaresi yok, iletişim kurulamaz, bir enstitüye yatırın ve unutun diyor doktorlar.
Çift, çocuğun gözlerindeki ışığı gördüklerini düşünüyor ve onu eve götürüp özel olarak ilgileniyor.
Bir gün başını hafifçe oynatarak iletişim kurabileceğini farkedip özel bir bilgisayar alıyorlar ona.
Çocuk dış dünyayla iletişim kurmaya başladıktan bir süre sonra kendisi gibi engelli insanlarla ilgili okurken, felçli bir atlet için 5k koşusu düzenlendiğini öğreniyor.
Babasına koşuya birlikte katılmak istediğini söylüyor. Katılıyorlar ve koşuyorlar.
Baba asker olduğundan 5 km koşmakta ve bu süre zarfında çocuğun tekerlekli sandalyesini itmekte çok zorlanmıyor.
Koşu sonrası çocuk, babası koşup kendisini tekerlekli sandalyede iterken engelli olduğunu unuttuğunu söylüyor babasına.
Belli ki, bu, baba için inanılmaz bir motivasyona dönüşüyor.
O günden (1977) sonra 2009 yılının sonuna kadar 234 Triatlon, 67 maraton ve 89 yarı maraton dahil 1009 yarışa katılıyorlar.
Tüm bu yarışlarda baba oğlunu da taşıyor.
Triatlon yarışlarında, denizde oğlunu bir botun üstünde beline bağladığı bir iple çekiyor, bisiklette taşıyor ve koşarken tekerlekli sandalyesini itiyor.
Bu şekilde bitirdikleri triatlonlardan 6 tanesi ironman, 7 tanesi yarı ironman;

Bu noktada belki de bilmeyenlere bilgi vermek, bilenlere ise olayın inanılmazlığını daha da netleştirmek için bu yarışların tam olarak ne demek olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum.
Triatlon: 1,5 km yüzme, 40 km bisiklet, 10 km koşu; yarı ironman: 1.93 km yüzme, 90 km bisiklet, 21.09 km koşu; ironman: 3.86 km yüzme, 180 km bisiklet, 42.2 km koşu.
Yani Dick Hoyt oğlu Rick'i yaklaşık 4 km yüzerek çekiyor, 180 km bisiklette taşıyor ve üstüne oğlunun tekerlekli sandalyesini iterken maraton koşuyor.
Bunları okurken veya izlerken insanın gözleri yuvasından fırlıyor (en azından bana öyle olmuştu, hala da oluyor).
Eminim herkese çok büyük bir olay olarak görünüyordur.
Ancak son 2 yıldır naçizane uzun mesafe koşma çabası gösteren birisi olarak bir maratonu bitirmenin ne zor bir şey olduğunu gördükten sonra bu hikayeye inanmak bana daha da zor geliyor.
İşin çok daha garip bir tarafı var.
Bu baba oğul katıldıkları bu yarışlarda sonuncu olmuyorlar, en iyi derecelerini duyunca yerinden fırlayan gözlerime uçuklayan dudaklarım da katılıyor.
Bazı en iyi dereceleri: maraton: 2 saat 40 dakika, yarı maraton: 1 saat 21 dakika, ironman 13 saat 41 dakika;
Profesyonel sporcu olmayan normal bir insan için kimseyi itmeden çekmeden bile bu derecelere ulaşmak çok ama çok zor.
Maratonda dünyanın en iyi derecesi 2 saat 4 dakika;
Bu hikayenin bir yerlerinde baba kalp krizi de geçiriyor. Ama iyileştikten sonra yarışlar durmuyor devam ediyor.
Ve bildiğim kadarıyla hala da hikaye devam ediyor.
Hatta Baba Dick Hoyt'un bir hedefi de kendisi 70 yaşındayken yani 2011'de Boston Maratanu'nu yeniden koşmak.

Eğer bu hikayede sizi kalkıp birşeyler yapmak konusunda motive etmiyorsa gerçekten şaşırırım.
Dick ve Rick Hoyt'un parolaları "Yes you "can"; yani "Evet yapabilirsiniz"...
"Evet gerçekten yapabilirsiniz, yapabiliriz"
Benim şu an için uzun vadede kendime koyduğum (Hoyt ailesinin elde ettikleri yanında küçük de olsa) hedefim,
27 Haziran'da Antalya / Kaş'ta yapılacak olan, MEİS'ten / KAŞ'a Yüzme Maratonu ile, 18 Haziran 2010 Tarihin de İstanbul'da yapılacak olan "Kıtalar arasi Boğaziçi Yüzme Maratonuna" katılıp, bu yarışmaları iyi derecelerle bitirmek..
Bu maratonları iyi derecelerle bitirebilirmiyim? "Evet, indirebilirsin" diyor Hoyt Takımı, "eğer istersen her şeyi yapabilirsin"...

Videoyu İzlemek için :
http://facebook.facevideoizle.com/vm1051269-baba-ogul-baba-yuregi-.html

b1_2563.jpg
5.jpg
team-hoyt-swimming-ironman.jpg
team-hoyt-dick-rick-hoyt-marathon.jpg
"MARATON HİKAYESİ" Devam edecek.....


Mail Adresim:
halukcangokce@hotmail.com

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org