Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Haluk Cangökçe Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
"RUH" NEDİR ?...
02.02.2011
Haluk Cangökçe
Okunma Sayısı : 4077
Oy Sayısı : 182
Değerlendirme : 5
Popülarite : 11,3
Verdiğiniz Puan :
 

 

 



RUH NEDİR ?...

Allahü teâlâ insanlara ruh hakkında kâfi bilgi vermemiştir.
İsra suresinin (Sana ruh hakkında sorarlar, de ki, "Ruh Rabbimin işlerindendir, size az bir bilgi verilmiştir") mealindeki 85. âyet-i kerimesi de ruhun mahiyetini bilmenin imkansız olduğunu bildiriyor.
Allahü teâlâ, insanın ruhunu bilinemez şekilde yarattı. Ruh, madde değildir, belli bir yeri yoktur. Ruh, bedenin ne içinde, ne dışındadır, ne bitişik, ne ayrıdır. Yalnız onu varlıkta durdurmaktadır. Bedenin her zerresini diri tutan ruhtur. Bunun gibi, âlemi varlıkta durduran Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, bedeni ruh vasıtası ile diri tutmaktadır.

Aklın erdiği bilgileri anlayan, his organlarından beyne gelen duyguları alan, bedendeki bütün kuvvetleri, hareketleri idare eden, kullanan ruhtur.
Ruh, göz vasıtası ile renkleri, kulak ile sesleri kavrar, sinirleri çalıştırır. Adaleleri hareket ettirir, böylece bedene iş yaptırır. Böyle işlere ihtiyari yani istekli işler denir.
Aklı kullanmak düşünmek ve gülmek gibi şeyleri yapan ruhtur.

Ruh; insana hayat veren ve onu düşünen, anlayan, idrak eden bir kişi haline sokan maddi olmayan, ölümsüz varlık.
İnsanlık tarihinin belki de ilk dönemlerine kadar uzanan ve insanları üzerinde düşündürmeye sevkeden ruh.
Peki İslamdan önce ve hala İslam dışındaki inanışlarla başlayalım ruh hakkında bilinenlere, bilindi sanılanlara. Eski Mısır ve Çinliler ikili ruh inancına sahiptiler.
Mısırlılar, ölümden sonra bir ruhun cesedin yanında kaldığına, diğerinin ise ölüler diyarına gittiğine inanırlardı.
Bazı dinlerde, ölümsüz olan ruhların bir beden den başka bir bedene geçtiğine inanılmaktadır. Ruh göçü (Reenkarnasyon) denilen bu inanışa göre, ölen bir kimsenin ruhu tekrar bir bedenle dünyaya döner ve bu sonsuza dek böyle sürer.
Hint inançlarında yer etmiş bu düşünce Mısurda da yaygındı. Anmtik Yunan filozoflarından Pyhtagoras, ruj göçüne inanmakta, Platon ise bilginin önceki yaşamdan kalan bir birikim olduğu iddiasını desteklemek için ruh göçünü delil olarak ileri sürmekteydi.

Allah Teala, Hz.Adem'le başlayıp Hz.Muhammed (s.a.s) ile son bulan vahiy süreci içersinde insan oğluna bir çok gaybi meselede bilgilendirmiştir. Madde dışı aleme dair bilgilerden sağlıklı ve güvenilir olanı sadece Allah'ın peygamberleri aracılığıyla insanlara ulaştırmış olduğu bilgilerdir.

Kur'an-ı Kerim'de ruh kelimesi değişik bir kaç anlamda kullanılmıştır.

1) Allah Teala, Hz.adem (a.s.)'ın cesedini topraktan şekillendirdikten sonra ona kendi ruhundan üflemiş ve böylece Adem (a.s.) hayat kazanmıştır. Yine insanı ana rahminde yarattıktan sonra, ona kendi ruhundan üflemiş ve onu ruh sahibi bir insan haline getirmiştir.

O (Allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır. Sonra onun zürriyetini, dayanıksız bir suyun özünden üretmiştir. Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir... (Secde Suresi 7-9)

Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratmaktayım." "Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın." (Sad Suresi 71-72)

2) Ruh kelimesi Cebrail (a.s.)'ın karşılığı olarak kullanılmaktadır. Bu anlamda "Ruhul-Kudüs" ve "Ruhul-Emin" terkipleri ile geçmektedir.

Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik. Ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik. Ve onu, Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. .....(Bakara Suresi 87)

Muhakkak ki o (Kur'an) âlemlerin Rabbinin indirmesidir. (Resûlüm!) Onu Rûhu'l-Emîn (Cebrail) indirdi..Senin kalbine; uyarıcılardan olman için. (Şura Suresi 192-194)

3) Ruh kelimesi ile Allah Teala'nın vahyi yani ayetleri kastedilir.

Allah meleklerini, vahyi (ruh) ile kullarından dilediğine göndererek...(Nahl Suresi 2)

Ruh Hakkında İslam Alemindeki İnanışlar

Değişik tuhaf yaratılışlı bir melek.

Cesede hayat veren şey. (Fahreddin er-Razi, Tefsirül-Kebir)
İnsanı canlı kılan bu ruhun mahiyeti, insandan bedeninde gördüğü fonksiyonu, cisimle birleşmesinin şekli ve bağlantısı Allah'tan başka hiç bir kimse tarafından bilinemez. (Kurtubi)

Ruh, yüce, nurani ve hayat sahibi bir varlıktır. Ancak, duyu organlarıyla hissedilebilecek cisimler gibi değildir. Bir anlamda, suyun gül içinde dolaşması gibidir. Bedende dolaştığı müddetçe ona bağlı olarak tüm organlara hayat verir. (Alusi ve Ibn Kayyım el-Cezviyye)

Allah Teala, kıyamet gününe kadar Adem (a.s.) dan olacaklarının tamamını huzurunda toplamış, önce onları ruh haline getirmiş, sonra onlara şekil vermiş ve de onları kendi nefisleri üzerine şahit tutarak "Ben sizin Rabbiniz değilmiyim?" diye sormuştu. (Ibni Kesir, Hadislerle Kur'an-ı Kerim Tefsiri)

Ruh, anlayan, idrak eden ve kelama muhatap olup cevap verebilen kişilik kazanmış yapıdadır.

İlim erbabı, ruhların bedenlerden önce olduğu ve Allah'ın onları konuşturup şahit kıldığı hususunda ittifak etmişlerdir. (Ebu Hureyre r.a.)

Ölüm meleği tarafından ruh kabzolunur, bedendenden geri alınır, kıyamet gününe kadar geçici olarak kalacağı alemde "Berzah Alemi" alıkonulur. Dünya ile ahiret arasında bir geçiş olan Berzah Alami'nin mahiyetini ancak Allah Teala bilmektedir. Ancak, Berzah Aleminde ceza veya mükafat ruhlar üzerinde etkili olur. Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur. (Tirmizi)

Ruhlar beka (süreklilik) için yaratılmışlardır. Ölen, insanın cesedidir. Ruh, bedenden ayrıldıktan sonra, kıyamet günüde tekrar bedenine dönünceye kadar, Allah'ın nimet ve azabına muhatap olacaktır.

Ruhun, bedene girmeden önce belirli bir şekle sahip olup omadığı ve durumu hakkında insanoğlunun hiç bir bilgisi yoktur.

Ruh, bedenle birlikte gelişir, olgunlaşır ve kişilik kazanır. Zaman bedeni yıpratır, fakat ruh zamanın yıpratıcılığından etkilenmez. Kişinin iyi işleri, ibadetleri ruhu güzelleştirir, kuvvetlendirir ve olgunlaştırır. Kötü ameller ise aksi tesir yapar.

Ruh insan şeklindedir. (Ibn Kayyim, Kitabu'r-Ruh)

İyi amelle beslenmiş ruh, dünyadaki şeklinden daha mükemmel, daha parlak dah nurlu olmakta, ibadeti vücuduna ruh olarak yansımaktadır.

Ruhlar bedenlerden daha net birbirinden ayrılırlar.

Bedenlerin birbirine benzemesi, ruhların birbirine benzemesinden daha fazladır. Yüce ruhlar, melekler bir beden içinde bulunmadan birbirinden ayırtedildiğine, cinler de yine birbirinden farklı olduğuna göre; bir beden içinde gelişen insan ruhlarıda elbette birbirinden farklıdır ve ayırtedici özelliklerini korurlar. (Ibn Kayyım el-Cezviyye)

Ruh, kabirde cesede girecektir. Yalnız bu bedene hayat verme şeklinde değildir. Kabirde ruhun cesetle irtibatı, uykuda bedenle irtibatı gibidir. (El-Cevahir fi Tefsiril kuran)

HADİS-İ ŞERİFLERDE RUH...
*Ruhlar toplu cemaatlerdir. Onlardan birbiriyle tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılır. (Buhari)

*Şüphesiz sizden birinizin teşekkülatı annesinin karnında kırk günde toplanır. Sonra orada o kadar bir müddetde pıhtı olur. Sonra o kadar müddetde orada bir parça et haline gelir.

*Sonra, Allak ona bir melek gönderir. Meleke, "Amelini, ecelini, rızkını, şaki veya said olacağını yazması şeklinde dört kelime emrolunur. Sonra da ona ruh üflenir... (Buhari)

*Allah Teala, Adem'i yarattığında sırtını sıvazlamış ve kıyamet gününe kadar Allah Teala'nın onun onun zürriyetinden yaratacağı her insan onun sırtından düşmüştür.(Ibni Kesir, a.g.e.)

*Ölenin gözü, alınan ruhunun ardından bakakalır. Melek kabzolunan ruhun elinden tutar, bu sırada yeryüzünde benzeri görülmemiş bir koku meydana gelir.

*Müminin ruhu çıktığı vakit, onu iki melek karşılar, yukarıya çıkarırlar. Sema ehli, "Güzel bir ruh yer tarafından geldi. Allah sana ve yaşattığın cesede salat eylesin" derler. Peşinden onu Rabbine götürürler.

*Gerçekten ölü kabrine konulduğu vakit, kendisini getirenlerin oradan ayrılırken ayakkabılarının seslerini pekala işitir. (Muslim)

*Ruh hakkında ayet ve hadisler dışında ileri sürülen bütün görüşler kabule ve redde açıktır. Çünkü mutlak bilgi anlamında bir bağlayıcılıkları yoktur.

"Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir."(Isra Suresi 85) ayetindeki ruhtan, insanı canlı kılan ruhun kastedilmediğini ve dolayısıyla, insanın ruhu hakkında alimlerin konuşmalarının caiz olduğunu ileri sürenlerin, ruh hakkında ortaya koymuş oldukları görüşler, hiçbir zaman ruhun mahiyetinin gerçekliği hakkında ne tatmin edici olmuştur ve ne de aklın ve hayalin ürünü olmaktan ileri gitmişlerdir.
Çünkü bilgi verilmeyen konu, tammıyla gayb alemiyle ilgilidir ve gayba dair bilgileri de Allah'tan başka kimsenin bilmesi söz konusu değildir.

Ruh çağırma ruhun varlığını kabul eden faskat hakkında sapık ve gerçek dışı bir anlayışa sahip olan kimseler, ölmüş insanların ruhlarıyla irtibat kurulabileceğini ve böylece, gayb aleminden bilgi alınabileceğini ileri sürmüşlerdir.
Bu kimseler düzenlemiş oldukları ruh çağırma seanslarıyla insanları kandırmakta ve onların cehaletlerinden istifade ederek menfaat elde etmektedirler.
Ruh, Allah Teala'nın emrinde ve denetiminde olan bir varlıktır.
Onun insanlar tarafından çağrılıp bazı istekler yerine getirmesinin mümkün olduğuna inanmanın hiç bir dayanağı yoktur.

"RUH" İLE İLGİLİ KURAN AYETLERİ...(Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla)
"Ona bir biçim verdiğimde ve ona ruhumdan üfürdüğümde hemen ona secde ederek (yere) kapanın." (HİCR SURESİ / 29)

Kullarından dilediklerine, melekleri emrinden olan ruh ile indirir: Benden başka ilah yoktur, şu halde benden korkup-sakının, diye uyarın." (NAHL SURESİ / 2)

Sana ruh'tan sorarlar; de ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir, size ilimden yalnızca az bir şey verilmiştir." (İSRA SURESİ / 85)

Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz? (SECDE SURESİ / 9)

"Onu bir biçime sokup, ona ruhumdan üflediğim zaman siz onun için hemen secdeye kapanın." (SAD SURESİ / 72)

İmran'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı. (TAHRİM SURESİ / 12 )

"RUH" ÜZERİNE SÖYLENMİŞ DERLEME GÜZEL SÖZLER...

*Ruh, dal budak salmış bir ağaç gibi göz önünde bulunan hakikatlerde değil, en derin ve en gizli yerdedir. Ruh, insanın tohumudur. Bir tohumda ; gövdesi, dalları, yaprakları ve meyvesiyle bütün bir ağaç gizlidir.
Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur...(Necip Fazıl Kısakürek)

*Ruh arayanda, hiç ruh yoktur...(Friedrich Nietzsche)

*Ruh aynasında iyiliklerin yanında, kötülüklerde sıra sıradır...(Aldoux Huxley)

*Ruh başıboş kalınca, türlü hayaller kuruyor...(Lucianus)

*Ruh hastası olmak kolay iş değildir. İnsanın önce ruh sahibi olması gerekir...(Nelson)

*Ruh huzuru ve insanın kendi halinden memnun olması, muhteşem bir duygu. Bu mücevher, değerli olduğu ölçüde kolay kırılır da, olmasa keşke...(Van Goethe)

*Ruh ihtiyar doğar fakat gençleşir; hayatın da komedisi bu. Vücut da genç doğar gitgide ihtiyarlar. Bu da hayatın trajedisi…(Oscar Wilde)

*Ruh ile beden, kendi arasında mutabık olmayınca; yol, yoldaş ve han aramanın faydası kime?...(R. Eşref Ünaydın)

*Ruh, akılda ve gerçekte hayata kavuşur. Tutkuda ve yanlışta varlık anlamını yitirir...(Epiktetos)

*Ruh, düşüncedir...(M. Rasim Mutlu)

*Ruh, maddenin yüksek bir ürününden başka bir şey değildir...(F. Engels)

*Ruha muhalefet delilik, akla muhalefet gerilik, nefse muhalefet ise veliliktir...(Ahmet İhsan Genç)

*Ruhları ışıktan hoşlanmayanların gözleri, karanlıkta da kamaşır...(Cemil S. Ongun)

*Ruhların alçalması, bedenin yüzündendir. Bedenlerin yücelmesi, ruhlardandır...(Mevlâna)

*Ruhların gerçek uyumu halinde insanlar, birbirlerine durmadan yaklaşırlar, görü nürde birbirlerinden uzaklaşsalar bile...(Goethe)

*Ruhların yerleştiği beden yapısının niteliği, pek önemlidir. Çünkü birçok beden özellikleri vardır ki ruhu keskinleştirir; birçokları da vardır ki köreltir...(Cicero)

*Ruhsuz bakana, görünmez sonsuz...(Ali Suad)

*Ruhtan yoksun güzellik, öküzün boynundaki boncuğa benzer...(Latin Atasözü)

*Ruhu herhangi bir biçimde karartan ne varsa, günahtır...(André Gide)

*Ruhu lekeleyen daima vücuttur...(Victor Hugo)

*Ruhu öldürmek, cismi öldürmekten daha büyük bir cinayettir...(Gerhart Hauptmann)

*Ruhumun derinlerinde bazen neşeli, bazen de üzüntülü şarkılar duyarım. İşte beni
hayata bağlayan bu şarkılardır...(Bergson)

*Ruhumun güçlenmesini sağlayan, çektiğim acılardır... (Descartes)

*Ruhumuzda açılan yaralar, kapanmaz...(Ali Suad)

*Ruhun büyüklüğü büyük yerlerde değil, gösterişsiz yerlerde çıkar ortaya...(Montaigne)

*Ruhun büyüklüğü enginliğiyle değil, inançlardaki kesinlik ve gerçeklikle ölçülür...(Epiktetos)

*Ruhun da, vücut gibi ihtiyaçları vardır...(Jean Jacques Rousseau)

*Ruhun derdi içinde ve kaçamaz kendi kendisinden...(Horatius)

*Ruhun güzelliği bedenin güzelliği kadar kolaylıkla görülmez...(Aristoteles)

*Ruhun ilacı kitaptır...(Japon Atasözü)

*Ruhun iyiliklerini aramak kutsal iyilikleri aramaktır; bedenin iyilikleriyle yetinmek insanî iyiliklerle yetinmektir...(Demokritos)

*Ruhun yüksekliği; ne zeka, ne zafer, ne de aşk ile ölçülemez. O ancak, iyilikle mukayese edilebilir...(La Cordaire)

*Ruhunda istiklâl olmayan, hür değildir...(H. Ziya Ülken)

*Ruhunda kölelik olan, taht'ta çıksa da yine köledir...(Vauvanarques)

*Ruhunu geniş tutmasını erken öğrenebilmiş kişi, sonra dünyayı içine sığdıra bilir...(Stefan Zweig)

*Ruhunu iyice araştır, derinde zengin hazineler vardır. Fakat bu hazineleri, egzersizlerle daima canlı tutmak gerekir...(M. Aurelius)

*Ruhunu kaybeden, dünyayı kazansa ne çıkar...(Victor Hugo)

*Ruhunun ışığı sönmüş, dizinin dermanı kesilmiş insanların bir gaye için çalışarak iyileştirildiğini gördüm. Çalışmak bize cesaret verir. Çalışmak kendimize olan güvenimizi sağlar...(Dr. R. Cabot)

*Ruhunuzu, yüreğinizi alabildiğine doldurun...(Van Goethe)

*Mutlu olmak istiyorsak, hayatın cisimde değil, ruhta olduğuna inamalıyız...(Tolstoy)


*Bizi şartlardan çok, ruh yapımız mutlu kılar....(Voltaire)

*Ruhu öldürmek, cismi öldürmekten daha büyük bir cinayettir....(Gerhart Hauptmann)

*İnsan ruha bakmalı, güzel bir vücutta güzel bir ruh olmazsa neye yarar...(Euripidies)
*Gören, duyan yalnız ruhtur, geri kalan herşey sessiz ve sağırdır...(Epicharm)

*Ruhun da vücut gibi ihtiyaçları vardır...(Rousseau)

*Basit bir ruh mutluluklarla övünür, felaketlerle de yere serilir...(Epicure)

Eğer söylenecek sözünüz varsa ekleyin..
Eğer söylenecek sözünüz yoksa sözleri okuyun..
Okumaya da zamanım yok diyorsanız..
O zaman PAYLAŞ ın birileri mutlaka okur...H.C

http://halukcangokce.com
Kişisel siteme ulaşmak için, yukarıdaki e-mail adresini kullanın ..

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org