Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ali Sabancı Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

ALİ'NİN DEFTERİ
06.04.2012
Okunma Sayısı : 5170
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

ALİ'NİN DEFTERİ
Ali Sabancı

.
.

Infomag gergisinde yayınlanan söyleşimi sizlerle paylaşıyorum.
.
.

ALİ'NİN DEFTERİ
ALİ SABANCI

Petrol fiyatları 120 doları geçti. Giderleriniz içinde de yakıt çok önemli bir yer tutuyor. Fiyatların  yüksek  seyretmesi  sizin gibi 'low-cost' havayolu  şirketini nasıl etkiliyor?


AS:Hava yolu taşımacılığında en büyük  giderlerden birisi uçak  yakıtı. Son bir yılda petroldeki  fiyat artışı yüzde 31,8 civarında gerçekleşti.

Örneğin, Pegasus'ta yakıt maliyetinin (amortisman dahil) toplam operasyonel  maliyet  içindeki payı 2011'de yüzde 60 olarak  gerçekleşti.

Yakıt,  fiyat pazarlığı yapabileceğiniz bir meta değil. Soyadınız Sabancı olsun  ya da olmasın  kimse indirim  yapmıyor yakıtta. Filonuzun büyüklüğü de fiyatı  değiştirmiyor. Bir de kurlardaki artış  nedeniyle TL de devalüe oldu.

Petrol fiyatlarıyla ilgili  beklentileriniz ne?

AS: Bizim için önemli  olan  istikrar. Yükselip aynı seviyede kalırsa, sorun değil. Önümüzü  görebiliriz. Fakat sürekli yükselirse ya da aşırı  dalgalanma olursa problem.

Petrol fiyatlarında 100 Doların  altını görme ihtimalimiz kısa vadede zayıf. 100-125 Dolar arasında gidip  gelecek  şekilde dalgalı bir seyir bekliyoruz.

Petrol fiyatlarındaki artışın  sizin gibi 'low-cost' havayolu  şirketlerinin  varlığını tehdit ettiğini  düşünüyor musunuz?

AS: Neden etsin ? Bu durum sadece bizi değil tüm havayolu  şirketlerini  hatta ulaşım  yapan  tüm  şirketleri etkiliyor. Biz de kendi avantajlarımızı kullanıyoruz.

Bu engelleri aşmak için  siz neler yapıyorsunuz?

AS:Buna karşı  yapılacak en  basit ama en tehlikeli  yol bilet fiyatlarını artırmak. Fiyat yükseldikçe talep azalıyor.

Çünkü bizim  gibi havayolu  şirketlerine iki yerden  talep geliyor. Alışık olduğu  hava yolunu tercih ederken  aynı kalitede daha ucuz seyahat  edebileceğini  gördüğü için tercih ediyor.

Bir de tren ve otobüs gibi farklı  ulaşım  araçlarını tercih ederken  uygun fiyatlarla bilet bulduğu için uçakla gitmeyi  seçen kişiler bize yöneliyor. Fiyatı artırırsan  bu insanları  kaçırırsın.

Kur baskısı ve petrol  fiyatlarındaki  yükselişi göz önüne alırsak  2012'de bilet  fiyatlarında artış beklemeli miyiz?

AS:Yakıt bu seviyede gitmeye devam ederse yükselmesi gerek.
Siz fiyat artışı planlıyor musunuz?

AS:Pegasus'un fiyat politikası  doluluk oranlarına göre değişiyor. Ortalama fiyatlarımız yükselir ama  düşük fiyattan  bilet satışlarımız devam eder. Çünkü doluluk oranlarımız  yüzde 80 civarında seyrediyor.

Boş koltuklar kampanya düzenlemek için bir silah. Ayrıca çeşitli  sigorta mekanizmalarımız var. Birinci  sigortamız, operasyonel verimlilik. Burada öndeyiz, çünkü çalışanlar karın  yüzde 10'una ortak. İkinci sigortamız ise bilet dışı gelirler.

Bilet dışında gelirleriniz ne boyutta?

AS: Bilet dışı gelirlerimiz çok yüksek. 2011'de 60 milyon Euro  ciro yaptık bilet dışı gelirlerden . 2012 hedefimiz ise 87 milyon Euro.

 Ali Sabancı

Peki operasyonel verimlilik?

AS:Operasyonel  verimlilik açısından rakibimizden neredeyse üçte bir daha iyi  durumdayız. Yani birim  maliyetleri THY üçe getiriyorsa biz ikiye getiriyoruz. Zaten bir tane rakibimiz var. Tüm maliyet artışına rağmen geçen yıla göre karlılığımız yüzde 22 arttı. Bu performans ancak verimlilik  artışı ile mümkün  olabiliyor elbette. Biz maliyetlerimizi kontrol altında tutmak için ciddi çaba sarf ediyoruz.

Her şeyin  paraya dönüştürülmesi kimi yolcularını sinir ediyor. Buna ne diyorsunuz?


AS:Y
ılda 11,3 milyon yolcu bizimle seyahat ediyor. Pazar  yüzde 15 büyürken , biz yüzde 41 büyüdük. Su bile parayla satılıyor uçakta diyebilirsiniz.

Peki, nasıl oluyor bu?

Çünkü misafirlerin  gerçekten  ne istediğini  çok iyi biliyoruz. Yoksa pazarın  2,5 katı  hızla nasıl büyüyebilirim? Mutsuz olanlar yok mudur? Vardır.

Bu da olacak zaten. Ekşisözlük'teki  adam da yazacak, başkası da. Bir adam  temmuz ayında bir Cuma günü karar veriyor. 'bu  hafta sonu  Bodrum'a gideyim en iyisi' diyor.

O gün alacağı  biletin fiyatıyla dört ay öncesinden  alacağı  biletin fiyatı  aynı değil. İsyan ediyor sonra. 'Ben  bir sürü para ödedim. Başka bir arkadaşım aynı bilete 49  lira ödemiş'diyor. Ama o arkadaşın  o bileti  aylar önce almış.

Misafirlerimizin çok büyük  bir kısmı  da teşekkür ediyor. Çünkü biz uçakla seyahat etmeyi  lüks olmaktan  çıkardık. Bizim reklam  kampanyasında vaat edip de yapmadığımız bir şey  var mı? Biz vaat  ettiklerimizden  sorumluyuz. Misafirler de o vaatleri  satın alıyor zaten.


Bazı rakipleriniz reklamlarında yemek  ve suyu  parayla satmanıza yönelik  göndermede bulunuyor. Ne düşünüyorsunuz bu reklamlar için?


AS: Teşekkür etmek lazım. Reklam  yaparken başka birini referans alıyorsan,  kamuoyunun  bildiği  birini  alırsın. Kullandığı  referansı  insanlar biliyor diye kullanıyor.

Araştırma sonuçlarında da Pegasus'un  bilinirliği ön planda. O reklamda diyor ki, 'sıcak sandviç istiyorum'. Yani  bizi referans gösteriyor.

Biz vaatlerimizi aşmıyoruz. Bunlar çok oluyor. Türk kültüründe bu var. Türk kültüründe 'bravo, eline sağlık' diyen az.

Geçtiğimiz kış başka bir havayolu  iç hatlara başladı: Sky Hava Yolları. Şirketin  sahibi televizyonda şirketi anlatıyor.

Orada soruyorlar, Sabiha Gökçen'de uçacaksınız, iç hatlarda rekabet yoğun.

Pegasus var diyor. THY var…. Bu beyefendi diyor ki, "Ali Bey, saygı duyduğumuz bir aileden geliyor. Ama onun  yaptığı  iş modeliyle bizimki bambaşka.  Biz yolcularımıza saygı duyacağız."

Ona bunu  sormuyorlar ki. Sonra şirketin  reklamları  çıkıyor. Avrupa'da ödül almış diye. Ödüle ekstra para öder misiniz uçak bileti  alırken?

Bu bir meta. Ondan sonra adam işi bırakıyor. Bu iş; operasyonel  verimlilik işi, haddini bilme işi.

Sektörde kar marjları  çok düşük. Buna karşın  yatırım  yapılması  gereken  seviye çok yüksek. Kurlara ek olarak  petrol  fiyatlarında birkaç  dolarlık  artış bile şirketler için milyonlarca dolarlık  ek maliyet demek. Fiyatlarda artış olmazsa şirketler kendilerini nasıl çevirecek?


AS:Kar marjları çok düşük, doğru. Biz, 2011'de 600 milyon  Euro cirodan  yaklaşık  18 milyon  Euro kar elde ettik. Ama bu rakamlara sadece 75 milyon  TL sermaye ile ulaştık. Burada iki nüans var. Birincisi  finansman  imkanları .

Bizim  aldığımız uçakların  tanesi  ortalama 90 milyon Dolar . 10 tane sipariş verseniz 900 milyon Dolar eder. Fakat finans piyasaları  yeni uçakların  finansmanında çok daha bonkör… Sipariş ettiğimiz uçağın sadece yüzde 15'ini özseryamizle ödüyoruz. Geri kalanını 12 yıl vadeli alıyoruz. Kredi fiyatlarını  bilseniz.

Neden kredi almıyorsun diye adamı dövecekler nerdeyse. Bunun için ayakları  yere basan bir hava yolu şirketi olmanız gerekiyor. İkinci unsurda uçak fiyatları…

Gerçek fiyat ile etiket fiyatı arasında  fark var. '3,2 milyar  Dolara 40 uçak  siparişi verdik  diye açıklama yaparken  etiket  fiyatını söylüyoruz.  Ya da bir başka havayolu  şirketi '12 milyar Dolara 100 tane uçak aldık' diye  açıklama yaparken  aslında etiket fiyatını söylüyor.

Yine milyar dolarlar seviyesinde uçak siparişi veriyorsunuz ama  etiket fiyatları  üzerinden  çok ciddi  indirimler yapılıyor.

Bahsettiğimiz indirimler de yüzde 10 ya da 20'ler değil,  çok daha fazla. Gerçek  fiyatları  ise kimse söyleyemez çünkü sipariş verdiğiniz firmalarla gizlilik  sözleşmeleri imzalıyorsunuz.



Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Uzun vadede ikili bir yapı bekliyor musunuz?


AS:Şu an iç hatlarda, Türk Hava Yolları ve Pegasus'un  toplam pazar payı yüzde 69. Sun Expres de eklenince o da yüzde 5-6 olsa yüzde 75 ediyor.

Bence beş sene sonra daha az sayıda çok büyük oyuncular olacak.

Bu aynı  zamanda ölçek işi. Artık düzenlemeler de bunun büyük  ölçekli işletmeler tarafından yapılacağını  gösteriyor. Avrupa'da da bu böyle.

Sektörde haksız rekabet olduğundan şikayetçisiniz… Size göre haksız rekabet  hangi alanlarda yaşıyor?


AS: Biz Pegasus olarak rekabeti seven ve daima teşvik eden bir şirketiz. Rekabetin  olmadığı  yerde gelişme ve iyileşmenin  olmayacağı açık.

Türkiye'de, 2003 yılında Ulaştırma Bakanlığımız  tarafından başlatılan  libarelleşme politikaları  sayesinde Türkiye'de uçakla seyahat bir lüks olmaktan çıktı ve iç hatlarda seyahat  5 milyondan  25  milyona yükseldi. Bu durum,  yurtiçi uçuşların  rekabete açılması  sayesinde  gerçekleşti.

Maalesef yurtdışı, yurtiçi ile hala yanı noktada değil. Yurtdışına yapılacak uçuşlar, ülkeler arasında yapılan Hava Ulaştırma Anlaşmaları  ile düzenleniyor.

Bu anlaşmalar ile uçuş yapılacak nokta, uçuş sıklığı, kapasitesi, hatta kaç hava yolunun  uçuş yapabileceği imza altına alınıyor. Avrupa dışında diğer bölgeler, Ortadoğu , Kafkaslar, Rusya, Türkiye Cumhuriyetler ile olan hava ulaştırma anlaşmaları  maalesef kısıtlayıcı  hükümler içeriyor. Biz bu konuda Türk Sivil Havacılığına tüm desteği vererek bu anlaşmaların  bir an önce liberal anlaşmalar haline getirilmesini istiyoruz.

Rekabet Kurulu, yaptığı  soruşturma sonucunda THY'ye herhangi  bir ceza vermedi ancak sektörde sağlıklı bir rekabet  ortamının  tesisi için slot tahsisleri , uluslararası  ikili havacılık  anlaşmaları gibi hususlarda hem ilgili  şirketlere ki burada en önemli pay  sahibi THY hem de kamuya gerekli  bildirimi  yapacağını  duyurdu. 

Dolayısıyla sonuç bu haliyle de sektörde rekabete aykırı  bir duruşun sürdürülebilir olmadığını  gösteriyor.

Yurtiçinde rekabet  nispeten tamam ama yurtdışında sıkıntı var gibi bir sonuç  çıkıyor bu  söylediklerinizden.


AS: Şimdi şöyle bir durum var: Hava yolu sektörü  stratejik  bir sektör olarak  değerlendirildiği  için yurtdışı  uçuşları  planlanırken ülkeler arası  anlaşmalar yapılmış  ve yapılmaya devam ediyor.

Türkiye de son birkaç  yıldır artırdı bu tür anlaşmaları.  Ülkeler arasında yapılırken  o zamanki  ülkelerde havayolları kamuymuş.  Bu ikili  ulaştırma anlaşmaları  yapılırken kimse Pegasus gelsin de uçsun diye beklememiş. Pegasus 2005'in  Kasım ayında başladı  tarifeli  iç hatlarda uçmaya.

Dış  hatlara uçmaya başlamak isteyince neyle karşılaştı? Bir ülkeyi örnek  olarak alalım. Hadi  Azerbaycan  olsun örneğimiz.

Bir tarafta Türk Hava Yolları  var, karşıda Azerbaycan Hava Yolları var.  Biz Pegasus olarak  diyoruz ki  Azerbaycan'a uçmak  istiyoruz.

Ne yapabiliyoruz?

Gidip  o anlaşmayı  revize etmemiz gerekiyor. O anlaşmayı revize etmeye kalktığınızda ise iki şeyle karşılaşıyorsun.

O anlaşmayı  revize edebilmek  için  karşı tarafın da 'peki'  demesi lazım. Anlaşmayı  revize etmekten kastım şu:

Tek havayolu buradan  tek havayolu oradan  yerine çok  havayolu buradan  çok havayolu oradan  olsuna çevirmek istiyoruz.

Öbür taraf kararını kendi  havayolunun gücüne göre veriyor. Eğer yeterince güçlü değilse sizi kısıtlamaya çalışıyor.



Havayollarının daha güçsüz olduğu ülkeler mi bunlar?


AS: Aynen. Yaşadığım  bir örneği anlatayım. İki  ülke arasında anlaşma sağlandı, biz de Ürdün'e gittik. "Bak ben Türkiye'den  izin aldım. Bana şu saatler arasında izin ver" diye karşı  tarafın sivil  havacılığından  izin alıyorsun.

Adam  dedi ki "Olmaz!" "Niye olmaz?" dedi ki , "ben  bu izni daha önce sizin gibi yabancı bir 'low-cost" şirketine verdim.

Bütün karımı aldı götürdü." İyi güzel de yolcunun  suçu ne? Bizim istediğimiz, yurtdışı uçuşlarda sivil havacılığın önünü  açacak  çok  daha fazla liberal anlaşma yapılması.

Özellikle hangi ülkelerde zorlanıyorsunuz?


AS:Ortadoğu'da havacılık az gelişmiş olduğu  için, orada rekabet  olmadığı için zorlanıyoruz. Türkiye Cumhuriyetlerde zorlanıyoruz.

Rusya yavaş yavaş açılıyor ki  Rusya ile Türkiye arasındaki  havacılık aslında altın  yumurtlayan  bir tavuk. Şu anda orayla burası  arasında havacılık  yapılmıyor dahi.

İç piyasa nasıl liberalleştiyse dış piyasa da öyle liberalleşsin  istiyorsunuz.


AS:Aynen öyle.  Ama bu konu  sadece sivil  havacılıkla ilgili değil. Dışişlerini de ilgilendiriyor. İki ülke arasındaki siyasi ilişkileri de ilgilendiriyor.

Ankara'yı  eleştirmek kolay. İstanbul,  Ankara'yı, bürokrasiyi eleştirir: 'Şunu yetersiz yapıyorsunuz çünkü tek amacın  Türk Hava Yolları'nı korumak ' demek  kolaya kaçmak olur.  Halbuki  adamın elini  kolunu bağlayan başka şeyler var.

Eskiden kalma bazı alışkanlıkların etkisiyle hareket  edebiliyorlar ama Ankara'daki  sivil havacılığa da haksızlık etmemek lazım.

Peki, aşılabileceğine inanıyor musunuz bu sorunların?


AS:Aşılıyor, aşılacak. Bu sorunların  aşılmasının  insanların ve ekonominin  yararına olduğunun herkes farkında .

Dünyada gelişmekte olan ülkeler dahil  havacılık  sektörünün  büyüme oranı  yüzde 6. Türkiye'de ise iç ve dış  hatta her yıl yüzde 10'un biraz altında büyüme öngörüyoruz. 2025'e kadar ise sektörün yüzde 50 büyüyeceğine inanıyoruz.

Dünyada da trend böyle. Uçak siparişlerinin sayısındaki  artışa baktığınız zaman bunu  daha net  görüyorsunuz. Bu nedenle sektör liberalleşmek  zorunda. Önemli olan bunun ne kadar çabuk olacağı…

Birkaç yıldır dış hatlarda da güçlü hedefler koydunuz . 2011 yılı  değerlendirmesi  ve 2012 hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?


AS: Altı yılda misafir sayımız altı kat arttı. 2010'da 8.6 milyon  misafirimizi diledikleri  noktaya uçururken, 2011'de yüzde 31 artışla 11,3 milyon yolcu taşıdık. 2006-2011 yılları arasında yurt içinde seyahat  eden misafir trafiğimiz yıllık yüzde 41, yurtdışı misafir trafiğimiz de yıllık yüzde 26 oranında artarak büyümesini  sürdürdü. 2011 yılına göre yüzde 3 artarak  yüzde 23'e ulaşırken , aynı  dönemde dış hatlardaki pazar payımız yüzde 1 artarak, yüzde 8 oldu. Şu an iç hatlarda yüzde 23 Pazar payı ile net ikinci konumda bulunuyoruz. 2012 yılında 13,6  milyon  misafir taşımayı hedefliyoruz.

2012 yılında yeni uçak  siparişleriniz olacak mı? Toplam kaç uçak teslim  alacaksınız?


AS: 2007'de verdiğimiz 3,2 milyar dolarlık  40 yeni  nesil Boeing 737-800 siparişi ile Türk özel havacılık sektörünün en büyük çaplı yatırımına imza attık.

Bugün itibarıyla bu  siparişin  28 adedini teslim aldık.

Bu sene içinde 6 tane yeni  nesil Boeing 737-800 teslim alacağız. Şubat 2012 itibariyle filomuzda bulunan  42 uçaktan  Boeing 737-800'lerin  yaş ortalaması 2,58.

Şu anda Türkiye'de  tarifeli havayolları arasında en yeni filo bizimki.

Halen  2016-2024 yılı arası uçak alımları için görüşmelerimizi sürdürüyoruz.

2012'de yeni destinasyonlar söz konusu olacak mı? Özellikle hangi destinasyonları mercek altına aldınız?


AS:2011'de Avrupa, Rusya, Ortadoğu  ve Balkanlar'da toplam 23 ülkede 50 noktaya tarifeli seferler düzenledik. 2012'de de büyümeye devam edeceğiz. 2012 Şubat ayında yeni uçuş noktamız  olan Kazakistan-Almatı seferlerimiz başladı. 51'inci noktamız olan Şanlıurfa uçuşlarının biletlerini   satışa açtık, 2 Nisan'da uçuşlara başlayacağız.

Yurtdışında ise yaz döneminde Tel Aviv uçuşlarımız başlayacak.

Ayrıca Mart sonu itibariyle Londra ve Paris'e her gün gerçekleşen uçuşlarımız günde iki sefere çıkıyor.

Küresel kriz pek çok havayolu şirketinin iflas bayrağı  çekmesine neden oldu. Mali yapısı güçlü  şirketler içinse uygun  fırsatlar sundu. Sizin de yurtiçi ve dışında çeşitli  girişimleriniz olduğunu  duyuyoruz.


AS: Bizim  son beş senede üç satın alma maceramız var. Bir tanesi  gerçekleşti. O da Air Berlin zaten. Biri de direkten döndü:

Onur Air. Şimdi iyi ki  Onur olmamış diyorum. Çünkü bize büyüyen pazarlar lazım. Bizim için Sabiha Gökçen büyüyen bir Pazar.

Orada hala bizim  gibi senede yüzde 42 büyüyen hava yolu şirketlerine yer var.

Atatürk Havalimanı'nda ise yok. Onur'u almış olsaydık rötarlar artardı, networkümüzü büyütemezdik.

Sabiha Gökçen'de de rekabet  var ama en azından serbest ticaret yapma imkanı var.

Onur  Air ile neden  anlaşamadınız?


AS: O zaman Onur Air'a 150 milyon dolar teklif etmiş ve anlaşmıştık.

Son anda 10  milyon dolar daha istediler. "Niye?" dedim. Dediler ki: "150 milyon dolar verdin.

Bir 10 milyon  daha verirsin." Teşekkür ettik, çıktık.

Bu gün bakınca 'Allah bizi korumuş' diyorum. 150 milyon doları oraya vereceğimize öz kaynağımızı  kullanarak uçak siparişine yoğunlaştık. 

Şimdi onlar  nerede, biz neredeyiz ortada.

Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu 'daki  havalimanlarına tarifeli uçuş başlatmak için çalışmalarımızı sürdürüyorsunuz. Air Berlin'dekine benzer bir ortaklığa gitmeyi planlıyor musunuz?


AS: Bundan 2-2.5 sene evvel Kırgızistan'da bir havayolu işine girdik. Şirketimiz vardı ama izin alamadık. O zaman işler çok masa altı işliyordu Kırgızistan'da. Şimdilik cumhurbaşkanı iyi… Şirket hala orada duruyor. Ama uçak yada pilot yok.

Şimdi 2.5 sene evvel  beceremediğimiz havayolunu  tekrar canlandırmaya çalışıyoruz. Pegasus orada operatör olarak olacak.

Yani hem hissedar olacak  hem de operasyonu  yapacak. Oradaki mesele, Bişkek ile İstanbul arasında uçmak değil sadece.

Oradaki  heyecan, Dubai-Bişkek, Bişkek-Rusya uçmak. Çünkü orada yağmur yağdığı zaman  tarifenin  yarısı iptal oluyor. Makineler çok eski çünkü orada. Kırgızistan'da nüfus küçük…

Sadece 5.5 milyon insan yaşıyor ama İsviçre'de nüfus küçük  olmasına rağmen İsviçre bir aktarma merkezi olarak kullanılıyor.

Yani şimdi  diyeceksin ki "Ali, Bişkek'ten Dubai'ye kim gider? Ya da bir baktın mı, kaç kişi gitmiş Dubai'den  Bişkek'e" diye.

Bugünkü rakama bakmayacaksın. Çünkü bugünkü rakamın üçte birine uçabileceksin. Diyebilirsin ki 'bu iş fiyata bu kadar hassas mı?" Evet, insanlar fiyat ucuz diye uçuyor.

Peki, potansiyel pazarlar  neresi olacak?


AS: Dubai, Moskova, Seul, Almatı ve Urumçi. Sadece bu bölgede değil Ortadoğu'da da olacağız. Bizim en büyük avantajımız, İstanbul. "Şimdi Ali'cim, kim Ürdün'e uçar kardeşim?" diyebilirler.

Yanlış soru. "Kim  İstanbul'a uçar?" Doğru soru bu. Cevap veriyorum: Bir sürü insan İstanbul'a uçar.

2012 yılı içinde seferler başlar mı?


AS:
2012'de başlayabilir ama önce Kırgızistan'da uçuş hakkını almamız gerekiyor. Aldıktan iki ay sonra da uçuşlara başlarız zaten. Çünkü başka havayolu şirketi yok.

2011'de tam halka açılırken neden vazgeçtiniz?

AS:2011 yılında Türkiye ve dünya menkul kıymetler borsalarında yaşanan olumsuzluklar, ortamın  halka arz için uygunluğunu ortadan kaldırdı.

Bu nedenden dolayı halka arz kararımızı tekrar gözden geçirmek  üzere SPK ve İMKB'ye yaptığımız başvuruyu geri çektik.

Nedir uygun olmayan şartlar?


AS: Bir yandan  borsalar düştü, diğer taraftan halka açılma maliyetlerinde artış oldu. Maliyetler arttıysa, paraya çok acil  ihtiyacınız da yoksa bu ortamda halka açılmanın  bir anlamı yok dedik. Ama vazgeçmiş değiliz.

Ne zaman halka açılmayı planlıyorsunuz?


AS: Bir kere ağzım yandı. Bu nedenle 2012'de zor görünüyor. Ama yıl içindeki gelişmelere göre yılın son  çeyreği için küçük de olsa bir opsiyon koyalım.

Halka arzdan  elde edeceğiniz gelirle ne yapacaksınız?


AS: Şirketi büyütürken temettü  dağıtmak ilk hedefimiz olmayacak. Zaten bu kadar büyük yatırımlar yaparken  bu rasyonel de olmaz.

Bu nedenle yatırımcılar orta ve uzun vadeli bakmalı. Halka arzdan  elde edeceğimiz geliri yatırımlar yaparken  bu rasyonel de olmaz.

Bu nedenle yatırımcılar orta ve uzun vadeli bakmalı. Halka arzdan elde edeceğimiz geliri yatırımlar için kullanacağız. Filomuzu ve uçuş ağımızı genişleteceğiz.

Girişimci deyince akla gelen ilk isimlerdensiniz. Şu anda Esas Holding bünyesindeki  işleriniz dışında işleriniz var değil mi?


AS: Esas Holding'de yatırım kriterleri koyduk. O yatırım kriterleri dışındaki  işe bakamıyoruz. Yani 20 milyon Euro  sermayenin altında işlere bakamıyoruz. Ama Comnet döneminden üç ortağımın ikisiyle ben hala başka konularda ortağım.

Onlar dışında başka ortaklarım da var.

Çağrı merkezi işimiz var hep birlikte. Bu alandaki şirketimiz Callpex'te benim payım yüzde 20'nin biraz altında. Onun  dışında Türkiye'nin en büyük doküman arşivleme şirketinin ortağıyım.

Peki, ben çocuklarıma arşivleme şirketi mi devredeceğim?

Yok. Zamanı gelince Callpex'i de satıp çıkacağız. Bu dokuman işlerinden de.

Yarın bir gün Pegasus'u da satıp çıkarız. Biz Sabancı Holding'in aksine satmayız, ebediyen buradayız demiyoruz.

Biz değer yaratacağız, iz bırakacağız. Pegasus havacılık sektöründe bize iz bırakma izni verdi.

Uzun vadede Pegasus'u satmayı mı planlıyorsunuz.


AS: Mevzu değer yaratmak. Değeri nasıl yaratacağız? Halka arzla yapacağız bunu. Yani halka arzla parayı içeriye alacağız.

İlk adım halka arz. Hissenin tamamını satabilir ya da yüzde 3'ünün 4'ünün satabilir. Bugünlerde 2016 ile 2024 arasındaki uçak siparişini konuşuyorum.

Bunu  konuşan  birinin şirketi yarın satma arzusu olabilir mi?

Ama doğru zamanda doğru  fiyata satabilmek için 2016-2024 planını yapman lazım.



Değer yarattıktan sonra Pegasus'u bile satabilirim diyorsunuz yani…


AS:Neden olmasın?

28 şubat sürecine ilişkin  soruşturmalar açılıyor. Yazı dizileri, belgeseller yayınlanıyor. Bu sürece giderken Türkiye'yi sarsan  en önemli  olaylardan biri de merhum Özdemir Sabancı 'ya yönelik suikasttı. Haberi nasıl aldınız?


AS: 27 yaşındaydım. Yurtdışından İstanbul'a döneli çok olmamıştı. O zaman Beyoğlu Bahçekapı  şubesinde uzmandım.

Olayın  olduğu gün 1996 yılı 9 Ocak günü sabahı Özdemir amcam ile telefonla konuşmam gerekiyordu. Bugün gibi hatırlıyorum, üzerimde yeşil bir Ralf Lauren takım elbise vardı. Haber geldi.

Ne hissettiniz?


AS: Haberi duyduğumda donup kaldım, şok oldum… İlk şokta bir şey  hissedemedim, biliyor musun…

Buz gibiydi, her şey.

Hani, doktor nasırını  yakmak için likit buz kullanır ya. İçinden , "buzla nasıl yakar, yakabilir?" diye geçirirsin. Konumlandıramazsın.

Yakmak… ateş… buz… Soğuk… ama buzu koyduğu zaman  da yanıyor.

Fakat sen bu hissi yaşayacağını düşünmüyorsun. Sadece hazır değilsin. Bu hisse nasıl alışabilir ki? Sonra bir müddet çok önemli bir güvensizlik duygusu yaşadı, tüm aile…

Ama insanoğlunda, o güvensizlik hissi bir süre sonra nötrleşiyor ve hayat maalesef devam ediyor. Kimi 6 ay sonra normalleşiyor kimi de hiç normalleşemiyor.

Demir Sabancı ile ilk konuşmanızı hatırlıyor musunuz?


AS:Demir, suikast gerçekleştiğinde Los Angeles'taydı. CNN İnternational flaş haber geçmiş. Babasının rahmetli  olduğunu o zaman duymuş.

Hemen telefon açtım. Demir, birgünde 25 yaşından  35 yaşına gitti. Benim  hissettiklerim ne ki? Ateşin  düştüğü yer ailesi. Amcamın çocukları  Demir ve Serra ve Sevda yengemin  yuvasına düştü o ateş.

Olayın aydınlatıldığına inanıyor musunuz?


AS: İnanmıyorum. Wikileaks belgelerinden derlenen Sızıntı diye bir kitap yayımlandı. Onu okuyorum bu aralar. Kitabı okuduğun zaman olayları da hatırladığın için "demek bu adam bunu bu yüzden söylemiş, şu olay olduğu için" diyorsun.

Suikast ile ilgili detaylar o kitap da da var. Rahmetli amcama ilişkin yaşananların dışında Türkiye'de öyle garip , karmaşık şeyler olmuş ki.

Sabah işe geliyorsun,  akşam eve dönüyorsun. İyi bir şeyler yaptığını düşünüyorsun.

Halbuki senin etrafında seni de etkileyen öyle garip  şeyler oluyormuş ki farkında değilsin. Biraz etrafa bakmak gerek, zaman zaman da birilerinin bize anlatması…

"siyaset hayalim…"


AS:Siyaset  benim hayalim. Arkamda bir iz bırakmak istiyorum.

Bu dünyadan giderken 40 değil, 400 uçağın  olsa ne olur. birilerinin hayatını daha iyi yönde değiştirmek  istiyorum. Ama bu ille de politikada olacak diye bir şey yok. Bunu TOBB Girişimcilik  bünyesinde üniversite geze geze de yapıyorum.

Konuşmaya başladığımda gençler mutsuz, kafada gelecek var.

Dört gençten  biri üniversiteden  sonra muhtemelen işsiz kalacak. Konuşma bittiğinde daha umutlu ve mutlu olduklarını görüyorum. Yumurta atan yok mu? Var. Olsun da…

Teklif geldi mi? Gelse Ne dersiniz?
,

AS:Politikanın  idare etme tarafını yapabileceğimi düşünmüyorum. Ankara'yı bilmem, teklif de almadım, teklif gelse ne derim, bilmiyorum. Ama henüz 42 yaşındayım.

Futbolu seviyor musunuz, maçları  takip ediyor musunuz?


AS:İzliyorum ama maç izlemenin bir zevki kalmadı. İş öyle bir boyuta geldi ki Aziz Yıldırım 2,5 milyon  dolar bu çantaya sığar mı  diye savunma yapmak  durumunda bırakıldı.

Şike iddianamesi hakkında ne düşünüyorsunuz?


AS: İddianamede garip detaylar  var.

Dinlemelerde "Bilyoner'i  kapatın da maçı kutlayalım"diyor. Ama halbuki Bilyoner Levent'te bir otelin  eğlence mekanının ismi… o an Şamdan da diyebilirdi. Adam  partiye gidecek, okuyan  bahis sitesi diye anlıyor.

Şike olduğuna inanmıyorsunuz, yani!

AS: Bilemiyorum, bu insanların  yapacağına inanmıyorum. Bu kadar hırslı olduklarını sanmıyorum. Ama son üç yılda maç başı gol ortalamaları neydi?

Bu yıl ne? Bugüne dek Türkiye'de hiç şike olmadı mı?

Bilemiyorum, muhtemelen şimdi daha az gol  oluyordur.

Niye acaba? Şike faktörü ortadan kalktı diye mi? Bakmak gerek.

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'dan yönetime girmeniz için teklif geldi. Neden  kabul etmediniz?


AS:İlk kez teklif aldım, doğru. Yüz yüze de görüştük. Ama sonra anladım ki bana göre bir iş değil. Bunu da izah ettim kendisine.

Bir marka geliştirdiğimi söyledim. "Yönetici olma ama bir mevkiin olsun" dediler.

Bu bir evlilik gibi, mesai harcaman gerek. İkincisi bir futbol kulübü yöneticisi olarak zaman zaman kamuoyu önüne çıkıp  inanmadığım şeyleri söylemek durumunda kalacağıma inanıyorum.

Bu yüzden  girmedim. Şimdi huzurluyum. Ama mutlaka yönetici olmama gerekseydi, Ünal Bey ile olurdu.

Yönetimi nasıl buluyorsunuz?,

AS:Ünal Bey çok değerli bir insan. Kurumsal…

Konuşması gerekince konuşuyor, konuşmak için konuşmuyor. Etrafındaki Galatasaraylılar için aynı  şeyi  söyleyemem. Çünkü onların  hepsinin gözü o koltukta. Kendisine de söyledim bunu.

Yine de Galatasaray'a desteğiniz sürüyor. Statta 12 bin kişilik Pegasus Tribünü  de var.


AS:Açıkçası  orada yanlış yaptık, pişman olduk.

Sporun  pazarlamaya daha yatkın olduğunu düşünüyorduk.

Sahanın içinden daha fazla görünürüz dedik, olmadı.

Galatasaray'ın  da pazarlama faaliyetlerine yatkın olduğunu düşünüyorduk, o da olmadı.

Çok ciddi  paralar ödedik.

Sözleşmede "iki taraf da ilave pazarlama faaliyetleri yapabilir" diye bir madde vardı.

Kulübe öneriler götürdük ama duvarla karşılaştık.

Zaten sözleşme iptal edildi. Bu yıl yenilemeyeceğiz sözleşmeyi.

.
.




Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org