Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

NİHAT GÖKYİĞİT Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Doğa verdiklerini geri alıyor
22.09.2007
Okunma Sayısı : 6935
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 3,67
Popülarite : 1,75
Verdiğiniz Puan :
 

 

Doğa verdiklerini geri alıyor

Sayın Emine Öztürk'ün benimle yaptığı ve Travel dergisinde yayınlanan  söyleşimi sizlerle paylaşıyorum. 

“Doğa verdiklerini geri alıyor”


Hemen her gün basından yeni bir felaketin haberini okuyoruz. Bazılarıysa gidişata hiç aldırış etmiyor, söylenenlere  kulak tıkıyor. Sahi, nereye doğru gidiyoruz, dünya büyük bir felaketin eşiğinde mi?

NG: Son 50 yıldır başta toprak olmak üzere, yeşil örtü, su, hava, biyolojik çeşitliliklerin kendilerini yenilemelerine fırsat vermeden kirletilip, tüketilmeye başlanmış. Böyle bir tükenişe ‘iflas’denir. Dünya doğal varlıklar bakımından iflasa gitmekte… Dünya nüfusu üç kat artarken, evcil hayvan nüfusu iki kat artarken, tarım toprakları üçte bir oranında azalmış. Ya verim kaybetmiş, ya tuzlanmış yahut havaalanları, yollar, yerleşim alanlarıyla kuşatılmış. Her yıl, Yunanistan arazisi kadar orman dünyayı terkediyor. Dünya iklimi bakımından çok önemli olan tropik ormanların artık üçte biri yok . Bugün ise büyük bir su sorunu ile karşı karşıyayız. Bunun belirtilerini yaşamıştık, yer altı sularını daha derinden almaya başladık., bazı büyük ırmaklar denize ulaşamadı. Bunların hepsi birer realitedir. Dünya ısınmaya başladı, bu durumun yarattığı doğal afetlerin şiddetinde, sayısında büyük artışlar meydana gelmekte. Her gün, görünen ve görünmeyen 100’den fazla canlı çeşidi dünyamızı terk ediyor. Haliyle de bundan fazlasıyla nasibini alıyor.

Peki, bu tablo karşısında biz ne yapıyoruz? Örneğin siyasetçilerimiz, küresel ısınmaya, çevre sorunlarına karşı gereken hassasiyeti gösteriyor mu? Hiçbir parti programında kelime olarak Kyoto’dan bahsedilmiyor…

NG:  Ne yazık ki çevre konusunda dünyada kötü bir gidiş var. O nedenle çok cesur tedbirler alınmalı, Kyoto Protokolü yeterli değil. Türkiye henüz bu anlaşmayı imzalamadı sadece çerçeve anlaşması imzaladı… Siyasetçilerden  bir şey beklemek için halkın, onların üzerinde etkili olabilemsi lazım. Biz hep siyasetçileri suçlamak yerine kendimizi de suçlayalım. Doğru isteklerde bulunalım. Çevrenin sorunlarını görüyorsak yanlış imarlar yapmak için izin konusunda diretmek yerine, bu sorunlar için sesimizi yükseltelim, onlara duyuralım. Kendimizi sorgulayalım.

Sizil toplum kuruluşları, siyasiler üzerinde baskı unsuru oluştutabiliyor mu?

NG: Bazı sizil toplum kuruluşları çok gösterişli davranırlar ve bunu kavgalarla yaparlar. Bazı sivil toplum kuruluşları da siyaset, medya, iş alemi, bürokrat gibi güç olanaklarıyla kavga ederek değil bu sorunları anlatarak, bu güçleri ikna ederek çözüme kavuşturur çevre sorunlarını. Biz TEMA Vakfı olarak  bunu yapmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de zaman zaman siyasilere dava açtığımız oluyor. Örnek verecek olursam, Orman Bakanlığı ile büyük projeler yapıyoruz, oraya açılan davalarda müdahil olarak Orman Bakanlığı’nın yanında yer alıyoruz. Ama bazen de Orman Bakanlığı’nı biz dava ediyoruz. Özellikle bazı yönetmelikler ‘bu çevreye dost değildir’ diyoruz; dava ediyoruz ve kazanıyoruz.

Yayımladığınız “Yeşiliz” dergisinde çevre ve siyaset ilişkisini dosya konusu olarak işlediniz. Türkiye’de çevre ve siyaset konusunda ne düşünüyorsunuz?

NG: Elbetteki çevreye uygun yasalar, yönetmelikler tüzükler çıkarılmalı. Örneğin; Mera yasası, 38 yıl boyunca meclise gelmiş ve kabul görmemiş . Sonra biz bunu kampanya düzenleyerek ve ilgili Tarım Bakanlığı’yla iş birliği yaparak, bu kanunun çıkarılmasını sağlayan kuruluşlardan olduk. Arkadan Toprak Yasası için de kapsamlı çalışmalar yaptık, bir milyon imzayla meclise gittik ve ilgili komisyonla konuştuk.  Bu yasa iki celsede çıktı. Şimdiki hedefimiz ise Su Yasası.  Siyasilerden ‘su’ya özel yasa çıkmasını bekliyoruz.
Toprak ana diyor ki; “Bana bir yasa bile layık görmediniz. Benim hukukum yok muş , kimin umurunda?” ve nihayet yasa çıktı... Ama tabii siyasilerden yalnızca yasa çıkarmalarını beklemiyoruz. Sivil toplum kuruluşlarına  daha fazla rol verilmeli. Yasaların uygulanmadığı yerlerde bizim bekçilik yapmamıza olanak vermeliler. Ancak bu sayede yasalar uygulanabilir. Üstelik bizler bu konuda hiçbir menfaat gözetmiyoruz. Sadece çevrenin menfaatine hizmet ediyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının denetleyici olarak hareket etmelerine fırsat vermelerini bekliyoruz. Bir de bütün yönetmeliklerin, tüzüklerin, uygulamaların doğaya dost olmasını bekleriz.

Gelelim son zamanlarda içimizi acıtan orman yangınlarına.. Görünen o ki, orman yargınlarıyla mücadele için  genel bir politikamız yok. Bu da birilerinin işini kolaylaştırıyor ne yazık ki çok geçmeden yanan arazilerde lüks villalar, beş yıldızlı oteller yükseliyor. Bunu nasıl engelleyeceğiz?

NG: Tüm sivil toplum kuruluşları , yasalarda noksanlar var yahut yasalar çevre dostu değilse bunları düzeltmek için  gayret içinde. Bu yetmiyor ama yasalara rağmen bunları yapıyorlar. Hepimize bu konuda bekçilik yapmak düşüyor.

Peki yanan yerleri nasıl geri kazanacağız, hemen ağaç dikerek mi?

NG: Eğer yanan yerler konusunda sabırlı olursak , o bölgelerde yapılanmaya izin vermeyerek korumaya alırsak doğa orayı tamir etmeye başlayacaktır. Bu zaman istiyor tabii, doğa süratli yapamaz bunu. Sabretmediğimiz için  ve burasını yerleşim yeri yaparlar diye Orman Bakanlığı hemen  ağaçlandırma yoluna gidiyor. Önemli olan ağaçlandırma yaparken, yanan ormanın bitki örtüsüne uygun ağaçlandırma yapmak. Çünkü doğa ne yapmak istediğini herkesten iyi bilir, orada, o cins ağaçlarda mutluysa buna uygun davranılmalı. Orman Bakanlığı gerek yangın  söndürmede, gerek ağaçlandırmada, fevkalade başarılı. Hatta Akdeniz ülkeleri arasında, yangın söndürmede imkanlarımız az olduğu halde Türkiye en başarılı. Yangınları söndürme adına, canını verebilecek itfaiye çalışanı başka hiçbir yerde yok.

Gündemimizde olan başka konu ise susuzluk… Bu durum hepimizin korkulu rüyası oldu.Neler yapmalıyız?

NG: Büyük bir su sancısı çekmekteyiz. Tasarruf konusundaki önerilerimizi, halka duyurmak için İstanbul Belediyesi ile işbirliği yaptık. Üst geçitlerde ve televizyonlarda duyurduk. Tasarruf yapılmasında etkili oldu. Tüm doğal kaynakları hak ettiği değeri vererek kullanmalı tasarruf etmeliyiz. TEMA Vakfı’nın da tasarruf yollarını anlatan  bildirimi bulunmaktadır. Örneğin, dişimizi fırçalarken, traş olurken çeşmeyi asla açık bırakmamalıyız. Bir şeyi tüketip atmamalıyız, geri kazanmak için uğraşmalıyız. Örneğin ayakkabımız eskidi diye atmayalım, tamir ettirelim. Suyun en çok kullanıldığı yer tarım alanlarıdır. Tarım alanlarında vahşice sulama var. Çok su, çok verim vermez. Suya hasret olan bölgelerdeki su kullanımını anlıyoruz, fakat aşırı sulama nedeniyle toprağın tuzlanmasına ve israfa sebep olunuyor.    Bu konuda kişiler bilinçlendirilmeli. Biz bir belgesel yaptık, önümüzdeki ay çıkacak. GAP belgeselinde su ve toprağın doğru kullanılmasını anlatıyoruz.

Bir de nehirlerin özelleştirlmesi var tarışma konuları arasında…

NG: Böyle bir durum söz konusu olmaz. Ancak belli bir süre, nehirdeki su toplanmak ve enerji üretilmek için bir lisans alınabilir. Mülkiyet olarak, şahısa verilmesi anayasaya aykırıdır. Sadece insanında değil , bütün canlıların ortak mülkiyetidir. Sivil toplum kuruluşkarı olarak bu konuyu takip edeceğiz

.
.
 

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org