Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Oktay Ekşi Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

TRT Haber OKTAY EKŞİ Milletvekili Adayı Oldum
03.05.2011
Okunma Sayısı : 8247
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

TRT Haber OKTAY EKŞİ Milletvekili Adayı Oldum

.
.

 izlemek için
.
.

TRT Haber OKTAY EKŞİ Milletvekili Adayı Oldum

.


TRT HABER Oktay Ekşi ile Söyleşi
Deşifresi
 
 
TRT HABER: Merhabalar, bu akşam Hürriyet Gazetesi'nin eski baş yazarı ve Cumhuriyet Halk  Partisi'nin İstanbul milletvekili  adayı Oktay Ekşi ile birlikteyiz. Oktay Ekşi ile medya dünyasından siyaset dünyasına geçişinin öyküsünü, siyaset planlarını, 12 Haziran seçimlerini konuşacağız. Hoşgeldiniz.

OE: Çok teşekkür ediyorum beni davet ettiğiniz için.

TRT HABER: Hürriyette başyazar olarak çok çok mutlu yıllar geçirdiniz. Yaptığınız işi çok seviyordunuz ve "Tanrı'nın bana tayin ettiği son gün gazeteci olarak tamamlamak isterim.  "Bana harç bitti yapı paydos derlerse bana Mesudiye'de  bir köyüm var, Aşargökçe köyü, oraya giderim , mutlu bir şekilde yaşamaya devam ederim" dediniz ama dediğinizi yapmadınız.

Hürriyet'ten ayrılınca yönünüzü Mesudiye yerine Ankara'ya döndünüz. Neden?

OE:  Eğer benim son noktayı koyduğum tarih benim arzu ettiğim koşullar içinde olsaydı aynen dediğimi yapacaktım.

Kendi ülkeme, kendi insanıma , okuyucuma karşı borcumu ödedim, artık bana düşen orada gerçekten alt tapısını iyice hazırladığım ortamda  , kitap yazmak için epeyi malzemem var, onların gereğini yerine getiririm ve son olarak bir şeyler üretirim diyordum ama böyle olmadı.

TRT HABER: Arzunuzun hilakına ayrılmak sizde belkide bir siyaseten intikam almak arzusu doğurdu diyebilir miyiz?

OE: Hayır.  İntikam  değilde, yapması gerekenleri yarıda kesilmiş bir insanın , yapması gerekenleri yapması için mecburen platform değiştirme zorunluluğu karşıma çıktı.

Ben siyasete o nedenle atıldım.

Çünkü  okuyucum için, mesleğim için, ülkem için,  ve özelliklede yörem için.

Ben Ordu'yu geneli ile, Mesudiye'yi de özeli ile çok yakından ilgilendiriyor.

Orası için yapmam gereken pekçok şey varken, birdenbire kesildi.

Uygun olmayan bir şekilde kesildi. Ben istifa ettim doğrudur.

TRT HABER: Bir hatanız sonunda istifa ettiğinizi ve kendi sonunuzu kendiniz hazırladınız diye düşünmüyor musunuz? 

OE: Her gazeteci, her siyasetçi, her insan, her bilimadamı, herkes hata yapabilir.

Bazıları yaptığı hatayı kabul etmez , burunları yukarıda dolaşırlar ve özür dilemezler.

Ben öyle yapmadım.

Bütün mesleğim boyunca hatalı görünen ne yaptıysam onu kimseyi rencide etmemek için özür dileyerek telafi etmeye çalıştım.

Bu olayda da yaptım.

TRT HABER: Ama telafi olmadı. Sonuç olarak "İyiki o hatayı yapmışım ki bana milletvekili yolunu açtı" diyor musunuz?

OE: Demiyorum. Demiyorum derken şunu ifade edeyim; 6-7 yaşımdan itibaren siyaset dünyasının içinde yaşadım.

Siyasetin her zaman gözlemcisi oldum. 1983 yılında da Sosyal Demokrasi Partisi'nin Hürriyet'in başyazarlığından istifa ederek kurucularına katılmış biriyim.

OE: Kendi yörem olan Ordu'dan  "Milletvekili olmak için uğraşıyor" diye çok bakan oldu.

Onlara dedim ki "Hayır. Almayı istemeden almadan vermek  çok daha güzel bir şey. Onun için ben sizlere bir şey katmak istiyorum."

O nedenle bu benim aklımdan geçmedi.

Gerçekten son nefesimi mesleğimde, kalemim elimdeyken  bitirmeyi düşlemekteydim.

TRT HABER:  Çok eleştirdiğiniz iktidar ile mücadele etme şansını kazanmış oldunuz.

OE: Kendi değerlerimin savunuculuğunu sütunumda yapamadığım için, artık bir başka platformda yapacağımı düşünüyorum.

O yüzden katıldım.

İntikam söz konusu değil.

Siyasette intikam varsa, kişisel kavgalar varsa çirkin olur, çirkinleşirsiniz ve bir şey kazanmazsınız çok şey kaybedersiniz.

TRT HABER: Değişmeye çalışan ve adının başına yeni sıfatını ekleyen CHP'ye siz ne katacağınızı düşünyor sunuz?

CHP sizsiz eksik mi kalırdı?

OE: Hayır hiç eksik kalmazdı.

Oktay Ekşi'nin yerini dolduracak onbinlerce Oktay Ekşi vardır.

Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na kendim gittim, kendileri bize bir şey katar mısın diye bir teklifte bulunmadı.

"Bu adam sütunundan ayrıldı, belki sempati toplamış biridir, çağıralım da oy toplasında" böyle bir şey olmadı.

Ben Ankara'ya gittim, randevu talep ettim, kendisine "Ben mesleğimle ilgili böyle bir olayı yaşadım ama kabul görürse talebim kendimi  Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında siyaset yapmaya hazır hissediyorum " dedim.

TRT HABER:  Sizin kuşağınızın insanları hep ropörtajlarda bana şunu dile getirirler; "Sakın siz görev talep etmeyin."

OE: Ben ettim.

Ben tüm hayatım boyunca gerçeklerle barışık yaşadım.

Onları saklamayaı, onların üstünü örtmeyi hiçbir zaman düşünmedim.

O yüzden diyorum ki "Ben gittim, ben talep ettim"  "Eğer size bir katkım olabileceğinizi düşünyorsanız ben hazırım" aradan zaman geçti adaylık ile ilgili şeyleri yerine getirdim, onunda sonucunu bekledim, Ankara'ya gittiğimde partinin üst düzey yetkilileri ile görüşmeler yaptım ama herhangi başka bir şey de talep etmedim.

TRT HABER: Baykal döneminde milletvekili olmayı düşünmediniz? O dönem şeriyat  tehlikesinin bence abartıldığı , şimdi laiklik vurgusunun daha az yapıldığı yeni CHP yerine sanki siz eski CHP'ye daha çok yakışırdınız diye geliyor bana. Haskız mıyım?

OE: Deniz Baykal, benim bin  yıllık dostumdur.

Çok eleştirdiğim bir dostum ama Baykal bana telefon açıp "Benim partimden aday olurmusun?" dedi de ben mi reddettim.

Partinin seçin beyannamesi ortada.

Seçim beyannamesini dikkatle okudum.

Laikliğe bağlı satırları  okudum.

Beni tatmin edmeyen hiçbir harfi bile  yok.

TRT HABER: Sizi siyasi  nutuk atarken hayal etmekte biraz zorlanıyorum. Sizde İstanbul 3. bölge, 4. sıra adayısınız .Şimdi bölgenizde dolaşıyorsunuz. Seçmenlerden oy istiyorsunuz. Ne yapıyor sunuz? Sizin için belli bir strateji çizdimi partiniz? 

OE: Uzun yıllar, 59 yıl, tuzlu suda yüzmeye alışmış bir balık, şimdi koşullar değişmiş tatlı suda yüzmek zorunda  kalmış.

İşte o balığın o halini yaşıyorum .

Doğru ama farklı suda yüzeceğini, yüzebileceğini selamet ile memlekete yarar sağlaycağını biliyorum.

Siyaset nutku atabilir misiniz?

Bir, ki yerde konuştum ve sanki o heyecanı taşıyormuşum ve aktarabiliyormuşum gibi gördüm ama siyasetin kendi dili var.

O dili henüz biliyor muyum? Çok emin değilim.

Ben gazeteci olarak kendi dilimi biliyordum da, siyasetçi olarak neyim onu göreceğim.

TRT HABER: Biraz evvel bir benzetmede bulundunuz, bence siz başyazarlıkta  tatlı su rahatlığı içerisindeydiniz, şimdi politika çok daha tuzlu, acıtıcı, entrikalar. Siz çok rahat bir dönem geçirdiniz. Kimse size karışmıyordu, şimdi bin türlü ses duyacaksınız. Oralarda kendinizi nasıl buluyor sunuz?

OE: Önce tatlısu, tuzlusu benzetmesinin temelini konuşalım. Tuzlu suda daha kolay yüzersiniz, tatlı suda su seni kaldırması için biraz zor yüzersiniz.

Ben onu o manada söyledim. 1983- 1984 arasında Sosyal Demokrasi Partisi'nin kurucuları arasında geçirdiğim 10.5 ay bana bir şey gösterdi; bazıları zannediyor ki siyasetçiler halkasızdır.

Ötekiler çok ahlaklıdır.

Hiç alakası yok.

Bu hamurun bir parçası siyaset içinde hayatını geçiriyor, bir parçası hakimliğin, bir parçası askerliğin, bir parçası gazetecinin, bir parçası doktorun, bir parçası ticaret vs'nin . aralarında fark yok.

Siyasetçi gün ışığında olduğu için aynen gazeteci gibi yaptığı yanlış hemen ortaya çıkıyor.

Diğerlerinki  rahatlıkla üstü örtülüyor , idare ediliyor.

O nedenle kimse kendisine pay biçmesin.

TRT HABER: Daha politik yolculuğunuzun başındasınız, içine girince kimbilir neler  var?

OE: Şimdi önümde neler var onu yaşayınca göreceğiz. O ayrı.

TRT HABER: Doğum tarihinizin 2 yıl geç kayıda geçtiği doğru mu?

OE: O tarihlerde nüfus memuru aklına geldiği gibi yazdığı için, benimkini de 2 yıl geç yazmış.

Benim abilerime isim de ilave etmiş.

Benim 30 Kasım 1934  yazılıdır  nüfus kağıdında, aslında 7 Aralık 1932.

TRT HABER:  Bu 77 yaş mı sizi seçildiğinde ilk birleşimi yönetme hakkı verecek olan.

OE: 78 çıkarsa birisi o yapacak.

TRT HABER:  O gün başınıza gelebilecek en kötü hadise;  BDP Milletvekillerinin normal yeminlerini Türkçe ettikten sonra, kürtçe konuşmaya başlarlarsa eliniz ayağınız dolanır mı? Ne yaparsınız?

OE: Bu ihtimalleri ben 1961 yılında bazıları askerler tarafından tayin edilebiliyor ama kurucu meclis üyede başkanlık divanının üyelerinden biriydim.

Çok saygılı bir kişi olan rahmetli Kazım Orbay'da bizim başkanımızdı.Kazım Orbay, bize bir şey öğretti.

Toplantı, birleşim, oturum, ondan önce bütün teknik kadroyu toplardı, önümüzdeki toplantıda gündem bu . Kim çıkabilir? Ne söyleyebilir? Hangi ihtimaller var?

Bunlara karşı başkanlık divanı olarak biz hangi iş tüzük hükümlerine dayanabiliriz eğer olumsuz bir şey söz konusu ise.

TRT HABER:  Siz harıl harıl iş tüzük çalışıyorsunuz.

OE: Hayır, daha başlamadım belkide benden daha yaşlı birisi vardır.

TRT HABER:  Yemini Türkçe etti ama kürtçe selamladı, sizce mahsuru var mı?

OE: Ben onu sormadan burada sana yanıtını vermem.

TRT HABER:  CHP  mecliste çoğunluğu elde etmiş olsaydı , siz meclis başkanlığına aday olmak ister miydiniz?

OE: Hele bir olsun, belki düşünürüz.

TRT HABER:  Hoş bir şey midir?

OE: Meclis Başkanlığı hoş bir şeydir ama sizin gönlünüzden bunun geçmesi çok önemli değil.

Sizin oraya uygun bir kişi olup olmadığınız konusunda kendi dünyanızda bir kanaat oluşması lazım. Bu kanaat oluşmadıysa siz bin tane dilekçe verin.

TRT HABER:  53 yıl boyunca Hürriyet'ten işten atılma korkusu ile yaşadığınızı söylemiştiniz bana. Şimdi aynı korkuyu "Acaba yanlış bir şey yaparımda partiden ihraç edilirmiyim" gibi düşünüyor musunuz?

OE: İş dünyasında, gazetecilik dünyasında çok açık bir gerçek var.

Benim anlayışıma göre önemli bir gerçektir bu.

Gazetecilik te bu böyledir. Türkiye'de de böyledir, başka yerde de böyledir.

Gazeteciliğin yapısı, kuralları öyle düşünmemi, öyle bakmamı gerektiriyordu

Burada siyasette milletvekilisin 4 sene yaşam garantin var.

Kimsenin dokunamayacağı , yeni seçim kararı olmayınca , ekmek parası kazanma zorunluluğum olurmu diye bir şey  yoktur ama gerçek partide zaten sen onun idealleri ile uyumlu olduğun  için sen oraya girmişsindir.

Benim kişiliğim, kimliğim Cumhuriyet Halk Partisi kimliği ve değerleri ile  o kadar örtüşen kişilik ki.

TRT HABER: Geçtiğimiz Cuma günü Sayın Kılıçdaroğlu seçim beyannamesini açıkladı. O gün bende ekran başındaydım, birkaç yazara görüşlerini sordular. Açıklamanın tam da Cuma namazı sırasında yapılmasını eleştirdiler. Çünkü birçok insana ulaşmadığını bu mesajın ve CHP'nin seslendiği halkı  tanıması gerektiğini söylediler. Böyle şeylere katılır mısınız?

OE: Önemsemedim. Düzenleyicilerin  karşılaştıkları  birkaç sorun çıtktı ve ertlendi.

Saat 10:30 daydı ama sonra 11:45'e kaldı.

Kişilere ulaşma açısından elbette daha doğru olurdu.

TRT HABER:  Zaten Cuma namazına gidenler bize oy vermiyor mu? Öyle mi düşünüyor sunuz?

OE: Hayır, hayır . O aksamalar olmasaydı da o mesaj daha fazla insana ulaşsaydı çok iyi olurdu.

TRT HABER:  Gelelim 1961 anayasası size verilen basın temsilciliği görevine.

OE: Bana verilen değil. Kimse bana böyle bir görev vermedi.

TRT HABER:   Darbecilern teveccüğünü nasıl kazandınız?

OE: Hiç birinin teveccüğüne ihtiyacım olmadı.

O tarihte 27 Mayıs sabahı ben yedek subay Oktay Ekşi'ydim.

Yıllık iznimi alma durumundaydım.

Haziran ayında iznimi aldım, sırf teskeremi alacağım.

O tarihte ben  dünya gazetesinin Ankara temsilcisiydim.

Askerdim o görevimi yapmıyordum Bekir Çiftçi'ydi benim yerime bakan askerliğim bitince o görevi geri alacaktım. .

Veci Bey'e gittim dedim ki "Artık beim askerliğim bitiyor, döneceğim .

Bana bundan sonra  savaş yapar gibi gazetecilik değil, özlediğim gazeteciliği yapmam için imkan verin "dedim.

Bana "Senin aklında ne varda geldin bunu bana söylüyorsun, askerliğini bitir git görevine devam et" dedi.

"Ben yeni arkadaşlara ihtiyaç duyuyorum, gerçekten gazetecilik yapmaya ihtiyaç duyuyorum . Bundan önce cephedeydik gibi yaptık bu işi"  dedim.

Anlaşamadık.

Ben sekreterine istifamı bıraktım, döndüm.

Öncü gazetesinin kuurulduğunu söylediler, Allah rahmet eylesin Ziya Tansu, iş teklif etti.

TRT: Neydi bu görevin tanımı?

OE: Öncü gazetesinde ben istihbarat şefi olarak iş buldum.

Biz 28 gazeteci onun kurucularından olduk.

O sırada 157 sayılı yasa çıktı. 157 sayılı yasa yeni bir anayasa yapılması için kurucu meclisin tehdidini öngören yasaydı.

Kuralları vardı .

Avukatlar nasıl kendi temsilcilerini seçecek.

Gazeteciler nasıl seçecek?

İller nasıl seçecek ?

Ankara basınına üç sandalye tahsis edilmişti.

Seçim usuluyde şuydu; Ankara'da ki gazetecilik örgütlerinin yönetim kurulları belli tarihte biraraya gelecekler , adaylar arasından yarıdan fazla oy alanları gizli oy ile seçim yapılacak. 11 aday katıldı, çok gergin bir seçim yapıldı.

Hatta bizim seçim yenilendi.

Çünkü ben spor yazarları Ankara vilayeti derneklerinin listesini aldım meğer onu unutmuşlar.

Biz de çağırdık. Sonuç; gizli oy da kim yapıldı, ben, Altan Övmen  , İlhami Soysal .

Üçümüz seçildik.

Spor yazarları itiraz etti, yüksek seçim kurulu bizim seçimi bozdu.

Tekrar seçim yapıldı, biz seçildik.

TRT HABER:  Milletvekili olmadığınız halde, o görev ile milletvekili maaşı aldınız.

OE: O yasada hüküm var, diyor ki; kurucu meclis üyeleri milletvekillerinin kazandığı bütün hakları kazanırlar.

Hatta ben meclisin bütün oy verme ve salona girme hariç meclisin herşeyinden  bugünde yararlanabilirim.

Çünkü ayrı bir yasal hüküm var.

O sadece milletvekilleri için değil, seçilerek geldiğiniz kamu görevlerinde daha öncden yaptığınız çalışmalar nedeniyle kazandığınız emeklilik maaşı kesilmez.

Öbürünü alırsınız artı o sizin geçmiş yıllardan dolayı aldığınız emeklilik maaşı sizin maaşınıza eklenir.

TRT HABER:  Oh ne güzel

OE: İsterseniz almayayım. 59 senedir çalışan bir adamım.

Hayatımı çalışarak geçiren bir adamım.

Niye benim emekli maaşı almam insanların gözüne batar bunu anlamıyorum.

TRT HABER:  Ne kadar aldığınızı sorabilir miyim?

OE: Ayda 5 bin lira kadar.

TRT HABER:  Ben biraz babanızdan konuşmak istiyorum. O da İnönü döneminde 1939-1943 arası milletvekili oldu. Nasıl bir milletvekiliydi. Pasifmiydi? Aktifmiydi? Size rol model oldumu siyasi bir kişilik olarak .

OE:Babam Kuvayi Milliye'den itibaren yeni Türkiye'nin  kuruluşunun her aşamsında arak mücadele etmiş.

Benim tanıdığım babam o çizginin devamıydı. 1939 yılında milletvekili oldu.

O zaman ben çalışıyorum.

Hatat bizim köyde babamın mebus olduğunu ifade edenler bende mapus oldu zannettim korktum.

Milletvekilliği sırasında çok iyi bir milletvekiliydi.

1939'un şubat'ında oldu, 1939'un  sonuda Erzincan depremi oldu.

40 bin kişiye patladı. .

Ordu 'ya kadar giden yerde tahribat oldu.

O dönemlerde de çok kış vardı.

Babam gitti 2 ay Ordu'da kaldı, Kızılay'dan milletvekilinin  sağlayacağı her türlü yardımı  sağladı.

Onun dışında da çok düzgün, inançlı, gerçekten Atatürk değerlerine sahip bir insandı.

TRT HABER:  Herhalde onun çapkınlığını rol model olarak almadınız.

Daha önce yaptığımız söyleşide günah işlemeye özleminiz olduğunu anlatmıştınız, ama rezil olmaktan korkuyorum demiştiniz.

Size göre düzgün bir adam olmak pek de iç açıcı bir şey değildi.

Politikacı olarak artık eskisinden daha fazla kendinize dikkat etmeniz gerekecek öyle değil mi?

OE: Zaten Hürriyet Gazetesinin başyazarlığı insanı yeteri kadar ışıkların altına koyuyor.

TRT HABER:  Politikada biliyorsunuz aşk skandalları mahvediyor insanı.

OE: Bundan sonra artık geç.

TRT HABER:  Ayrıldıktan sonra Hürriyet gazetesini hangi duygularla okuyorsunuz?

OE: Hürriyet öyle bir gazete ki herkesin evinin bir parçasıdır.

Birinci gününden beri tılsımlı bir gerçeğidir. Hürriyeti alıyorum, okuyorum.

TRT HABER:  "Muhakkak bir baş yazarın yedeği vardır patronun kapısında" demiştiniz. Ama sizden sonra yeni bir  başyazar atanmadı. Ben rakipsizmişim mi ? Gereksizmişim mi ? Diyorsunuz.

OE: Yeri doldurulmamış hiç kimse yok ama konjoktür uygun ismi gösterirse o gelir oraya.

Benim zihnimde şu meslektaşım oraya yakışır dediklerim var.

Benden daha iyi orayı dolduracak gazeteci Türkiye'de var.

TRT HABER:  Baş yazarlığa belki de artık ihtiyaç duyulmayan bir döneme girdik. Hürriyet'e yeni bir baş yazar atanmasını bekliyor musunuz?

OE: Bir okuyucu olarak her gazetede baş yazar görmeyi isterim.

TRT HABER:  Milliyet'in ve Vatan'ın satılması ile ilgili görüşlerinizi almak isterim.

OE: Rahmetli Ercüment Karacan, Aydın Bey ile ortak olduğu  1980 'de bana Milliyet'in başyazarlığını  teklif ettiler.

O zaman Hürriyet'in başyazarıydım.

TRT HABER:  Aydın Bey ile halen görüşüyor musunuz?

OE: Tabii. Gittim ayrıldıktan 4 gün  sonra veda ettim.

TRT HABER:  Milliyet ile Vatan gazetesinin el değiştirmesini konuşuyorduk.

OE: Aydın Doğan medya dünyasına çok iyi hizmetler vermiş bir iş verendi.

Milliyet ve Vatan'ı satmasına o nedenle çok üzüldüm.

Erdoğan Demiröreni 60 yıldır tanırım bu sektöre ilgisi olduğunu bilirim.

Ali'yi de uzaktan bilirim.

Onların eline geçmiş olmasını olumlu bir işaret olarak düşündüğümü söyleyebilirim.

TRT HABER:  Seçim çalışmaları için cebinizden para harcıyor musunuz?

Yoksa partiniz size katkıda bulunuyor mu?

OE: Parti her aday gibi benden de katkı talep etti.

Hürriyetten tazminatımı aldım onun makul bir bölümünü siyasette kullanabilirim diye düşündüm. Gerçekten o çizgide yürüyor olay.

Cumhuriyet Halk Partisinin her aday gibi benden de talebi oldu.

Bende bana düşen katkının bir kısmını yaptım, bir kısmını da yapacağım.

Çünkü partinin o masrafı tek başına kaldırması mümkün değil.

Dünyada da böyle bir şey yok.

TRT HABER:  Nerelere gidiyor sunuz? Hangi mekanları seçiyor sunuz?

OE: Bunu ben bilmiyordum, meğer böyle olurmuş.

İstanbul üç seçim bölgesinden ibaret.

Üç seçim çevresi için il  başkanlığı üç sorumlu belirliyor.

O üç sorumlu adayların ve parti örügütünün nerede , ne  yapacağına ilişkin program düzenliyor.

Size görev veriyor "Ahmet Bey, şurası için uygundur, Mehmet Bey şu ilçede şu tarifte, şu  görevi yapması gerekir" diyor.

Kurallara oturmuş bir işleyişi var.

Mesela Karadenizlilerin, Orduluların olduğu ortamda Oktay Ekşi daha o dünyaya hitap eder, iletişimi daha rahat olur.

Gazeteciler dünyası ile ilişki kurması daha makul olur gibi  değerlendirmeler yapılıyor.

Bir de seçim çevresinde hangi yörede ne kadar?

Hangi tür seçmen var?

Bunları dikkate alarak program yapıyorlar.

TRT HABER:  Eşiniz Prof. Dr. Aysel Ekşi, daha evvel  Ak Parti'ye karşı seçim gönüllüleri diye bir projesi vardı. Şimdi sizin içinde çalışıyor mu seçim kazanmanız için.

OE: Hayır. Aysel bu seçim gönüllüleri projesini 2009 yerel seçimleri öncesinde başlattı.

Şimdi bundada yapıyor ama benimle alakası olan bir şey değil.

Aysel ,Ben torunlarıma özlediğim bir ülke bırakmak istiyorum.

Bunun için de bana düşen değerleri  seçim gönüllüleri örgütlenmesi içerisinde yapmaya çalışıyor.

TRT HABER:  Baş yazarken meclisin hangi hallerini eleştirirdiniz? Asla şimdi ben o hallerin içine düşmemeliyim dediğiniz, korkutuğunuz neler var?

OE: Liderlerin grup toplantılarına girdikleri anda milletvekillerinin ayağa kalkmasını hep eleştirdim, hep yadırgadım.

Yarın ben meclise girersem partinin lideri meclise girdiği zaman o mahelle baskı altında kalacakmıyım, kalmayacakmıyım bilemiyorum henüz.

Ama kalkmama düşüncesindeyim.

Bu lidere, genel başkana saygısızlıktan değil, orada o insanın milletin temsilcisi olması nedeni ile bunu yapmaması doğru olduğunu düşündüğüm için.

Zaten Sayın Kılıçdaroğlu'da bunun uygun bir gelenek olmadığınıda ifade ediyor.

TRT HABER:  Eski köye başka ne yeni adet getirmek istersiniz?

OE: Meclise bir adet getirecek bir gücüm olduğunu düşünmüyorum.

TRT HABER:  Hanım milletvekilleri  pantolon giyebilir mesela.

OE: İş tüzük meselesidir o. 

Parlamentolar geleneklerin üzerinde  işleyen kurumlardır daha çok.

Bu açıdan da değerlendirmek lazım.

Özel bir yön ifade etmiş olmuyorum ama  parlamentoların geleneklerinin önemli değerler olduğunu düşünenlerden biriyim.

Mesela Merve Kavakçı meselesinde de , onun başörtüsü ile girmesini eleştirirken parlamontonun geleneğine haykırı bir iş yaptığını yazdığımı hatırlıyorum.

TRT HABER:  Teşekkür ederim geldiğiniz için.

OE: Ben teşekkür ederim.
.


Oktay Ekşi

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org