|
|
|
|
NURİ M. ÇOLAKOĞLU Gözüyle
|
|
|
|
|
Tüm Yazıları
 ShareThis
|
Doğan Yöneticileriyle Sohbet
28.01.2008 |
|
|
| Okunma Sayısı : |
5137 |
|
|
| Oy Sayısı : |
4 |
|
|
| Değerlendirme : |
4 |
|
|
| Popülarite : |
2,41 |
|
|
| Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Doğan Yöneticileriyle Sohbet
Nuri M. Çolakoğlu
.
.
Doğan Holding yöneticileri söyleşilerinden benimle yapılan söyleşiyi paylaşıyorum...
.
.
İş hayatınızda bugünki pozisyonunuza gelene kadar nerede, hangi işler ile uğraştınız?
Ben bugüne kadar hep medyada oldum. Gazeteciliğe okul yıllarında başladım; 1968 yılında TRT'nin açtığı radyo metin yazarlığı sınavını kazanarak profesyonel olarak devam ettim. Ardından TRT Haber Merkezi, SBF Basın Yayın Yüksek Okulu, Radyo TV Kürsüsü asistanlığı, Ankara Ajansı, Aydınlık gazetesi, BBC Londra Türkçe Yayınlar Bölümü, Milliyet Londra Temsilciliği, Milliyet Haber Müdürlüğü, TRT Genel Müdür Yardımcılığı ile devam ettirdim. Özel TV'lerin kuruluş döneminde Show TV, Cine 5, NTV ve CNBC-E'nin kuruluşlarında görev aldım. CNN Türk Genel Müdürlüğü ile Doğan Medya Grubu'na döndüm. Şu anda da Doğan Yayın Holding bünyesinde yönetici olarak çalışmaya devam ediyorum.
Türkiye'de Radyo ve TV yayıncılığı 1950'lerden bu yana bir çok değişikliğe uğradı. Siyah-beyaz tek kanallı dönem, sıkılaşan devlet kontrolü, yasaklara rağmen Türk halkının özel radyo ve televizyonlarla tanışması, kapatmalar ve 1994 yılındaki yayıncılık kanunu ardından ortaya çıkan çok sayıdaki ulusal, yerel, özel ve devlet radyo ve TV kanalları... Bugün gelinen noktada Türkiye'deki yayıncılığı dünyayla karşılaştırdığınızda nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye'de TV yayıncılığını hızlı adımlar atıyor ve çocukluk dönemini geride bırakmaya çalışıyor. İlk günlerin sorumsuz, gürültücü, kavgacı yayıncılığı bir iki kötü örnek dışında sona erdi. "Ne olursa olsun yüksek rating elde edelim" dönemini aşıyoruz. Kaç kişi seyretti den çok kim seyretti sorusunun önemi anlaşılmaya başlandı. TV'de programların izleyici ile randevulaşma olduğu, bunun için programların zamanında, ilan edilen saatte başlaması gerektiği kavrandı. Üstelik bunlar çok büyük ekonomik krizlere rağmen oldu. Onun televizyonu var, ben de yapayım anlayışı ile bu yola dalanlar yayan kalmaya başladılar, TV yayıncılığını ekonomik bir faaliyet olarak yapmak isteyenler öne çıktılar. Ama doğrusunu isterseniz, dünya standartlarını yakalamak için daha çok yol almamız lazım. Bunun için TV'lerin sağlam ekonomik zemine oturması lazım. Bu da, şu anda kişi başı 10 doların altında olan reklam yatırımlarının üç dört kat artması anlamına geliyor.
Show TV, Cine 5, NTV, CNBC-e... dördü de kuruluşu ile ses getiren, ciddi bir ihtiyacı karşılayan, alanlarının ilkleri olan kanallar. Nedir bu başarının sırrı?
Dördünün de ortak tarafı, daha önce başkası tarafından yapılmamış, Türkiye'de benzeri olmayan kanallar olmasıydı. Cine 5 ilk paralı kanal, NTV ilk haber kanalı, CNBC-e ilk çift karakterli kanaldı. Gündüz ekonomi haberleri verirken, akşam o saatte ekonomi haberi olamayacağı için aynı müşteri kitlesine kaliteli yabancı program malzemesi sunuyordu. Bunların ilki olan Show TV, Star'dan sonra yayına başlamasına rağmen, ondan tamamen farklı bir formatta kurulmuştu. İlk kez yarışma programlarını getirdi, Türk filmlerini toplayıp düzenli biçimde yayınlayan ilk özel TV kanalı oldu. Talk showlar ilk kez ciddi olarak burada başladı. Kısacası, o yapıyor o halde bende aynını yapayım anlayışının ötesine geçen, kendini maymun sendromuna kaptırmamış kanallardı.
Sizin sık sık kullandığınız, altına yazı yazılmasına gerek kalmadan konuyu anlatan "konuşan fotoğraf" diye bir tanımınız var, bunun gibi yayıncılıkta esas olduğunu düşündüğünüz bir kaç unsur sayabilir misiniz?
TV görüntülü radyo değildir. TV'de görüntünün içeriğe anlatıma katkısı olması gerekir. Ama en önemlisi taklitten kaçınmak, yenilikleri yakalamaktır. Türkiye gibi genç bir toplum sizden hergün şapkadan başka bir tavşan çıkarmanızı bekliyor. Çarkıfelek/Wheel of Fortune Amerika'da 20. yılını tamamlamak üzere ve hala seyrediliyor. Türkiye'de iki yılda tükendi, formatı yenilendi, orijinalinin çok ötesinde değişikliklere uğradı, kanal kanal geziyor ama fazlaca bir şey olamıyor. Televizyon yayıncılığında esas olan yenilikçi olmaktır.
Yayıncılık konusundaki tecrübelerinizin yanı sıra moderatörlük de çalışma alanlarınızdan biri. Türkiye gibi, çoğu kişinin karşısındakini dinleme alışkanlığı olmadığı ve sinirine hakim olamadığı, tartışmaların kavgaya döndüğü bir ülkede siyasal oturumlarda moderatörlük yapmak kolay olmasa gerek. Bu oturumlardan bize anlatacağınız bir anınız var mı?
TV'de tartışma programı ya da röportaj yapmak dışarıdan bakınca çok kolay görünen bir iş. O yüzden heveslisi de yapanı da çok. Oysa size verilen o 45 dakika-bir saat içinde aklınızda bir senaryonuzun olması gerekir. Konuğunuzu ya da konuklarınızı bir yerden alıp, zorlamadan_çünkü konuk tedirgin olur, seyirci rahatsızlanır_onların ne söyleyeceğini tahmin ederek, belli bir yol izleyerek bir tabloyu tamamlamak zorundasınız. Öyle ki izleyicinin kafasında bir şey kalsın.
Bende en çok iz yaratan programım, Öcalan olayı ardından Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu ile yaptığım söyleşiydi. Türk-Yunan gerginliği doruğa çıkmış, iki ülke bir savaşın eşiğinden dönmüş, Yunanistan'da büyük çalkantılar olmuş, dışişleri bakanı değişmişti. Herkes Papandreu'nun peşindeydi. Oysa Papandreu, Yunanlı bir arkadaşım vasıtasıyla benimle temas kurdu. 24 saat sonra Atina'daydım. Papandreu'nun verdiği sıcak dostluk mesajlarına, İsmail Cem NTV'de yanıt verince iki ülke arasında bugüne kadar süren dostluk süreci başlamış oldu. İki toplumun da hayrına olan bu gelişmedeki ufak da olsa payım için çok keyif duyuyorum.
Türkiye'de yayıncılık mesleği için gerekli altyapıyı oluşturacak eğitim veriliyor mu? Sektöre yeni giren gençlere vermek istediğiz bir mesaj/tavsiye var mı?
Ben medya ya da yayıncılığın bir genel kültür işi olduğuna inanıyorum. İyi bir üniversite eğitimi, iyi bir güncel olay takibi işin başlama noktası. Anayasayı bilmeyen, siyasi parti liderlerini ve üst kademelerini bir solukta sayamayan, Türkiye'nin dış politikasını, ekonomi politikasını, karşılaşılan sorunları onar cümlede özetleyemeyen kişilerden iyi bir yayıncı, gazeteci olabileceğini sanmıyorum.
Ancak toplum bileşik kaplar teorisine uygun gelişiyor. Toplum neyse gazetecisi de o. Halbuki bizim toplumu daha ileri taşımak için daha iyi gazetecilere ihtiyacımız var. Bu doğrultuda, IPI/Uluslararası Basın Enstitüsü vasıtasıyla geçen yıl bir eğitim programı başlattık. Üç-beş yıl deneyimi olan 40 kadar genç arkadaşımızı bir dizi kurstan geçirdik. Bu yıl başvuru 80'e yükseldi. Bu hepimizin yüzünü güldüren bir olay. Bu arkadaşlarımız sorumlu görevlere geldikçe, bu kurslara katılanların sayısı arttıkça, Türkiye'de uluslararası normlarda gazetecilik yapanlar çoğaldıkça, medyanın da daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum.
.
.
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
| Tüm yazıları |
|
ShareThis
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|