|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
HAYVANLARA SELAM İNSANLARA SAYGI…
11.12.2013 |
|
Okunma Sayısı : |
5873 |
|
|
Oy Sayısı : |
0 |
|
|
Değerlendirme : |
0 |
|
|
Popülarite : |
|
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
HAYVANLARA SELAM İNSANLARA SAYGI… Halit Kıvanç
Çocukluğumda tanıdığım, hatırladığım ilk hayvan "Sarı" adlı ve çok güzel erkek kedimizdi.
Babamı, sabah erkenden uğurlar, yanında yürüyerek yakınımızdaki yokuşun başına götürür, akşamüstü de aynı yokuşun başında karşılardı.
Babamla kedimiz beraber eve gelirdi. "Sarı" ya özel yiyecek getirilirdi.
Ama sonra bir gün eve bir de kafesiyle bir kuş geldi.
Doğrusu ne kuşu olduğunu hatırlamıyorum.
Ancak güzel öten, çok şeker bir kuştu.
Sonra evdeki büyük bir olay, herkesi üzdü.
O güzel görünüşlü, güzel tüylü kedimiz, o güzeller güzeli kuşumuzu yemişti.
Nasıl olmuştu bu?
Ben pek anlayamamıştım.
Büyüyünce anlatmışlardı . Kedimiz çok yaşlanmış, bunamış ve bu nedenle o acı olayı yaratmıştı.
Ev tenha ilken kuşun kafesini (nasıl yaptıysa) yere indirmiş ve telleri parçalayarak o büyük suçu işlemişti.
Babamın yavru iken aldığı, annemin tam deyimiyle neredeyse kuş sütüyle beslediği, hepimizin sevgilisi "Sarı" kedi işte, bir gün "kuş katili" olarak….
Yok ,yok öldürmemiş, sadece şehir dışına yollanıp o zaman çok hoş olan boş tarlalardan birine atılmıştı.
Ama Sarı'nın bu ihanetine rağmen benim hayvanlara karşı küçücükken başlayan sevgim hep devam etti.
Yurtdışına gittiğimde hayvanat bahçeleri en sıkışık zamanlarımda bile mutlak şöyle bir uğradığım yer oldu.
Annemin hayvan sevgisi inanılmayacak güzelliklerle süslenirdi.
Bizim olmayan ama mahallemizdeki, sokağımızdaki, apartmanımızdaki bir kedi veya köpeğin doğum yaptığını öğrendimi, hemen loğusa şerbeti kaynatıp komşulara dağıtırdı.
Ancak "Sarı" olayından sonra, hiçbir zaman bir hayvan alıp sahiplenmedik.
Dostların köpeklerini, kuşlarını, sevmekle, okşamakla ya da onlara yiyecek vermekle mutlu olmaya çalıştık.
Şimdi de yaz günlerinde denize girmeye giderken balıklara da yiyecek hediye götürmekten büyük mutluluk duyarım.
Haaa, bir de köpekli aşkımı söylemeden geçemeyeceğim.
Bir dostumuzun köpeği, özür dileyerek açıklamalıyım: Bir "dişi" köpek, ama çok güzel bir köpekle aramızda bir süre devam eden "aşk"ı da itiraf etmeden geçemeyeceğim.
O dostlara ziyarete gittiğimizde, o güzeller güzeli köpek gelir ve yanıma oturur, başını dizlerime dayardı.
Giderken de bizden önce kapıya koşar ve etrafımda dönerek, sanki "Niye bu kadar çabuk gidiyorsun?" der gibi davranırdı.
Şimdilerde ise, yani şu satırların yazıldığı günlerde eşim Bülbin'in sevgili yeğenlerinin "Limon" adlı kuşuyla sevgimizi sürdürüyoruz.
Kafesinden çıkıp omzuma konuyor, kendince bir şeyler söylüyor.
Çok dikkat ederseniz, evdekilerin isimlerini söyler gibi konuştuğunu da düşünebiliyorsunuz.
Haaaa bir de gelip yanağınıza konarak hafiften bir buse kondurduğu da oluyor.
Eş-dostum beslediği, sahibi olduğu hayvanlarla da yakınlığım devam ediyor.
Ama hayvan beslemenin çok büyük bir sorumluluk getirdiğine inandığım için o yolu denemedim. Evet, hayvanları seviniz, ama gerektiği gibi.
Özellikle evde ufak çocuk varsa çok dikkatli olarak ve beslenme kurallarına uymayı göze alıyorsanız, bunu gerçekleştirebilecek güçteyseniz, o zaman tamam.
Fakat sadece "Ben hayvanları çok seviyorum" nutku atarak hayvan beslenmez.
Politika gibi her önüne gelenin "Ben de yaparım belki" diye deneyeceği bir iş değildir bu. NOKTA.
Evet, hayvan beslemedim , ama hayvanları hep sevdim.
Uygun ortamda kuşlara yem vermek, onlar yerken aralarında dolaşmak ve onların o andaki mutluluğunu paylaşmak çok hoşuma gider.
Fakat dediğim gibi, hayvan beslemek, bir insan yavrusunu, bebeğinizi, torununuzu beslemekten hiç de farklı değildir.
Ben bu çok zor işi yapma gücüne, zamanına, olanaklarına sahip olmadığım, işlerimin "benim" diyebileceğim bir hayvanı beslemeye uygun düşmediğini bildiğim için onları biraz uzaktan sevmekle yetinirken….
"En azından bir kitap hazırlayamaz mıyım" dedim kendi kendime.
Üstelik o çok bilinen bir söz "İnsan gülen hayvandır" gerçeği de karşıma dikilince….
Hele hele 60 yılı aşkın yazarlığımda ilk yayınlanan yazımın "gülmece", eski deyimiyle "mizah" dalında olduğunu, sonra da gülmeceli çok yazı, hatta kitaplar bile yazdığımı düşününce… "Tamam" diye bağırdım kendi kendime…
"Tamam…. Tamam… İNSAN GÜLEN HAYVANDIR" diye yazmaya başlıyorum.
Evet….
Yazmaya başlıyorum . ama "Dur" dedim kendime, "hele bir yaz da… ondan sonra dosta, arkadaşa, yakınlara sorarak koyarsın adını…."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|