|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Saçkıran
15.05.2009 |
|
Okunma Sayısı : |
5690 |
|
|
Oy Sayısı : |
2 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
1,51 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Saçkıran Türkan Saylan . .
Ben ilkokul beşteyim.
Galatasaray'ın ilkokul kısmı Ortaköy'de. Okulun berberi var, herkesi o tıraş ediyor. Çok temiz ve düzenli.
Bir gün bizim oğlanlardan birinin kafasında böyle , yuvarlak bir dökülme. Ötekine baktık, onda da var.
Annem her hafta sonunda kardeşlerimi eve sokmadan kontrol ederdi bir hastalık getirmesinler ve diye.
Diş, tırnak bakımı çok önemliydi. Dıi fırçalamadan yatmak yasaktı. Hepimiz için bir ıstıraptı bu.
Tuğrul bir akşam dişini fırçalamadığı için bir tokat yemişti.
Hala dişimi fırçalarken tokat duygusunu taşırım.
Ayak yıkamak da tam bir disiplindi. Yatmadan hepimizin ayaklarına bakardı annem.
Yine Tuğrul 'un bir akşam anneme yalvarışını hiç unutmam. "Anneciğim çok yorgunun. Bir ayağımı yıkadım, ne olur öbürünü yarın yıkayayım," diye Hepimiz bu temizlik otoritesine karşı tepki duyardık. Bu özene karşın oğlanlar Galatasaray'ın berberinden bir mantar hastalığı kapmışlardı.
Saçkıran ama iki cinsi var.
Bir psikolojik kökenli; öteki çocuklarda görülen , saçlı deride olan mantar. Kepekli, yaralı bir şey.
Onlardan bize de geçmez mi! Müthiş bulaşıcıdır bu.
Annem perişan oldu artık. Hastalıklar pis insanlarda, bakımsız insanlarda olur diye öğrendiğinden, hazmedemiyordu bunları. Hep birlikte Çapa'ya, cildiye kliniğine gittik.
İlk girişim böyle olsu oraya. İhtisas yaptığım çalıştığım, öğretim üyesi , ana bilim dalı başkanı olduğum yere yedi yaşında bir hasta olarak gittim ilk kez.
Tahliller yapıldı.
O zaman ağızdan alınacak ilaç yok. Şua yapılıyordu, elektrik yapılıyordu, saç diplerindeki mantarlar öldürülüyordu. Basit bir şey aslında.
Hepimizin kafaları kazındı, o zamanki ilkel bir makinanın altına yattık , şua yapıldı.
Gayet iyi geldi tedavi. Yaza doğru olmuştu bu hastalık. Yazı ben kasket ve pantolonla geçirdim bir oğlan çocuğu gibi. Birisi bana, "oğlum" diye seslenince ne kadar mutlu olurdum, anlatamam.
Kışa doğru saçlarımız çıktı, kıvır kıvır çıkmıştı o ilk saçlarım.
Babam bizi önüne oturtur, tıraş eder, başımıza tendürdiyot sürerdi hastalık tekrarlamasın diye.
Bizim ailenin bir alışkanlığı vardı. Babam, her yılbaşından bir gün önce bütün çocukları toplar, annemi ve babaannem iyiyken onu da alırdı.
Tünel'deki Foto Süreyya'ya gider, aile fotoğrafı çektirirdik. Böyle üst üste yıllarca çekilmiş fotoğraflarımız var.
Babam, ben ilk çocuk olduğum için, doğumumdan başlayarak düzenli fotoğraflar çekmişti. Türkan 24 saatlik, Türkan üçgünlük, bir haftalık, bir aylık… gibi. Bu fotoğraflar sonraları , öbür kardeşlerime tavsadı. Belki maddi durumu da iyi değildi o aralar. Şimdi bakıyorum o fotoğraflara , her yılki değişimleri görüyorum. Zaman geçtikçe giysiler daha özensiz olmuş, fotoğrafların kaliteleri de düşmüş.
İlk yıllar annemin hepimizin üstünde kendi zevkine göre yaratmak istediği görüntüler zamanla kaybolmuş.
Annem benim saçlarımı akşamdan bezlerle sarıyor, sonra lüle lüle tarıyordu. Ben ise erkek gibi olmaya çalışan, saçlarını kısa kestirmek isteyen bir kızdım.
Çocukluğumda bunu çok istemiştim. Sanırım birçok kız çocuğunda olan bir duygudur bu.
Bazen ben de birçok arkadaşıma erkek olmayı düşünüp düşünmediklerini sorarım ve genellikle aldığım cevap, keşke erkek olsaydım, olur. Galiba hangi aileye doğarsanız doğun, bir yaşa gelince, erkek çocuk ile kız çocuk arasında bir ayrım yapıldığını ya da erkeklerin yaşam ve davranış biçimleriyle kadınların yaşam be davranış biçimleri arasında bir farkın varlığını, bunun da erkekler lehine olduğunu görüyor ve bu eşitsizliğe kızdığınız için kız olmaktan üzüntü duyuyorsunuz.
Çocukluğumda zaman zaman neden erkek değilim diye ağladığımı hatırlıyorum. Ama ileri yaşlarda bu duygu azaldı ve özellikle genç kızken, kız olduğum için çok mutlu oldum. Kız olarak ben çok fazla sıkıntı çekmedim. Belki başka ailelerde, başka çevrelerde kız olmak, sonra da kadın olmak sıkıntılar yaratabiliyor, ama ben kendi payıma yaşadığım sıkıntıları çok önemsemiyorum, hatta kadın olmanın kimi avantajlarını da yaşadığımı, annelik, ablalık sezgilerimin yaşam süreçlerimde çok ön açıcı olduğunu söyleyebilirim.
. . . . TÜRKAN SAYLAN Gözüyle Kimdir Başarıları Linkler Kendi Sesiyle Fotograf Albüm Kitap Tavsiyeleri TV Tüm Yazıları TÜRKAN SAYLAN Odası Lider Arama
. .
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|