Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

BİNGÜR SÖNMEZ Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

45 dakikalık abartılmış spor, enfarktüse davetiye
18.11.2008
Okunma Sayısı : 4070
Oy Sayısı : 5
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,49
Verdiğiniz Puan :
 

 

45 dakikalık abartılmış spor, enfarktüse davetiye
Prof.Dr.Bingur Sonmez

.
.
Sayın Öge Demirkıran'ın Vatan gazetesinde yayınlanan benimle yaptığı söyleşiyi paylaşıyorum...
.
.

45 dakikalık abartılmış spor, enfarktüse davetiye

Kalp hastaları için 'kontrollü spor'u öneren Prof. Sönmez, hastaların ameliyat masasından kalktıktan sonraki ilk sorusunun "Doktor ne zaman seks yapabilirim" olduğunu söylüyor...

Ve Prof. Sözmez, hastalarının bu sorusunun yanıtını veriyor...

Prof. Dr. Bingür Sönmez, kalp hastaları tarafından en çok sorulan sorulara cevap verdi. Bu soruların başında ise "seks" geliyor. Birçok hasta ameliyatının başarısını "seks" ile test ederken ameliyattan sonra yaşanan durumları Sönmez şöyle anlatıyor...

Kalp rahatsızlığı yaşayanların en büyük endişelerin biri seks. Neden insanlar bu endişeyi yaşar?

Kalp beynin uzantısı, penis de kalbin uzantısıdır. Kalpte sorun varsa peniste de sorun vardır. Kalbi rahatlatmak için beyni boşaltmak gerekir. İyi bir cinsel hayat için de sağlıklı kalbe ihtiyaç vardır. Çok seks yaparak sağlıklı kalbe kavuşulmaz. Kalbe iyi gelen aşık olmaktır, çok sık seks yapmak değil.

Bilimsel olarak bu durum nasıl açıklanıyor?

Aşık olan kişinin endorfin hormonu seviyesi yükselir. Endorfin, kalp damarlarını genişletir, beyne rahatlık ve huzur verir. Bir anlamda mutluluk hormonudur. Bunun yanında aşırı heyecanda ortaya çıkan adrenalin ise nabzı yükseltir, kalp damarlarına spazm yapar. Yarattığı heyecan ile büyük bir keyif verir. Bu noktada endorfin de adrenalin de büyük bir keyif verir fakat endorfin kalbin dostu adrenalin ise düşmanıdır.
.

.

Hastaların ilk sorusunun seks üzerine olduğu söylenir. Doğru mu bu?

Her ameliyattan sonra erkek hastalar, yaşları ne olursa olsun bana "Ne zaman seks yaparım" diye soruyor. Çünkü bu sorunun cevabı aslında ameliyatın ne kadar başarılı geçtiğinin bir göstergesidir. Hatta ameliyatın başırılı geçtiğini anlamak için test amaçlı seks yapan hastalarım bile oluyor. Ayrıca ağrısız ve kusursuz seks için ameliyat olan hastalar bile var.

Nasıl, seks gücü düşenler mi kalp ameliyatı oluyor?

Toplumumuzda çok yaygın bir alışkanlık ile bunu açıklayabilirim. Birçok erkek eşine "Eğer seninle beraber olurken yaşamımı yitirirsem, beni önce giyindir ardından kardeşlerime haber ver" der. Bu yüzden kalp ve seks birbirinden ayrılmaz.

Peki ameliyattan ne kadar sonra seks yapılabilir?

Ameliyat sonrası "Ne zaman seks yaparım" diye soran hasta 40 -50 yaşlarındaysa ona şu tavsiyede bulunuyorum: "3 hafta sonra pasif pozisyonlarda, aşırı heyecan yaratmayacak şekilde yapabilirsin." Ayrıca eşleri de ilk denemede başarısızlık çıkabileceği konusunda uyarıyorum. Ama bana bu soruyu 70 yaş üstü hastalar sorduğunda ise "İstediğin zaman seks yapabilirsin" cevabını veriyorum.

Nasıl, niye bu cevabı veriyorsunuz?

Çünkü bu libidodan yani cinsel istekten kaynaklanır ve hiçbir zaman bu bitmez. Bu yaştaki bir kişinin damarsal olarak başarılı seks yapma imkanı yoktur ama bunu bilmek bile kişiyi rahatlatır. Hatta bu durumlarda benden Viagra türü ilaç isteyen hastalarım bile oluyor.

Viagra Şehitleri!

Peki Viagra serbest mi?


Eğer hasta nitrat ve tansiyon türü ilaçlar kullanıyorsa hastaya Viagra ve türü ilaç vermiyoruz. Aksi halde Viagra şehidi olarak hayatını kaybedebilir.

Kalp rahatsızlığı psikolojik bozukluğa sebep oluyor mu?

Kalp gibi ağır tedavilerden sonra hastalar 3 ay depresif dönem yaşar. Umutsuz olurlar, gelecekten endişeli olurlar. Bu tür hastaların topluma dönüşü zor olur. Hatta bir çoğuna rehabilitasyon programı uygulanır. Bunlar içinde psikiyatri tedavisi verilenler de vardır. Bunlar büyük ameliyatlardan sonra görülebilecek davranış bozukluğudur. Ayrıca bunun tam tersi tepki gösteren hastalar da olabiliyor. "Şurada kaç gün ömrü" kaldığı diyen hastalar eşlerini bırakıp başka kadınlara ilgi göstermeye başlıyor. Bazıları ise dünya seyehatine çıkabiliyor. Bu bilimsel açıdan psikolojik bozukluk olsa da bazı hastalar içindeki hınzırlıkla da hareket edebiliyor.

.


.

HALI SAHAYA DİKKAT!

- Günümüzde halı sahada kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden insanları görüyoruz. Öncelikle halı sahada futbol oynamanının kalp ve ortopedi olmak üzere iki riski bulunuyor. Kısa alanda, süspansiyon olmayan zeminde, adele ısınmadan abartılı fizik aktivitesi yaparsanız spor yaralanması geçirirsiniz. Ayrıca 20 yıl önce iyi top oynamış olmanız bugün de yapacağınız anlamına gelmez. 45 dakikalık abartılmış spor enfaktüse davet çıkarır.

Sigara kalbi bitirir!

- Sigara en büyük felekat olarak karşımıza çıkıyor. Son yasal düzenlemeler ile sigara içenlerin sayısında epey azalma oldu. Pek çok kişi de azalttı. Ama bugün sigara içme yaşı ilkokula kadar indi. Özellikle 'yasak'çocukların ilgisinin artmasına neden oluyor. Bu noktada öğretmenlere çok iş düşüyor. Sigarının kağıdındaki katran akciğer kanserine sebep oluyor. Tütündeki karbonmonoksit ve nikotin ise kalbi olumsuz etkiliyor. Karbonmonoksit ritm bozukluğuna, nikotin ise spazm sonucu kalp damarının iç cidarının bozulmasına neden oluyor.

Hava kirliliği de kalp krizini tetikliyor

Michigan ve Toronto Üniversitesi'nin yaptığı araştırma, hava kirliliğinin kalp krizini tetiklediğini ortaya çıkardı. Hava kirliliğinin damarların daralmasına neden olduğunu tespit eden bilim adamları, sağlıklı insanların bile kalp ve dolaşım rahatsızlıkları çekebileceğini hatta kalp krizi geçirebileceğini söylüyor. Michigan Üniversitesi' nden Dr. Robert Brook 'Circulation' dergisindeki makalesinde hava kirliliğinin kalp kirzini nasıl tetiklediğini şöyle açıkladı: "Araştırmaya katılan denekler, havası çok kirli bir odada 2 saat boyunca kaldılar. 2 saatin sonunda deneklerin damarlarında yüzde 2 ila 4 oranında daralma tespit edildi. Damar daralmasını, havadaki karbon, demir ve çinko parçacıkları her nefeste akciğere yerleşip buradan kana karışıyor. Bağışıklık sistemi de bu parçacıkları bakteri ya da virüs gibi algılayarak sitokin maddesi salgılıyor. Salgılanan bu maddede kan damarlarını daralttıyor."

Kroner kalp çok faktörlü bir hastalık

Kalbimizi korumak için neler yapmamız gerekiyor?


Bugün bana gelen herkes "Kalp sağlığım için ne yapayım?' sorusunu bana yöneltiyor ve sadece bir öneri istiyor. İkinci, üçüncü hatta beşince öneri olabileceği hiç düşünülmüyor. Ama kroner kalp çok faktörlü bir hastalıktır. Cinsiyet, kalıtım, tansiyon, diabet, sigara, yanlış beslenme, durağan yaşam tarzı bu hastalğın faktörleridir. Bu faktörlerden cinsiyet ve kalıtımla baş etmenin imkanı yok. Kalıtım anne ve babanın armağanı. Ama geriye kalan faktörleri kontrol edebiliriz. Bir başka ifadeyle kroner kalp rahatsızlığının yüzde 80'i kişinin kendisine bağlıdır.

Spor yüzde 80 içine giriyor. Peki nasıl spor yapmalıyız?

Kalp için sporu tavsiye ediyoruz. Ama nasıl spor, bu çok önemli. Eğer siz 'Amerika'da 70 yaşındaki adamlar koşuyor' diye 40 yaşında koşmaya başlarsanız kalp krizine davetiye çıkartısırsınız. Çünkü o adam çocukluğundan beri düzenli spor yapıyordur. Eğer siz 'Tenis kalbe iyi geliyor' diye kırkında tenis raketini elinize alırsanız sonunuzu hazırlarsınız. Bugün enfarktüs geçiren kişiler dahi spor yapabilir ama kontrollü. Eğer düzenli spora ara verdiyseniz ya da spor alışkanlığınız yoksa ve ilk kez spora başlayacaksanız öncelikle kalp rehabilitasyon uzmanına danışın. Eğer bu imkanınız yoksa hızlı adımla yürüyüş ve yüzmeyi tavsiye ediyoruz. Vücut uyum sağladıktan sonra sporun temposu artırılabilir.

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org