|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Kamera Arkası BİNGÜR SÖNMEZ
11.10.2009 |
|
Okunma Sayısı : |
4374 |
|
|
Oy Sayısı : |
3 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
2,39 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Kamera Arkası BİNGÜR SÖNMEZ Bingür Sönmez . . .
izlemek için tıklayın. . .
Kamera Arkası BİNGÜR SÖNMEZ
Bingür Sönmez (BS) Bülent Şenver (BŞ)
Deşifresi
BÜLENT ŞENVER: Bu fotoğraflarda şöyle bir şey yaşanıyor; Yaşar Nuri Öztürk hocamız konuğumuzdu. 140 tane fotoğraf çekilmiş. Türklider gazetesine koymak için fotoğraf bakıyorum, birinde Yaşar hocanın gözü kapalı çıkmış, birisinde benim başım önde, iki tane resim bulabildim yüzden fazla resimden
Hocam, sizden ben program sırasında daha önce gönderdiğim değerlerden diyeceğim ki "Gençlere üç tane mesaj verin" desem ne mesaj verirsiniz?
BİNGÜR SÖNMEZ : Koşma ile ilgili küçük bir hikayem var. Koşma hızınızı bir gün öncekine göre hazırlayınız, başkalarına göre değil. Orada mesajım şu; birgün öncekinden daha fazla koşun. Başkalarından daha fazla değil. Başarının temel sırrı o bence.
BÜLENT ŞENVER : İkinci mesajınız
BİNGÜR SÖNMEZ : Uykuda geçen süre kayıptır.
BÜLENT ŞENVER : Üçüncü mesajınız
BİNGÜR SÖNMEZ : Zamanı iyi kullanmak. İçinde bulunduğunuz dönem aslında en çok vaktiniz olduğu dönemdir. Gelecek yıllar daha cimri olacaktır. Ben tıp fakültesini bitirdiğim gün farkettim ki beş yıl üst üste tatil yapmamışım.
BÜLENT ŞENVER : Sizde arkamıza gelin, resim çekelim. Şimdi sorularınızı dağıtayım size. Orası bir hareket noktası , kendi cümlelerinizide kurabilirsiniz. Birde bunlar elinizde olduğu için ara sıra gözünüzle bakabilirsiniz. Spikerler yapıyor ya.
BÜLENT ŞENVER : Bingür hocam size verdiğim değerleri konuşacağım ve sadece üç tanesi için ben niye diye soracağım. Mesela dürüstlüğü seçtiniz Niçin? Diye. Ondan sonra önünüzde bir kaset duruyor, biz dedik ki bize sürpriz kaset hazırlayın. Seyrettikten sonra gençlere üç tane değişik mesaj vermek .Nedir bu üç değişik mesajınız diyeceğim. Görüntüleri daha önce verdiğiniz mesajlara uygun yönetmenimiz görüntüler bulacaklar. Bir kaset yayınlayacaklar. Eğer vaktimiz kalırsa da gençlere tavsiyeleriniz olabilir. Mesela ne yemeği seviyorsunuz, tavsiye edeceğiniz kitap konusunda, kısa bir söyleşi .
Programın içerisinde bize kaç dakika kaldığını söylüyorlar. O nedenle bazen bu bütün yapmak istediklerimizde bazılarını yapamayabiliyoruz.
Bir de şeref defterimiz var. Uğur Dündar Bey geldi, bunları gördükten sonra "Hocam, ben bile böyle hazırlanmıyorum" diyor. Uğur bey'de televizyon programcılığı konusunda halkın sağlığını düşünen programlar yaptığı için Türklider seçildi.
Bakalım kameraya çeken arkadaşımız neler çekmiş, ne süprizler yapmış.Burası hem aynı meken, stüdyoya indiğimizde biraz da oralarda çekersin.
Soru soracaklara mikrofon gerekiyor, o nedenle soru soracakların öne oturmasını rica ediyorum. Mikrofonda kendi sesinizi duymuyorsunuz, o nedenle mikrofon çalışmıyor zannetmeyin.
BÜLENT ŞENVER : Türkiye'nin genç liderlere ihtiyacı var, her konuda, her alanda genç lider yetiştirmeliyiz. Genç lider yetiştirmek ise bizim sorumluluğu. Gençlere imkan vermeliyiz, gençlerin önünü açmalıyız, gençlere el vermeliyiz. Gençlerle tecrübelerimizi , birikimlerimizi paylaşmalıyız. Bu programda gençlere örnek olmuş bir lider konuğumuz olacak, gençlerle tecrübelerini paylaşacak.
Yaptığı başarılı ameliyatlarla birçok insanın hayatına şifa veren, kullandığı kalp cerrahisi teknikleri ile ileri teknolojileri hem kullanmak hem de yaratıcılık yapmak konularında başarılı sonuçlar elde ettiği için ve insan sağlığına önem verdiği için, değer verdiği için tıp doktorluğunun kalp cerrahisi konusunda Profesör Doktor Bingür Sönmez Türklider seçilmiştir. Bu programda konuğumuz Profesör Doktor Bingür Sönmez. Hoşgeldiniz Hocam.
BİNGÜR SÖNMEZ: Hoşbulduk .
BÜLENT ŞENVER : Sizi o kadar çok insan kalp cerrahisi konusunda tanıyor ki , ben kabaca hesap yapmaya çalıştım, yaklaşık sizin bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz 10.000 adet kalp cerrahisi konusunda kalp ameliyatı var. 10.000 taneyi ben duyunca çok şaşırdım. Dedim ki 1 yılda 365 gün var, Hocamız her gün Cumartesi Pazar demeden, tatil, bayram demeden Her gün ameliyat yapsa yılda 365 ameliyat yapar. Bunu 10 yıl boyjnca devam ettirse 3650 olur, hala 10 bine gelemedik. Demek ki 30 yıl bir süre hiç durmadan, dinlenmeden kalp ameliyatı gibi önemli bir ameliyat gerçekleştirmişsiniz. Nasıl yapabildiniz? Nerden böyle bir enerji buldunuz?
Şu da dikkatimi çekiyor benim, 10 bin kişiye kalp ameliyatı demek, hastaneye ameliyat olmaya gittiğinde o kişinin birde yakın çevresini düşünün, iş yerindeki arkadaşlarını düşünün. çevrelerindeki 50 kişiyle çarptığınız zaman , yarım milyon insan demektir. Sizin isminizi duymuş belki bir milyon, belki üç milyon, insan. Nereden bu enerji size geldi.
BİNGÜR SÖNMEZ: Sevgili hocam, benim yaşımda bir insan ömrü boyunca 10 bin gazete okumuş olamaz, 10 bin kitap da okumuş olamaz ama ben 10 bin ameliyat yaptım. Bu bir ekip çalışmasıdır. Bir ekibin ürünüdür. Günde 3 ile 6 , bazen de 7 ameliyat yaptığım oluyor.
1990 yılında Türkiye'ye İngiltere'den kesin dönüş yaptım, önce Florance Nightingale hastanesinde çalıştım, şuanda Memorial hastanesinde çalışıyorum. Bulunduğum ortamlardaki hizmet bana bu imkanı sağlıyor. Yılda 750 ile 1200 ameliyat yapabiliyorum. Allah herkese sağlık versin ama demin tarif ettiğiniz 10 bin insan , 10 bin eş, 10 bin çocuk, 10 bin komşu, arkamda milyona varan bir sevgi ordusu var, bu enerji oradan geliyor.
BÜLENT ŞENVER: Bu nedenle biz sizi Türklider seçtik. Hayatınızda ameliyatlar dışında hobilerinizde var. Biz sizi tanıtmak için kısa bir kaset hazırladık, isterseniz hep birlikte bu kasedi izleyelim.
BÜLENT ŞENVER: Türklider programında, Türklider Prof. Doktor Bingür Sönmez bey ile birlikteyiz. Hocam, kısa da olsa sizin öz geçmişinizi izledik. Ben dikkat ettim , siz sadece kalp ameliyatı değil, çok daha farklı konularda , farklı uğraşlarda da bulunuyorsunuz. Bunlardan bir tanesi bilgisayar. Hatta önünüzde küçük bir bilgisayar ile gelmişsiniz programa. Bu da yeterli olmamış, siz, "Ben kayak severim " demişsiniz . Çok güzel kayak yapıyorsunuz. Tabii Sarıkamış'lı olmanın da belli bir yetenek de sizde var. Onunla da yetinmemişsiniz sualtıyla da ilgilenmişsiniz. Sadece bakmaktan öte, daha profesyonel taraflara kayan bir su altı sporlarıyla uğraşmanız var. Bütün bunlardan sonra 22 den fazla dernekte üyeliğiniz var. Bu güne kadar 10 bin tane ameliyat yapan başarılı cerrah olarak demişsiniz ki "Boş vakitlerim de de ameliyat yaparım." Ne kadar mütevazi bir cümle. Biraz bu cümlelerin anlamını sizden dinleyelim.
BİNGÜR SÖNMEZ: Çok sevgili bir arkadaşım beni ziyarete geldiğinde , onunla konuşacak vaktim yok, sürekli telefondayım, hastalar geliyor, Cumartesi öğrencilerde oluyor . Bir süre sonra dalga geçmek için dediki "Boş vakitlerinde ne yapıyorsun? Dedi." Bende "Boş vakitlerimde ameliyat yapıyorum." Dedim.
Hobilerime gelince, bilgisayar benim yaşamımın bir parçası. Gençlere özellikle diyebilirim ki beni meslektaşlarımdan ayıran en büyük üstünlüğüm o. Ben bilgisayara başladığım zaman , meslektaşlarımın hiçbiri bilgisayar kullanmıyordu. Bugün hala birçok meslektaşım bilgisayarın düğmesini açıp kapatmıyor. Benim onlardan en büyük üstünlüğüm, bilgisayar kullanabiliyor olmak. Bir yazılımcı değilim, donanımcı da değilim ama çok iyi bilgisayar kullanabiliyorum.
Bunun yanında çok iyi kayak kayıyorum . Çünkü Sarıkamışta doğarsın ve kayak kaymaya başlarsın. Nasıl oluyor? Önce ağabeyiniz sırtında kaydırır sizi, sonra onun küçülen kayakları size gelir, ona yenisi alınır. Birazdan resimlerde göreceksiniz 5 yaşında kayak yaparken resimleri var.
Sualtını hep merak etmiştim , bir arkadaşımın teşviki ile dalmaya başladım. Bunu bir hobi niteliğinde yapıyorum. Riske etmiyorum kendimi . Mutlaka bir hafta dalma tatili organize ediyorum kendime, kışın bir hafta kayak tatili veriyorum.
BÜLENT ŞENVER: Gençlerimiz var stüdyoda. Anadolu Bil Meslek Yüksek okulundan gelmişler. Onlar size sorular sormak istiyorlar. Bir tane soru çok ilginç , o soruda sizin 10 bin adet kalp ameliyatı yaptığınızı biliyor ve o 10 bin kişilik gruba dahil olmamak için daha şimdiden Rabia Doğan size soru sorcak. Bakalım Rabia'nın sorusu nasıl?
RABİA DOĞAN:Hocam, ileri yaşlarda bizlerinde kalp ameliyatı olmamamız niçin neler tavsiye edersiniz? Kalbimizin sağlığı için bizlere neleri yapın veya yapmayın dersiniz?
BİNGÜR SÖNMEZ: Öncelikle kalbinizi sevin. Oradan yola çıkmamız lazım. Çok stresli yaşıyoruz, sigara içiyoruz, ve Tanrı'nın bize verdiği şansızlık var. Genetik yapı olarak hdl denilen kolestrol düşük hatta bu yabancı ülkelerde doğmuş çocuklarda da böyle. Bunlar değişilmiyor.
Sigara içmeyin, stresli yaşamayın, kilo almayın, beslenmenize çok dikkat edin. Özellikle ülkemizde sigarayı takip eden bir felaket var fasf food . Kolay erişiliyor, her yerde var ve çok ucuz. Bugün öğrenci olduğunuz için bir hamburger yiyip, dersinize oturuyorsunuz. Onun yerine bir makarna haşlasanız daha sağlıklı. Mutlaka sağlıklı beslenin., sigara içmeyin, mutlaka spor yapın. Zannetmeyin ki vaktiniz çok az, inanın vaktinizin en çok olduğu günleri yaşıyorsunuz. Gelecek günlerde vakit daha sınırlı olacak. Şimdi gencim neden spor yapayım yada yaşlandım artık spora gerek yokdiyorlar. Her yaşta spor yapın diyorum. Sağlıklı beslenin ve sigara içmeyin.
BÜLENT ŞENVER: Sizin söyledikleriniz aslında yapılamayacak şeyler değil. Ben zannettim ki öyle şeyler söyleyeceksiniz ki yapması çok zor. Bunlar içierisinde kilo almayın dediniz, fast foof 'ları yemeyin . no'ları sıralarsak
No stres No kilo No fast food No sigara
Bunları yaptığımız zaman kalbimizi seviyoruz.
BİNGÜR SÖNMEZ: Hocam , doğal bir sehir var, insanlar yaşlanır . Belli bir süre sonra insanlar yaşlanacak, hiç dinlenmeyen bir organ olan kalp, belli bir süre sonra yorulacak. 60 yaşından sonra , bizi ürküten bu değil. 35-40 yaşında enfaktüs geçiren insanlar . 35 yaşında bir insan enfaktüs geçiriyorsa demek ki 25 yaşından beri hastadır. Bunun o insana , ailesine, ülkesine getireceği felaket çok büyüktür. Onun için kalbinizi sevmek zorundasınız.
BÜLENT ŞENVER: Türklider Bingür Söznmez , bir gencimiz var çok ilginç sorusu var. Onun bu sorusunda size bu stüdyoda küçükü bir tiyatro oyunu yaşatmak arzusu ile hoş bir soru düzenlemiş. Cihat Kaba bir soru soracak size.
CİHAT KABA: Hocam sizin bir kalp ameliyatı anında ağzınızdan çıkan kelimeleri ve cümleleri sanki ameliyathanedeymişsiniz gibi yüksek sesle söylemenizi rica ediyorum.
BÜLENT ŞENVER: Şöyle diyelim, hepimiz susalım, kendimizi bir radyo dinliyor gibi susalım, radyoda Prof. Doktor Bingür Sönmez'in konuşmaları geldikçe bu işten anlayan birisi desin ki hoca şuanda ameliyatta desin.
BİNGÜR SÖNMEZ: Ameliyathane zaten bir tiyatro. Herkes rolünü iyi yapmak zorunda. Orkestrayı hazırlık yaparken izleyin, Siz bir orkestra şefinin performansını izlemeye gidiyorsunuz , köşede bir davulcu var, oda bakıyor herkes bana mı bakıyor diye. Zil çalan biriside öyle. En son gelen orkestra şefidir. Her şey hazırlandıktan sonra geliyor. Ben de ameliyathanede öyleyim. Benden önce herkes geliyor, herşey hazırlanıyor. O sazı çalan müzisyen gibi , davulu hazırlayan müzisyen gibi herkes büyük bir ciddiyetle benden önce hazırlığını yapıyor.
Tiyatro da herkes kimden sonra ne yapacağını biliyorsa, ameliyat da öyle. Bazen ben söylüyorum şunu, şunu istiyorum diye ama iş olsun diye. Mutlaka bir sonra söylenecek replik biliniyor veya sahneye girecek olan mutlaka kendini biliyor, sahneye giriyor ve oyunun sonunda alkışı mutlaka alıyor.
Ben ameliyatta hep trans halindeyim. Mutlaka müzik vardır, stres yoktur, en zor ameliyatta bile ve ameliyatta ve benden hastaya geçen enerjiyi hissederim. Bunu en çok ameliyat lambasını düzeltirken hissederim. Siz hiç mevleviyi dönerken gördünüz mü? Orada bir el yukarıdadır, diğeri aşağıdadır. İfadesi şudur "Tanrı'dan alıyorum, bedenimden geçiyor , toprağa gidiyor" Çok büyük bir felsefedir. Bir elim hastanın üzerinde bir elim lambanın üzerindeyken biranda o değeri düşünürsünüz. Sanki yukarıdan bir şeyler geliyor, benim bedenimden, elimden hastaya geçiyor. Bunu inanın defalarca yaşıyoruz ve hissediyoruz. Bunu hissetmezseniz ameliyatta zaten güzel olmuyor.
Ameliyatlarda pek fazla konuşmuyoruz, çünkü orada bir tiyatro oynanıyor , herkes rolünü biliyor. İnanmayacaksınız ama bazen günlük siyasetleri konuşuyoruz, bazen hoş bir espiri varsa, fıkra varsa onu anlatıyorum. Konsantrasyonu bozmayacak derecede.
BÜLENT ŞENVER: Şimdi Tayfun Kalkan size size bir soru hazırlamış. Sizi belki siyasete yakıştırdı. Size bir siyasi kimlik verip, sorusunu sormak istiyor.
TAYFUN KALKAN: Türkiyede önemli reformların yapılması gereken konulardan bir tanesi sağlık konusu. Ne yazık ki insan sağlığına yeteri kadar önem verilmiyor. Eğer Bingür Sönmez Sağlık Bakanı olsaydı yapacağı üç önemli konu ne olurdu?
BİNGÜR SÖNMEZ: Siz bir öğrencisiniz, babanızın size çok harçlık vermesimi önemli, sizin bunu idareli harcamanız mı önemli. Babanızın size vereceği harçlık belli, daha fazla veremiyor. Siz idareli kullanmak zorundasınız. Çok israfa giderseniz hiç işe yaramaz. Bugün ülkemizde sağlık yönünde çok büyük gelişmeler kaydedildi. Sadece sigorta hastaneleri ile devlet hastenelerinin birleşmesi bile rekordur. O kadar büyük kaoslar yaşanıyordu ki , insanlar farklı standartlarda farklı hizmetler alıyordu. Bizdeki en büyük sıkıntı israf. Bugün devletin verdiği sağlık hizmeti inanılmayacak deredece yeterli. Dağdaki çobana yeşil kartı olduğu için ayda 3 milyarlık ilacını veriyor. Bugün devlet hastensinde çalışan arkadaşlarımızın çok ciddi yakınmaları var. Hasta geliyor, o bizim velinimetimiz, büyük saygı duyuyoruz ona, zaman ayırıyoruz, muayenesini yapıyoruz, onun hiç ödeyemeyeceği boyutta tahliller yapılıyor, reçetesi yazılıyor, veriliyor. Doktor arkadaş diyor ki "Ertesi gün aynı hastayı yan odada görüyorum, yanına gidiyorum diyorum ki 'beyefendi ben dün sizi muayene ettim, vakit ayırdım, size ilaçlarınızı yazdım, tahlillerinizi yaptım, neden bir gün sonra yine geldiniz?" 'Olsun birde bu doktor baksın' diyor"
Şöyle olmalı; herkesin bir sağlık kartı olmalı, bu kartınız dolmadan muayene olmamalısınız, ilaç alamamalısınız. Bu kartınız verdiğiniz zaman basit bir sistemle sizin bütün bilgileriniz oraya çıkmalı ve "Beyefendi dün siz muayene olmuşsunuz, tahlilleriniz yapılmış, ilaçlarınızı almışsınız neden bugünde geldiniz, ne oldu?" demesi lazım.
BÜLENT ŞENVER: O zaman şunu diyebilir miyiz? İkinci öneriniz; e hastane elektronik hastane.
BİNGÜR SÖNMEZ: E hasta olmalı. İstanbul'da muayene olduğu zaman, Mersin'e gittiği zaman doktorun görebilmesi gerekir.
BÜLENT ŞENVER: Bu yazılımı kim yapmalı?
BİNGÜR SÖNMEZ: Bunu Sağlık bakanlığı bir bilgisayar programıyla uygulama aşamasında. Bu uygulandığı zaman inanın sağlık masrafları yüzde 60 düşecektir. Bugün dünyanın hiçbir ülkesi bizim kadar sağlığa yatırımlar yapmıyor. İngiltere'de hastaneler kapanıyor, doktorlar işsiz.
BÜLENT ŞENVER: Ben ödevimizi tekrar ediyim. Bir tanesi elektronik kart. Diğeri , bir data bank oluşturulacak, hastalar kontrol edilecek bununla. Türklider Bingür Sönmez, Murat Yaşar gençlerimizin çok değindiği bir konuya yine sizin mesleğiniz ile ilgili etik konusunda bu kadar tecrübeli bir kişiyi bulmuşken , mesleğinizde etik ile ilgili Murat Yaşar size bir soru soracak.
MURAT YAŞAR: Sayın Bingür Sönmez, birçok sektörde olduğu gibi sağlık sektöründe de hoş olmayan vakalar görüyoruz. Sağlık şirketi , ilaç şirketi , eczaneler, sağlık sektöründeki bazı kurumlar etik olmaya özen göstermeyebiliyorlar. Türkiye'de sağlık sektöründe etik olmayan, sizin de içinize sinmeyen uygulamalardan gördüğünüz üç konuyu ve sebeplerini bizimle paylaşırmısınız.
BİNGÜR SÖNMEZ: Etik olmayan davranışlar, eğitim eksikliğidir. Bundan 15-20 yıl önce bir doktorun diğer bir doktorun reçetesini yırtması çok önemli bir şeydi. Birçok meslektaşımız var ki bunu yapıyor. Hem o doktorun eğitimsizliğinden, hem toplumun eğitimsizliğinden. Bugün son beş yılda ben böyle bir şey yaşamadım,duymadım.
Genel prensip "Sizi yanlış tedavi etmişler, yanlış ilaç vermişler" diyerek pirim toplamak . Ben bugün hastalarda görüyorum ki bunu söyleyen doktora hasta pirim vermiyor artık. Bu da toplumun eğitiminin çok iyi bir noktaya geldiğinden kaynaklanıyor.
BÜLENT ŞENVER: Türklider Bingür Sönmez, yine de şuanda etik olmayan sizi rahatsız eden şey.
BİNGÜR SÖNMEZ: Beni en çok rahatsız eden şey; özellikle karar verme yetkisi olan hekimlerin promosyon amaçlı kongre seyahatleri ve hediye almaları . Bugün batılı firmaların hepsinde eğitim için ayrılmış bir bütçe var. Bu bütçe şudur; asistan olan, eğitim aşamasında olan , bir ürünün alınmasında karar verme yetkisi olmayan gençleredir. Örneğin bir kitap alınması, bir kongereye gönderilmesi. Bu bir etiktir. Bu bir eğitimdir. Ama kürsünün başkanına siz bunları sunarsanız, etik değildir. Ben hiçbir kurumun, hiçbir firmanın kongre teklifini ve armağanını kesinlikle kabul etmedim. Bana yapılan kongre tekliflerini her zaman eğitime ihtiyacı olan, yanımda çalışan gençlere yönlendirdim ve tün benim konumumda karar verecek meslektaşlarımın bunu böyle yapmalarını diliyorum.
BÜLENT ŞENVER: Diyorsunuz ki sizin mesleğinizde etik olmayan davranışların giderek azaldığını gözlüyorsunuz, ancak bazı konularda eksiklerimiz var, bunlarıda telafi etmek için yetişen genç doktorlarımızın, karar veren seviyelere gelen doktorlarımızla gayet iyi bir istişarede bulunarak meslekteki etiğimizi ve sizlerin mesleğe girerken ettiğiniz yemini laiki ile uygulamak için hep birlikte çalışmalılar.
Türklider Bingür Sönmez, ben size bir öden verdim, 37 tane değeri size gönderdim ve bunların arasından 6 tane değeri seçermisiniz dedim. Siz de bana gönderdiniz. Sizin için önemli olan 6 değeri okumak istiyorum.
1- Dürüstlük 2- Çalışkanlık 3- Mütevazilik 4- Yardım severlik 5- Sabır 6- Barış
Olayı zorlaştırarak bir başka gezegene gitseniz ve sadece 3 değeri götürmek zorunda olsanız hangi değerleri alırsınız diye sordum? Siz seçtiniz ve altına da not düşmüşsünüz "Keşke 37 değeri götürme imkanım olsa " diye. Seçtiğiniz üç değer;
1- Dürüstlük 2- Çalışkanlık 3- Mütevazilik
Birinci dürüstlüğü seçtiniz niçin?
BİNGÜR SÖNMEZ: Hocam gerçekten çok zorlandım çünkü 37 değerin hepsi de doğru değer. Dürüstlük , bütün meslek hayatımdaki , yaşamındaki kanaat dersim oldu. Ailemle olan ilişkilerimde, mesleğimde, hastalarımda, hepsinde dürüstlük beni başarıya getirdi. Yanlış hesap Bağdat'dan döner. Hep dürüst olmak lazım. Dürüst olduğum için hiçbir gün sıkıntı yaşamadım. Başarısız olduğum zaman başarısızlığımı kabul ettim, başarılı olduğum zamanda ortaya koymaktan çekinmedim.
BÜLENT ŞENVER: Çalışkanlık demişsiniz, niçin?
BİNGÜR SÖNMEZ: Ben hastaneye geldiğim gün, evime geri döndüğümü hatırlamıyorum. Pazartesi günü geldiysem evime Salı günü dönmüşümdür. Siz de böyle yapın, hatta Pazartesi sabahı başlamayın . Pazar akşamı başlayın. Çünkü Pazar akşamı hastaneye gelip,ertesi günkü hastlarımı dolaşıyorum ve gece 2 den sonra eve gidiyorum.
. .
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|