Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

BİNGÜR SÖNMEZ Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Prof.Dr. BİNGÜR SÖNMEZ Türklider Televizyon Programı
08.11.2006
Okunma Sayısı : 15835
Oy Sayısı : 14
Değerlendirme : 5
Popülarite : 5,73
Verdiğiniz Puan :
 

 

Prof.Dr.BİNGÜR SÖNMEZ Türklider Televizyon Programı
.

.

Gençler ile tecrübe ve zenginliklerimi paylaşmak üzere duayen bankacı Bülent Şenver bey beni arayıp bir televizyon programı yapmak istediğini söyleyince, hiç tereddüt etmeden davetini hemen kabul ettim.

Yoğun ameliyatlarım olmasına rağmen gençler için zaman ayırmam gerektiğini düşünerek meşhur bankacı Bülent Şenver  beyle hoş bir televizyon programı yaptık.

Sizlerle bu hoş söyleşimizi paylaşmak istedim.
.
.

izlemek için 

.
.

dinlemek için  

.
.

Prof.Dr. BİNGÜR SÖNMEZ Türklider Televizyon Programı Deşifresi
.
.

Prof.Dr.Bingür Sönmez (BS)
Bülent Şenver (BŞ)
.

.

BŞ:Türklider programına hoşgeldiniz.

Türkiyenin genç liderlere ihtiyacı var  her alanda her konuda genç lider yetiştirmeliyiz.

Genç liderleri  yetiştirmek ise hepimizin sorumluluğu.Gençlere imkan vermeliyiz.

Gençlerin önünü açmalıyız.

Gençlere el vermeliyiz.

Gençlerle tecrübelerimizi, birikimlerimizi paylaşmalıyız.

Bu programda gençlere örnek olmuş bir lider konuğumuz olucak gençlerle tecrübelerini paylaşıcak .

Türkiye'de sayısız başarılı kalp ameliyatı gerçekleştirmesi nedeni ile ve kalp cerrahisi konusunda yeni teknikler uygulayan ve yeni yaratıcı uygulamalar yapan ve bizlerle birlikte herkesden daha çok insanların sağlıklı yaşamasını istediği için tıp doktorluğu kalp cerrahisi konusunda Profesör Doktor Bingür Sönmez Türklider seçilmiştir.İşte bu programda konuğumuz Profesör Doktor Bingür Sönmez.Hoşgeldiniz hocam.

BS:Hoşbulduk hocam.

BŞ: Hocam biz sizi kalp cerrahisi konusunda Türklider olduğunuz için bugün gençlerle  tecrübelerinizi paylaşın diye birazcıkta onlara bir örnek lider olarak bazı tavsiyelerde bulunun hoş bir sohbet yapalım birlikte diye stüdyomuza çağırdık eksik olmayın geldiniz .

Hatta 10.000 'nin üstünde kalp ameliyatı yapmış birinin dakikaları dahi önemli olmasına rağmen siz gençlerle bilgi paylaşmayı önemli bulduğunuz için bizlerle birliktesiniz.

Biz sizi tanıtmak için kısa bir kaset hazırladık .

İsterseniz önce birlikte o tanıtım kasedini izleyelim.

BŞ: Türklider programında Türklider Profesör Doktor Bingür Sönmez ile birlikteyiz.

Hocam sizin özgeçmişinizde çok dikkatimi çekti.

10.000'ni aşan bir kalp açık kalp ameliyatı dediniz önce şunu sormak istiyorum.

Açık dediğinize göre herhalde kapalısı da var bize bu konuda bilgi vermenizi .

Bir de ben hesap yaptım dedimki bir yılda 365 gün var .

Bingür hocamız her gün cumartesi pazar demeden yaz tatili demeden bir yıl boyunca yapsa 365 , bunu on yıl tekrar etse 3600 , yirmi yıl tekrar etse 7200, hala onbine ulaşamadık.

Demek ki siz günde kaç adet kalp ameliyatı yapıyorsunuz?

Nasıl oluyor bu?

BS:Ben öncelikle bu güzel gençlere çok teşekkür ediyorum.

Onlar benim ameliyat ettiğim hastalara göre çok gençler .

Muhtemelen ya annelerini, ya akrabalarını yada eş dostlarını ameliyat etmiş olmalıyım ki beni tanıyorlar veya sosyal ortamdan beni tanıyorlar.

Hiçbirisi kıyamıyacağım kadar çok genç. 

O yaştaki arkadaşları ben ameliyat etmiyorum.

Erişkin hastaları ameliyat ediyoruz.

10.000 rakamı gerçekten doğrudur.

10.000 nin biraz üzerinde artık.

Daha fazlasını söylemeye ben de utanıyorum.

Ve çekiniyorum.

1990 yılında İngiltereden kesin dönüş yaptım ülkemize.

Çok memnunum , çok mutluyum.

Ülkemin insanına hizmet etmenin verdiği mutluluğu tadıyorum.

İngiltere'de çok iyi bir hastane de Londra'da çok merkez bir hastanede çalışıyordum.

Ve çok güzel ameliyatlar yapıyordum.

Fakat bir yerden sonra o gurbet kokusu içinize çöküyor.

Ve ben bu hizmetleri neden kendi insanıma yapmıyorum, yapamıyorum düşüncesinden yola çıkarak eğer bu hizmetleri kendi insanıma yaparsam daha iyi olacağımı hissederek 1990 yılında Allah rahmet etsin Profesör Cemil Demiroğlu'nun  rektörlüğü döneminde büyük vaadlerle döndüm.

Ve bana verilen vaadlerin hepsi tutuldu .

Kendilerini rahmetle anıyorum.

Önce Florence Nıghtingale hastanesinde çalışmaya başladım.

Aynı zamanda üniversitede görevliydim.

Daha sonra Profesör oldum.

Bölüm başkanı oldum.

Şimdi Memorial hastanesinde çalışıyorum. 

O geçişi de çok kısa özetlemek istiyorum. 

Sakın dingil kalmayın ben bu işe girdim bu işten ayrılamam bu benim her şeyim buradan çıkarsam iş bulamam şeklinde düşünmeyin.

Avrupalı, Amerikalı neden başarılı biliyormusunuz sürekli yer değiştiriyorlar.

Amerikada bir doktoru beş yıl bir yerde görürüseniz bilinki altıncı yıl bir başka yere gitmiştir.

Giderken hep daima bir ileriye hep ileriye gitmiştir.

Bu bir kumardır tabii daha kötüye de gidebilir onun performansıdır, eğer o gittiği yer daha kötüyse o olduğu yerdede ilerlemesi durmuştur.

Onun için hayatınızda hiçbir zaman 10 yıl, 15 yıl, 20 yıl, aynı yerde kalmayın çünkü başarılı olmazsınız.

Yöneticiler sistem sizi hep bizim çocuğumuz şeklinde  göreceği için ne maaşınız ne de bilimsel seviyeniz artmıycaktır.

Her beş yılda bir daha iyiye gitmek şartı ile yer değiştirelim.

10.000 ameliyat nasıl yapılır çok yersiz ama ben hocama soruyum ömründe 10.000 kitap okumamıştır.

Tahmin ediyorum 10.000 akşam yemeğide yememiştir.

Allah ömür versin ilerde olucaktır.

Ama 10.000 ameliyat ancak büyük  bir ekip çalışması ile yapılabilir.

Bugün Memorial hastanesinde günde 3 ile 6 arasında ameliyat yapabiliyoruz.

Büyük bir ekibimiz var şu anda beraber çalıştığım.

Yaklaşık 22 kişilik ekibim var .

Bunlardan 7 tanesi uzman 2 tanesi doçent olmak üzere sabahleyin 2 veya 3 ameliyathane benim için ayrılmış oluyor.

Bir ameliyathane de birinci ameliyat başlarken , ikinci ameliyathane boş.

Ben birinci ameliyata  girdiğim sırada ikinci ameliyathane ye ikinci hasta geliyor.

Çoğunlukla ona günaydın merak etme seninle beraberim ameliyatını çok güzel yapıcam dedikten sonra birinci ameliyata girmek için özel çaba gösteriyorum.

Çünkü o insanlar masaya yattıkları zaman beni mutlaka görmek istiyorlar.

Ameliyat sonrası iyileşmesinde çok önemli bir faktör bu mümkün oldukça onu görüp ondan sonra birinci ameliyata giriyorum.

Ben birinci ameliyatı bitirmek doğru  iken ikinci ameliyat hazırlanmış oluyor .

Ben birinci ameliyattan çıkıp ikinci ameliyata girerken üçüncü hasta üçüncü masaya gelmiş oluyor.

Gün böyle anormal bir yoğunlukla geçiyor.

Şimdi sizler zaman yönünden çok fakir olduğunuzu zannediyorsunuz , sınavlar dersler işte haftasonunu dört gözle bekliyorsunuz .

Bilinizki zaman yönünden en zengin olduğunuz günlerdesiniz

Bu gün benim için hafta Pazartesi ile Cuma .

Salı Çarşamba Perşembe yok .

Hafta Pazar akşamı başlıyor.

Pazartesi gününü hatırlıyorum.

Salı , Çarşamba, perşembeyi göremiyorum.

Bir de Cuma akşamını hatırlıyorum.

İnanın zaman benim yönümden bu kadar süratle akıyor.

BŞ:Peki Türklider Bingür Sönmez o kadar çok gençlerimizden sorular gelmiş ki bunların içinde bir seçme yapmak zorundayız .

O sorulardan bir tanesini Yelda Çolakoğlu hazırlamış.

Müsaade ederseniz o soruyu size sorsun.

Çünkü Yelda'da anladığım kadarıyla gençler adına kalbini düşünen bir genç o da size ilerisi için belki kendini garantiye almak için bir soru size hazırlamış.

Yelda.

YELDA ÇOLAKOĞLU:Sayın hocam siz kalp cerrahi konusunda Türkiye'nin sayılı cerrahlarındansınız.

Bu güne kadar binlerce kişiyi kalp ameliyatı yapıp hayatlarını kurtardınız.

İleri yaşlarda bizde kalp ameliyatına gelmememiz için biz gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

Kalbimizi sağlıklı tutmamız için bize yap veya yapma diyebileceğiniz neler vardır.

BS: Sevgili gençler, yapmaların başında sigara geliyor.

Eskiden sigaraya askerde başlanırdı.

Çok genel kuraldı.

İnsanlara anıların ve var diye  sorardık askerde sigaraya başladım derlerdi .

Sigaraya artık çocuklar ilkokulda başlıyor.

Ortaokuldaki çocukların büyük bir çoğunluğu sigara içiyor ve bunu büyümüş olmanın bir  avantajı olarak görüyorlar.

Hatta ailelerine karşı bunun bir isyan yolu olduğunu ispatlamaya çalışıyorlar.Lütfen sigara içmeyiniz.

Bakınız ben bir kalp  cerrahıyım 53 yaşındayım yıllardır sigara içmeyiniz sigara sağlığa zararlıdır diye konferanslar veriyorum basın hiçbir şekilde ilgilenmiyor, insanlarda ilgilenmiyor .

Hastalarınızı bu konferanslara çağırıyoruz gelmiyorlar. Bu yıl sigara ile mücadele gününde amaç edindim ilgi çekici olmak için üç ay boyunca iridyolizlik öğrendim ve o günkü konferansda iletişim direktörlüğümüz şöyle bir beyanat verdi .

Medhichine oglu Hard sigaraları yok edicek .İnanılmaz sayıda televizyon kamerası vardı, inanılmaz sayıda gazeteci vardı, ve tahmin edemiyeceğiniz kadar dinleyicimiz vardı.

Ve günlerce o günkü konuşma benim verdiğim prezentasyon gündeme geldi.

Ellerime sigaraları aldım irizyonlarla çok kıymetli bir hocam var Erdem Bulungiray üç ay boyunca beni eğitti .

Avucumda sigaralar kaybettim, paketler kaybettim, torbalara sigaralar koydum toz halinde geri verdim o kadar hoşlarına gittiki ve günlerce bu program konuşuldu.

Onun için öğrenmenin yaşı yok hastalara hizmet etmenin yaşı yok .

Eşim dahi bir çok kimse bu maskaralık seni ayıplarlar dediler.

Kimse ayıplamadı herkes defalarca teşekkür etti bize amaca yönelik böyle bir hizmet yaptım.

BŞ:Peki sigaradan başka bir şey var mı? Sigara dışında .

BS:Sigara dışında önemli ikinci felaketimiz var.

Sigara paketlerinin üzerinde sigara kanser yapar sigara sağlığa zararlıdır diye bir şey yazar.

Bu ülkede bu yazıyı yazdırmak için 25 yıl mücadele edildi.

Bu paketlerin üzerine bu ibare yazılsın diye.

İkinci bir felaket var .

Fast Food.

Kolay ulaşılabiliyor, alışkanlık yapıyor .

İçinde mevcut olan iç yağ korkunç bir lezzet veriyor ve alışkanlık yapıyor.

Öğrenci olarak en çabuk ulaşabileceğiniz yiyecek olduğu için .

BŞ:O zaman Fast food'u yemiyelim mi?

BS:Kesinlikle yemeyin.

BŞ:Sigara içmeyelim, Fasfood yemiyelim üç .

BS:İlkokullarda hamburger büfeleri var .

Ucuz olduğu için , koyla erişilebilir olduğu için .

Tüm okul yöneticilerinden rica ediyorum okullarında hamburger büfe koymasınlar.

Ülke olarak sigara ile verdiğimiz savaş kadar fast food'la da savaş vermek zorundayız.

Amerikada bugün artık hamburger firmalarına mahkemeler açılıyor.

Davalar açılıyor, filmler yapılıyor ve o trostler bu filmlerin yapılmasını engelleyemiyorlar.

Toplum bilinci artık o seviyeye geldiki Amerika'da bir çok eyalette fast food'la aşırı kilo yapıcı yiyeceklerle mücadele sigara ile mücadele eşdeğerinde kanun denetiminde  yapılmaya başlandı.

BŞ:O zaman kalp için yapılacak şeyler çok zor şeyler değil .

Sigara içme, fast food yeme biraz da spor yap bu iş tamam mı?

BS: Şöyle biz bunları Avrupalı'nın yaptığından iki üç misli fazla yapmak zorundayız.

Çünkü biz genetik olarak toplumsal yapı olarak kalp hastalığı yönünden çok şansız bir toplumuz .

Almanya'da ikinci, üçüncü kuşak Türk çocuklarına yapılan bir testte genetik olarak hdl'nin çok düşük olduğunu görüyoruz. Biz toplum olarak.

BŞ:Ne demek o?

BS:Hdl yani iyi kolesterol .

Kötü kolesterolü alıp karaciğerden dışarı atan kolesterol .

Hdl türk toplumunda çok düşüktür .

Sanırsınız ki mutfağımızla ilgili bu yaşadığımız ortam ile ilgili.

Hayır.

Almanya'da üçüncü kuşak olan çocuklar onların da Hdl'leri düşük.

Dolayısıyla Avrupalı'nın dikkat ettiği şeylere biz iki misli , üç misli dikkat etmeliyiz.

Spor çok önemli.

Ben inanıyorum hiçbiriniz spor yapmıyorsunuz

Çünkü vaktiniz yok.

Çünkü sağlıklısınız.

İnsanlar diyor ki ben  sağlıklıyım neden spor yapıyım?

Hasta oldukları gün  dediyorlar ki ben hastayım zaten spor yapamam ki.

İkisinin arası yok.

Onun için mutlaka spor yapıcağız .

Hastayken  de artık bugün kalp reabilitasyon uzmanları , spor hekimleri hastalar içinde yeni enfaktüs geçirmiş hastalar içinde ,aşırı şişman insanlar için özel programlar ile spor yaptırabiliyorlar.

İçinizde spor yapmaya vaktim yok diyen varsa Memorial hastanesine gelsin ben çok güzel spor programları yaptırıyım onlara .

BŞ:Türklider Bingür Sönmez Murat Yaşar da yine kalp ile ilgili size bir soru sormak istiyor.Murat.

MURAT YAŞAR: Sayın hocam bugüne kadar 10.000 nin üzerinde kalp ameliyatı yaptınız.

Sizin gözünüzde Bingür Sönmez'in gözüyle kalp nedir?

Yani böyle elinize aldınız tedavisinini yaptınız tamir ettiniz bir tamirci deyimi ile sizin gözünüzde kalp nedir?

BŞ:Evet çok ilginç bir soru.

BS:Ben buna çok güzel bir espiri ile cevap verebilirim.

Bakınız beyniniz iki log dur.

Çok iyi düşünmeniz için .

Gözleriniz iki tanedir.

Çok iyi görmeniz için.

Burnunuz iki deliktir.

Çok iyi nefes almanız için.

İki akciğeriniz vardır.

Çok iyi oksijen almanız için.

İki böbreğiniz vardır.

Bütün toksinlerinizi kolayca atabilmeniz için.

Ama Tanrı insane sadece bir kalp vermiştir.

Neden biliyor musunuz?

İkincisini bir başkasına vermiştir.

Gidip bulmanız için.

BŞ:Evet çok güzel.

BS:Kalp sevgi demektir.

Kalp aşk demektir.

Ama bunun yanında kalp hamaldır.

Kalp ameledir.

24 saat çalışır.

Karşılığında sizden çok küçük şeyler talep eder.

Sigara içme der.

Yağlı şeyler yeme der.

Sizden beklediği tek hizmet odur .

O yüzden öncelikle kalbinizi seviniz.

Kalbiniz size 24 saat hizmet ediyor.

Siz sadece onu düşününüz.  Düşünmeniz yeterli.

BŞ:Yani çok seven çok aşk yapan insanın kalbi sağlıklı mı olur?

BS: Bu bir gerçek .

Şimdi bir takım meslektaşlarımız olayı hemen seks olayına döküyorlar.

Çok sek yapmak hayır .

Kalbe iyi gelen aşık olmaktır.

Kalbe iyi gelen sevmektir.

Önce eşinizi sevin.

Sonra çocuklarınızı sevin.

Sonra mesleğinizi sevin.

Ülkenizi sevin.

Bu sizin kalbinize çok iyi gelir.

BŞ.Türklider Birgün Sözmez Hatem Erdemir'inde size Ankara'da bir görev yakıştırmış onunla ilgili bir sorusu var.

Hatem.

HATEM ERDEMİR: Sayın hocam Türkiye'nin önemli reformlar yapması gereken temel konularından bir tanesi de sağlık konusu .

İnsan sağlığına yeterli kadar önem  vermiyoruz.

Devlet insan sağlığını korumak ve kaliteli yaşam şartlarını oluşturmak için bütçeden yeterli kaynak ayıramıyor.

Size sormak istiyorum.

Siz eğer Sağlık Bakanı olsaydınız sağlık konusunda Türkiye'de öncelikle yapacağınız yeni uygulamalar ne olurdu?

BS: Öncelikle Allah göstermesin diyorum.

Sağlık Bakanı olmak bu ülkede en zor görev .

Dünyanın hiçbir ülkesi sağlık konusunda bol para yatırmıyor.

Bu gün İngilterede sağlık sektörü sağlık hizmetleri çökmüş durumda .

Bu gün artık İngilterede sağlık söktörü gözlük çerçevesi veremiyor Natıonal horst  services. .

İlaçları verirken her birinin başına belli bir miktar para recete için her ilaç başına para alıyor.

Bu gün ülkemizde yanlışlık şurada  bakınız Amerika da eğer sağlık güvenceniz yoksa hastane kapısında kalırsınız.

İngiltere de eğer Natıonal horst wost hastasıysanız grip olduğunuz zaman 1.5 ay sonra randevü verirler size zaten gribiniz geçer.

Kanserseniz 6 ay sonrasına ameliyat ya da radyoterapi randevüsü verebilirler.

Biz bunun yanında ülkede gerçekten çok iyi sağlık hizmetlerine sahibiz.

Bu gün dağdaki çoban eğer kanserse yeşil kartını alıp bir devlet hastanesine gidip aylık üçmilyar liralık ilaçlarını alabiliyor.

Bunun hiç farkında değilsiniz.

Bu gün bu ülkede hemen hemen herkezin sağlık güvencesi var .

Tabiki tek tük o imkanları elde edemeyen insanlar yol bilmeyen insanlar var ama duyarlı bir toplum olarak onların elinden tutan da çok geniş bir kitle var.

Bu gün ülkenin %60 'ının ssk  sı var.

Geriye klan büyük bir çoğunluğun emekli sandığı var, bir miktar da yeşil kartlı insanlarımız var.

Sorun şurada israf çok büyük.

Bu gün devlet hastanesinde çalışan arkadaşlarımın en büyük yakınması şu.

Hasta geliyor bir defa o kadar terörize etmiş  ki hasta doktoru. 

Aman bir yanlışlık olmasın diye inanamıycağınız boyutlarda  tahili yazıyor hastaya bu hekim arkadaşımız.

Hiç ilgisi yokken tüm hormon testleri , olabilecek kanser testleri, aklınıza gelemiyecek testler.

Ben özel hastanede ban gelen hastalara üç beş parametre yazıyorum düşünüyorum bunun parasını ödiyecek bu insan yazıktır diyorum.

O testlerin sonuçları geliyor  doktor arkadaşım ona ilaçlarını yazıyor, doktor arkadaşım diyorki ertesi gün aynı insanı yan odadaki doktorun kapısının önünde görüyorum.

Diyorum ki ben sana dün zaman ayırdım bu kadar tahlili yaptırdım neden geldin doktor arkadaşımıza?

Bir de o görsün dedim diyor.

Bakın aynı oyun hemen yan odada yapılıyor bütün testler yapılıyor.

O hasta hiç sesini çıkarmıyor bütün testler yapılıyor aynı ilaçlar yazılıyor, gidip aynı ilaçları alıyor.

Öyle bir sistem olmalı ki bu bugün bankalarda var bu .

Herkezin bir kartı olmalı.Sağlık kartı olmalı.

Bir hekime gittiğiniz zaman özel hastane, devlet hastanesi, sigorta hastanesi her neyse doktor o kartı koyduğu zaman önündeki ekrana  bu insanın dökümanları gelmeli .

Basit bir network bu .

Çok basit bir Network.

İnanırmısınız bir ay içerisinde bu ülkenin sağlık sıkıntıları halledilir.

Ve bütçe harcaması % 80 azalır.

Çünkü doktor derki siz dün filan doktorumuza gelmişsiniz şu tahlilleriniz yapılmış sorun ne?

Ben o doktoru sevmedim peki sevmemiş olabilirsiniz ama tahlilleriniz yapılmış en azından .

Hangi ilaçları aldınız bu , hangisi size dokundu bu peki onu değiştirelim.

Demekle inanılmıyacak bir tasarruf edinilmiş olunur.

Bence sağlık hizmetleri bir network'e bağlanmalı  ve mükerrer muayeneler , mükerrer ilaçlar önenmeli o zaman inanırım bütçede korkunç bir rahatlık olacak buna benzer bir program üzerinde

Bakanlığın çalıştığını biliyorum eminim başarıya ulaşacaktır.

BŞ:Peki Türklider Bingür Sönmez  siz Türklider seçildiniz çünkü tıp doktorluk doktorluğu kalp cerrahisi konusunda bayağı önemli ülkeye hizmetleriniz oldu.

İnsanlığa hizmetleriniz var diye gençler size Türklider seçti.

Şimdi kalp cerrahisi konusunda o kadar çok tecrübe sahibi oldunuz ki gençlerimizden Öznur Güven, bu gençlerimizin hepsi Anadolu bil meslek yüksek okulundan geldiler, size soru sormak istediyor.

Öznur Güven bu konunun etik uygulamalarıyla ilgili bir soru sormak istiyor .

Öznur.

ÖZNUR GÜVEN: Sayın Bingür Sönmez bir çok sektörde olduğu gibi sağlık sektöründe de etik olmayan bir çok uygulamalar yapılıyor.

İlaç şirketleri, depolar, eczaneler , hastaneler tahlil labaratuarları , doktorlar ve sağlık sektöründe çalışan tüm şirketler etik olmaya ve etik davranmaya özen göstermelidirler.

Türkiye'de sağlık hizmetleri konusunda etik olmayan sizinde içinize sinmeyen uygulamalardan önemli gördüğünüz etik dışı uygulamaları bizlere açıklarmısınız?

BS: Şimdi gerçekten etik olmayan davranışlara meslektaşlar arasında rastlıyoruz.

Özellikle hocamızın söylediği gibi ben yeniliğe çok açık bir cerrahım .

Amerikada uygulanan bir tekniği ertesi ay Türkiye'de uygulayan birkaç cerrahtan biriyim ben.

Ülkemizde şöyle bir şey var bir yenliği ya ben yaparım ya başka hekim yapamaz kanaatinde .

Bu ülkede 1997 yılında koroner bay pas ameliyatlarında ilk koldan alınan damarları biz

Florence Nıghtingale hastanesinde kullanmaya başladık ve ilk yaptığımızda 320 hastaya kullanmıştık ve sonuçlarımız çok mükemmeldi.

Bu dönem içerisinde Amerika da  4.000 – 5.000 hataya yapılmıştı ve hiçbir kompikasyon yoktu.

O güvence ile de biz aynı rahatlıkla yapıyorduk.o günlerde birçok meslektaşım hastaların elleri kolları kesildi dört tanesinin eli kesildi bileğinden bana geldiler gibi çirkin çirkin iftiralar attılar.

Fakat 2 sene sonra baktılar ki bu çok iyi bir yöntem, çok iyi bir damar, çok iyi  bir materyel 10 tane 15 tane kullanarak yayınlar hazırlamaya  başladılar.

Ne iyi ki iki sene sonra fark ettiler.

Zaten 4-5 sene sonra bunun çok iyi olduğunu  1400-1500 hastaya kullanmış durumdayız.

200-300 tane kullananlar kendilerini bu konuda alim zannetmeye başladılar.

Aynı şekilde yeni bir teknik yeni bir alet geliyor bunun ilk alıcısı ben olursam o firma gerçekten yandı çünkü ikinci bir doktor arkadaşım onu almak istemiyor.

Doktor Bingür aldı diye almamaya çalıyor.

Fakat teknoloji o kadar acımasız ki  bir yıl ikinci yıl , ikinci yılın sonunda dayanamıyor  başkalarıda aynı aleti almaya başlıyorlar.

O nedenle bir aleti ilk defa ben almışsam birkaç yıl bu ülkede o aleti bakla bir doktor almıyor.

Çok ayıplıyorum onları. 

O aletleri başka hekimlerin de kullanabilmesi için kurslar açıyorum.

Work shoplar yapıyorum.

Her fırsatta benim ne işime yaradığını onlara anlatmaya çalışıyorum.

Ama ciddi bir şekilde etik olmayan bir şekilde önce aleti eleştiriyorlar.

Yanlış olduğunu söylüyorlar.

Başka kimsenin kullanmadığını söylüyorlar.

Ama birbuçuk iki yılın sonunda kanaat getiriyorlar onlar  da kullanmaya başlıyorlar.

Bunu etik bulmuyorum.

BŞ:Hani bu çamur atmak mı oluyor.

BS:Hocam ya ben yaparım başkası yapama.z 

Başkası yaparsa yanlıştır.

Ben yaparsam doğrudur'a geliyor.

Ama  arkadan yetişen çok iyi bir genç nesil var.

Yeni nesil bu tür yanlış kavgaların içine girmiyor.

Bakınız bundan 10-15 yıl önce bir hekim bir hekimin diğer hekimin recetesini yırtması çok büyük bir fiyakaydı.

Bu devlet hastanesinde de böyleydi.

Özel hekimlerde de böyleydi.

Ve bir hekim başka hekimin reçetesini  hemen yırtar atardı.

Hasta da derdi ki çok kızdı reçetesini bile yırttı.

Bu gün artık ne halk buna pirim veriyor ne de genç meslektaşlarım bunu yapmıyor.

Bakıyor yanlış gördüğü bir ilaç varsa ona göre çok düzgün bir dille ben öbür meslektaşımın bu ilacına katılmıyorum bunu şununla değiştiriyorum şeklinde çok yumuşak bir şekilde hallediyor.

Hele reçete yırtmak hele doktor hakkında kötü şeyler  söylemek artık yok o yüzden  .

Onun için ben arkamdan gelen genç nesille genç hekimlerle her fırsatta iftihar ediyorum.

BŞ:Peki Türklider Bingür Sönmez ben size şunu sorucam her liderin bir projesi hatta birden fazla projesi var üstünde  çalıştığı projeler var şu anda Türklider Bingür Sönmez'in üzerinde çalıştığı projelerden önemli olan bir tanesini bizimle paylaşırmısınız?

BS:Bir fantezi

BŞ:Nedir o.

BS:Robotik cerrahi.

Olağanüstü bir şey .

Hastanın uzağındasınız aranızda kablolar var.

Buna telemanifasyon cerrahisi deniliyor.

Aslında şimdi masa orada siz iki metre uzağındasınız veya yan odadasınız veya üst kattasınız veya bir başka hastanedesiniz

Çok önemli bir ameliyat yapılıcak siz bir başka ülkedesiniz.

Düşünün ki ben Memorial hastanesinde bir ameliyat yapıcam çok önemli  bir ameliyat Amerikada'ki bir arkadaşımdan yardım istiyorum.

Ve o ameliyatı birlikte yapıyoruz.

Sanki karşı karşıya yapıyoruz gibi.

Bu gerçekteştiği gün hepimiz çok büyük keyif alıcağız.

Amerikada film stüdyolarını ziyarete gittiğimde orada bu konuyu çok iyi işliyorlardı.

Orada şöyle bir görüntü vardı.

Doktor bir tabureye oturmuş önünde bilgisayarı diyordu ki spiker cerrahlar artık günün batımını kaçırmıycaklar.

Cerrah bir yandan günün batımını izliyor.

Önünde bilgisayarı var.

Oradan ameliyat dairesini görüyor ve ameliyatını yapıyor.

Ben hep günün  batımını kaçırıyorum.

Diliyorum ki bir gün bilgisayarımla gün batımını izlerken hastane deki ameliyatlarımı yapabiliyim

BŞ:Daha kaç yıl var bunun gerçekleşebilmesi için?

BS:Önümüzdeki on yıl içinde güzel şeyler yaşıyacağız.

Ben şu anda, ben şu anda önümdeki bilgisayarımla yoğun bakımdaki hastalarımı takip edebiliyorum.

Küçük bilgisayarımdan kartını takıyorum.

Hastanede bir merkez bilgisayar var.

Onu çaldırıyorum.

Oradan odaları seçiyorum.

Yoğun bakım diyorum.

Bugün ameliyat ettiğim hastanın bütün monitör görüntülerini alabiliyorum.

Bu bana çok büyük keyif ve hizmette kolaylık veriyor.

Ameliyat yapmanın biraz mekanik yönü de var , onun için önümüzdeki on yılda gerçekleşicek bunlar.

BŞ:Türklider Bingür Sönmez ben size gençlere mesaj verin diye bir sürpriz kaset hazırlayın dedim .

Siz de eksik olmayın sürpriz kasetinizi  hazırladınız.onun içinde bazı görüntüler var .

Ben hazır olan sürpriz kasetinizi sizden almak istiyorum.

Teşekkür ederim. .

İsterseniz buyrun ben bu sürpriz kaseti yayına hazırlarken kısa bir ara verelim, aradan sonra bakalım bu kasetin içinde neler var.

BŞ:Türklider programında Türklider Bingür Sönmez ile birlikteyiz.

Hocam kasedinizi hazırladılar yayına isterseniz hep birlikte önce kasedinizi izleyelim.

Hocam kasedinizi izledik.Kasetteki görüntüler ile gençlerimize hangi üç mesajı vermek istiyorsunuz?

BS: Şimdi sevgili gençler ömrün bir ölçüsü yok.

Afrika da ırmağın kenarındaki sinekler sabahleyin  doğup akşam ölüyorlar.

Demek ki öğlende ölen sinekler genç yaşta ölmüş oluyor.

Akşam ölen sinekler ömrünü tamamlamış olarak ölüyor.

Bu ömür bir kelebek için bir hafta, bir kuş için birkaç yıl, bir köpek için on oniki yıl , insan için ne kadar bilmiyoruz.

Ama bilinizki ömrün süresi değil verimliliği önemlidir. Bakınız Mozart 45 yaşında ölmüştür.

Ama ilk eserini 5 yaşındayken vermiştir, ama  Mimar Sinan 93 yaşında ölmüştür. Keşke hepimiz 93 yaşına kadar yaşayabilsek ve topluma faydalı şeyler verebilsek.

Ömrümüzün süresini bilmediğimiz için yaşadığımız günü çok iyi yaşamanın tek bir yolu var lütfen az uyuyunuz.

Uykuda geçen süre ömürden kaybedilen süredir.

Uykunun uzunluğu değil derinliği önemlidir.

Eğer 12 saat yüzeysel uyuyup 3-5 defa uyanıp tekrar uyuduysanız 12 saat uykunun sonunda hiçbir şekilde dinç kalkamazsınız. 6 saat uyuyun derin uyuyun .

Uykunun ren fazı denilen bir derin  fazı vardır, bütün fizyolojik cevapların durduğu dönemdir eğer derin uyursanız 6 saat için yeterli.

Geri kalan gün içinde geri kalan sürenizide sevdiğiniz işlerinize, bilimsel çalışmalarınıza ve topluma yararlı olan şeylere harcarsınız.

Uykuda geçen süre kayıptır.

BŞ:İkinci mesajınız neydi?

BS: İkinci mesajımı yine küçük bir aretnot ile anlatmak istiyorum size.

Ormanda arslan kalktığı zaman sabah tek gayesi vardır bir ceylan bulup yemek .

Ceylan'ın tek bir gayesi  vardır bir gün daha fazla yaşamak .

Ormanın kanunu acımasız aslan eninde sonunda bir aslanı yer.

Ertesi sabah kalktığında ormandaki hayvanlar arslan yine bir ceylan bulup yemek ihtiyacındadır.

Ama ceylan  bir gün önceki deneyimlerden  diğer arkadaşından daha fazla koşmak gereğini öğrenmiştir.

Arslan da başarılı olabilmek için o zaman arslanda bir gün öncekinden fazla koşmak zorundadır.

Ve bu hikaye devam eder her sabah kalkındığında arslan bir gün öncekinden daha fazla koşmak ceylan hayatta kalmak için bir gün öncekinden daha fazla koşmak zorundadır.

Hayat bir yarış ama hiçbir zaman etrafınızdakiler ile yarışmayın, hep bir gün  öncekinden daha fazla koşmaya çalışın.

Başarının tek yolu bu.

Ben her zaman kendimle yarıştım, bir gün öncekinden daha fazla koşmaya çalıştım.

Eğer siz başkaları ile yarışmaya kalkarsanız eğer biraz kötü ruhluysa siz çelme atmaya, yanınızdaki yarışanlar kötü ruhlu insanlarsa onlar eksin zaten çelme atarlar siz hep kendiniz ile yarışın hep bir gün öncekinden fazla koşmaya çalışın.

Başarının tek prensibi bu.

BŞ:Üçüncü mesaj.

BS:Üçüncü zamanı iyi kullanın.

Dedim biraz önce buna benzer şeyler söyledim.

Şu anda sınavlarınız var.

Aile sorunlarınız var.

Gençlik sorunlarınız var.

Ama bilin ki en çok zamanınızın olduğu günlerdesiniz.

Dil öğrenicekseniz bunun için şimdi en çok zamanınız var.

Bilgisayar öğrenecekseniz en çok zamanınız olduğu dönemdesiniz.

Lütfen zamanınızı iyi kullanın.

Zamanınızı israf etmeyin.

Zamanı boşa geçirmeyin.

Bakın buraya geldiniz.

Zaman dilimi çerisine bunu koydunuz.

Bundan sonraki programınızı da yapın.

Akşam kaçta yatıcağınızı bilin.

Yani programınızı bu günden yapın.

Zamanı çok iyi kullanın.

BŞ:Ben size bu süpriz kasetten sonra bir ödev daha vermek istedim.

Eksik olmayın onuda gerçekleştirdiniz.

Size 37 adet değer listesi gönderdim.

Bu değerler içinden dedim lütfen bana sizin için önemli olan muhakkak seçmelisiniz dersem ve sizede sadece 6 tane şans imkan tanırsam hangi 6 tanesini seçersiniz?

Siz bu değerler içerisinden  bu altı tanesini seçip bana mail ile gönderdiniz.

Bir dürüstlüğü seçerim dediniz,

iki çalışkanlık benim için önemlidir dediniz,

üç mütevazilik benim için önemlidir dediniz,

dört yardımseverlik, beş sabır önemlidir,

altı barış önemlidir dediniz.

Ben birazcık daha zor olsun diye dedimki sadece üçünü seçmek zorunda kalsanız aslında hepsi 37' side seçilicek  şeyler ama üçünü seçerken zorlansanız dahi şu üçünü tercih ettiniz.

Bir dürüstlüğü seçerdim,

iki çalışkanlığı seçerdim,

üç mütevaziliği dediniz.

Ben merak ediyorum gençlerimiz de muhakkak merak ediyor niye üç tanesi denince dürüstlük dediniz dürüstlük niye kimin işine yarıyor.

BS:Dürüstlük önce kendi işinize yarıyor.

Dürüstlük bütün bu maddeleri içinde getiriyor.

Eğer dürüstseniz çalışkan da oluyorsunuz.

Dürüstseniz kendinizle de barışık oluyorsunuz.

Yola dürüst olarak çıktığınız zaman zaten o 6 maddenin altısı da onun içinde dürüstlük bence temel prensip .

Önce kendinize karşı dürüst olun.

Sonra ailenize karşı.

Sonra işinize karşı.

Sonra ülkenize karşı.

Tüm görevleriniz yerine getirmiş olursunuz.

BŞ:Bu dürüstlüğü Türklider Bingür Sönmez'in gözüyle birkaç cümle ile izah edebilirmiyiz dürüstlük ne demek?

Yani sadece yalan söylememek dürüstlük müdür?

BS: Sevgili hocam işinizde çok çalışmak zorundasınız.

Eğer dürüst değilseniz kaytarabilirsiniz bakın çalışkanlık içine girdi .

Mahallede herkesle kavga ediyorsunuz insanları birbirine düşürüyorsunuz

Dürüstseniz bunu yapmıyacaksınız.

Bu örnekleri inanamıyacağınız kadar arttırabilirsiniz.

Dürüst iyi bir insan olmak için birinci madde  dürüst olmak aslında .

BŞ:Peki niçin çalışkanlık .Tembel olmak iyi değilmidir.

BS: Tabii Budizm'e göre tembellikten kimse ölmemiş.

Yarın ki işi bugün yapmayın gibi espiriler vardı bizim öğrenciliğimizde.

Çok çalışmak zorundayız bir gün öncekinden fazla koşan arslanı hiçbir zaman unutmayınız.

Mutlaka çok çalışmak zorundayız çünkü zaman akıp gidiyor , ömrün süresi bilinmiyor, mutlaka çok çalışmak zorundayız.

BŞ: Peki mütevazilik dediniz,acaba  mütevazi olduğunuz zaman insanlar bu mütevaziliğinize inanıp sizin üstünüze çıkıp size değer vermeyebilirlermi?

BS: Çok mütevazi olmayın inanırlar diye bir söz hep söylenmiştir.

Ben buna inanmıyorum.

Tevazuyu hiçbir zaman elden bırakmayın.

Çünkü tevazuyu elden bırakan insanlar bir süre sonra o olmayan şeyin gerçek olduğuna inanabilirler.

Kendinizi iyi tanıyın.

Olduğunuz kadar görünün.

Olduğunuz kadar  gösterin.

Fazlasını göstermeye hiç gerek yok.

Siz mütevazi olun.

Sizi öyle bilsinler.

Hiç önemli değil .

BŞ:Ama olduğunuzu da gösterin.

BS:Zaten olduğunuzu göstermeniz yeter tabii  abartıdır.

Hiç bir zaman olduğunuzdan az görünmeyin .

Mütevazi derken kendinizi olduğundan az göstermeyin olduğunuz gibi göstermeniz yeterli.

BŞ:Ben size desemki elinizde sihirli değnek var bu sihirli değneyi siz salladığınız zaman Türkiye'de bir şey değişicek.

Türkiye'de bu sihirli değneyinizi neyi değiştirmek için sallamak isterdiniz.

BŞ:Ülkem için barış dilerdim.

Din ırk meshep ayrılıklarının ortadan kalmasını isterdim.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi dünyaya barış ülkeye barış dilerdim.

Bence her şeyin başında barış.

Barış olursa her şey arkadan geliyor.

Değneğimi bütün ülkemin üzerinde dolaştırırdım ülkeme barış gelmesini dilerdim.

BŞ:Şu anda size göre Türkiye de  barış yok mu?

BS: Oldukça kargaşa içindeyiz.

Düşünün komşularımızı tüm komşularımız belli bir savaşın içinde bizim barış içinde olmamız mümkün mü?

Güneyimizde yanıyor büyük savaşların eşiğindeler  belki bir üçüncü dünya savaşı uygulanıyor şu anda.

Ben inanıyorum ki ikinci dünya savaşı başladığında ilk bir iki yıl onun bir ikinci dünya savaşı olduğunu kimse fark etmemişti.

Belki biz bugün şu anda  üçüncü dünya savaşının içindeyiz veya başlangıç günlerindeyiz .

Kuzeyimizde soğuk bir devletle beraberiz,

Azerbeycan kaynıyor bütün orta Asya ülkeleri kaynıyor, Yunanistan ile ilişkilerimiz ne kadar sınırlı .

BŞ:Peki Türkiye'nin içinde ki şu anda yaşanan en büyük savaş ne savaşı.

BS: Meshep savaşları var bu gün ülkemizde.mümkün olduğu kadar baskılanıyor bunların olmaması lazım.

BŞ:Hangi meshep ile hangi meshep size göre.

BS: Osmanlı 600 yıl aleviyi, ermeniyi,suniyi, rum'u barış içinde geliştirdi sadece Osmanlı dönemindekileri yapabilsek yeterli olur bu gün bizim için.

Ama bu gün ülkeyi yöneten dış güçler küçücük meshep gruplarını bile ciddi problem haline getiriyorlar.

Bin yıldır bu Anadolu topraklarının içinde barış içinde yaşayan insanlara kargaşa getirmeye çalışıyorlar onun için ülkemde barış isterdim.

BŞ: Peki Türklider Bingür Sönmez ben şimdi size bir obje göstermek istiyorum.

Ve ona bakarak gençlerimize ne tür mesajı o objeye bakarak verebilirsiniz diye bir beş saniye düşünmenizi istiyorum ve onlara ömür boyu unutamayacakları kulaklarına küpe olacak bir iki cümle söylemenizi istiyorum.

Sizin için getirdiğim obje göstermek istediğim obje budur.

Bir saat.

Buna köstekli saat mi denir buna?

BS: Evet "Köstekli Saat".

BŞ:Köstekli saat denir.

Eskilerin kullandığı bir saattir.

Belki aklınızdan bir şeyler geçiyor.

Ama manalı cümleleri düşünüp gençlerimiz de köstekli saati görsünler belki hiç görmediler bilmiyorum ama .

BS:Tabii biz bu saati yaşadık.

Babalarımızın hep kösteli saati  bana babamı hatırlatıyor aynı saatten vardı.

Ama o küçücük alet bana zamanı öğretiyor .

Biliyormusunuz Avrupa'ya saati Türkler götürmüştür.

Daha doğrusu İslam bilim adamları götürmüştür.

Avrupa'da saat yoktu.İslam bilim adamları bin yıl geriye götürüyor beni İslam bilim adamlarının Avrupa'ya rönösans dan önce zamanı öğrettiği zaman kavramını öğrettiğini anlatıyor bana .

Gene söylediğim gibi zaman en kıymetli şey.

Zaman telefi edilemeyen şey.

Aamanın kaybı hiç affedilmeyecek bir olay.

Lütfen zamanınızı iyi kullanın.

Şu küçücük alet bana bir dönem Avrupa'ya zamanı bizim öğrettiğimizi gösteriyor geri dönüp öğreneceğimiz çok şey var.

BŞ:Evet insallah yine aynı başarılara Türkiye olarak ulaşırız.

Ben şimdi size etik vaka okumak istiyorum.

Ve sorucam bu vakayı okuduktan sonra siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız diye sizin için hazırladığım etik vaka  şöyle .

38 yaşında Yaşar bey üzerinde yalnızca iç çamaşırları bulunduğu  halde kaldığı otelin bahçesinde bulunarak acil servise getirilir.

Hasta Yaşar bey burada kendisine geldiği için tıbbi öyküsü doktor tarafından alınmaz ve rontgeni çekilmez.

Görevli doktor polise der ki:

"Yaşar bey'in çok fazla içmiş olduğunu tesbit ettik. Sarhoş olduğu içinde bu duruma ondan düşmüştür dedik"

Ve polis de Yaşar bey'i göz altına alır.

Onu alır geceyi geçirmek üzere nezarethaneye koyar.

Eyvah!

Dört saat sonra Yaşar bey karakolun nezarethanesinde ölü bulunur.

Ve otopsi yapılır.

Çekilen rontgende kafa tasında kırık tespit edilir .

Ölümünün kafa tasındaki kırıktan kaynaklandığı anlaşılır.

Ölen Yaşar bey'in yakınları doktoru mahkemeye verirler.

Hakim Yaşar bey'in rontgeninin çekilmemesi ciddi bir ihmaldir de.r.

Ve doktoru para cezasına çarptırır.

Türklider Bingür Sönmez siz bu davaya bakan hakim olsaydınız bu durumda siz ne karar verirdiniz.

BS:Burada gerçek bir dram var.

Bir hekimin büyük bir hatası var.

Acil servisler gerçekten inanılmayacak kadar yoğun yerler ama bir hekim hastasını ele aldığında hep en kötüden geriye doğru gitmeli en iyiden değil.

Burada genç meslektaşımız en iyi ihtimalden yola çıkmış.

Halbuki en kötüsünden yol açıkmış olsaydı o insan beklide yaşamını nezarethanede kaybetmiycekti.

Gene kaybedecekti belki ama ben o doktorun yerinde de olmak istemezdim.
O hakimin yerinde de olmak istemezdim hakim para cezası vermiş peki canın bedeli nedir?

Canın bedeli olmaz.

Bence o doktora para cezası vermektense sadece kınama cezası vermek onun için fazla fazla yeterli olurdu.

Çünkü verilecek olan para cezası ne canı yerine getirir, ne o ailenin acısını dindirir.

Sadece kınama cezası vermek bence yeterli olurdu.

BŞ:Peki Türklider Bingür Sönmez ne yemeği seviyorsunuz  yemek olarak.

BS: Ben bu sıkıntıyı toplantılarda da yaşıyorum.

Doktor bey ne yerse bende onu yiyeyim diye peşimden dolaşan insanlar oluyor.

Ben de onlara diyorum ki sakın benim yediklerimi yemeyin benim dediklerimi yapın diyorum.

Sevgili gençler çok sevdiğim yemekler var.

BŞ:Nedir?

BS:Mesela ben çocukluğumdan beri bamyayı çok seviyorum.

Ispanağı çok seviyorum.

Bunları yiyen çocuklar yok artık .

Bu gün ama güzel bir mantıyı da hiçbir zaman geri çevirmiyorum.

BŞ:Mantı.

BS: Haftada bir kez muhakkak su böreği yiyorum.

O benim çocukluğumdan gelen bir alışkanlık sabah kahvaltısında bir dilim su böreği yiyorum.

Ama onu yakmak içinde elimden gelen her şeyi yapıyorum.

Bakınız diet yapmak yememek değildir.

Her şey yiyeceksiniz ama az az yiyeceksiniz.

Zaten neyin doğru olduğunu bilmiyoruz.

Yıllarca insanlara pastanın üzerindeki yumurtanın kalbe zarar vereceğini anlattık .

Bu gün döndük insanlara diyoruzki günde bir tane yumurta yiyebilirsiniz.

Yeseniz de yemesenizde vucudunuz belli bir kolesterolü yapıyor.

Endojen yapım deniyor buna onun için önemli olan mevcudu yakmaktır gene dönüyoruz spor yapmaya geliyoruz.

Gene geliyoruz aktif yaşama geliyoruz.

BŞ: Tıp  doktorluğu kalp cerrahisi konusunda Türklider seçilen Profesör doktor Bingür Sönmez  zenginlikleriniz gençler ile paylaştığınız için ben size çok teşekkür ediyorum.

Unutmayalım diyorum gençler bizim her şeyimiz en değerli hazinemiz.

Gençlerimize sahip çıkalım.

Bir başka programda birlikte olmak dileğiyle tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın.Hoşçakalın.
.


.


.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Prof.Dr. Bingür Sönmez, Bülent Şenver
.

.

.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org