|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Soru Yağmuru ŞAKİR ECZACIBAŞI
13.09.2008 |
|
Okunma Sayısı : |
4540 |
|
|
Oy Sayısı : |
7 |
|
|
Değerlendirme : |
3,86 |
|
|
Popülarite : |
3,26 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Soru Yağmuru ŞAKİR ECZACIBAŞI
. . . İzlemek iççin lütfen tıklayın. Soru Yağmuru ŞAKİR ECZACIBAŞI
.
. Soru Yağmuru ŞAKİR ECZACIBAŞI Deşifresi . . Şakir Eczacıbaşı (ŞE) Bülent Şenver (BŞ)
. .
BŞ. Çok güzel şeyler söylediniz, keşke bütün sanayi kuruluşların patronları herkes keşke sizin gibi düşünse. Soru yağmuru diye bir bölümümüz var, soru yağmurunda sizlere yağmur damlaları gibi sorlar hazırladım. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Şakir Eczacıbaşı ile beraberiz, şimdi soru yağmuru. Birinci damlamızı soruyorum "İtibarımı kaybedeceğime paramı kaybedeyim" cümlesindeki itibar size ne hatırlatıyor?
ŞE: İtibar, saygınlık,güven bütün bunları içine kapsayan bir şey. Böyle bir hikaye hatırladım şimdi. Osmanlı döneminde bir Sadrazam bir kızdığı adamın her şeyini almış. Bir gün vezirlerle birlikte oturuken , herşeyini aldığı adam sizi görmek istiyor deyince fırlamış hemen içeriki odaya girmiş onu dinlemiş ve kapıya kadar geçirmiş. Döndüğü zaman vezirler demiş ki "Beyefendi siz bu adamın almadık bir canını bıraktınız, sonra adamı dinliyorsunuz, sonra kapıya kadar geçiriyorsunuz " Demiş ki; "Doğrudur herşeyini aldım, ama saygısını alamıyorum , beni saygısıyla eziyor. Yine beni kapıya kadar götürmek zorunda bıraktı."
BŞ: Çok güzel bir hikaye bu.
ŞE: Sadrazamı bile bu hale getiren, onu yok etmek için her şeyini alan adama dahi onu empoze ediyor o adamın itibarı.
BŞ: Çok parası olan bir insan neyi ihmal etmemeli.
ŞE. Parasına güvenip kendini çok özel bir insan görmemelidir. İnsanlığını unutmaması gerekir. Sıradan insanlarla aslında aynı olduğunu düşünmesi gerekir. Paranın yanında çok daha fazla önem verilecek şeylerin olduğunu düşünmesi gerekir. Çünkü para ancak bir araçtır. Hepimiz zengin olmak isteriz, hepimiz paramız olsun isteriz ama bazan bu tuku haline getirilir. Bir adam yaratıcı değilse durmadan para kazanmayla kendini doyurur, yada bilim adamı gibi değilse kafasının çok daha büyük işlere veremiyorsa bu adam ancak para kazanarak güvenini sağlamaya çalışır kendisine. O bakımdan bu araçtır.
Sizin bir arabanız birde spor arabanız olsun, birde jipiniz olsun, çok güzel bir ev yaptınız, yazlık yaptınız, birde kotra aldınız sonra ne yaparsınız o parayı. O para sadece sizin birtakım eksiklerinizi kompleks dediğimiz şeyleri kazandırdığı için onu durmadan büyütmek, durmadan büyütmek istersiniz ve bununla beraber kendinizi büyüttüğünüzü sanarsınız oysa aslında siz aynı insansınızdır. Eğer küçük adamsanız aynı küçüklükte kalırsınız. Bunuda farkına varamasınız.
Diyeceksiniz ki niye hep şirketler durmadan kar etmek ister, o başka bir şeydir. O kar burada bir araçtır. Para kazanacaksınız ama o bir araçtır, yatırım aracıdır, ekonomiye daha büyük katkıda bulunma aracıdır, dünyaya açılma aracıdır, ülkeni geliştirmek büyütmek aracıdır. Kurumsal karla, kişisel kar'ı karıştırmamak gerekir.
BŞ. İnsan davranışlarından sizin hoşunuza gitmeyen, kızdığınız davranışlar.
ŞE: Zenginliğini bağıran insanlardan hoşlanmıyorum. Laf olarak değil, tavırlarıyla, giyimiyle.
BŞ: Mütevaziliği seviyorsunuz, çok kibirli olmayı, gösterişi sevmiyorsunuz. Dünyayı ben yarattım, Her şeyi ben bilirim.
ŞE: Elbette. En felaketlerinden biri de o . Hatta bir hikaye anlatayım; Bizm kolejde bir felsefe hocamız vardı: Cuma günleri o hafta neleri anlattıysa onlarla ilgili bize test yapardı. Bir gün geldi dediki bize; "Ben sizin sayfalar dolusu doldurduğunuz testlerin yanıtlarını okuyorum. Hepsini okuyorum ki ucundan bi rşey bulabilir miyim acaba arkadaşın öğrenmiş olduğunu. hepsi sallama diyor, atıyorsumuz. Ben burada öğretiyorum siz sallıyorsunuz .. Şimdi size şöyle bir şey önereceğim dedi Bizde altıydı not. Bilmediğini bilmiyorum dersen dört vereceğim, daha fazla biliyorsanız onun notunu vereceğim. " dedi. Adamcağız bir olanak vermiş o gün çalışamıyorsan bunu öğren ve bunu yaz bugün çalışamadım, bilmiyorum. Sonunda arka arkaya bilmiyorum diyen arkadaşların isimlerini saydı, "Sizin hiçbir şey öğrenemeyeceğinizi anlamış durumdayım. Ben buradan ayrılacağım ama gittiğim zaman hiç olmazsa Türkiyede'ki öğrencilere felsefe öğretemesem bile bilmediğimi biliyorumu öğrettim diyeceğim" dedi.
BŞ: Bir başka soru yağmuru damlasıda şöyle; aşkın tanımını bir cümle ile yapabilirmisiniz?
ŞE: Bir cümleyle aşkın tanımını yapmak kolay değil ama aşk çok güzel bir şeydir, onu yaşamak o çoşkuları yaşamak çok hoş birşeydir. Ama aşka güvenilmez, sevgiye, sürekli olan bir şeye güvenilir. Dünyadaki büyük aşklara bakarsak Shakespeare'in Romeo Juliet, masallarımızda yer alan Kerem ile Aslı'yı , dikkat ederseniz yazarlar bunları buluşturmaz sonunda . O büyük aşkı, yalnızca onu verebilmek için. Çünkü bu uzadığı zaman evlilik olduğu zaman , başka durumlar ortaya çıktığı zaman bu kalmaz. Bu bir çoşkudur, çok hoş bir çoşkudur. İnsanların hayatlarında kesinlikle duyması gereken çünkü hiçbir çoşku onun gibi değildir. Bunu yaşayın ama aşkın sürmeyeceğinide bilin.
BŞ: Babanızdan size kalan en değerli miras nedir?
ŞE: Bir tanesi dürüst olmak. Çok dürüst bir insandı kendisi . Bir de şuydu; Onlara ben cumhuriyeti kuran kuşak diyorum, o kuşağa. Atatürk tabiki büyük önderdi, büyün öncüydü, büyük liderdi, ama Atatürk bu devrimleri kendi başına yapamazdı. Her ilde, her kentte bu tür ileri gelen insanlar vardı. Onları toplayabildi, onlara olanak verdi, benim babam da onlardan biriydi. Bunların vatan deyince şakaları yoktu, vatan deyince yalnızca Türkiye demek değil toplum , bir devleti ortaya koyan bir topluluk. Buna çok saygıları vardı. Yeni bir cumhuriyet kurmuşlardı, çok cefalar görmüşlerdi ve bir sloganı vardı "Vatanınızdan aldığınızı vatanınıza verin" biz bunu çok öğrendik. Ben 79 yaşındayım sabah 9 dan akşam 6'ya 7'ye kadar vakıfta çalışıyorum ve hep daima bizde bu içimizde gelişmiş bir şey. Sadece bende değil, bütün kardeşlerimizde daima bir şey yapmak, bir şey yaratmak ve katkıda bulunmak . en önemli şeylerden biri bu.
BŞ: Sayın Şakir Eczacıbaşı en son ne zaman ağlamıştınız?
ŞE: Hatırlamıyorum desem yeridir ama annem öldüğünde ağlamıştım.
. .
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|