Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Berhan Şimşek Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

BERHAN ŞİMŞEK Bülent Şenver'in Odası TV Programı
14.05.2008
Okunma Sayısı : 15744
Oy Sayısı : 13
Değerlendirme : 5
Popülarite : 5,57
Verdiğiniz Puan :
 

 

BERHAN ŞİMŞEK Bülent Şenver'in Odası TV Programı

.
.

 Duayen bankacı Bülent Şenver usta bir bankacı olduğu gibi başarılı bir program yapabileceğini de bana ispat etti.

Benimle gençler için çok hoş bir söyleşi yaptı. Sizlerle paylaşıyorum...

.
.

  BERHAN ŞİMŞEK Bülent Şenver'in Odası TV Programı

.
.
.

 dinlemek için

.
.
.

BERHAN ŞİMŞEK Bülent Şenver'in Odası TV Programı
Deşifresi
.
.
Berhan Şimşek (BŞ)
Bülent Şenver (BŞ)
.
.

BÜLENT ŞENVER:  Bülent Şenver'in odasına hoşgeldiniz. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Berhan Şimşek. Hoşgeldiniz Berhan Bey.

BERHAN ŞİMŞEK : Hoşbulduk efendim.

BÜLENT ŞENVER: Berhan Bey siz sanat hayatının içinden geldiniz  Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin içine girdiniz, siyasete bir şekilde bulaştınız. Bir söz vardı benimlede paylaştığınız, hayattaki en zor meslekler , en zor yapılan işler diye . Bunlar  nedir en zor olanlar? Siz üçüncüyü siyaset diye ilave ediyorsunuz.

BERHAN ŞİMŞEK: Dünyanın tanıdığı  Orson Welles  çok önemli bir sanatçı. Bir gün soruyorlar dünyada zor olan meslekler nelerdir? Sinemacılık ve maden işçiliği diyor. Gerçekten sinema çok zor bir iştir,  kamera arkasında olmakta, kamera önünde olmakta çok zor bir iştir. Yazı, kışı, sıcağı,  yoktur. O koşturma devam eder. Maden işçiliğide yüzlerce metrenin altında madenlerde çalışmak çok kolay değildir. Daha sonraki yıllarsa siyasette aktif bir şekilde bulunduğum sürede bir gün bunu düşündüm herhalde Orson Welles  Türkiye'de siyaseti yapsaydı birinci sırada Türkye'de siyaset yapmak olduğunu söylerdi.

BÜLENT ŞENVER: Türkiye'de siyaset yapmanın önemli zorlukları nedir?

BERHAN ŞİMŞEK:  Dünyada da siyaset yapmanın zorlukları vardır, siyaset bir meslek değildir. Zaman içerisinde, televizyonlarda başbakandan , bakanlardan duyarız Yurtdışından dışişleri bakanı gelmiştir Sayın meslektaşım der.  Siyaset meslek değildir. Siyaset gönüllülük esasına bağlı hizmettir. Çünkü meslek sürekli yapılan bir şeydir, siyaset ise dönemsel yapılan. Maalesef Türkiye'de de sürekli yapılıp meslek noktasına gelmiştir, o ayrı ama gönüllülük esasına dayalı siyaseti yaptığımız için bir dönem içerisinde yaşamsal bir süreç değil  dönemsel bir sürecin içerisinde siyaseti farklı meslek gruplarından mesela TBMM düşünelim herkes kültür sanat insanı veya iktisatçı , hukukçu, uluslararsı ilişkiler, diplomat, hepsini öyle düşünelim , olmaz. O zaman nedir? Orada toplumun içerisinde kabul görmüş kişilerin toplumun vekaletini alarak dönem içerisinde onlara vekillik yapmak işidir. Bir hizmettir, hizmet işidir ve dönemdir.

BÜLENT ŞENVER: Türkiyedeki bunun zorluğu bu hizmeti yapamamaktan mı kaynaklanıyor?

BERHAN ŞİMŞEK:  Onu şöyle ayırıyorum; milletvekilleri birde mazbatanın taşıdığı milletvekilleri vardır.

BÜLENT ŞENVER: Ne demek o?

BERHAN ŞİMŞEK: Mazbata, buraya rozetini takar ve yürür. Nereye yürüdüğünü halk daha sonra öğrenir ama o yürür. Birde mazbatanın sorumluluğunu taşıyan vekiller vardır.Mazbatanın taşıdığı vekil vardır, birde mazbatanın sorumluluğunu taşıyan vekil vardır. Mazbata nedir?  Milletin vekaletidir. O vekaletten dolayı bakın işte ben milletvekiliyim diyen insan. Birde o sorumluluğu içselleştirmiş görevini yapan insanar vardır. Eğer milletvekilliliğini hak ve hakkaniyet içerisinde o mazbatanın sorumluluğuyla yaparsan uyumaya zamanın kalmaz, gerçekten kalmaz. Genel kurul, komisyonları, sadece kendi komisyonun değildir diğer ilgi alanında içerisinde , çünkü milletvekilleride kültür sanatla ilgili bizim dönemimizde 5224 sayılı yasayı çıkardık. Sinemayı destekleme sınıflandırma yasası,  kültür girişimlerini destekleme yasası, 5101 sayılı korsanla mücadele yasası , bu konularla ilgili sanat dünyasının içinden gelsem de böyle bir yasa hazırlığı oluşturulmaya çalışıldığı zaman ne yapacağız? Bu konuda sivil toplum örgütleri yani meslek örgütleriyle bir çalışma yapacaksın. Ben bilirirm , bunu yaparım yok. Tarafları toplamak demokrasinin vazgeçilmezlerinden biri. Bu çalışmalar, komisyon çalışmaları, genel kurul çalışmaları, örgüt çalışmaları, cenazeye gideceksin,diriye gideceksin, hastaya gideceksin,düğüne gideceksin, geceye gideceksin sadece bu konuda ihmal ettiğin şey eşin alen ve çocuklarındır. Samimi bir şekilde yapıyorsan gerçekten zordur. Öteki türlü gayet rahat yapanlarda vardır. Siyasette hep onlar vardır, onlar alkışlayıcıdırlar.

BÜLENT ŞENVER: Zorluğunu ben anladım, muhakkak anlatmadığınız başka zorluklarıda vardır. Şimdi ben size bir kelime  söylemek istiyorum, ve sizden istediğim o kelimenin size hatırlattığı  ilk cümleyi  bize söylemeniz. Bülent Şenver'in  odasında Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Berhan Şimşek ile birlikteyiz. Şimdi bir kelime bir cümle. Bir kelime bir cümleye hazır mısınız? Kelime Adalet cümle

BERHAN ŞİMŞEK: Yaşamın şirazisi. Onu kaybettiğimiz zaman hem yüreğimizdeki hem vicdanımızdaki bütün değerleride kaybederiz. Adalet duygusu çok önemli bir duygudur.

BÜLENT ŞENVER: Kelime hoşgörü cümle

BERHAN ŞİMŞEK: Bu İsa'nın anlayışıylada olmuyor, bir tarafımıza tokat vurulduysa diğer tarafımızı çevirelim. Türkiye'de bu kelime çok istismar edilmeye başlandı, anlayışa yüklendi. İnsan olmaksa hoşgörmektir. İnsanların kabahatlerini,hatalar hoşgörülmeli.Yanlış yapanlarda ikaz edilmeli. Hoşgörüde bir müessese, insan olmanı müessesesi diğer canlılarda hoşgörü müessesesi yoktur.

BÜLENT ŞENVER : Kelime AKP cümle.

BERHAN ŞİMŞEK: Bunu çok fazla ifade edebiliriz. Alacakaranlık partisi diyebiliriz, ABD'nin kurdurduğu parti diyebiliriz, aldı kaçtı partisi diyebiliriz ama sonuç olarak Adalet ve Kalınma Partisi diyemiyorum. Türkiye'de uygulananlardan gördüklerim, eğer adalet ve kalkınma olarak ifade edersem AKP'yi sadece kalkınmayı kendi çevresine akraba tarukatına yapmıştır, adaletine kendilerine uygulamışlardır.  Adalet uygulanıyor olmuş olsaydı AKP'nin içerisinde Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül Bey'in de yargılandığı davalar vardı, Sayın Erdoğan'ın yargılandığı davalar vardı, bakanların davaları vardı. Adalaetin işletilmesinin  samimiyeti dokunulmazlıkları kaldırırdılar, ve adaletin önüne kendileride gelirdi arkadaşlarınıda getirirdiler. Bu çok romantik bir söz , adalet ve kalkınma . Şu anda da Türkiye'nin kalkındığını bu anlamda söyleyebilmek mümkün değil. Rakamlar izleyicilerimizinde bilgilerinde vardır, geldiklerinde 218 milyar  dolardan iç dış borç vardı, bugün 436 milar dolar , beş yıl içerisinde 30 milyar dolarlık bir özelleştirme yapıldı . Maşallah sata , sata kalkınamadıkta, böylece adalet ve kalkınma partinin isminde kaldı.

 Bir şey daha ekleyeyim, biz bu tür kavramlarla kandırılan bir toplumuzdur. Filme giderken biz çocukken filmin ismine bakar girerdik, afişinin güzelliğine bakardık ama hala bu toplumun önemli değerleri hepsine saygı ve sevgilerimi gönderiyorum artık filmlerin isimlerine ve afişerine bakarak içeriye girmemesi gerekiyor. Partilerinde isimleri kulağa çok hoş gelebilir.

BÜLENT ŞENVER: Kelime paylaşmak cümle

BERHAN ŞİMŞEK: "Yarin gül yanağından gayrı herşey paylaşılmalı."  İnsan olmakta bunu gerektirir. Çünkü sevinçler paylaştıkça büyür, sevinçler paylaştıkça azalır.  İnsan olmanın gereğide budur.

BÜLENT ŞENVER: Kelime zenginlik cümle

BERHAN ŞİMŞEK: Çok zor bir şey, parayı taşımak çok zordur. Zenginlik ekonomik olarak mı? Bilgi olarak mı? Biz zenginlik dediğimiz zaman aklımıza ilk gelen para. Acaba para zenginimi olmak? Bilgi zenginimi olmak?

BÜLENT ŞENVER: Zenginliğin tanımı bir şeyin gereğinden  fazlasına sahip olmak .

BERHAN ŞİMŞEK: O zaman şöyle bir şey söyleyebiliriz, dört şeyi taşımak çok zordur. Anadolu deyişidir bu.

1-Zenginliği taşımak çok zordur.
2-Mevki , makamı taşımak çok zordur
3-Şan ve şöhreti taşımak çok zordur.
4-Kadınsan erkeğini, erkeksen kadınını taşımak çok zordur.

Bütün bunlar hani deriz ya parasıyla rezil oldu , buna işaret eder. Zenginlik taşıyabildiği kadar insanı olgunlaştırır, yoksa sırıtır, çirkinleşir . Günümüzde maalesef pek öyle bakılmıyor. Eğer ekonomik olarak koşulların yerindeyse bilgisizde olsan, bilgi zenginide olmasan paran varsa paran konuşur, sende bilgili olursun. Bu da biraz acı geliyor bana.

BÜLENT ŞENVER: Kelime CHP cümle

BERHAN ŞİMŞEK: Çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti devletinin  kuruluşu. Kurucu şehitlerin, Anadolu, Rumeli, Müdafa-i hukuk cemiyetiyle beraber bağımsız , çağdaş bir Türkiye.  Yedi düvele karşı savaşmış , gan güdmüş, lozanla devlet olma onuru belgesinin oluşmasına katkı sunmuş, Türkiye'nin ilk siyasi yapılanması. Bu siyasi yapılanmanın altında CHP'nin altında Mustafa Kemal Atatürk'ün imzası vardır kuruluş dilekçesinde. Kuruluş dilekçesinin kanı ise bu ülkenin kurucu şehitlerinin yani Lazı'nın, Türkü'nün, Kürtü'nün, Çerkezi'nin, Boşnağı'nın, var olan bütün etnik yapı içerisindeki dedelerinin kanıdır mürekkebide. Kuruluş dilekçesinin mürekkebi dedelerimizin, atalarımızın kanı, imzası Cumhuriyet Halk Partisi'nin kuruluşun da Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. O şiarda en önemli noktada şu anda vücudunu buluyor, bu kurucu felsefenin en önemli söylemi Cumhuriyet Halk Partisi'nin " Ne mutlu Türk olana" değil "Ne mutlu Türküm diyene"

BÜLENT ŞENVER: Kelime ölüm cümle.

BERHAN ŞİMŞEK: Son buluşacağımız nokta. Önemli. Bunu değişik tariflerde bulunabiliriz. Bir derviş misali Yunus gibi  yaşayabiliriz. Bir zeytin, bir hırka, bir torba , ölmeden önce ölmeyide başarabiliriz. Nefsimizi ortadan kaldırarak, çıkarlarımızı insanların değerlerinin üstünde tutmayarakta başarabiliriz. Yani ölümü sadece doğduğumuz gün gibi bu dünyayı terkedeceğimiz an olarak o ölümlede düşünmemek lazım. Babamın bir söz vardı derdi ki: "Ol nefsine hakim, olursun dünyana hakim" bu da Yunus felsefesinde ölmeden önce nefsi öldürmektir, aç gözlülüğü öldürmektir, başkasının namusuna, malına el uzatmayı öldürmektir. Ölüm derken sadece fiziki ölüm değildir. Bunlar çok önemli değerlerdir.

BÜLENT ŞENVER: Hırsların öldürülmesi.

BERHAN ŞİMŞEK: Hırsların öldürülmesi,iddiaların değil. Bunu sadece torba pantolun, tarikat şeyhleri , cemaat şeyhleri bunları söylemiyor.  Bu toprakların namusu ve bereketi bin yıldır bunları söyler. Ama bu yaşarken öldürmemiz gerekenler. Bunları son anda o ölümü tadacağımız  anda da Tanrı'mız bize yardımcı olsun. Ölümden söz ederken ölüp gitmişlerimize , beyaz ata binip giden  insanlarımızı da rahmetle analım.

BÜLENT ŞENVER: Kelime Berhan Şimşek cümle

BERHAN ŞİMŞEK: Berhan literatürde yok , kavram olarak. Berhan'ın karşılığı yok, karşılığı benim. Ama çok mutluyum, birçok adaşım oldu. Berhan olarak var, Berhan Şimek diye isimler  var, bu benim için büyük bir onur. İzleyipte bu anlamda isimlerdirmiş olanlar varsa kardeşlerimin gözlerinden öpüyorum. Yunus'un ifade ettiği güzel bir söz vardır "ete , kemiğe büründüm, Yunus diye gördündüm"  Hepimiz ete, kemiğe bürünüp isimlerimizle görünüyoruz.

 Berhan Şimşek'te uzun bir hayatın yılcusudur. Gençlere örnek olsun diye ifade edeyim, ben 10 yaşımda İstanbul'a geldim. 11 kardeşli bir ailenin 10 numaralı çocuğuyum. Ortaokula başladım devam edemedim, daha sonraki sürecimde 14 yaşımda gece okuluna başladım. 4 yıl gece ortaokulu okudum, 4 yıl gece lisesi okudum, olaylı yıllar üniversiteyi başaramadık. Daha sonra Açık öğretim fakültesine kaydoldum. Oradan 3 dersim var şimdi mezun olacağım. Fakat tırnak içerisinde söyleyeyim. Bir lisans yapmak sadece okullarda bilgi sahibi olmak demektir. Her gittiğimiz yerde doktorsak doktorluğu bize sormazlar, hukuçuysak ana yasayı, medeni kanunu sormazlar. Önümüzde mutlaka bir şeyler yazması gerekmiyor. İnsan olarak kendimiz geneliyle bilgilenmemiz gerekiyor. Bu bilgi donanımını oluşturmamız gerekiyor. 28 yıldır bir sürem var benim toplumda, bugüne kadar çok şükür Berhan Şimkek'liğin  beyazına kalem ucu kadar leke getirmeden hayatımı idame ettirmeye çalıştınm. İnsallah bu edep, ahlak ve terbiye , Mustafa Kemal Atatürk'ün göstermiş olduğu bilgi aydınlanma ışığı içerisinde de  biraz önce söylediğimiz kaçışı olmayan son noktaya kadar Berhan Şimek'i götüreceğim.

BÜLENT ŞENVER: İnsallah diyorum. Berhan Bey ben size bir oyun oynatmak istiyorum. Masamızın üzerinde bir torba var, bunun adına ben torba oyunu dedim. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Berhan Şimşek ile birlikteyiz. Şimdi torba oyunumuz. Torbanın içinde bazı harfler var, sizden bir harf çekmenizi isteyeceğim, şansınıza ne harf  çıkacak bakalım.

BERHAN ŞİMŞEK: "T"

BÜLENT ŞENVER: Sizi serbest bırakıyorum "T" ile ilgili konuşun diye.

BERHAN ŞİMŞEK:  "T" ile ilgili aklıma gelecek Türkiye'dir. 778 bin kilometre kerelik değerim, toprağım, her karışında yaşayan Lazı, Türk'ü, Boşnağı, Diyarbakırlısı, Edirnelisi,  Sinoplusu, Anamurlusu,Mersinlisi, Adanalısı  büyük bir değer. Birbuçuk milyar islam dünyasının tek laik devleti Türkiye. Din ve vicdan hürriyetinin  özgürlüğünü  emniyette tuttuğu kadar diğer özgürlükleride emniyette tutmuş Türkiye. Ve zor kurulmuş biraz önce ifade ettiğim gibi

BÜLENT ŞENVER: Gençler bu Türkiyeyle ilgili ne yapsın ? T, T  yapsın Türkiyeyi tanısın mı?

BERHAN ŞİMŞEK: Türkiye'yi tanısın, bu çok önemlidir. İnsanlar yaşadığı toprakların üzerinde , o toprağın tarihsel süreçteki bilincini oluşturmadan sosyal, kültürel ve siyasal bilincede varamazlar. "Bastığın yeri toprak sanma tanı. Düşün altında binlerce kefensiz yatanı." Bu kefensiz yatanlar, bir kez daha söyleyeyim bu ülkenin kurucu şehitleridir. Türkiye islam coğrafyası içerisinde demokrasiyi, çok partili hayata geçişi, sosyal devleti oluşturmuş , laiklik ilkesiyle bu ülkenin minaredeki ezanına, cemine, semahına, ve direkteki bayrağının gönlerde dalgalanışına önemli bir büyük değer sinsilesi katmıştır. Bizim için, benim yatağım, toprağım, bayrağım, eşitliğin, özgürlüğün, barışın, benden önce yaşayanların olduğu gibi benim yurdum , gök kubbesini bile farklı gördüğüm bir topraktır. Bu sınırları aşıp yabancı ülkeye gittiğimde ülkemin gök kubbesini ararım. Bugüne kadar 85 yıllık süreçte emek verip buraya kadar getirenlere birkez daha saygılarımızı , şükranlarımızı, rahmetlerimizi iletmemiz gerekiyor. Bugünden sonrada çocuklarımıza şunu öğretmeliyiz "Yerel olunmadan, evrensel olunmaz." Olalım evrensel ama yerel olalım.

BÜLENT ŞENVER: Çok güzel şeyler söylüyorsunuz. Bir soluklanma vermeden son olarak soluklanma öncesi diyeyim ben size bir kutu göstermek istiyorum. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Berhan Şimşek ile birlikteyiz. Şimdi bir göster bin işit. Bunun içine bir obje koydum buna bakıp gençlere bir mesaj vermenizi istiyorum. . Bakalım içinden ne çıkacak?  Bir kurşun kalem , bununla ilgili gençlere bir mesaj verelim.

BERHAN ŞİMŞEK: Günümüzde her ne kadar bilişim çağı ile beraber klavyeyle bilgisayarla yazılarımızı yazsakta , kalem tarihin açışı içerisinde çok önemli yer tutmuştur. Barışı, aydınlıkları, evlilikleri,ayrılıkları imzalamıştır. Kalem hasreti anlatmıştır. Romanlar, filmler, şiirler, buluşlar gerçekleşmiştir. Her kalemin yazması için kağıda ihtiyaç vardır, deftere ihtiyaç vardır. Yine bunu bir deyişle ifade edeyim. Benim yedi yaşında bir kızım var ona şunu söylerim hep  "Kazandığın snein değil, muhafaza ettiğin senin, yediğin senin değil hazmettiğin senin , okuduğun senin değil , yazdığın senin değil algıladığın senin" Onun için kalem resimde çizer.

Nazım Hikmet bir mektubunda diyor ki "Abidin bana mutluluğun resmini çiz" Abidin'de cevabında diyor ki " Suya resim yapılmaz Nazım"  "Söz  ola kestire başı, söz ola bitire savaşı, söz ola ahuyla bal eyleye aşı" Onun için kale ola üretime , barışa karedeşliğe katkı  suna, kalem ola bunları ortadan kaldıra" Ben genç arkadaşlarıma kalemlerini  barışa , mutluluğa , bolluğa kullansınlar diyorum. Her ne  kadar bilgisayar kalvyesinle artık birçok yazılarımızı yazıyor olsak da kalemle parmaklarının buluşmasını ihmal etmesinler. Bu zevk en büyük zevkti. Neydi o? Bizim çocukluğumuz mektup dönemiydi. Oturulur bu kalemlerle mektuplar yazılır, hasletler yaılırdı, özlemler yazılırdı, kavuşma talepleri yazılırdı. Ne olur bilginin kalem olduğunu unutmasınlar. Silahın değil.

BÜLENT ŞENVER: Bunu doğru kullansınlar, yerinde kullansınlar, başkalarını yıpratmak için , zarar vermek için değil iyi şeyler, hayırlı şeyler , yapıcı şeyler için kullansınlar.

BERHAN ŞİMŞEK: Silahın tetiğinide parmak çeker, kalemide parmak tutar. Ben gençlerden kalem tutan parmaklardan olmalarını istiyorum.

BÜLENT ŞENVER: Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Berhan Şimşek ile beraberiz. Kısa bir aradan sonra hoş sohbetimiz devam edecek.

BÜLENT ŞENVER: Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Berhan Şimşek ile birlikteyiz. Şimdi siz olsaydınız ne yapardınız? Berhan Bey ben size bir etik vaka hazırladım. Bu hayali bir vaka, sonunda da Sayın Berhan Şimşek bu durumda siz olsaydınız ne yapardınız diye. Bunun maksadıda  kendimizi etik konusunda biraz daha düşünceye sevk edebilmek.

"Ali Bey siyasete girmek isteyen genç bir işadamıdır. Ülkede genel seçimlere bir yıl kalmıştır.  Ali Bey'i  birgün büyük bir partinin  genel başkanı telefonla   arar der ki: "Ali Bey bu seçim döneminde  tecüblerinize ihtiyacımız var. Bir gün Ankara'ya gelin görüşelim." Ali Bey teklifi kabul eder, genel başkanı ziyarete gider, genel başkan Ali Bey'e şöyle der: "Ali Bey, bildiğiniz gibi seçim kampanyaları için büyük bir bütçe ayırmamız gerekiyor. Sizin içinde uygun olursa sizden iki şey rica edeceğim. Birincisi bizim seçim kampanyamız için 500 bin YTL bir bağışta bulunmanızı istiyorum. İkinci ricam ise boş bir kağıda imza atıp bana vermenizi bekliyorum. Emin olun hiçbir yanlış maksatta kullanmayacağım. İlerde bakanlık ataması, bakanlıktan istifa, parti üyeliğinden istifa ve benzeri konular olursa orada kullanmayı arzu ediyorum. Bu sözlerimi değerlendirmenizi ve sizden olumlu cevap vermenizi bekliyorum." Der. Ali bey düşünmek için zaman ister, uçakta dönerken aklını bu sözler kemirir durur. Sayın Berhan Şimşek, bu milletvekili olmak isteyen Ali Bey'in yerinde siz olsaydınız, bu durumda siz ne yapardınız?

BERHAN ŞİMŞEK: Bu durum Türkiye'deki siyasetin içinin boşluğunuda gösteriyor. Birincisi siyasetteki harcamalar şeffaf, denetlenebilir olmuş olsa ki bahsettiğiniz etik yasasını Cumhuriyet Halk Partisi olarak benim dönemimde Algan Hacaloğlu vermişti siyasette. Siyasetteki şeffaflık, harcamalardaki tespit önemli . Böyle bir anlayışta yapıyor olsak hiçbir genel başkan birini çağırıp arkadaş 500 milyar ver ondan sonrada boş kağıt imzala seni de vekil yapacağım diyemez. Bu Türkiye'de bazı partilerde olmuştur ve olmayada devam etmektedir. Bunların hiçbiri siyaset yapmak ahlakı adına doğru değil. İkiside doğru değil. Ekonomik olarak siyasetteki harcamaların şeffaf olmadığını gösteriyor. İkincisi daha kim, nereden aday olacağı belli değil, daha milletvekili olmadan genel başkanı boş kağıt alıyor. Diyor ki "Yarın, öbür gün, getiren benim , gönderende ben olurum" Bu anlayış içerisinde Türkiye'de siyaset yapıldığı için ayakların baş , başların ayak olduğu bir dönem yaşıyoruz. Maalesef böyle. Rahmetle anıyorum, idamından da çok büyük acı duymuşumdur  Sayın Adnan Menderes "Ben istersem odunuda milletvekili yaparım" söyleminin altında bu anlayış yatıyor.

BÜLENT ŞENVER: Ben size soru yağmuru diye bir bölümüm var. Yağmur damlaları gibi kısa kısa sorular soracağım. Sizi hafif ıslatmak istiyorum. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Berhan Şimşek ile birlikteyiz. Şimdi soru yağmuru.  Siyaset hayatında gördüğünüz ve hiç hoşunuza gitmeyen davranışlar nelerdir?

BERHAN ŞİMŞEK: Ben kültür ve sanat insanı olarak çok üzülmüştüm Sayın Tayyip Erdoğan'ın Mersinli bir işçiye "Artistlik yapma " demesi siyaset adabının hiçbir yerine sığmayan bir anlayıştı.

BÜLENT ŞENVER: Sizce Türkiye'yi yönetmeye talip olacak bir Başkbakanda olması gereken en önemli özellikler nelerdir?

BERHAN ŞİMŞEK: Başbakanlar, Cumhurbaşkanları da 9 ay, 13 günlük. Ama siyasette öncelikle şu özellik olmalı; siyaset yapan kişi annesinin karnından dünyaya geldiği günden siyasetin içine gireceği güne kadar harsızlıkla, yolsuzlukla, onursuzlukla, ilişkisi olmamalı. Birilerinin adamı olarak hayatını idame ettirmemeli. Milletinin, halkının, ülkesinin adamı olmalı. Eğer birine adamlık yapacaksa bu milletine hizmet adamı olmalı. Bilgi birikimi olmalı. Kendi ülkesinin tarihsel bilgisini, dünyayı çok iyi bilmeli. Mutlaka bir siyasi kimlik olarak hem hukuktan, hem ekonomiden, hem sağlıktan anlayacak değildir. İyi bir siyaset adamı ortak aklı kullandır. Ortak aklı kendi aklı olarak koordinatör ve sözcü olarak  dile getirendir. Zamanını yönetim, yönlendirme ve planlama organizasyonu içerisinde zamanı ekonomik dinamik ve sijerjik biçimde kulllanmalı. Bütün bunların ötesinde demokrasiyi içselleştirmiş , tabiki otoriter bir rejimden bahsetmiyoruz. İçselleştirmiş azınlığın hakkını çoğunluktan önemli olduğuna inanabilecek hoş görüye sahip. Ve ülkenin kendi yapısı içerisinde yasama , yürütme, yargı ülkemizin bütün bunların halkın vermiş olduğu sorumluğa dayalı  yapıldığını bilmeli.

BÜLENT ŞENVER: Türkiye'ye son 20 yılda yapılmış olan en büyük kötülük size göre nedir?

BERHAN ŞİMŞEK: Son yirmi yılda yapılan kötülük 12 Eylül'ü söylememiz gerekiyor. 12 Eylül'ün üç ayağı vardı. Birinci ayağı ekonomik paketi, ikinci ayak sosyal paket, üçüncü ayakta dış politika. Ona göre toplumda dönüştürme belleksizleştirme, kişilik kaybına erezyonuna yol açmıştır. Okuyan, çalışan, üreten insan kimliğinden daha fazlasınla pısan, değer yargılarının iflas ettirilip başka bir değer yargısının ortaya çıktığı. Ahlaki değelerden bahsediyoruz, ahlaki değerler kültür değerleridir, moral değerleridir.

BÜLENT ŞENVER: Hatırlamayan gençlerimiz için 12 Eylül nedir?

BERHAN ŞİMŞEK: 12 Eylül Emir Komuta Zinciri ile ülke yönetimine Kenan Paşa ve arkadaşlarının el koyması olayıdır. İç tüzük, iç hizmet kanununun 35. maddesine göre koruma ve kollama görevini nitekim yerine getirmiştir. O zaman genelkurmay başkanı, sonra cumhurbaşkanı, şu anda da ressamlık yapıyor tabiki resim yapmak ayrı resim çizmek ayrıdır.

En önemli şey belki gençlerin kaçırdığını arz etmek istiyorum. Sosyal yapıdaki bir erezyonu getirmiştir, popüler kültür halkı ifade eder. Türkiyedeki popüler kültür tercih edilen değil, tercih ettirilen  olmuştur. Ekonomik süreci içerisinde Türkiye tabiki dışa açılacaktır ama çok abur cubur açılmıştır. Dengeli, planlı bir anlayış içerisinde değil. Bakıyoruz Türkiye'nin sahilleri gitmiştir, Türkiyenin kaynakları gitmiştir, Türkiye 12 Eylül den sonra onlarca, yüzlerce yolsuzluk, hortumlama davalarına şahit olmuştur. En önemlisi dış politikayla ilgilide hepimizin bildiği gibi 1974 yılında Yunanis'tan  NATO'DAN  ayrılmıştı. Rahmetle analım Bülent Ecevit ve Sayın Demirel döneminde General Rallis NATO komutanı Yunanistan'ın NATO'ya girme teklifini etmişti. Her ikiside red etmişti, veto etmişti . Şimdi nasıl Avrupa Birliğinde  bizi ve Kıbrısı veto ediyor , NATO  üyesi olarak bunu yapamıyorduk. 12 Eylül sosyal darbeden sonra 21 Ekimde yani kırk kusur gün sonra Kenan Evren Yunanistan'ın NATO'ya girmesine evet demiştir. O gün Yunanistan NATO 'ya girerken hem Ege kıta sağlığı sorunu vardı hem Kıbrıs sorunu vardı. Sorulmuştur neden bunu yaptın "Ben General Racers''a ben asker sözü vermiştim " dedi.

Aslında 12 Eylül'de gençlerin bilmesi gereken bir şey var. O günkü devlet başkanı damdaki kemancı operatını izlerken CIA ajanı geliyor, "Türkiyede bizim çocuklar işi halletti" diyor. O günden sonra Türkiyedeki sosyal, ekonomik, siyasal yapılanma hiçbir zaman kimliğini oluşturmamıştır, siyasetin önü kesilmiştir, sendikalar bitmiştir, bütün düşün insanları , aydınlar, entellektüeller, cezaevlerine sürülmüştür. Gençler idamlara gitmiştir. Ve nihayetinde şu olmuştur; Bugünkü Türkiye'deki dinci yapılanmanın ellerine manikür , ayaklarına pedikür yapılmıştır ve bugünde iktidara gelmiştir. Ama 12 Eylül'de Atatürk'çü, solcu, devrimci veya bu ülkeye samimi kendine tarifinde milliyetçi duygularda olanlarda cezaevlerinde ve idamlarda acılar ve sürünmeler yaşamıştır.

BÜLENT ŞENVER: Bir başka yağmur damlası, aşkın tanımını nasıl yaparsınız? Aşk nedir?

BERHAN ŞİMŞEK:  Aşkıda farklı ifadeler var. Tanrı'ya kavuşmakta bir aşktır. Sevgiliye varabilmekte bir aşktır. Ben çok kalıcılığına inanmadığım bir şey.  Ama bir şeyi aşkla yapmak, şevkle yapmak , onun peşine düşmek, gönüllüsü olmak  bunu yakaladığımız zaman kaybetmemeiz gerekiyor. Onu emek vererek sevgiye çevirmemiz gerekiyor. Sozsuza denk yaşanacak bir şey değildir Konficyus'un mutluluğu tarfi ettiği gibi  "Ahenksizliğin içinde bir ahenktir" diye mutluluğu tarif eder. Ona vardığınızda mesleğinizdede, sevgilinizdede, sevginizdede o aşkı elde ettiğimizde onu sürekli taşıyamayacağımız için onda bir değişim yapıp emek verip sevgiye çevirmek gerekiyor. Onu çok güzel tutmak gerekiyor çünkü gözükmeyen bir şey.

BÜLENT ŞENVER: Aşk hakikaten çok zor bir şey diyorsunuz ama uzun süreli olmaması nedeniyle  belki insan hayatının her safhasında değişik aşklar olsa değil mi? Bir dönem aşk yaşadım o da bitti derseniz o da bir eksiklik. Hayatın çeşitli dönemlerinde değişik şeylere aşık olmak, kimi zaman başka şeye, kimi zaman başka şeye. Aşkla ilgili hemen devamındaki yağmur damlam şöyle; Babanızdan size kalan en önemli miras nedir?

BERHAN ŞİMŞEK: Soyadıdır. Ben Bayburt'luyum , Bayburt'a gittiğimde Berhan Şimkek'im demem, ben Nuri Şimşek'in oğluyum derim. Babamdan bana çok şey kalmıştır, adamlık, insanlık, yiğitlik, terbiye, ahlak, iffet, bu ülkenin değerleri, sevgi, hürmet. Ben çok mutluyum Nuri'den olma Halime'den doğma olduğum için. İkisinide rahmetle anıyorum.

BÜLENT ŞENVER: Allah rahmet eylesin. En son ne zaman ağlamıştınız?

BERHAN ŞİMŞEK: Gözünde yaşı olmayanın gönlünde gök kuşağı açmaz. Ağlamak insan olduğumuzun bize hatırlatılışıdır. Ama acıyla ağlamayalım, sevinçlerle ağlayalım, mutluluklarla ağlayalım. Çok büyük bir keyif olsun. Sezen hanım'ın yazdığı  gibi" Ağlamak güzeldir, akıyorken yaşlar gözümden " Gözüm dolar benim bir kuşa, bir çiçeğe, yolda giderken bir garibe , bir özürlüye bakarken . İnsanım düşünüyorum, konuşuyorum ve ağlayabiliyorum.

BÜLENT ŞENVER: Ne kadar güzel. Gençler için üç yap üç yapma deyip gençlerin yapmasını istediğiniz şeyleri ve yapmamasını istediğiniz şeyleri konuşalım istiyorum. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Berhan Şişek ile birlikteyiz. Şimdi üç yap, üç yapma. Üç olmasıda şart değil ama gençler hayatta  mutlak şunları yapın diyeceğiniz neler var?

BERHAN ŞİMŞEK: Çalışkan olmalılar, "Kulvara varan sultan olur, olurlarsa bir gecede sultan, devrilirler bir gecede olurlar devrik sultan" Bir günde bitmez hayat. Hayatın uzun bir yürüyüş okulu olduğunu unutmasınlar. Bu yürüyüş okulunda insani ve ahlaki değerlere ve kavramlara sahip çıksınlar, emek versinler ve mutlaka günün birinde o emek kendilerini cevaplayacaktır. Kimsenin malında, namusunda, kimsenin aşında ve işinde gözleri olmasın. Hiçbir zaman haris olmasınlar.

BÜLENT ŞENVER: Haris olmak ne demek?

BERHAN ŞİMŞEK: Ben, bana. Paylaşmayı bilsinler. Sevgiyle baksınlar, kucaklayarak baksınlar, kendi büyüklerininde, çevresindeki büyüklerininde değerlerini kıymetlerini bilsinler. En büyük zenginliğin bilgi olduğunu unutmasınlar. Uğur Mumcu'nun ifadesiyle  "Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmazlar, yaratıcı olamazlar." Bilgi sahibi olduklarında paralarınıda, ilişkilerinide, çevrelerinide daha doğru, daha güzel kullanacaklar. Bu ülkeyi çok sevsinler, bu bayrağı çok sevsinler, bütün ulusların bayraklarınada saygılı olmayı ihmal etmesinler. Kendi değerleriyle yaşadıkları kadar bu ülkenin devrimlerine sahip çıksınlar, çağdaş cumhuriyete sahip çıksınlar ve ne olur pes etmesinler.

BÜLENT ŞENVER: Ben size son oyunumuz var, kulağınıza küpe olsun yazıyor bunu oynatmak istiyorum. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Berhan Şimşek ile birlikteyiz. Şimdi Kulağınıza Küpe olsun Çubuk Oyunu. Niye çubuk dedim, içinde çubuklar var. Şansınıza bir çubuk çekin bakalım üzerinde  bir şey yaızyor onun üzerinde yazanı okumaya çalışalım. "Bir şey için dik duramazsanız, her şey için yere düşersiniz"

BERHAN ŞİMŞEK: Bir şeyden vazgeçerseniz ondan sonra herşeyden vazgeçmek kolay olur. Vazgeçmemek kör bir inat olmalalı, akılla olmalı, değerlendirmeyle, tartmayla olmalı ama vazgeçmemek gerekiyor. Ben dik durdum, ben samimi oldum ama kazanamadım, hep kaybettim ben deyip duruştan feragat etmemek gerekiyor. Baştan çıkmaya karşı koymak  bir karekter ölçüsüdür. Eğer baştan  çıkmaya karşı koymayı  baştan ilke edinmezsen bundan sonrası için Allah yolunu açık etsin.

BÜLENT ŞENVER: Ben size çok teşekkür ediyorum, gençlerle tecrübelerinizi paylaştınız . Sağolun, varolun, ağzınıza sağlık.

BERHAN ŞİMŞEK. Çok farklı, çok keyifli bir programdı. Çok büyük keyif aldım bende. Saoğlun saygı ve selan sunuyorum bende. Ekran başında bulunan  gençlerimizde sevgiyle yanaklarından öpüyorum.

BÜLENT ŞENVER: Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Sayın Berhan Şimşek ile birlikteydik. Bizlerle tecrübelerini, birikimlerini, zenginliklerini paylaştı. Unutmayalım gençler bizim herşeyimiz en değerli hazinemiz. Gençlerimize sahip çıkalım. Bir başka programda birlikte olmak dileğiyle tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın. Hoşçakalın.

.
.

Bülent Şenver, Berhan Şimşek
.

Bülent Şenver, Berhan Şimşek
.

Bülent Şenver, Berhan Şimsek
.

Bülent Şenver, Berhan Şimşek

.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org