Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Bahadır Kaleağası Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
TEK YOL BİLGİ TOPLUMU DEVRİMİ !
12.03.2008
Bahadır Kaleağası
Okunma Sayısı : 3539
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 3,5
Popülarite : 2,11
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

  RADIKAL       Y O R U M                                    24 Şubat 2007

BAHADIR KALEAĞASI

TEK YOL BİLGİ
TOPLUMU DEVRİMİ !
İnternet ve dijital teknolojiler son on yılda her alanda toplumu değiştirdi. AB bilgi toplumu devrimi yapmanın peşinde. Türkiye'de devlet 'e-dönüşüm önemli' diyor. Yurttaş teknolojiye meraklı, şirketler yaratıcı, sivil toplum hareketli, medya ilgili; devrim için ortam  uygun.

Avrupa Birliği diyor ki “bilgi toplumu devrimi yapamazsam, 21. yüzyılı kaybederim”.  Bu saptamanın Türkiye açısından en az iki anlamı var. Birbiriyle bağlantılı, birbirini tamamlayan iki gerçek:
Bilgi toplumuna dönüşümü başaramazsak Avrupa vizyonumuzu kaybederiz.
Bilgi toplumuna dönüşümü başaramazsak zaten 21. yüzyılı da kaybetmişizdir demektir.

E-dönüşüm

Dünyada bilişim ve iletişim teknolojilerinde muazzam gelişmeler yaşanıyor. Uygarlık, ekonomi ve demokrasi köklü ve hızlı bir şekilde değişmekte. Küresel ekonominin üç devi olan ABD, AB ve Japonya’nın yanı sıra Hindistan, Çin, Brezilya gibi yükselen büyük pazarlardan, İsrail, Güney Afrika ve Kanada gibi atılımcı ülkelere uzanan geniş bir rekabet gücü yarışı sürmekte.

Bilgi toplumuna dönüşüm kavramının alt başlıklarında farklı fakat birbirine yakın alanlar var. Bu alanların iç içe geçmeye başladıkları “yakınsama” evresindeyiz. Bilgi, ses ve görüntü aynı platform ve aletlerde toplanıyor. Dijital ekonomide her yıl, bir öncekini çok gerilerde kalmış tarih yapraklarına dönüştürüyor. İnternetsiz bir yaşam bugün kalkınmış dünya için damarlarından kanın çekilmesi anlamına gelir. Clinton’ın başkan seçildiği, soğuk savaşın çoktan bitmiş olduğu, Putin’in Kremlin’de yükselmeye başladığı, Türkiye’nin AB ile gümrük birliği oluşturduğu, Orta Doğu’da krizin hüküm sürdüğü yıllarda internet henüz yaşamımıza egemen olamamıştı. (Her ne kadar Orta Doğu örneği yanlış olduysa da, dünya tarihinin son yıllarda iyice hızlandığına kuşku yok).

Zaman kavramının göreceliğini giderek daha somut hissediyoruz. İnternet ve dijital teknolojiler son on yılda her alanda toplumu değiştirdi. Ticaret, siyaset, finans, eğitim, medya, hizmet, şirket yönetimi, bürokrasi, turizm, demokrasi, sağlık, arkadaşlık, aşk, kültür, eğlence, örgütlü suç, terör, ... Daha bir kaç yıl önce iPod, Skype, Google Earth, dijital televizyon geçen yıl You Tube yoktu. Gelecek yıldan bakabilseydik eğer, bu yıl neler yok acaba?

Bilgisayar ortamı, cep telefonu, televizyon, müzik, sinema ve elektronik aletler bütünleşiyor. Hem teknolojik hem de içerik olarak. Böylece bilişim sektörünün anlamı ve kapsamı da genişliyor. Bilgi toplumu dönüşümü deyince ise, ufuk iyice genişlemekte: bilimsel yenilikçilik, ar-ge, biyoteknoloji, nano-teknoloji, eğitim reformu, iç ve dış güvenlik, gıda güvenliği, çevreyi koruma, kentçilik, sağlık, sanatsal ve kültürel yaratıcılık, kırsal kalkınma, ... Bilgi toplumu devrimini başarmak her şeyden önce bir ulusal çıkar ve güvenlik hedefi olmalıdır.
Siyaset, vizyon, eylem

Bu açıdan bakınca Türkiye için iki temel soru ortaya çıkıyor:

Ø       AB bu konuda hangi hedefleri geliştirmekte?

Ø       Türkiye bu yönde nasıl bir strateji izlemeli?

Bu iki soru ve yanıtlarının doğal sonucu olarak bir önemli soru daha gündeme geliyor:

Ø       Neden Türkiye’de siyasal gündem bu konular çerçevesinde topluma bir gelecek programı sunmak yerine soyut kavramlara, milliyetçilik, ulusalcılık, dindarlık, halkçılık vs yarışına boğuluyor?

Halbuki bilgi toplumu konusunda gerek iktidar gerekse muhalefet partilerinde son derece duyarlı ve uzak görüşlü siyasetçiler, Başbakanlık tarafından gerçekleştirilen iyi bir e-devlet stratejisi, özel sektörde birçok başarılı şirket, sektörün güçlü temsil kuruluşu TÜBİSAD, üniversiteler ve TÜBİTAK içinde önemli çalışmalar, Türk Bilişim Vakfı, Türk Bilişim Derneği gibi etkin sivil toplum kuruluşları, TÜSİAD ve odalar bünyesinde komisyon ve çalışma grupları, BTHaber, İnfomag ve Bilgi Çağı gibi başarılı yayınlar var. CeBit Avrasya gibi birçok fuar, konferanslar seminerler düzenlenmekte. Toplantılarına 2003’te başlayan e-Dönüşüm İcra Kurulu’na ilgili bakanlar ve özel sektör ve sivil toplum temsilcileri katılıyor.

Bütün bu olumluluklara rağmen e-dönüşüm konusunda TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı’nın vurguladığı gibi Türkiye kendini küresel gelişmeler düzeyinde yeterince var edemiyor henüz. “Daha yarışı kaybetmedik. Fakat kazanmak için de tüm paydaşların seferberliğe katılması gerekiyor.” Bu konuda gerekli siyasal ve ekonomik hareketlilik cumhurbaşkanlığından başlayarak tüm toplumu saran bir kararlılık ve heyecana dönüşmeli.
Avrupa’nın bilişim tutkusu

Avrupa Birliği 21. yüzyıla iddialı başlamıştı. Mart 2000’de Lizbon’da açıklanan strateji Avrupa’nın en önemli hedefini açıkça ortaya koymaktaydı: “AB on yıl içinde dünyada küresel rekabet düzeyi en yüksek bilgi temelli ekonomi olmalıdır”. Tek Pazar, girişimcilik, eğitim ve çevrenin yanı sıra bilgi toplumu bu stratejinin temel direklerini oluşturmaktaydı.

Beraberinde ayrıntılı bir yasal düzenleme ve siyaset hedefi getiren Lizbon stratejisi 2005 yılına gelindiğinde AB açısından göreceli bir başarı fakat yetersiz bir bilanço ortaya koymaktaydı. Bu dönemde AB’de tehlike çanları yankılanırken siyasal kararlılık yenilendi. Ekonomik reform ve atılım süreci hızlandı. Tüm strateji içinde zaten en başarılı sonuçlar elde edilen bilgi toplumu boyutuna da yeni bir ivme ve kavram kazandırıldı: i2010 girişimi.

Bu yönde AB üç siyaset ve eylem boyutuna odaklanıyor:

1.       Ekonomi: Bilgi ve iletişim teknolojileri AB’nin verimlilik artışının yüzde 40’ı, yıllık gelir artışının yüzde 25’ini sağlıyor. Avrupa’da ekonomik büyüme ve istihdam artışında bilişim hızla yükseliyor. AB hükümetlerinin öncelikleri arasında bu alanda yasal düzenlemeleri teknolojik ilerlemeyi kolaylaştıracak şekilde geliştirmek var. Ayrıca internete ulaşım için geniş bant ağları iyice yaygınlaşmakta.

2.       Araştırma-geliştirme: Bilişim odaklı araştırmaya ayrılan kaynaklarda AB, Japonya ve ABD’nin gerisinde. Kişi başına bilgi ve iletişim teknolojilerinde araştırmaya ayrılan miktar ABD’de 400, Japonya’da 350 euroyken, AB 100 euroya ulaşmakta zorlanıyor. Bu açığı kapatmak üzere Brüksel önemli adımlar atmakta. En önemli bilimsel ve teknolojik araştırma ve uygulama araçlarından biri 7. Çerçeve Program. Bunun dâhilinde 2006 sonunda AB Komisyonu bilişim projeleri için 1,2 milyar euroluk bir teklif çağrısı açtı. Türk şirketler, bilimsel kurumlar ve kamu kuruluşları da bu fondan yararlanıyor.

3.       Toplumsal kalkınma: Bilgi toplumu ile birlikte gündeme gelen bir sorun da “dijital uçurum”. Bilgi teknolojilerine ulaşanlar ile ulaşamayanlar arasındaki sosyal farklılaşma. Bu eğilimler bir taraftan kalkınmış dünya ile “öteki dünya” arasında bir uçurum yaratırken, aynı zamanda kalkınmış ülkeler içinde de sosyal ve bölgesel dengesizliklere neden olabilmekte. AB bu bakış açısı içinde birçok toplumsal kalkınma girişimini devreye sokmakta. Bilgi toplumu AB Komisyonu ve hükümetlerinde en saygın siyasal yetki alanlarından biri. Ayrıca ekonomi, adalet, tarım, sosyal politikalar, ulaştırma gibi değişik alanlardan sorumlu tüm siyasetçilerin odak noktası.

Bilgi çağını yakalamak

Türkiye bilgi toplum devrimini başaracak. Bu yönde özel sektörün ve siyasetin ortak görüş açısı berrak, gerçekçi ve kararlı. Bilişim sektörü TÜBİSAD’ın öncülüğünde çalışmalarını yoğunlaştırdı. 2006 sonunda sektörün önde gelenleri ve milletvekili Reha Denemeç’in de katıldığı arama konferansı son derece verimli oldu. Bu arada dernek Alman ve Hindistanlı muadilleri Bitkom ve Nasscom ile işbirliği başlattı ve Avrupa bilişim sektörünün güçlü temsil kuruluşu EICTA’ya üye oldu.

TÜBİSAD Şubat ortasında genel kurulunu topladığında başkanı Tuğrul Tekbulut ülkenin bilgi toplumu geleceği açısından önemli saptamalar yaptı ve stratejik yönelimler önerdi:

·         Bilişim ve bilgi toplumu alanlarında rekabet gücümüzün yükselmeli. Bunun için şirketlerin teknolojik yaratıcılığını teşvik, ar-ge projelerine destek, fikri hakların daha etkin korunması, bilgi ve iletişim eğitiminin her düzeyde yeniden yapılandırılması gibi farklı alanlarda geniş bir eylem yelpazesi açılıyor. AB’nin hızla yaşlanan nüfusuna karşılık Türkiye’nin genç nüfusunu doğru bir şekilde eğitmesi ve işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu niteliklerle donatması ülkemize doğal bir rekabet gücü alanı sağlayacaktır.

·         Türkiye’nin bölge ülkeler içinde telekomünikasyon, sağlık, eğitim ve savunma gibi dikey alanlarda yazılım ve hizmet merkezi haline gelmesi, teknoloji temelli girişimciliğin desteklenmesi, küçük ölçekli firmaların finansmana erişimin yollarının kolaylaştırılması, ar-ge boyutu güçlü yabancı yatırımın çekilmesi, ihracatta hamle yapılması ve en önemlisi bu hizmetleri verebilmek üzere standartların oluşturulması bilişim sektörünün önünü açacak çözümlerdir.

·         Türkiye’de olumlu fakat pekişmesi gereken eğilimler gözlemleniyor. Türkiye, Dünya Rekabetçilik Yıllığı’nda bilim ve teknolojiye gençlerin ilgisi açısından 19. sırada. Mühendis kalitesi açısından 13, bilgi teknolojileri yetenekleri sıralamasında da 12. sırada yer almakta. Halbuki genel ortalamada Türkiye ilk elliye giremiyor.

·         Yenilikçi ve yaratıcı Türk teknoloji şirketleri bu yıl ilk defa katıldıkları Deloitte Teknoloji Fast 500 EMEA programında önemli bir başarıya imza attılar. Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’nın en hızlı büyüyen 500 teknoloji şirketinin belirlendiği listede Türkiye’den de 21 şirket yer aldı.

·         Microsoft, Intel, Cisco, IBM, HP, Sun Microsystems gibi uluslararası üreticiler son beş yıl içinde birçok bölge yöneticisini Türkiye’den seçti.  Dubai bölgenin dağıtım merkezi olurken, İstanbul stratejik karar alma merkezi olma yolunda ilerliyor. Türkcell bir dünya devi oldu. D-smart ile en ileri televizyon teknolojisi geliyor. Türkiye'nin coğrafi konumuna, genç nüfusun bilişime olan ilgisi ve Türk insanının girişimcilik ve yaratıcılık yönleri de eklendiğinde, ortaya umut verici bir tablo çıkıyor.

·         Bilişim en düşük yatırımla ve en kısa sürede istihdam yaratan bir alan. Sanayide bir kişi için 50.000 ile 70.000 euro arasında, turizmde 40.000 euro gerekirken bilişim için ortalama 2.500 euro yetmektedir. Yatırım süresi takvimlerini yıllar değil aylar belirlemekte. Türkiye’nin yurtdışına yüksek kalitede ve uygun maliyetli teknoloji ağırlıklı hizmetler sunabiliyor. Türkiye şu anda bulunduğu bölgede en kaliteli ve en yüksek sayıda yazılım geliştiren şirkete sahip ülke. Bu gelişmeler Türkiye için hem istihdamın artırılması, hem de ihracatın geliştirilmesi açısından büyük fırsatlar doğuruyor.

·         Bilgi teknolojileri, farklı niteliklerdeki kişilere iş imkanı yaratma potansiyeline sahip bir alan. Lise mezunundan üniversite mezununa, herkese iş var. Bilişimin birçok konunun içine girmiş olması, kişilere hemen hemen her sektörde iş olanağı yaratıyor. Bu arada farklı sektörlerden büyük firmalar da bazı bilişim etkinliklerini ve çağrı merkezlerini Türkiye’ye kaydırıyor. Siemens, Catlogic, Sony, Lufthansa, Fortis, Toshiba, bunlardan sadece bazıları.

Türk bilişim sektörü bu bilgileri veriyor, geleceğe umutla bakıyor.
Devlet “e-dönüşüm önemli” diyor.
Yurttaşlar teknolojiye meraklı, sivil toplum hareketli, medya ilgili.
Bilgi toplumu devrimi için ortam müsait.

Daha iyi bir demokrasi, ekonomik büyüme ve toplumsal kalkınma için devrim kaçınılmaz.

Bu arada gezegenin ekonomik coğrafyası hızla değişiyor.
Bilgi toplumları hızla yükseliyor.

Türkiye yeni dünya haritasında küçülecek mi, büyüyecek mi?

Dr Bahadır Kaleağası
Brüksel
kaleagasi@tusiad.org

.
.
Tüm Yazıları

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org