Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ali AKCA Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
DUBAİ ALIŞVERİŞ FESTİVALİ*
15.07.2005
Ali AKCA
Okunma Sayısı : 7649
Oy Sayısı : 11
Değerlendirme : 3,36
Popülarite : 3,5
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Tanıtımı çok ustaca yapılan bir festival...Ocak ayında başlayıp Şubat sonuna kadar devam ediyor. Bazı noktalardan Dünya sıralamasında birinci seçilen Emirates Hava Yolları, safari turu, yedi yıldızlı Burcul Arap Oteli, yapma kayak pisti, şehrin gökdelenleri vitrine sürülüp, sonunda işte "alışveriş cenneti" diye davet, büyük bir tılsımla insanı ülkenin keşfi için kendisine çekiyor. Ana cazibesi alışveriş etkinlikleri... 

2010 yılında 4 milyon kişinin festivali ziyareti beklenmektedir. Bir önceki yılda; küresel krize rağmen, başta Körfez ve Asya ülkeleri olmak üzere dünyanın dört bir yanından 3.4 milyon kişi toplam 9.8 milyar dolar para harcamıştır. Festivalin amacı, alışverişte ve aile eğlence etkinliklerinde dünya liderliğini yakalamaktır. Söz konusu festivalin meşhur sloganı "tek aile, tek dünya, tek festival" dir. 2010 yılında uluslararası ve bölgesel etkinlikler olmak üzere 150 etkinlik olacaktır.

Bu kadar cazibeli ülkeyi görmek için dört gün sürecek yolculuğumuza heyacanla başladık. Kuveyt'ten saat onda kalkan Emirates Hava Yolları'na ait uçağımız Dubai'ye öğle vaktinde ulaştı. Hava güneşli ve nemli, yilda yirmi bin kişinin geçtiği havaalanı temiz ve düzenliydi. Herşey sanki bedavaymış gibi, dönüşte doldururuz düşüncesiyle bagajımız yarı boş sayılırdı.. Uçağa binerken gülümseyen, yolcularla birer birer ilgilenen hostesler, uçak daha kalkar kalkmaz sunulan sımsıcak bir el havlusu, akabinde yemek ve diğer hizmetler mükemmeldi. Her türlü konforu düşünülen uçakta farkı hemen hissetmemek mümkün değildi. Dört katlı, temiz, düzenli ve ergonomik havaalanına indik. Yolcuların kolay ulaşımı için, yürüyen merdivenler ve bantlar ile asansörler yerli yerindeydi. Çıkışta haç mevsimi nedeniyle müthiş bir kalabalık vardı. Kalacağımız Tac Palace Oteline personel rehberliğinde ulaştık. Otel Suudi Arabistanlılara yönelik çalıştığı için içki sunmuyor. Otelin beş restoranından biri olan ve şehrin tek Türk restoranı "Topkapı Palace" yine bu oteldeydi. Sonradan fırsat bulup konuştuğumuz aşçısı Bolu'lu değil Tatvan'lıydı.

Şehri tam ortasından Deira ile Bur Dubai bölgesi olarak ikiye bölen haliç kıyılarının en güzel yanlarını hep oteller süslemişti. Önemli alışveriş merkezleri her iki bölgeye yayılmıştı. Haliçten iki yana ulaşımı, farklı yerlerden köprüler ve bir yer altı tüneli sağlıyordu. Emirates Kuleleri, Dünya Ticaret Merkezi, Dubai Milli Banka binası ve otel binaları hem yüksekliği ve hem de ilginç yapılarıyla şehrin her yönünden görülebiliyordu. Gözleri yormayacak biçimde bir yapılaşma planlanmıştı. Şehir, iki farklı yoldan oluşan ve her yarım saatte bir önemli noktalardan geçen otobüs turuyla gezilebiliyordu. Mavi yol, Wafi City, Trade Center, Jumeirah Beach, Park Jumeirah Beach and Wild Wadi ve Burj Al Arab'tan geçiyordu. Kırmızı hat ise, Wafi City, Al Karama, Dubai Old Souk, Gold Souk, Deira City Center gibi önemli merkezlerden geçiyor. Otobüs turu bileti ayrıca bazı müzelere ve plaja bedava girme ve mağazalarda indirim hakkı tanıyor.

Bu izlenim ve duygularla ilk gün öğle saatlerinde merkezde bulunan otele yerleştik. Sonra ilk sokakta, bir Lübnan lokantası olan "Otamatik Restorant" ta soluğu aldık. Yeşil salata, hamur balık ızgara yiyerek ilk yorgunluğumuzu atlattık. Otele en yakın çarşılardan Hamarain'e, "Saat Kulesi" yakınlarında taksiye atlayarak gittik. İlk acemiliğimiz, bu çarşıyı pek beğenmedik. Dubai'de yollar geniş ve fonksiyonel, taksiler ise çok düzenli, organize, oldukca bol, ucuz ve konforluydu. Daha sonra, yine taksiyle hemen diğer bir çarşı olan Wafi City'ye gittik. Gözlemeye olan düşkünlüğümden dolayı orada beklenen kuyruk ve Arap bayanların çalışanlara küstahca davranışına ilişkin anımızı hiç anlatmayayım... Bu çarşı hem modern, hem lüks markalarla dolu. Bu dönemde, herşeyde  indirimler olsa da fiyatlar uçmuş...  

İkinci gün dinlenmiş olarak, sabah çarşı gezilerinden sonra safari turu yapmayı yeğledik. Land Curiser jiplerle şehirden 60 kilometre uzaklaşıldığında daha önce kıraç toprakları geçip, dümdüz çalı çırpı örülü alanlardan ilerleyince, karşımıza aniden çöl güzelliği ve kum tepeleriyle dolu Hajar Dağı çıktı. Safari turu yapmak, uçsuz bucaksız çölün en güzel manzarasını seyrederken yüzlerce jipin yüksek nabız atışları ve hızlı soluk alıp verişleriyle öylesine atak halleriyle, bir tepeden ötekine atlayan panterlerin üzerinde bulunmaktı. Heyacanlı, düşe kalka ilerleyen jiplerin içinde, insanın adrenalin düzeyini doruk noktasına çıkarıyordu. Tur, başlı başına sonsuz heyecanlı, dayanılmaz zevkli ve doyumsuzdu. Kimi gençler, dört çeker çöl motorları son sürat bir tepeden diğerine savurup, uçurarak tehlikeli serüvenlerine devam ediyorlardı. İki saate kadar süren kum tepelerin, dik yamaçların birinden diğerine uçan jipler, zirvede durup hedefe atılacak bir kaplan gibi bekledikten sonra birden ileri atılarak yoluna iniş, çıkış ve slalomlara devam ediyordu. Uçarak sert bir şekilde tepelerde hoplayıp yamaçlardan kayarak bir diğer tepeye ulaşıyordu. Yumuşak görünümlü kumların altı, birdenbire oldukça sert zemine dönüşüp, deprem gibi alttan vurarak sizi bir sağa bir sola yatırıyordu. Çölün ortasında yemyeşil çiftlikle karlışaltığımızda şaşırmamak elde değildi. Kamp yerine varmadan verilen son molada, güneşin batışını doyumsuzca izledik. Güneş altın bir portakal gibi, tüm kızıllığıyla inerken, arkamızda bembeyaz bir ay inadına tüm büyücülüğüyle yükseliyordu. Bu inanılmaz ve doyumsuz manzara sanki insanı inanılmaz bir gizemli havaya büründürüyordu. Bu büyüleyici düzeni gizil bir güç aksatmadan sağlıyor olsa gerek. Altın rengi kumdan oluşan zeminde, bir yandan doyumsuz güneşin inişini, diğer tarafta yükselen ayı izlemek o an insana herşeyi unutturuyordu. Kamp yerimiz, dört bir yanı kale gibi kumlarla çevrili, çukur, geniş  ve kuytu bir yerde kuruluydu. Her şey düşünülerek yapılmış şark usulu minderlerle, alçak masalarla donatılmış, ortada minderlerin çevrelediği bir sahne yapılmıştı. Anlaşılan o sahnede oriyantal bir dans izleyecektik. Arap misafirperliğini, bir dansöz ve bir kebaptan ibaret gibi sanılan Arap kültürünü tanıyacaktık. Safariden sonra dengesi alt üst olan insan müthiş açıkıyor. Şehirden gelen yemeklerin yanında, oracıkta yapılan ızgara kokularını duya duya sabırsızlıkla akşam yemeğini bekledik.

Dönüşte safari kaptanımız bizi "Global Village" a bırakıyor. Festival müddetince açık olan, her yıl iki milyon kişinin izlediği Global Village, otuzu aşan ülkenin kültür, mimari, el sanatları ve mutfağından örnekleri içeren bölümlerden oluşan, geniş bir alana yayılı, ülke pavyonlarında ürünlerin satıldığı bir fuar. Bir ay süresinde ülkelerin tanıtımına imkan sağlıyor. Gezdik. Uzak Doğu ülkeleri ve Arab ülke stantları ilgi çekiciydi. İtalyan pavyonunda ülkenin yirmi iki bölgesini temsil ediliyor, pizza ve makarna sizi çekiyor, geleneksel ürünler ikram ediliyordu. Rus pavyonunda ise geleneksel giyimli dansçı çiftler göz zevkinizi doyuruyordu. Türk pavyonunua tanımak zordu. Sahipsiz ve önemsiz derecede silikti. "Maraş Dondorma" ismi altında sıradan İtalya dondurması ve birkaç leblebi torbasının yer aldığı bölümlerden oluşmuştu. Sanki kasaba bakkalından bir iki temsilci tutup getirilmişti. İşin enteresan yanı, Dubai alışveriş festivaline gelen insanlar, bu fuarı gezmeden gitmiyorlardı. Yine kötü tanıtılıyorduk çoğu kez olduğu gibi. Yeni atanan ticaret müşaviri bu durumu çoktan fark etmiştir umarım.

Üçüncü gün Cuma saat ikiye kadar hemen hemen her mağaza kapalıydı. Aslında iyiydi de, insanın içi dışı alış veriş oluyordu. Sadece kafeler ve tek tük mağazalar açıktı. Cuma günleri bankalar bütün gün kapalı olurmuş, döviz büfeleri açık. Saat ikiden sonra ortalık bir anda ana baba gününe dönüştü. Bir büyük çarşı ile altın çarşılarını gezdik akşama ise haliçte Gemi turuna katılacaktık. Önceden belirlediğimiz bütçe yok olunca soluğu döviz büfesinde aldık... Tekne turu, oldukça güzeldi. Taze limonotalarla karşılandık. Açık büfe yemekle eşliğinde iki saate kadar bir gezinti yaptık. Şehri haliç kenarından köprüler altından ışıklar altında geçtik. Atılan gök fişekleriyle eğlencemize renk katıldı. Bu kez turistleri neşelendiren  bir Rus dönsözü oldu. 

Alışveriş Merkezleri, daha önceki yılları bilmemekle beraber, bu kez  alışveriş keyfi açısından doğrusu her tür çekiciliği görüyoruz. Çarşılar gezmek için havadar, ferah ve canlı. Mağazalarda, hemen hemen bilinen tüm markalar mevcut, elektronik eşyalar belirgin biçimde ucuzdu. Ancak, indirimlere aldanmamak gerek...Tek tek mazağa satıcılarıyla görüştüğümüzde %70'lik indirimler iki yıl öncesinden kalan mallar, %50'ler geçen yıldan kalanlar %30'lar serisi tükenenler için geçerliydi. İndirim olmayan çoğu mallar ise özellikle indirimlere dahil değildir ibaresi ile belirtilmişti. Anlaşılan indirim adı altında tüm depolar boşaltılmıştı. Elektronik eşyalarda yüzde otuzlara varan bir ucuzluk vardı. Genel bir ucuzluktan söz etmek mümkün değildi. Kimilerine göre, 2-3 bin dolarlık takımlar almak ucuzdu belki, kimilerine göre ise yüzde 70 ucuzlayan ve normalde alamadığı iki yıl öncesine ait marka eşya sahip olmak ucuzluktu. Arap milleti ucuzluğa bayılıyor. Ucuzlukta arabaları sebze meyve doldurur gibi giysi ile  dolduruyorlar.

Wafi City
, bizim gezdiğimiz döneme kadar en beğenilen çarşıların başında geliyordu. Burası 200 mağaza ve restoran, spor ve sağlık merkezlerinden oluşan "güzel" bir çarşı. Girişilerinde Mısır heykelleri var. Bilinen tüm önemli markaların ürünlerini satan bir alışveriş merkezi. Farklı lezzetlerin sunulduğu Lübnan, İtalyan, ispanyol, Tayland ve Hint restorantlarının yer aldığı yirmi beş restoran, kafe ve kafe-barı bünyesinde barındırıyor. Son derece güzel dekorlarla süslenmis, konforlu, canlı ve modern bir  hava içeren, nefis Hint restoranı Asha's Piramid restorant bunlardan biri.

BurJuman Centre, Körfez bölgesi müşterilerinin en beğendiği çarşı, iki yüzü geçkin  dünyanın en meşhur lüks mağazaları, ayrıca cafeleri, cocuk oyun salonları ve açık alanları ile alışveriş keyfinin en üst düyeyini yaşatan bir çarşı. (harika mağazaların bulunduğu, içinde elmaslar,mücevherler lüks gemi turları ve 5 BMW nin olduğu bir milyon dirhem tutarında ödül sunumu, yığınla alışveriş kuponları) Uzak doğuya bir egzotik gemi turu. 1600'e yakın farklı ödüllerle müşteri cezbediyor.

Deira City center ve Öne çıkan alışveriş merkezleri arasında; dünyanın en ünlü markalarından oluşan ürünleri satan mağzaların yer aldığı, tekstil, ayakkabı, saat mücevher ve elektronik ürünlerin satıldığı  300 lüks mağazısıyla en büyük alışveriş merkezlerinden biri.

Lamcy Plaza tüm egzotik ev eşyaları ve farklı mutfaklardan yemeklerin  satıldığı çarşı. Debenhams, THE one ve Mark&Spencer gibi ünlü mağazaları bunlardan birkaçına örnek. Ayrıca, müştericilere heyacan verici ucuzluk sunarken, her iki dirhemlik alışveriş için bir uçuş mili kazanılan promosyonları var.

Old ve Gold Souk, Gold çarşısı altına meraklıları ilgilendiren çarşı. Çarşıda beğendiğiniz bir şeyin fiyatını pazarlık sonucu yarı fiyatına kadar indiriyor ve siz alacağınız şeyin sahte olup- olmadığı konusunda şüpheye düşüyorsunuz. Hatta kimileri sizi yavaşca bir köşeye çekerek Rolex ve Omega gibi her türlü ünlü markanın kopyasına satmaya kalkıyor. Yani, Dubai alışveriş festivali için sizi alışveriş girdabına çekmek hususunda yapılacak her şey planlanmış... Elektronik eşyalarda belirgin ucuzluk var. Tekstilde eski iki yıl önceki sezon demez ve ölçünüze uyan bir şey bulursanız gerçekten ucuzuca birşeyler alabilirsiniz. Süper markaların %70'lik indirimlerinde çekiciliği oluştursun diye birkaç modelden başka hiç birşey bulamazsınız. O cazibe ile içeri girdiğinizde ise bulabileceğiniz sadece hayal kırıklığıdır.

Elektronik Çarşı
, ne yazik ki, bu çarşıya gitmek kısmet olmadı. Elektronik eşya almak isteyenlerin mutlaka gitmesi gereken bir çarşı imiş. Bir dostum iki gününü burada geçirmiş, hastalığımı anla artık diyor. Aldığımız digital fotoğraf makinasını diğer çarşılardan aldık... Bu çarşıda da çoğu ekektroniklerin Kuveyt'e kıyasla %30 ucuz olduğunu taksicilerden öğrendik. Türkiye'den gelip elinde liste ile dolaşan bir şahıs, cep telefonları için Dubai'nin hiçte ucuz olmadığını iddia ediyordu. Kısaca elektronik meraklılarının mutlaka görmesi gereken bir çarşı...

Dönüş izlenimleri, yapılan onca reklamdan sonra, dönüşte biraz hayal kırıklığına uğramamak mümkün değil. Her yerde karşılaşılan promosyonlar o kadar çekici değil. Yeniler ürünler pahalı, indirimler eskilerde ama onlarda döküntü... Bir de sanki depoda kalan tüm malların hepsi ortaya dökülmüş. Fırsat bu fırsat denilmiş bir kere... Bu arada Türkiye'den gelen pek çok insan var. Ama, hepsi alışveriş açısından İstanbul ile hiçbir fark olmadığını, sanki kendilerini Ak Merkez'de geziyormuş gibi hissetttiklerini ifade ediyorlar. Dönüşte, egzotik bir şehirden arda kalan safari turu ve haliçteki gemi gezisiyle bol yorgunluk. Bavullar dolu ve cepler bomboş doğal olarak...

Belki soğuktan gelenler için sıcak hava çok iyi gelir insana.  Uçakta Burj Al Arab Oteli'ni, Wild Wadi parkını  izlerken aklıma o güzelim Istanbul geliyor... O doyumsuz silüetini Haliç'ten ve Boğazdan izlemek... Yaşayan tarihi koklamak, nefis restoranlarını, doyumsuz Osmanlı mutfağını keşfetmek ve severek alışveriş yapmak... İstanbul, tarih, kültür ve sanat şehri... Büyüleyici atmosferiyle, kubbeler ve minareler şehri. İstanbul'u kebap ve oryantal dans kültüründen çok öteye taşıyıp, bir bölümünü alışveriş festival adası yapmak...Yılda en az yirmi milyon kişi çekmek... İşte bütün mesele bu!.. Son yıllarda elde edilen başarıyı, bu alanda da yakalayabiliriz... 

Körfez üzerinden kanatlanarak yukarıya süzülürken aklımdan bunlar geçiyor. Dubai doğal olmayan güzellikleri ortaya koyarak, çölü derya deniz yaparak, bugünden yarını yaşatmaya çalışıyor... Çünkü zaten pek fazla dünü yok... Gökdelenlerin ve sofistik otellerin tanıtımını son derece zevkli bir biçimde yapıyor. Biz muhteşem geçmişimizi, olağanüstü zenginliğimizi ortaya çıkarıp, tanıtımımızı tam olarak yapamıyoruz. Artık aynı kısır döngüde dolaşmayalım! Ayrı telden çalmayalım, şimdi bir İstanbul'u marka yapmak uğruna tek tek savaşalım. Uykularımız İstanbul'u dünya kendi olarak tanıtmak uğruna kaçsın...

Dubai, alışveriş amacıyla gidenlerde hayal kırıklığı yaratacaktır. Ancak, alışveriş dışında oyalanacak pek çok atraksiyonların olması, zamanın nasıl kehribarca aktığını fark ettirmeyecektir. Özellikle safari turuna katılanların bir daha Dubai'yi asla unutamayacaklarını düşünüyorum. yeni açılan büyük alış veriş merkezi ve kayak merkezi mutlaka kimileri için cekici gelecektir. Ancak dünya çapında kayak merkezleri olan Türkiye'den gelen kişilere sadece suni bir görüntü verecektir.

Bizde ise, Dünyaya bedel olan her birimizin, İstanbul'u karınca kararınca tanıtma uğruna çaba göstermemiz gerektiğine inanıyorum!.. Bunu halihazırda yapanlara ise sonsuz teşekkür ediyorum. 

Kuveyt, 10 Şubat 2004
*2010'da güncellenmiştir.
ALİ AKÇA

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org