Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Fatih Altaylı Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

En iyi tıp sistemi nasıl çalışıyor
21.09.2011
Okunma Sayısı : 3758
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

En iyi tıp sistemi nasıl çalışıyor
Fatih Altaylı

PROFESÖR Murat Tuzcu ile öğle yemeğinde buluştuk dün.

Herhalde kim olduğunu biliyorsunuzdur.

1992'den bu yana dünyanın en önemli sağlık kuruluşlarından Cleveland Clinic'te kardiyoloji bölümünde yönetici olarak görev yapıyor.

Dünya çapında bir kalp uzmanı.

Bayağı eğlenceli bir buluşma oldu. Güldük, konuştuk.

Bir kongre için birkaç günlüğüne Türkiye'ye gelmiş.

Prensip olarak Türkiye'de hasta bakmıyor.

Yok yok, ukalalıktan değil.

"Birkaç günlüğüne geldiğim Türkiye'de hasta bakmayı etik olarak doğru bulmuyorum. Çünkü detaylı incelemeler yapmam, hastayı takip etmem mümkün değil. Üstünkörü bir iş olur bakarsam. Bu da hastaya haksızlık. Benim için de ayıp" diyor.

"Ama tabii bundan kaçmak da mümkün değil" diyor gülerek.

"Annem mutlaka birkaç kişiye baktırıyor" diye ekliyor. Bu kez de annesinin oturduğu evin karşısındaki parktaki temizlik görevlisini muayene etmiş.

Merak etmeyin, Murat Tuzcu'nun sağlıklı yaşam önerilerini falan yazmayacağım.

Bu tip öneriler bende stres yapıyor. Büyük ihtimalle sizde de yapıyordur.

Murat Hocam'dan nakledeceklerim farklı.

Murat Tuzcu'ya, bizim yeni tam gün uygulamasından hareketle Cleveland Clinic'teki
uygulamayı sordum.

Öğrendiklerim çok ilginçti.

ÜÇ TİP DOKTOR VAR

Cleveland'ın kardiyoloji bölümündeki doktorları üçe ayırdı Murat Tuzcu.

"Toplam 160 doktor var. Bunların 60 kadarı sadece ve sadece hasta bakarlar. Başka hiçbir şey yapmazlar.

Bütün hayatları hastalarla geçer. Geri kalan doktorlar da ikiye ayrılır. Bunların bir bölümü zamanlarının önemli bir kısmını araştırmaya ayırırlar. Hasta da bakarlar ama daha çok araştırma yaparlar.

Birkaç hastaya bakmakla yetinirler. Sonrasında araştırır ve makale hazırlarlar. Bu makaleler dünyanın en saygın tıp yayınlarında yer alır.

Yeni uygulamalara geçilmesinde öncülük eder. Bunların geliştirdiği teknikler hastanede hemen uygulamaya koyulur. Bunlar da 50-60 kişi kadardır."

"Geri kalanlar ne yapar" diye sordum. "Boş boş otururlar mı?"

Boş boş oturmazlarmış.

"Geri kalanlar da kendilerini öğrencilere adamışlardır. Bütün zamanlarını eğitime harcarlar.

Gelen öğrencileri yetiştirirler. Bütün işleri güçleri öğrencilerdir. Onlarla vakit geçirirler.
Gerektiğinde diğer iki grupta yer alan profesörlerle öğrenciler arasındaki ilişkileri kurarlar."

HASTA AYRI, PARA AYRI

Hemen kritik soruyu sordum.

"Daha çok hasta bakmak Cleveland Clinic açısından daha önemli değil mi? Daha çok hasta getiren, daha çok hasta bakan daha fazla mı para kazanır?"

Tuzcu'nun yanıtı şaşırtıcıydı.

"Daha çok hasta bakmak, daha çok ameliyat yapmak Cleveland'da daha çok para kazanma gerekçesi değildir. Doktorları bu yönde bir rekabete sokmazlar. Şöyle söyleyeyim: Hemen herkes eşit veya birbirine yakın bir ücret alır. Hasta bakan daha çok, araştırma yapan daha az, öğrenci yetiştiren daha da az para alacak diye bir şey yoktur. Hasta sayısı ile ücret arasında bir korelasyon kurulmamıştır."

"Niye? Hasta gelmese para kazanamaz hastane. Herkes araştırma yapacak olsa parayı nereden kazanacaksınız?"

HASTANENİN REPÜTASYONU

"Bu denge kendi içinde kurulmuştur zaten. Hastane yönetimi ya da hastanenin yönetim felsefesi bütün bunları bir bütün olarak görür. Yani hasta bakmak, tedavi, araştırma ve öğrenci yetiştirmek bir tıp kuruluşunun bütünüdür. Bunların biri olmadan olmaz. Herkes hasta bakarsa tıp ilerlemez, herkes araştırma yaparsa öğrenci yetiştirilemez. Bilim yine ilerlemez. Bu yüzden
Cleveland'da bu bir bütün olarak görülür. Bunların hepsi hastanenin kimliğine, repütasyonuna katkıda bulunur. En yeni buluşlar, en yeni fikirlerin bizden çıkması, en iyi öğrencilerin bizden yetişmesi ve bunlara bağlı olarak en iyi tedavilerin bizde uygulanması hastaneyi bir bütün olarak ileri taşır. Cleveland'da bu amaçlanır. Sadece hasta bakarak hastane olunmaz. Uzun süreli başarılı olunmaz. Haliyle kalıcı olunmaz, para da kazanılmaz. Bilimsel çalışma, hastaneye değer kazandırır. Bu değerler bütünü hastaneyi başarılı kılar."

Murat Tuzcu'nun anlattığına göre her yıl, başta ABD olmak üzere dünyanın en iyi tıp okullarından mezun 600'ü aşkın kişi eğitim almak üzere Cleveland'a başvuruyormuş.

"Harvard gibi ABD'nin en iyi hatta dünyanın en iyi tıp okullarından mezunlar geliyor. Yaptığımız sınav ve mülakatlarla her yıl bunlardan sadece 16'sını alıyoruz" dedi.

Açıkça söylemedi ama benim çıkarabildiğim, Cleveland Clinic'in yıllık bütçesi 6 milyar dolar civarında.

Bunları niye yazdım biliyor musunuz!

Bir yönüyle desteklediğim tam gün uygulaması, diğer yanıyla Türkiye'de tıp eğitimini bitirmesin
diye!

Örnek olsun diye.

Egzoz, sigaradan tehlikeli

MURAT Tuzcu sigara karşıtlarının bayraktarlığını yapacak kadar sigara karşıtıdır.

Haliyle bu konuyu da konuştuk.

"Türkiye'de sigara karşıtı kampanyalar yürütülüyor. Çok da iyi yapılıyor ama sağlığımızın bozulmasındaki tek etken sigara değil" dedi.

Çok daha önemli bir şeye dikkat çekti.

"Türkiye sigara-sağlık ilişkisinde önemli bir kampanya yürütüyor ama ya hava kirliliği. Bakın şu anda Türkiye'nin büyük şehirlerindeki özellikle de İstanbul'daki hava kirliliği sigara kadar, hatta belki de daha tehlikeli boyutta. Eğer otomobillerin emisyonlarına bir sınırlama getirilmezse tehlike çok büyük. Buna kimse dikkat etmiyor. Buna dünyada ilk California uyandı. 1970'lerden beri çok sıkı kurallar uyguluyorlar. Şimdi herkes buna dikkat ediyor. Türkiye'de de bununla ilgili giderek daha sıkı kurallar koyulmazsa sigaradan daha zararlı bir durum olacak. Egzoz dumanıyla havaya karışan nano partiküller sadece ciğerlerde değil artık damarlarda bile dolaşıyor. Bunu da en az sigara kadar ciddiye almak lazım" dedi.

Birileri bu yazdıklarıma da bir çamur atacaktır belki ama ben yine de yazayım.

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org