|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Bilgi En Az Sermaye Kadar Önemlidir
24.11.2008 |
|
Okunma Sayısı : |
7731 |
|
|
Oy Sayısı : |
3 |
|
|
Değerlendirme : |
4,67 |
|
|
Popülarite : |
2,23 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Bilgi En Az Sermaye Kadar Önemlidir Üzeyir Garih . . Bu yazı Sayın Üzeyir Garih'in vefatından sonra onun anısına ''İş Hayatımdan Kesitler ve Gençlere Tavsiyeler'' isimli kitabından alınıp onun Türklider Odasına konulmuştur...
. .
Bilgi En Az Sermaye Kadar Önemlidir Üzeyir Garih . . Serbest çalışmaya ilk adımları atmış ve Alarko'yu kurmuştuk. Kiraladığımız yeri asgari gereçlerle donattık. İlk önlem olarak aylık para çekişlerimizi minimuma indirdik. Yeterli maddi sermayemizin olmayışı, bizleri müşteri ve piyasa kredisinin yanısıra fikir üretimi ve mühendislik bilgisi kapitalizasyonuna da yönlendiriyordu.
Bilinçli veya bilinçsiz olarak teknik problemleri ağır basan müşterilere yöneliyorduk. Bu müesseselere hardware'i başka bir deyimle montajlı techizatı , problemini çözecek software yani bilgi ile satmaya öncelik veriyorduk.
Kilise Bodrumundaki Atölye
Galata'da bir kilise bodrumunda el aletleri , oksijen kaynağı ve bir eski torna ile matkaptan başka aleti olmayan bir atölye ile de anlaşmıştık.
Bu şekilde, o günlerde çok seyrek olan ve mühendis tecrübeli usta işbirliği ile kurulmuş bir özel sektör imalathanesine sahip olmuştuk.
Profesör Duscio'dan ve ilk şirketimden kazandığım teknik bilgiler bu işletmeyi başarı ile götürmemizde çok etken olmuştur.
Piyasada iş kıtlığından çok çözüm getirici, iş becerecek firma yok gibiydi. Bu bakımdan klasik kalorifer işlerinin ötesinde ucuzlatıcı özel metodlarla müşteriye parasal avantajlar sağlarken, minimum maliyetle karımızı maksimum hale getirmeye çalışıyorduk.
Buhardan ve sisten bir metre ötesinin seçilemediği birbirinden bağımsız iki kumaş boyahanesine uyguladığımız buhar dağıtıcı ısı reküperasyon sistemi, bu alanda bizlere çok önemli bir referans olmuştu. Bir süre sonra da, Heybeliada Deniz Harp Okulu yüzme havuzu tesislerinin çok iyi şartlarda firmamız Alarko'ya yaptırılmasını sağlamıştı.
Bu tesislerin günümüze kadar işletildiğini zannediyorum.
Türkiye'deki ilk Sıcak Hava Vantilatörünün İmali
1950'li yılların sonlarına doğru bir Ağustos ayında "Emayetaş" fabrikalarının yeni ortaklarından Bedii Turgut Taranto Bey bir gün beni çağırarak birkaç bin metrekarelik saç sıvama atölyesinin ısıtılması için bir teklif istemişti. Dört tuğla duvar ve bir eternit çatıdan ibaret çarkhanenin sıcaklığı kışın 5-6 santigrat dereceye kadar düşüyormuş. Çarkhanenin bitişiğinde emaye fırınları holünü tesadüfen gördüm. Yarı bellerine kadar çıplak adamlar kızgın fırınların kapaklarını açıp kapayıp emayesi pişecek kapkacağı fırınlara sokup çıkarıyorlardı.
Bu fırınların üzerine kurulacak davlumbazlardan yatakları su suğutmalı vantilatörlerle emilecek sıcak havanın çarkhaneye uygun hava kanalları ile üflenmesi süretiyle bir ısıtma tesisinin yapılabileceğini düşündük.
Gerekli ölçümlemeleri yaparak o tarihte 16.000 TL'lik bir teklif verdik.
Birkaç gün sonra çağırılarak işin bize verileceği ancak bedelinin yarısının işin başarı ile zamanında sonuçlanması koşulu ile işin sonunda ödeneceği bildirildi.
Hiçbir pazarlık yapılmadan verilen bu sipariş bizi çok sevindirdi. O zaman kadar Türkiye'de imal edilmemiş sıcak hava vantilatörlerinin üretimi çok başarılı olmuş ve tesis zamanında bitirilerek paramızı tahsil etmiştik.
Sonradan bu metodla ısıtmanın kimsenin aklına gelmediğini, mevcut konvansyonel ısıtma tekliflerinin 100.000 TL ve daha yukarı olduğunu , Bedii Bey'in kişisel garantisiyle bize bağlandığını öğrendim. Bir yıl sonra Bedii Bey bilgimizin bedelini fazlasıyla ödemiştir.
Genç Ve Teknik Bir Firma Olarak Tanınma
Piyasada çok teknik bir firma olarak nam salmaya başlamıştık.
Firmamız Alarko'da henüz mezun olmamış , İTÜ'nün son sınıfında okuyan 5-6 mühendis adayı çalışmaya başlamıştı. Bir kısmı hala bizimle çalışan bu kardeşlerimize ortağım İshak Alaton'la birlikte bilgilerimizi aktararak ve işlerin yapımını delege ederek motive etmeye çalışıyorduk. Çok başarılı genç bir takım olmuşturmuştuk.
Bir gün, önceleri Arçelik'te çalışmış ve o soralarda Tuzcuoğlu müessesesine geçmş İsmail Edizer isminde bir genç bizleri ziyaret ederek, müessesesinin önemli bir teknik işi olduğunu ve patronlarının bizimle görüşmek istediğini söyledi.
İsmail Bey sonradan ülkemizin saç ekipmalarında en bilgili ve başarılı uzmanlarından biri olmuş ve son zamanlara kadar işbirliği yaptığımız çok saydığım ve sevdiğim bir teknisyendir.
Tünel'de Hidivyal Palas'ta patronunu ziyaret ettim. Amerika'dan yeni gelmişti. Kartal'da yarı açık bir imalathanede kimyasal bir toz imal ettiğini ve bu tozun ABD'li eşinin hobi olarak yetiştirdiği çiçekleri öldürdüğünü bunun için bir toz toplayıcı tesise gereksinimi olduğunu belirtti. Ülkemizin sıkışan döviz darlığında böyle bir tesisi ithal etmek olanaksızdı.
Fabrikada gerekli ölçümleri yaparak verdiğimiz 64.000 TL'lik toz toplama tesisi teklifini derhal kabul ederek tüm bedel için çek gönderdi. Çiçek mevsimi dolayısıyla 300 TL/gün'lük bir erken bitirme pirimi vadetti.
Kısa zamanda o günün teknolojisine göre çok başarılı bir tesisi ikmal etmiş, 6 günlük bir erken bitirme pirimini de tahsil etmiştik.
"Biz 'Kürek' Satıyoruz"
Sonradan gününde reküpere ettiğimiz 300 kg'lık tozun beher kilosunun 3 liraya satıldığını ve tesisin bedelinin iki buçuk ayda amorti edildiğini öğrendik.
"Böyle olduğunu bilseydiniz aynı fiyatı verir miydiniz?" sorusuna o gün "Biliyoruz, biz kürek ve satıyoruz, küreğin bedelini almamız yetmiyor, altın veya toprak küremeniz bizi ilgilendirmemeli," cevabını vermiştik.
Hayatımız boyunca bu prensibi güttük. Sonuçta karlı çıktığımızdan eminim. Yıllar sonra kürek ve kürenecek malzemenin değerleri arasında direkt bir ilinti olmaması gerektiğini pekiştiren olaylar oldu.
Dostumuz ve uzun yılar çalışma arkadaşımız olan sayın Necati Palabıyıkoğlu bu deyimi geçmişten habersiz defalarca kullanmıştır.
Bu olaylardan edindiğim ders, kendi üretiminin değerine razı olmanın kişiyi mutlu edebileceği, fikir ve bilginin en az para kadar değerli ve geçerli olduğu, tok gözlülüğün daima fazlası ile ödendiği, iyi referansın çok önemli bir pazarlama aracı oluşudur.
. . Tüm Yazıları
. .
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|