Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Silvan GÜNEŞ Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
Zeytin
16.08.2009
Silvan GÜNEŞ / Biyografi Yazarı
Okunma Sayısı : 6356
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI

                                                          Abdullah Aysu
Zeytinin her zaman insan yaşamında önemli bir yeri olmuş. İlk çağlardan itibaren onur ve gücün simgesi olarak görülmüştür.
Eski Yunanlılar herkesi zeytinliklerine sokmadıkları gibi, sadece iyi ve dürüst insanların zeytin yetiştirmesine izin verirlermiş.
Türkiye'de zeytin ağacı yaygın olarak Akdeniz ve Ege'de geniş alanlarda yetiştirilir. Az miktarda kuzey kıyılarımızın kuzey rüzgârlarından etkilenmeyen yerleri ile Sakarya nehri kıyılarında ve Eskişehir havzası civarında zeytin yetiştiriciliği yapılmaktadır.
OSMANLI
Ege Bölgesi Osmanlı döneminde sanayi ve ticaretin en fazla yaygınlaştığı bölge olur. İzmir'de bu sanayi ve ticaretin yoğunlaştığı bölgenin liman kenti, ticaretin merkezi durumundadır.
İzmir'de 1850'lerin başlarında ilk yağ fabrikası kurma girişiminde bulunulur. Girişimde bulunan da İzmir Zaptiye Meclisi üyelerinden Lazarikis'in kardeşi Yagakiksi'dir. İlk imtiyaz Yagasiski'ye verilir. Yagasiski'ye verilen imtiyaz bir torba ve susam yağı fabrikası kurulmasına ilişkindir.
1873 yılında ise başka bir yağ fabrikası kurulması için ihtiyaç duyulan araç ve gereçlerin gümrük muafiyetinden yararlanılması için başvuruda bulunulur.
İngiliz tüccarlarından Hadkinson 1875'de İzmir'deki ticaret evini kapatır. Zeytinyağı üretimine başlar. Avrupa'dan getirttiği makinelerle çeşitli yerleşim merkezlerinde irili ufaklı olarak kurduğu 22 yağ fabrikasının 10 tanesi zeytinyağı fabrikasıdır. 1890'larda İzmir ve çevresinde bulunan 26 yağ değirmeninden elde edilen yağların İzmir ihracatındaki payı yüzde 10'a yaklaşır.
CUMHURİYET
Zeytinyağı Osmanlı'dan Cumhuriyete kadar diğer ürünlere verilen "önem!" kadar önem verilmiş. Cumhuriyet yönetimi ise zeytinciliği geliştirmek için daha bir çaba içine girmiştir.
Cumhuriyet yönetimi, 1927 yılında "Zeytincilik Kanunu Layihası" çıkararak, zeytinciliğe bir devlet politikası olarak sahip çıkar. Sözü edilen kanun ile zeytin dikimi teşvik edilir. Zeytinciliğin geliştirilmesine ve karlı bir uğraş alanı olmasını sağlamaya yönelik belirlemeler yapılır. Bu belirlemeler doğrultusunda zeytinciliğin gelişmesi için çabalara girişilir.
İtalya'dan zeytin fidanı getirilir… Koleksiyon bahçesi kurulur…
Zeytinciliğin devlet politikası olarak sahip çıkılmasının yanında Atatürk'ün yakın ilgisi ve teşvikleri ile zeytincilik; devlet adamı tarafından da sahiplenilir. Atatürk, 1929 yılında o zamanki adıyla "Yalova Millet Çiftliği" şimdiki "Atatürk Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü"ne yaptığı ziyaretle zeytinciliğe el atar. Ziyaretinde çiftliğin yanı başındaki 4 bin ağaçlı verimden düşmüş yaşlı zeytin ağaçlarının gençleştirilmesi ve örnek bir hale getirilmesi talimatını verir. Ayrıca Akdeniz'in belli başlı zeytin çeşitlerinden yeni bir koleksiyon kurulması ve ticari niteliği bulunanların da belirlenmesini ister. Atatürk'ün talimatı ve isteği üzerine 4 bin zeytin ağacı budanır. Sulama ve gübreleme gibi bakım işleri düzenli yapılarak verimli hale getirilir. İtalya'nın Peschia şehrindeki Pietro Dacini Fidanlığı'ndan 6 bin adet çoğunluğu salamuralık zeytin fidanı ithal edilir. Türkiye'nin ilk yabancı koleksiyon bahçesini kurdurur.
İtalya'dan zeytincilik teknisyeni Petrini getirilir… Kurslar açılır…
Koleksiyonun dışında Millet Çiftliği kadrosuna İtalya'dan Petrini adında bir zeytincilik teknisyeni getirtilir. Yalova, Orhangazi, Gemlik, Mudanya zeytinliklerinin budanması ve bakımı için Petrini'den yararlanılır. Zeytinci köylerde zeytincilik üzerine kurslar açılır. Atatürk'ün bu çabaları yörede zeytinciliğe yönelik bir heyecan dalgası oluşturur. 
Devlet politikası ile devlet adamlığı yakın ilgisi zeytinciliği;  cazip, kazançlı bir yetiştiricilik alanı haline getirir. 
Altı adet Prina fabrikası kurulur…
1920 yılının sonunda prina fabrikası yoktur. Bu nedenle zeytin küspesi epey ucuz bir fiyatla İtalya ve Yunanistan'a ihraç ediliyordu. Bu ülkelerden çıkarılan prina yağlarının bir bölümü tekrar yüksek fiyatlarla Türkiye tarafından ithal yoluyla getiriliyordu. 1920'lerin sonunda 6 tane prina fabrikası kurulur. 
1929 yılında Sanayi Teşvik Kanunu ve Gümrük Tarifesinin yürürlüğe girmesiyle Türkiye sabun sanayi yabancı ülkelere karşı az da olsa korunur.
1930 Sanayi Kongresi ve zeytinyağcılara eleştiriler…
Bilindiği gibi, 1930 yılında sanayi kongresi toplanır. Kongrede zeytinyağı sanayi ile ilgili sunulan raporda bazı uygulamalar eleştirilir. Eleştirilerin kaynağı; muamele vergisinin buhar gücüyle çalışan zeytinyağı fabrikalarından alınıp, buhar gücü olmayan iş yerlerinde alınmaması üzerinde yoğunlaşır. Kongrede bu vergilere karşı olanlar, vergilerin iş yerlerini basit ve elle sıkıştırılan makineleri kullanmaya ittiği ve zeytinyağı sanayisinin de bu nedenle çağdaş tekniklerle donatılmadığı tezini ortaya atarlar.
Bir başka eleştiri konusu da ihracat vergisidir. Cumhuriyet ilk yıllarında vergi gelirlerini arttırmak amacıyla en kolay parasal müdahale alanlarını vergilendirmiş. Zeytinyağına da bu nedenle ihracat vergisi koymuş, katılımcılarca bu verginin ihracatı engellediği dile getirilir.
Devlet ve devlet adamı eliyle zeytincilik alanında çabalar yürütülürken üreticiler; ürettikleri ürünlerinin değeri ve değerlendirmesi üzerinde söz sahibi olabilecekleri örgütlenmelerden yoksundur.
TARIM SATIŞ KOOPERATİFLERİ
Zeytin, Ege tarımsal üretiminin içinde çok önemli bir yeri olduğu kadar bir o oranda da sorunları da vardır. En önemlisi de ürettiği ürünün karşılığını alabileceği şekilde örgütlenememiş olmasıdır. 1940 yılına kadar üretirken akıttığı alın terinin karşılığını alabileceği bir örgütlenmesi de olmamıştır. Örgütsüzlüğünün yanında zorluklar içinde yetiştirdiği ürününü işleyip değerlenmesini sağlayacak tesislerden de yoksundur. Bu nedenle ürün kaybı da daha fazla olmaktadır. Ayrıca zeytinyağı fiyatları tamamen tüccarın insafına terk edilmiş. Tüm politikalar yanlı, tüccardan yana işler olmuş. Bütün bu sayılan sorunlar, tesis yetersizlikleri ve örgütsüzlükleri nedeniyle üreticiler için zeytincilik cazip bir uğraşı olmaktan alabildiğine uzaklaşmıştır.
Zeytinyağı ortak tali ürünler arasına alınır…
Sorunları aşmak, zeytinciliği bir kazanç kapısı, aş ve iş haline getirmenin yolu örgütlenmekten geçiyordu.
Bunun için, "İzmir İncir, Üzüm Tarım Satış Kooperatifleri Birliği"nin 27.10.1941 tarihinde yapılan 103. Yönetim Kurulu toplantısında zeytinyağının teşkilatlandırılmasına başlangıç olmak üzere ortak tali ürünler arasına alınması uygun görülmüş. Aynı zamanda piyasadan alım yaparak ihraç edilmesi de kararlaştırılmıştır.
Bu dönemlerde kapsızlık-ambalaj da ayrı bir sorundur. Fiyatları düşürmektedir. Fiyatları düşüren bu sorunu çözmek için de şaraphanenin arka kısmında yağ kuveleri inşa edilmesi düşünülmüş. Yağ işini idare etmek üzere "Yağ Servisi" oluşturulması ve oluşturulacak bu servise uygun kadro hazırlanması istenmiştir. 
Daha sonra Kuşadası'nda bulunan Soka Yağ Tasirhanesi'nin satın alınması için heyet gönderilmiş, incelemeler de bulunulmuş. Heyetin hazırladığı rapora göre; "Fabrika binalarının sağlam ve makine edevat ve tesisatının cuz'i bir yenileme ile faaliyete geçebilecek vaziyette olduğu ve fabrikadan iyi bir şekilde istifade edilebileceği anlaşılmış olduğu" biçimindedir. Başlangıç için buranın alınabilmesi için Ticaret Bakanlığı'nın da onayının alınması, bu iş için de 260 bin lira bütçe ayrılması kararlaştırılmıştır. 
1941 yılında bu çalışmalar yürütülür. 1942 yılında Zeytinyağı kadrosu ve ücretleri şu şekilde belirlenir:

A-Zeytinyağı Servisi                                             B- Fabrika
Şef    200 TL.                                                         Müdür   350 TL.
Muhasebeci   115 TL.                                            Muhasebeci  150 TL.
Dış Muamelat Memuru 150 TL.                         İşletme Amiri 150 TL.
İç Muamelat Memuru 100 TL.                           Makinist  120 TL.
Dış Tesellüm ve sevk  80 TL.                              Makinist  110 TL.
Ambar ve tesellüm  80 TL.                                 Ambar Memuru 115 TL.
Daktilo   60 TL.                                                     Rafinör  80 TL.
Daktilo ve dosya  50 TL.                                     Rafinör  80 TL.
     Şoför (2) tane 2*70= 140 TL.
Toplam:    2140 (İki bin yüz kırk) TL.  
Kaynak-Tariş Tarihi-s,297

Vurgunculara karşı Zeytinyağcılar kooperatif kurarlar…
1942–43 iş yılında Ticaret Bakanlığı'nın kurulmaları ve birliğe bağlanmalarını uygun gördüğü Ayvalık, Edremit, Havran, Burhaniye ve Küçükkuyu Tarım Satış kooperatiflerinin Birlik ortaklığına kabul edilmeleri, zeytinyağının kooperatifleşmesi yolundaki en önemli adım olur. Böylece "İzmir, İncir ve Üzüm Tarım satış Kooperatifleri Birliği'ne bağlı Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri'nin kurulması gerçekleşir.
Kooperatifin kuruluşu 2. Dünya Savaşı'nın sürdüğü bir ortamda olmuştur. Zeytinyağı kooperatifinin kurulmasındaki amaç; 2. Dünya Savaşı ile birlikte zeytinyağı fiyatlarındaki oluşan istikrarsızlığın giderilmesi ve ayrıca zeytin üreticisini tüccar, komisyoncu ve işletmeci gibi vurguncuların sömürüsünden korumaktır.
Savaş sürerken fabrikalar kurulur…
2834 Sayılı Kooperatifler Yasası'nın üçüncü maddesinin (b) fıkrası: "Ürünlerin gerektiğinde hammadde olarak işlenmesi ve satışını gerçekleştirmektir"le amaçlanan diğer ürünlerde olduğu gibi aracılara giden paraların üreticide kalmasını sağlamaktır. Bu amacını gerçekleştirebilmesi için de ihtiyaç olan tasirhane ve yağ depolarının oluşturulmasına öncelik verilir. 2. Dünya Savaşı'nın sürdüğü ortamda, Sultanhisar, Edremit, Burhaniye ve Bayındır kooperatiflerinde birer zeytinyağı fabrikası kurulur.
1947 yılında yağ piyasasında yükselme eğilimi görülür. Hükümet bunun üzerine Kooperatifler Birliği'ni Devlet yağ stoklarından ucuz fiyatla satış yapmak üzere görevlendirir.
Bakanlık izni gecikince, fiyatlar maliyeti karşılamaz
Birliklerin ürün fiyatlarını belirleme hakkı 2834 Sayılı yasaya göre hükümete aittir. Alım ve satım fiyatlarını her yıl hükümetler belirler. Birlik, belirlenen ucuz fiyatlar nedeniyle 1946–47 yılı ürününü satamaz. Birlikler yasası gereği elindeki yağı ihraç etmesi Ticaret Bakanlığı iznine bağlıdır. Bu nedenle Birlik, Ticaret Bakanlığından elinde kalan yağları ihraç etmek için izin ister.  Birliğin bakanlıktan istediği izin geç çıkar. Bu sırada diğer üretici ülkeler de piyasaya bol miktarda yağ sürmüştür. Başlangıçta 1 doların üstünde olan yağ fiyatları hızla düşer. Birliğin satışı tam da bu döneme rastladığından fiyatlar maliyeti bile karşılamaz.
Almanya'ya 600 bin kilo 1.458. 800 TL, Güney Amerika'ya 51 bin kilo 145.397.06 TL, Kuzey Amerika 20 bin kilo 49.030.20 TL, İngiltere ve İtalya'ya 20.064 kilo 49.295.34 TL olmak üzere toplam: 1.702.532.60 TL'lik ihracat yapılır. Bu satışlardan doğan zararlar Birlik kusuru olmadığı için Birliğin yedek akçesinden karşılanır.
Zeytinyağı tanzim satış şeklinde tüketiciye ulaştırılır…
1947–48 mevsiminde ürün bolluğundan fiyatlar düşer. Devlet sınırlı da olsa üreticileri korumak amacıyla zeytinyağını Birlik kanalıyla tanzim satış şeklinde tüketiciye sunar.
1948 yılında dünya rekoltesi normalin altına düşer. Zeytin üreticisi ülkeler ihracat yapmak yerine iç piyasaya yönelir. Türkiye mevsim başında sınırlı bir ihracat yaparak durumdan yararlanmak ister. Diğer üretici ülkeler de bu yolu seçince Dünya zeytinyağı fiyatları iç piyasa fiyatlarının altına kadar düşer. Türkiye'de bunun üzerine ihracatını keser.
Bu sezon yapılan toplam ihracat:1.835.271 kilo olur. İç piyasaya yapılan satış miktarı ise; 558.260 kilodur. 1948–49 teslimat ile taahhüt kıyaslandığında teslimatın çok düşük olduğu görülecektir. Taahhütler: 1.857 kilo, teslimat: 26.364 kilo olarak gerçekleşir. 
Yukarıdaki rakamlarda kooperatif bilincinin yeterli gelişme göstermediğini göstermesinin yanında rakamların düşüklüğünde 2. Dünya Savaşı'nın da olumsuz etkisi vardır. Türkiye 2. Dünya Savaşı'na katılmamıştır ama diğer sektörler gibi zeytinyağı sektörü de bu süreçte olumsuz etkilenmiştir. O dönemde herkesin silâhaltına alınmasıyla zeytinlere yeterince bakılamaz, üretim düşer, zeytincilik geriler. Bu nedenlerden dolayı piyasa da ciddi yağ sıkıntısı çekmiştir.
Kooperatifler bölgelerinin vergi tahsildarı durumuna sokulur…
2. Dünya Savaşı fırsatçı tüccarlar ve para babaları için vurgun yılları, kooperatifler için ise savaşın yükünü çekme yılları olarak geçmiştir. Bir de Zeytinyağı kooperatifleri savaş yıllarında muayyen fiyat tahditlerinin hüküm sürdüğü bir evrede kurulmuşlardır. Kooperatiflere ortak olamayan üreticiler ve tüccarlar resmi fiyatların üzerinden satış yaparken, kooperatifler ise kurallara uyduklarından ve dürüst hareket ettiklerinden dolayı ortaklarını fiyat bakımından tatmin edememiş. Kooperatifler kendilerine ait olan fabrikaların muamele vergilerini titizlikle yatırmış, diğer fabrikalar aynı titizliği göstermemiş, müşterilerine bazı çıkarlar sağlayarak kooperatif ortaklarını kendilerine çekebilmeyi başarmışlardır.
Tüm bu olumsuzlukların kooperatif kuruluşlarının başlangıç zamanına rastlaması da kooperatiflerin gelişmesi ve onlara güven beslenmesini engelleyen başka bir talihsiz durum olur.
Kooperatiflerin bu haksız rekabetle boğuşturulmasının yanında hükümetçe oluşturulan "Devlet Yağlar İdaresi"ne ait bütün işler Birliğe yüklenir. Birliğe yüklenen yeni görev de zeytinyağı kooperatiflerini kendi bölgelerinin vergi tahsildarı durumuna düşürür. Kooperatifler bu işleri yaparken yaptıkları acemilikler ile bazı bölgelerde çıkan yolsuzluk olayları zeytin üreticilerini kooperatiflerden epeyce soğutur. Kooperatifler bu olay nedeniyle itibar aşınmasına uğrar.
Özetle, dönemin yüklediği görevler ve kooperatiflerde yaşanan sevimsiz durumlar kooperatifleri üreticilerin gözünden düşürmüş, gelişmesine ket vurmuştur.
Kooperatif sayısı 7'den 13'e çıkar…
Bu olumsuzluklarla 1949 sonlarına kadar boğuşulurken bazı iyi gelişmeler de olmuyor değildir. Koçarlı, Umurlu, Ortaklar, Germencik, Kırkağaç ve Bayındır'da birer Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifi daha açılır. Açılan bu kooperatiflerle birlikte kooperatif sayısı da 7'den 13'e çıkmıştır.
1949 kooperatifçiliğin altın yılı olur…
Ayvalık'ta İzzet Basmacı'ya ait zeytinyağı fabrikası 105 bin liraya satın alınmış. Umurlu'da Halit Çayırlı'ya ait zeytinyağı fabrikası da kooperatife dahil edilmiştir.
Ortaklar ve Koçarlı'da 30'ar bin liraya birer tasirhane yaptırılmış. Sultanhisar'daki zeytinyağı fabrikası 20 bin liraya onarılmış. Küçükkuyu kooperatifi için toplam 280 bin liraya arsa ile birlikte bir kooperatif bürosu, yağ deposu ve bir lojman inşa edilmiş. Burhaniye kooperatifi için İtalya'dan yağ makineleri getirilmiştir.  Kooperatif 1949 yılında adeta altın yılını yaşar.
Marshall Yardımından yararlanarak Aydın, Umurlu, Köşk, Aliağa, Ortaklar, Bozdoğan, Akhisar, Edremit, Havran ve Küçükkuyu'da ikişer baskılı birer tasir fabrikası ile Aydın ve Burhaniye'de günde 60 bin ton kapasiteli birer prina fabrikası kurulması için çalışmalara da başlanır. 
Atılım ve yatırımlar birbirini izler… Zeytinyağı Birliği kurulur…
Görüldüğü gibi bu dönemde tarımsal sanayi üretim bölgelerinde inşa edilmekte. Üretim ve üretici ile doğrudan bağlantılı, üretici örgütünün kontrolünde tesis edilmekte. Atılımlar ve yatırımlar birbirini izlemektedir.
Kuşadası'ndaki fabrika ekonomik olmadığı için tasfiye edilir. Fabrika İzmir'e taşınır. Burada yeniden sabun imalatına geçilmesi planlanır.
1949 yılında bütün bu iyi gelişmeler olurken ayrıca İzmir İncir ve Üzüm Kooperatifleri Birliği dört ana dal üzerinden Birliklere ayrılır. Bu karardan sonra her Birlik 1949–50 iş yılında başlayarak tüm işlemleri kendi hesabına alır.
Bu iş yılında Zeytinyağı Birliği 1.243. 992 kilo alım yapar. 1.078.694 kilo ürün satar. Karşılığında 2.071.236 TL. Birlik kasasına para girişi olur.
1949–50 yılında Birliklerin ayrılması işlemleri tamamlanır. Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği'nin mali kaynakları aşağıdaki gibi gerçekleşir:
Ödenmiş kapital      355.912.12
I. Yedek akçe (Statünün 58/59. Maddesine göre) 74.102.90
II. Yedek akçe (Statünün 60. Maddesine göre)  30.064.01
Fevkalade yedek akçe     218.969.85
Amortismanlar      49.572.18
Yekün:        871.087.18
Bu rakamlarda ortak kooperatiflerden tahsil olunan ama Birlik hesaplarından görünmeyen 82.772.83 lira yoktur. Yedek akçelerin toplamını oluşturan 247.980.57 lira ile birlikte toplam:330.708.40 lira da eklendiğinde Birliğin sermayesi: 1.201.795.58 liraya ulaşır.
Birlik tarafından bu paranın tamamı Birlik ihtiyaçlarına bağlanmış ve kullanılmıştır. Elde para kalmamıştır. Hatta T.C. Ziraat Bankası'ndan bir miktar borç bile alınmıştır.
Paranın bağlandığı yereler:
İdare binaları ve depolara     291.939.07 TL.
Fabrikalara       152.698.42 TL.
Arsalara       83.550 TL.
İşletme ve fabrika demirbaşlarına    373.545.35 TL.
Birlik depo ve İşletmelerindeki levazım ve
İhtiyaç maddelerine      415.269.22 TL.
Milli Aydın Banksı İştirak hesabına   19.960 TL.
Manisa Bağcılar Bankası iştirak hesabına   14.075 TL.
İstanbul Yaş Meyve ve Sebze Kooperatifleri
Birliği hisselerine      8.625 TL.
Toplam:       1.369.662.02

Çine ve Milas'ta kooperatif Ortaklar'da fabrika kurulur..
Bu yıllarda Zeytinyağı Birliğine ortakların taahhüdü 5 bin ton civarındadır. Teslimat ise bin ton civarında gerçekleşir. Bu durumda masraflar bin tonluk teslimata yüklendiği gibi fabrikaların zararla çalışmasına da neden olur. Yine de, kooperatif çalışmalarını sürürdür. Çine ve Milas'ta birer zeytinyağı kooperatifi açılır. Birliğin 13 olan kooperatif sayısı 15'e yükselir.
Birliğe bağlı Ayvalık, Burhaniye, Sultanhisar, Koçarlı ve Bayındır Kooperatiflerindeki fabrikalara ek olarak Ortaklar'da açılan yeni fabrika ile Birliğe bağlı fabrika sayısı 6'ya yükselir.
Daha önce Fransa'ya sipariş edilen teneke kutu fabrikası da aynı yıl kurulur. Stok sorunu bu yolla bir miktar çözüme kavuşturulur.
Bütün bu gelişmelerde zeytinyağının kooperatifleşmesi ve sanayileşmesinde altın yıl olarak nitelendirilebilecek 1949 yılındaki yapılan çalışmaların etkisi büyüktür.
Kooperatif ürün taahhüdü 5.044.013 kilodur ama 1951–52 yılı kooperatif ürün rekoltesi düşük olur. Bu yıl Germencik, Umurlu, Ortaklar, Çine ve Milas kooperatifleri hiç teslimatta bulunmaz. Diğer kooperatiflerin teslimatı da çok azdır. Teslimat 473.833 kiloda kalır.
Fabrika sayısı 7'ye yükselir…
1953–54 iş yılında Çine ve Tepeköy bölgesinin faaliyet alanı içerisinde Karakuyu fabrikası açılır. Böylece fabrika sayısı 7'ye çıkar. 1952–53 iş yılında yapılan teslimat oranı yüzde 41.77 iken, 1953–54 iş yılında yüzde 1.75'e kadar düşer.
Fare deliğe sığmıyor bir de kuyruğuna teneke bağlıyor…
Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği'nin yeni iştirakleri bu yıl daha da artar. Milli Aydın Bankası, Manisa Bağcılar Bankası, Ayma ve İstanbul Yaş Meyve ve Sebze Kooperatiflerine ek olarak hükümetin isteği üzerine 125 bin lira ile Ege Elektrik TAO hissesi, 75 bin lira ile Minneapolis Maline Traktör fabrikası hissesi, 75 bin lira Körfez Ticaret AŞ hissesi alınarak bu şirketlere iştirak edilir/ettirilir.
Kar mı zarar mı ettiğine, kooperatif çalışma alanı ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın hükümet istedi diye iştirak edilmek zorunda kalınır. Kooperatif yasasına zaten hükümetin yönetme hakkı konulmuştur.  Hükümet buna dayanarak iştirak edilmesini istemektedir. Kooperatifler dünya üzerinde şirketlere alternatif örgütlenmeler olarak ortaya çıkıp öyle çalışmasına karşın Türkiye'de kooperatifler hükümetler tarafından şirketleri destekleyen konumda tutulmuş ve çalıştırılmıştır. Üstelik bunu yaparken kooperatiflerin mali durumunun uygunluğuna, kooperatifle ilgi ve yararına bakılmadan yapılmış. Halkımızın söylediği; "fare deliğe sığmıyor kuyruğuna bir de teneke bağlıyor" misali kooperatifler gelişmeden güçlenmeden üstelik kendilerinin karşısında bir örgütlenme modeli olan şirketlerin kurtarılması ile hükümet tarafından görevlendiriliyorlar. Buradaki çarpıklık; kooperatiflerin yönetimini ortakları oyları ile belirleyebiliyor ama yönetimini ve politikalarını hükümetler tayin ediyor. Kısacası kooperatiflerin kanunu ta başından itibaren devlet vesayetinde kooperatifler olacak şekilde düzenleniyor. Başka bir deyişle; kooperatifler bağımsız çiftçi örgütü olarak değil, devletin sevk ve idaresinde örgütler olarak kurgulanıyor.
Dönemin iktidarı Demokrat Parti daha önceleri de Cumhuriyet Halk Partisi kooperatifleri bu şirketlere iştirak ederek çiftçinin alınteri ile elde ettiği kazancını adı geçen şirketlere peşkeş çekmişlerdir.
Cumhuriyet yönetimi başından günümüze değin köylülerin alınterini hükümetler aracılığıyla dönemin iktidar yakını tüccar ve sanayicilere aktarmış. Bu uygulama alışkanlık oluşturacak ve her gelen hükümet tarafından da uygulanacaktır. Sözü edilen yanlış politik uygulamalar ne ülkemizin tüccar ve sanayicilerini doyurur ne de tüccarını tüccar, sanayicisini de sanayici yapar. Büyük çoğunluğu gözünü kulağını Ankara'ya diker, her şeyi devletten bekler, devlet asalağı olur, çıkarlar.
Kooperatif sayısı 18'e çıkar… 1953–55 iş yılında kar payı dağıtılır…
Kuşadası 1954, Tepeköy, Dikili ve Kemalpaşa kooperatifleri 1955'de kurulur. Birliğin kooperatif sayısı 18'e çıkar. Ürün teslimatının da taahhüde oranı yüzde 45.18 olarak gerçekleşir. 1953–55 iş yılı ürünlerinde ortaklara 150 bin lira fiyat farkı dağıtılır.  1955 yılında Pamuk Birliği ile ortak imal edilen yağ kombinaları inşaatında da büyük gelişmeler yaşanır. Fabrika makinelerinin bir bölümü Amerika'dan getirilir. Diğer bölümleri Almanya, İsviçre ve Belçika'ya sipariş edilir. Dünyanın en iyi tesislerinden olacak olan bu fabrika günde 10 ton sabun 5 ton margarin yapabilecek şekilde planlanır.
Farenin kuyruğuna yeni tenekeler bağlanır… Müdahale alımında görevlendirilir…
Birlik 1955 yılında Edremit'te bir fabrika açar. Bir yılda 346 ton sabun imal eder. 1955–56 iş yılında sermayesi kooperatif hesaplarında görülmeyenlerle birlikte 2.600.954.37 liraya çıkar.
Birlik 100 bin lira ile Manisa Pamuklu Mensucat'a, 2.500 lira ile Memsan Sulama Boruları'na, 25 bin lira ile Çuval Jüt İpliği'ne, 50 bin lira ile Gıda ve İhtiyaç Maddeleri TAŞ'a iştirak ettirilir. Anlayacağınız, deliğe sığmayan farenin kuyruğuna yine yeni tenekeler bağlanır. Birliğin gelişip serpilmesine çiftçiye yatırım yapacak duruma gelmesine izin verilmeden yeni taze sürmüş sürgünleri budanır. Dönemin hükümeti tarafından Birlik yeni şirketlere iştirak ettirilerek serpilip, gelişmesi engellenir. 
Birlik 1955–56 iş yılının sonlarında piyasada gevşemeyi durdurmak amacıyla hükümet tarafından müdahale alımları yapmak üzere görevlendirilir.
Akhisar ve Bafa'da yağ fabrikası, Milas'ta depo…
Teslimatın taahhüde oranı 1956-57'de yüzde 52.90'nı bulur. Türkiye rekoltesine oranı da yüzde 5.63 olarak gerçekleşir. Aynı yıl Akhisar'da yağ fabrikası, Milas'ta depo, Bafa'da bir yağ fabrikası inşasına başlanır.
Zeytinyağı Birliği mali varlıkları 3.880.268.08 lirayı bulmuş. 14.794.148.56 liralık ürün stoku oluşturmuş, iştirakleri de artmıştır.  

Birliğin asalak keneleri, kan emicileri şunlardır:
Birliğin iştirakleri şöyledir:                      4.075.-
Ayma Türk Limited Ortaklığı               20.000.-
Milli Aydın Bankası İştiraki                   71.710.-
İstanbul Yaş Meyve ve Sebze Birliği   8.208.13
Ege Elektrik TAO                                  1.25.000.-
Mineapolis Moline İştiraki                   300.000.-
Manisa Pamuklu Mensucat İştiraki    300.000.-
Manesman Sulama Boruları İştiraki   2.500,-
Çuval Jüt İpliği Kanaviçe İştiraki        25.000.-
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri TAŞ İştiraki    150.000.-
Toplam                                                   1.016.493.13.TL.

Hükümet zeytinyağına el koyar…
TARİŞ ayrıca aynı yıl içerisinde hükümet tarafından bazı hammaddeleri ithalatı ile de görevlendirilir. 2.668.144.55 liralık ithalat yapar. Bu ithalattan 395.367.95 liralık kazanç elde eder.
1958 yılında yağ rekoltesi düşüktür. Yağ satışları durdurulur. Hükümet olmanın verdiği güç ve Birliklerin devlet vesayetinde olmasının verdiği yetki ile TARİŞ'in elindeki yaklaşık bin ton civarındaki zeytinyağına el koyar.  Devlet el koyduğu bu yağı pamuk yağı ile karıştırır. Kupaj yağı adı altında -%30 pamuk yağı, %70 zeytinyağı- piyasaya sürer.
TARİŞ kenelerinden temizleneceğine her geçen sürede keneleri arttırılır. Aynı yıl Gübre Fabrikaları TAO'na 150 bin lira sermaye ile iştirak ettirilir. Gübre fabrikalarına olan ortaklığı yeterli görülmemiş olacak ki! 90 bin lira daha arttırılarak 240 bin liraya çıkarılır.  Yine 1958–59 yılında Pamuklu Mensucat İştiraki 100 bin lira arttırılarak 400 bin liraya çıkarılır.  Bütün bu iştiraklere katılma kararları hükümet tarafından alınır. Birliğe ve ortaklarına sormadan bu katılım kararları alınır. Yalancıktan da usulen de olsa demokrasiyi işletme gereği bile duymaz. Oylarını aldıkları çiftçiler nasılsa anlamaz. Kendileri yaptıkları haksızlık ile etik dışı tarzda ülkeyi yönetmeyi uyanıklık, cingözlük ileriki tarihlerde-1980'lerden sonra- de iş bitiricilik olarak tarif edilecek şekilde kendilerini konumlandırır bu utanılası durumları ile de övünür ve böbürlenirler. Ahlak çizgisinden sapan bu yöneticiler saf ve aptal yerine koydukları çiftçilere kar payı olarak verilmesi gereken haklarına el koyar. Haksız bir şekilde şirketlere aktarırlar.
Et ve Balık Kurumu Zeytinyağı Birliğine karşı… Kooperatif sayısı 20'ye çıkar…
Aynı yıl Köşk ve Zeytindağ'da birer kooperatif açılır. Kooperatif sayısı 18'den 20'ye yükselir. 1958–59 iş yılında teslimatın taahhüde oranı bir önceki yıl 7.25'di. Bu iş yılında 32.20' çıkar. Bu artış Birliği tatmin etmekten uzaktır. Bu artışın yetersizliğinin yanında hükümet adeta kooperatifi batırmayı özel iş edinmişçesine nebati ve hayvani yağlar ithal etmiş. Tarım alanında hayvancılık piyasasını regüle temek ve hayvan yetiştiricisinin ürününü değerlendirmek, tüccara karşı korumak amacıyla kurulan Et ve Balık Kurumu tarafından piyasaya sürmüş. Zeytinyağı fiyatları da düşmüştür. Bu ithalatta yabancı yağ firmalarının kollanmasının yanında güdümlü politikaları izlemenin faturasının çiftçilere çıkarılması olarak da görülebilir.
Kooperatif sayısı 22 olur…
Bozdoğan ve Ödemiş'te birer kooperatif kurulur. 20 olan kooperatif sayısı 22'ye çıkar. Yem Sanayi TAO ile ortak kurulan TARİŞ- Yem Sanayi limited ortaklığına 50 bin lira sermaye ile iştirak edilir.
27 Mayıs 1960'da asker yönetime el koyar.
27 Mayıs 1960'da asker yönetime el koyar. Askerin yönetime el koyduğu dönemde Birliğin fotoğrafı şöyledir: Birliğe bağlı kooperatif sayısı 22, Türkiye rekoltesi 35 bin tondur. Ortakların taahhüdü 8.911 ton olmuş ama Birlik 801 ton alım yapmış, teslimatın taahhüde oranı yüzde 8.98'de kalmıştır. 1959–60 yılı zeytinciler için sönük bir yıl olmuş. İştirakleri açısından hareketli geçmiştir. Bu yılda Milli Aydın Bankası iştiraki bin lira arttırılmış, 72.710 liraya çıkarılmış. Ege Elektrik TAO 125 bin liradan 500 bin liraya, Gıda ve İhtiyaç Maddeleri AŞ iştiraki 150 bin liradan 600 bin liraya yükseltilmiştir. Birlikler bu adı geçen şirketlere ilk iştiraklerinden bu yana hiç kar payı almamış. Belli ki zarar eden bu şirketlere her zorda kaldıklarında Birliklerin iştirak oranlarını arttırma yoluna gidilerek şirketler tarafından Birlikler yedek akçe depoları olarak görülmüş ve hükümetler tarafından de Birlikler şirketler öyle kullandırılmıştır. Başka bir deyişle hükümet eliyle Birlikler şirketlere peşkeş çekilmiş. Birlikler biraz da bu nedenle tarım sektörüne yatırım yapıp geliştirememiş. Tarımdaki geri kalışımızda bağımlı ilişkilerin yönlendirmesi kadar hükümetlerin iş bilmez ya da güdümlü, taraflı yönetim tarzı etkili olmuş. Üretim ile bağı kurulmadan sanayi oluşturmaya ve desteklenme takıntısına kapılınmış. Üretimden pazarlamaya zincirin haklarını güçlendirmek yerine bu zincirin halkalarının dışındaki şirketlere kooperatiflerin ekonomik olanakları aktarılmış. Maksatlı olup olmadığını bilmediğimiz ama dostane olduğuna inanmadığımız hükümetlerin bazı yanlış politik tutum ve uygulamalarıyla kooperatifçilik sekteye uğratılarak kötülenmiştir.
Askeri yönetim kooperatif genel kurulunu toplar…
Askeri yönetin 1 Eylül 1960 tarihinde Tarım Satış Kooperatifleri Birliği kongresini toplar. Bu kongrede  "eski iktidarın (DP İktidarı) isabetsiz politikasının neticesi olarak, Birlikler ve İktisadi Devlet Teşekkülleri üzerinde tahripkâr bir tesir yapan yükün kaldırılması" amacıyla, Milli Birlik Komitesi bir kanun çıkarır. Bu kanunla Zeytin Birliği'nin amacıyla ilgisi olmayan Ege Elektrik AO, Mineapolis Moline Traktör Fabrikası AO, Manisa Pamuklu Mensucat TAŞ ve Çuval Jüt İpliği Kanaviçe Endüstrisi iştiraklerinin de tasfiyesi kararlaştırılır.
Kanun çıkarılmasına çıkarılır ama Birliklerin kan emicileri olan bu keneleri koparmak mümkün ol(a)maz. Kanunu çıkarttıranın asker olması da kooperatif-kene ilişkilerini ilişiksizleştirmeye yetmez. Çünkü asker sonrası gelen iktidarlar DP'nin devamı politikaların uygulayıcısı olurlar. Ülke yönetimine gelenler dış yönlendirmelere açık, bağımlı ilişkilerini sürdürmeye devam ederler. Ortakların gerçek anlamda bağımsız örgütleri yoktur. Bu nedenle uyutulmaya, kandırılmaya ve haklarının gasp edilmesine devam edilir.
Körfezin ayrı Birlik kurma isteği geri çevrilir…
Edremit, Havran, Burhaniye ve Ayvalık kooperatifleri Birlikten ayrılıp, Körfez bölgesinde ayrı bir Birlik oluşturmak ister. Bu istekleri 1961'de geri çevrilir. 1960–61 yılı Türkiye rekoltesi de 60 bin ton olarak gerçekleşir.
Üreticilerinin yönetemedikleri Birliğinin risturna tabi menfi fiyat farkı 169.182.67 lira olur. Mali varlıkları da 30.9.1961 sonu itibarıyla toplam olarak 7.019.552.10 lira olur.
1962-1963'de İspanya ve İtalya gibi zeytinyağı üretiminde ileri ülkelerde sıkılacak yağ rekoltesi düşük seyretmiş. Bu nedenle fob fiyatları 430 dolardan 610 dolara fırlamış. Türkiye'de zeytinyağını iç piyasa yerine dış piyasaya sürmüş. O yıl Fransa'ya 700 ton, İtalya'ya 1174 ton zeytinyağı ihraç edilmiştir. 1962–1963 yılında bu durum sürmüş. Fob fiyatları bu kez 610 dolardan 1070 dolara yükselmiş. İtalya'ya beş asitli yağlardan toplam 499.933 kilo, İngiltere'ye rafine yağlardan 18.675.5 kilo ihraç edilmiştir.
Amerika böğürden girer, Birliğe soya yağı ithal ettirilir ve sattırılır…
Amerika böğürden girer. Hükümet TARİŞ'e 1963 yılında yağ ithal ettirir. Amerika'dan 5 bin ton rafine soya yağı getirilir. 1, 2 ve 4 kiloluk kutular halinde 5 liradan daha az fiyatla satılır. Soya yağı satışları 1963–64 iş yılı boyunca sürer. Bu iş yılı içerisinde 687 bin kilo soya yağı alınır. 613 bin kilosu satılır. Ama bu uygulama genel kurulda yoğun eleştirilere neden olur.
İkili Anlaşmalar, zeytin ve zeytinyağı…
Adnan Menderes başkanlığındaki Demokrat Parti (DP) döneminde Türkiye'yi ikili anlaşmalarla Amerikanın güdümüne soktuğu hep söylenmektedir. Hatta Menderes'in bu dönemde, Türkiye'yi kendisinden istenilmeyenleri de yapan ülke konumuna getirdiği de söylenmektedir. (Kore'ye asker göndermek gibi…) Bu durum DP döneminden sonra da devam eder…
2 Şubat 1963 tarihli Zirai Maddeler Ticaretinin geliştirilmesi hakkındaki 161 milyon dolarlık anlaşmayla ilgili olarak ABD'nin verdiği nota 23 Eylül tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiş.
Buna göre;
"T.C Hükümeti 1 Kasım 1962–31 Ekim 1963 tarihleri arasındaki devrede zeytinyağı ihracatını 10 bin tonu aşmayacak biçimde tahdit edecektir. 31 Ekim 1963 tarihinde sona erecek 12 aylık devre içinde, 10 bin tonun üstünde zeytinyağı ihracatı halinde Türkiye kendi kaynaklarından karşılamak üzere Birleşik Amerika'dan ton esasına göre aynı miktarda nebati yağı mubayaa ve ithal edecektir. T.C Hükümeti'nce anlaşmanın mütebakisinde zeytinyağı ihracını arzu ettiği taktirde ihracatın seviyesi (şayet varsa) senelik tetkikat görüşmeleri esnasında karara bağlanacaktır. Ayrıca T.C Hükümeti Amerikan 1963–1964–1965 mali seneleri zarfında nebati yağlar ve yağlı tohumlar ihracatını 6400 ton yağ muadil miktarda tahdit edecektir. Bu miktara ABD ile dost olmayan devletlere müteveccih 850 tondan fazla olmayacak ihracat da dahil bulunmaktadır." 
1963 yılında başlatılan ve 200 milyon zeytin ağacı dikmeyi hedefleyen Delice   Tasarısı, ABD'nin Notasını harfiyen uygulayan dönemin hükümeti tarafından dikili deliceler aşılanmadan 1965 yılında kaldırılarak fidanlıklardaki delice fidanları imha edilmiştir. Notayı ret etmek yerine tasarıyı kaldırmak hükümetlerce "ülke yararına" görülmüştür herhalde(!)
1950′li yıllara kadar ülkemizde en çok tüketilen yağlar tereyağı, kuyruk yağı, iç yağ ve zeytinyağıydı. Bu yıllara kadar margarin kullanımı oldukça azdı. Yağda kendine yeterli bir ülke idik.
Görüldüğü gibi ABD kendisine sınırsız ticaret özgürlüğünün tüm kanallarını açarken yine kendisi için dünya pazarlarında koruyucu önlemler de almaktadır.
Zeytinyağına, ülke zeytinciliğine ve ekonomisine ilk darbe delice tasarısının kaldırılması ve ikili anlaşmalarla vurulmuş… Zeytinciliğimizi geliştirmenin önü dış dayatmalar ve iç karar alıcılarca kesilmiştir….
Sonra da zeytincilik kendi haline bırakılırken, Hükümetler de üreticileri kaderleri ile baş başa bırakır.
Eğitimin rolü… Var yılı… Yok yılı…
İklim, toprak büyüklüğü açısından zeytin üretimine en uygun ülke biziz. Ancak zeytinciliğimizi geliştirmek için, bir yandan dış kökenli politikalara direnemeyen diğer yandan yeterli eğitim, altı yapı desteği yapmayan da biziz.
Bunun sonucu olarak zeytin yetiştiren ülkeler içinde en düşük verim alan ve ağaçlara bakımda, sulamada, ilaçlamada, toplamada, zeytini ve yağını ihraç etmede en kötü yine biziz. Verilen notalardan sonra dönüp zeytine bakmadık desek abartı olmaz herhalde…
Bir de çiftçinin eğitilmesi çok önemli. İspanya'nın en büyük zeytin üreticisi olmasının nedeni, bağımsız zeytincilik politikasının olması, zeytin yetiştiricilerinin eğitimine önem vermesidir. Bu nedenle; "var" yılı ile "yok" yılı arasındaki verim farklılığını azaltmıştır. Örneğin; İspanya "var" yılında 1 milyon ton , "yok" yılında 650 bin ton zeytinyağı alabilmektedir.(% 65) Türkiye ise "var" yılında 220 bin ton zeytinyağı alırken "yok" yılında 40 bin ton zeytinyağı almaktadır(% 17,7).
Bir de ülkelerin ağaç sayısına göre üretimine bir bakalım; isterseniz: 
İspanya'da zeytin ağacı sayısı  185 milyon, yıllık üretim 900 bin ton,
İtalya'da zeytin ağacı sayısı   160 milyon, yıllık üretim 400 bin ton,
Yunanistan zeytin ağacı sayısı  120 milyon, yıllık üretim 350 bin ton,
Tunus'ta zeytin ağacı sayısı   60 milyon, yıllık üretim 185 bin ton,
Türkiye'de zeytin ağacı sayısı  90 milyon, üretim ise 120 bin ton.
Zeytinciliğimizi uzun yıllar kendi haline bırakarak, eğitimine ve bağımsız gelişmesine önem vermeyerek ikinci darbeyi indirmiş oluyoruz!…
Körfez bölgesi ayrı Birlik kurma isteğini yeniler.
Körfez bölgesi zeytinyağı üreticileri 1964 yılında Birlikten ayrılıp ayrı Birlik kurma isteklerini yenilerler. Bu istekleri yine kabul görmez, sonuçsuz kalır.
Zeytinyağı Birlik 1964 yılında piyasaya "Tama" ve "Tarin" markası adı altında yemeklik ve kahvaltılık iki yeni ürün sunar.
Zeytinyağı Birliğine bu iş yılında 6.967 tonluk ortak taahhüdüne karşılık 2.533 ton teslimat yapılır. Piyasadan da 95.879.50 kilo zeytinyağı alır. Et ve Balık Kurumu'ndan da 941.343.610 kilo soya yağı satın alır. 
Alınan bu yağların 911.789.280 kilosu satılır. Bu satışlardan risturn dışı 37.983.25 lira kar elde edilir. Birliğin bu yıla ait mali kaynakları 9.409.434.85 Lira olarak açıklanır.
1966–67 kampanyası öncesi planlanan rafine tesisler için 13.760 m2 arsa alımı yapılır. Merkez işletmenin depolama kapasitesi, iki adet 300 tonluk sabit tank eklenerek 600 ton daha arttırılır. Koçarlı kooperatifi de kendi olanaklarıyla eskimiş fabrikasının yerine yeni modern bir fabrika kurar. Bu iş yılında Birliğin mali varlıkları 9.473.590.62 Liradır. Birlik İtalya ve Polonya'ya toplam 1.139 ton ihracat yapar.
Selçuk ve Ezine'de birer kooperatif kurulur…
Selçuk ve Ezine'de 1965–66 iş yılında birer kooperatif daha kurulur. Birliğe bağlı kooperatif sayısı 21'e ulaşır. Ticaret Bakanlığının desteği ile 1000'er tonluk 6 adet daha yağ tankı inşa edilir. Son inşa edilenlerle birlikte Birliğin depolama kapasitesi 12 bin tona yükselir.
Bakanlık, Birlik kongrelerini 3 kez üst üste yaptırmaz, erteler…
Bakanlık Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri yasasında yapmayı düşündüğü değişiklik nedeniyle 1966–67 yılı genel kurulu yapılmaz. 17.10.1967 tarih ve 6712210 sayılı emriyle birinci defa, 26 Nisan 1969 tarih ve 6/7305 sayılı emriyle ikinci kez kongre ertelenir. Bu ertelenmeler nedeniyle 18–19–20 iş yıllarını kapsayan genel kurullar ancak 17 Nisan 1970 tarihinde yapılabilir. 1963–64 iş yılı siyasi raporun 3.maddesi gereğince Selçuk ve Ezine'de kurulan kooperatifler bu iş yılı içerisinde faaliyete geçebilir.
Birlik müdahale alımları ile görevlendirilir.
Bakanlar Kurulunun 4.10.1966 gün ve 6/7148 sayılı kararnameleri gereğince Birlik müdahale alımları ile görevlendirilir. Zeytinyağı alım fiyatı da 465 kuruş/kilo olarak belirlenir.
1967–68 iş yılında planlanan 10 yıllık süre içerisinde tamamlanması düşünülen Birlik tesislerinde rafine, sabun ve prina fabrikaları için gerekli olan yüksek randımanlı buhar kazanları 40 bin lira bedelle sağlanır. Kutulama ambalajlama fabrikası tamamlanıncaya kadar geçici olarak şişeli zeytinyağı doldurma tesisleri faaliyete geçirilir. 
Rafine zeytinyağı ve kutulama-ambalajlama fabrikaları tamamlanır.
Birliğin depolama kapasitesi 12 bin ton olmasına karşın 18.463 ton zeytinyağı devlet müdahale alımı ve mübayası olarak alınır. Müdahale alımı 16 bin 250 kilo düzeyindedir. Rakamın bu denli yüksek olmasının nedeni; Birliğin Ticaret Bakanlığından 4 milyon lira kredi almasından kaynaklanmaktadır. Rafine zeytinyağı fabrikası ve ek tesisleri 2 milyon 600 bin lira, kutulama ve ambalajlama fabrikası için de 800 bin lira harcanarak tamamlanmıştır.
Birlikte kapasite artar ama tarihinin en düşük alımını yapar…
Devlet destekleme alımları çerçevesinde yapılan alımların depolama komisyonundan elde edilen kazançla İzmir'de zeytinyağı kombinalarının bulunduğu alan içerisinde 5 adet 2'şer tonluk, 2 adet 1'er tonluk olmak üzere 12 bin tonluk ve Ayvalık ile Burhaniye'de de 1'er tonluk 2 adet yağ tankı inşa edilmiş. Birliğin ürün depolama kapasitesi 12 bin tondan 26 bin tona çıkarılmıştır.
Bakanlık fiyatı düşük belirler, üretici de kooperatiften kaçar, tüccara gider…
1963–64 iş yılı siyasında 10 yılda yapılması planlanan Rafine zeytinyağı fabrikası ve ek tesislerin tamamı ile ambalajlama ve sipariş edilen kutulama makineleri getirilerek montajı yapılmış öngörülen süreden önce yani, 1969–70 iş yılında faaliyete geçirilmiştir. Bunun yanında teslimatın taahhüde oranı yüzde 0.23, Türkiye rekoltesine oranı ise yüzde 0.04 ile Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, tarihinin en düşük alımını yaparak kendi tarihine geçmiştir. 
Alımların düşük olmasının nedeni Bakanlığın kararname ile fiyatı düşük tutmasıdır. Bakanlık kararname ile Ege Bölgesi'nin 5 asit bazlı lampant yağlar için kilo başına 630 kuruş belirlemiş. Eş zamandaki iç piyasa fiyatları 800–825 kuruş, dış piyasa fiyatı ise 6.24 dolar (744 kuruş) dır. Bakanlığın belirlediği fiyat iç piyasadan 170–195, dış piyasadan da 114 kuruş düşük olur. Bu nedenle zeytinciler malını kooperatiflere satmaz, kaçırır.
Aydın ili Dalama bucağında 1970 yılında yeni bir Zeytinyağı Tarım Satış kooperatifi açılır. Zeytindağ, Dikili ve Havran'da iki preseli zeytinyağı fabrikası kurulur.
Çine ve Edremit'te ikişer preseli zeytinyağı fabrikası kurulur…
1970–71 iş yılı Türkiye zeytinyağı rekoltesi 100 bin tondur. Üreticiler fiyat politikasındaki dengesizlikler ve bakanlığın tüccar yanlısı fiyat belirlemeleri nedeniyle malını kooperatife teslim etmek yerine dışarıya, tüccara satar. Bu durum gelecek genel kurullarda hükümetlerin tüccar ve sanayiciden yana, yanlı fanatik tutumları nedeniyle kendisinin yönettiği kooperatifleri temsilcisiz bırakacak bir duruma kadar götürür.
TARİŞ buna karşın fabrikalar kurmaya devam eder. 1970–71 sezonunda Çine ve Edremit'te ikişer preseli zeytinyağı fabrikası kurulur. Ancak yukarıda anlatılan hükümetin yanlı tutumu nedeniyle adı geçen kooperatifler bölgelerinde yeterli ürün alamaz. Fabrikaları da bu nedenle faaliyete geçiremezler.
Fiyatlar düşük belirlenir… Kooperatifler darbe alır…
1972–73 sezonunda Türkiye zeytinyağı rekoltesi 140 bin tondur. Bu iş yılında Bakanlığın kooperatifler için belirlediği düşük zeytinyağı fiyatları yine kooperatifleri olumsuz etkiler. Piyasada 5 asit baz lampanta zeytinyağları 1015–1500 lira arasında satılırken, Bakanlık kooperatiflere ortakları için 875, ortak olmayanlar içinde fiyatı 825 olarak belirler. 
Bu dönemde ülkede 12 Mart Muhtırası yaşanmış, asker yine yönetime el koymuş. Demokratik hakların budanmaya başlandığı, kooperatifçiliğin sol ve komünist bir araç ve propaganda malzemesi olduğu kanısına sahip olanların ülkeyi ortaklaşa yönettikleri dönemdir.
Birliğe bağlı kooperatif sayısı 27'ye yükselir…
Edremit, Sultanhisar ve Akhisar'da salamura işletmeleri kurulur. 1972-73'de Birliğin toplam mali varlığı 36.173.897.49 liraya ulaşır.
1973–74 yılı Türkiye zeytinyağı rekoltesi 50 bin ton, 1974–75 iş yılında 110 bin ton olarak gerçekleşir. Birliğin 1974-75'deki mali varlığın toplamı ise 49.937.863.22 liraya, iştiraklerinin genel toplamı ise 4.093.993.13 liraya ulaşır.
1975–76 iş yılında zeytinyağı rekoltesi 94 bin ton, 1976–77 sezonunda ise 145 bin ton, 1977–78 de 60 bin ton olarak gerçekleşir. Germencik'te açılan kooperatif ile Birliğin kooperatif sayısı 24'e yükselir. 1978–79 iş yılında Menemen, Tire ve Ödemiş'te açılan kooperatiflerle birlikte Birliğe bağlı kooperatif sayısı 27'e ulaşır. Bu iş yılında Türkiye zeytinyağı rekoltesi 145 bin ton olur.
Toprak-Su-Bitki ve Verimlilik Analiz Laboratuarı kurulur…
Diğer zeytin üreticisi ülkelerin var yılı ile yok yılı arasındaki verimliliği denkleme doğrultusundaki çalışmaları, gayretleri vardır. Hep var olmuştur. Bizim ülkemizde ne Birliğin ne de Devletin-Atatürk dönemi hariç-böylesi bir çabası neredeyse hiç olmamıştır. Birlik geç de olsa verimliliği arttırmak ve üreticilerin bu yolla kazanç elde etmeleri için çabaya girişir.
Verimin arttırılmasını sağlamak amacıyla üreticilerin toprak ve sulama sularını tahlil edebilecek 1978–79 iş yılında "Toprak-Bitki-Su Analiz ve Verimlilik Laboratuarı" kurulur. Ayrıca Birliğin yetersiz olan rafine tesislerinin kapasitesini günün teknolojisine uygun ve gereksinimleri karşılayabilecek düzeye getirilmesi için 8.12.1976 gün ve 3015 sayılı teşvik belgeli "Zeytinyağı İşletmesi Tevsiat ve Modernizasyon ve Entegrasyon Yatırımı" kapsamında makineler ithal edilmiş. Su soğutma kuleleri için gerekli olan 400 tonluk su havuzu yaptırılmış. Dalama ve Germencik kooperatifleri için depo alım yeri ve tasiriye işletmesi oluşturabilmek için arsalar satın alınmıştır. 
Türkiye rekoltesi 1979–80 iş yılında 60 bin ton olarak gerçekleşir. Öz kaynaklar da 157.459.616.65 TL.'ye ulaşır.
Yine Askeri darbe… Birliklere genel kurul yapma yasağı getirilir…
12 Eylül 1980'de yine bir askeri darbe olur, yine asker yönetime el koyar. Siyasi partiler, sendikalar, dernekler ve bazı kooperatifler kapatılır. Bütün kooperatif Birlikleri de 30. iş yılı olan 1978-79'dan, 35. iş yılı olan 1983–84 yılına kadar genel kurullarını yapamazlar. Ancak 10 Eylül 1985 yılında genel kurulların yapılmasına izin çıkar.
Ayvalık Kontinü Zeytin Sıkma Tesisi işletmeye açılır…
1980–81 iş yılında Türkiye yağ rekoltesi 170 bin tona, öz sermaye de 236.090.180.88 TL.'ye ulaşır. Türkiye rekoltesinin 75 bin ton olarak gerçekleştiği 1981–82 iş yılında kooperatif ortağı üreticilerin dane zeytinlerinden elde edilen zeytinyağının kalitesinin yükseltilerek prinadan kalan yağın asgari düzeye indirilmesi için Ayvalık'ta Birliğe bağlı arsa üzerinde kurulacak Kontinü Zeytin Sıkma Tesisi Projeleri hazırlanır. Birliğin bu döneme ait mali varlıklarının toplamı 295.336.580.11 TL. olarak belirlenir.
Merkez Zeytinyağı İşletmesi 1982–83 iş yılında "Tevsiat-Modernizasyon ve Entegrasyon Yatırımı" kapsamında bulunan teneke kutu yapım, dolum ve ambalajlama makineleri ithal eder. Yemeklik zeytinyağlarının evsafını kaybetmeden daha uzun süre depolanabilmesi için 15 adet 30 tonluk krom-nikel karışımı saçtan imal edilmiş tank satın alır. Pamuk İncir Üzüm Tarım Satış Kooperatifleri ile birlikte Birliğe bilgi işlem merkezi oluşturulur. Bilgisayar gereksinimi karşılanır. Bu iş yılında Türkiye rekoltesi 160 bin tondur. Birliğin mali durumu 725.798.850.41 olarak hesaplanmıştır.
Türkiye rekoltesi 1983–84 iş yılında 40 bin ton, 1984–85 iş yılında 80 bin ton olur. Bu iş yılı içerisinde Ayvalık Kontinü Zeytin Sıkma Tesisi işletmeye açılır. Bu dönemde satışı yapılan 10.928 ton zeytinyağının 62 tonu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, İsveç ve Finlandiya olmak üzere ihraç edilmiş. 74.071.06 dolar döviz girdisi sağlanmıştır. 
Birlik ortaklarını hatırlar, ilaç, gübre verir.. Kurs ve geziler düzenler…
1985–86 yılında Türkiye rekoltesi 70 bin ton olmuş. Satışı yapılan 9.965 ton zeytinyağının 3327 tonu Libya ve SSCB'ye ihraç edilmiş. Karşılığında 4.682.694.70 dolar döviz elde edilmiş. Bu iş yılında zeytinciliğin geliştirilmesi için kurslar düzenlenir. Zeytincilikte ileri ülke olan İspanya'nın teorik ve teknik bilgisinin ülkemize aktarılmasına yönelik çalışmalara başlanmış. 1986 yılı içerisinde çoğunluğu sofralık olan Yunanistan'daki zeytinliklere bir inceleme gezisi yapılmıştır.
Birliğin mali varlıklarının toplamı 2.140.500.264.32 TL' sına ulaşmış. Aynı yıl ortaklarına zirai ilaç ve gübre gibi ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli çalışmalara da başlanmıştır.
Nasılsa, Birlik'ten sonra devlet de, zeytin üreticisini hatırlar…
Son üç yılda ekolojik ve klimatolojik şartlardan dolayı zeytinde bir sorun yaşanır. 1986–87 ürün döneminde Devlet eliyle toplu ilaçlama yapılır. Bu ilaçlamadan sonuç alınır. Düzelme olur. Türkiye rekoltesi 120 bin tonu bulur.
Fiyatlar da 1983–84 iş yılında yüzde 100, 1984–85 iş yılında yüzde 33 ve 1985–86 iş yılında yüzde 69'luk bir artış yapılır. Ancak Bu yıllarda enflasyon yüksek seyretmektedir. Dolayısıyla yapılan bu fiyat artışları üreticilere bırakın geçmiş mağduriyetini gidermeyi, bu güne bile önemli katkısı olmaz.
 Bu dönemde zeytinyağı kombinasındaki 2.350 tonluk dört adet tankın dış izolasyonu yaptırılır. Böylelikle zeytinyağı depolama kapasitesi 11.199 tona yükseltilir. Ayrıca salamura zeytinlerinin olgunlaşma süresini 3–4 aya indiren oksidasyon yöntemi pilot bölge olarak seçilen Bayındır kooperatifinde ilk kez uygulamaya konur. Libya ve SSCB'ye yapılan ihracat bu dönemde de devam eder. Libya'ya 3200 ton, SSCB'ye de 2118 ton zeytinyağı satışı yapılır. Bu her iki ihracattan 7.741.361 dolar döviz yurda kazandırılmıştır.

Zeytinyağında fiyat politikaları ve Birlik ile borsa
Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği ürün rekoltesinden düşük pay alır. Bunda ana etken uygulanan fiyat politikalarıdır. Birlik fiyatlarını bilindiği gibi Bakanlık belirler. Fiyatlar başlangıçta borsa fiyatları ile uyumlu belirlenir. Bir süre sonra borsadaki tüccarlar fiyatı yükseltir. Borsa fiyatları Birliğin belirlediği fiyatın üstüne çıkar. Üreticiler de ürünlerini satmak üzere borsaya, tüccara yönelirler.
Bakanlık yılda bir kez fiyat belirler ve belirlediği fiyatı da kamuoyuna duyurur. Bir daha düzenleme ve düzeltme yapmaz. Bunu bilen tüccar buna göre davranır ve durumdan vazife çıkararak üreticinin malını kooperatifin elinden kapar.
1988–89 döneminde Birlik 5 asitlik rafinaj zeytinyağı için barem fiyatı 1900 TL. olarak belirlemiş. Borsa fiyatları 5 asitlik rafinaj zeytinyağı için ortalama olarak 1316 TL ile 3000 TL arasında değişmiş. Birlik fiyatlarının yüksek olduğu dönemlerde alımları da iyi olmuş. Özellikle 1989 Nisan-Eylül arası zeytinyağı fiyatları ortalama (Nisan 1989) 2500 ile (Eylül 1989) 3000 TL olduğu dönemlerde üreticiler borsaya, tüccara yönelmişlerdir.
Bu iş yılında Libya, SSCB, ABD, Irak ve Norveç'e toplam 5.556.256.400 kilo ihracat yapılır. 9.063.621.31 dolar döviz elde edilir.
1989–90 iş yılında dünya zeytin üreticileri için bol bir yıl olur. Ama Türkiye rekoltesi yok yılına oranla bile yüzde 36 düşük gerçekleşir. Türkiye rekoltesi 35 bin tonda kalır. Bu iş yılında Birliğin öz kaynakları 11.208.546.482.60 TL olarak belirlenir. 
1990–91 iş yılında AET ülkelerinde rekolte düşer. Türkiye, Tunus ve Suriye'de bir önceki yıla göre artış olur. Türkiye rekoltesi 80 bin ton olarak gerçekleşir.
ABD ve Hollanda'ya toplam 423.569.040 kilo zeytinyağı ihraç edilir. Karşılığında 843.809 dolar döviz girdisi sağlanır. Birlik öz kaynakları 18.476.225.116 olarak belirlenir. 
Dünya Bankası kredisi ile Milas'ta Kontinü fabrikası kurulur…
Birlik, Türkiye Halk Bankası kanalıyla "Dünya Bankası"ndan üç yıl ödemesiz, sekiz yıl vadeli Sanayi Yatırım Kredisi alır. Milas Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifinde bir kontinü fabrikası kurmak için gerekli olan araç ve gereçler ithal edilir. Montajı gerçekleştirilir. Faaliyete geçirilir.
Fiyatlar yükselince, üye sayısı da artar…
Devlet desteklemeleri 1986–87 yılında kaldırılmıştı. 1991–92 iş yılında yeniden devlet desteği kapsamına alınır. Klimatolojik etkenler hala etkisini sürdürmektedir. Var yılı ile yok yılı arasında bir fark kalmamış, birmiş gibi yaşanmaktadır. Fiyatlar 1991'de en düşük 5.500, en yüksek Eylül 1992'de 10.200 lira olmuş. Borsa fiyatları 5 asit bazlık rafine zeytinyağı için 7.985 TL ile Birlik baremi olan 8.500 Liranın altında kalmış. Birlik destekleme alımlarının yapıldığı 1991–92 yılında yok yılı olmasına karşın bir önceki yıla oranla yüzde 110'luk bir artış ile 19416 tona ulaşmış. Birlik bu alımıyla Türkiye rekoltesinin yüzde 40'ını oluşturmuştur. Son beş yıllık verilere bakıldığında üye ortak sayısında artış olduğu görülecektir. Şöyle ki; 1987–88 yılında ortak sayısı 14.325, 1988-89'da yüzde 2 artışla 14.587, 1989-90'da yüzde 3 artışla 14.576, 1990-91'de yüzde 4 artışla 15.517, 1991-92'de yüzde 6 artışla 16.430'a çıkar. Bu üye yükselişinde üreticilerin kooperatifleşmeye verdikleri önemin yanında fiyat politikalarının lehlerine dönmesinin de büyük etkisi vardır.
Birliğin dış pazar tek yetkilisi Beta Dış Ticaret Şirketi'dir…
ABD'nin zeytinyağı ithalatı her geçen yıl artış gösteriyor. Birlik de bu pazardaki payını arttırmak için arayıştadır. Bir kere İtalya gibi reklâm kampanyası da yapabilen zeytinyağı üreticisi ülkelere karşı rekabet edebilmek için maliyete bakılmaksızın en uygun fiyatla satış yapılmaya çalışılır.
Türkiye'nin ve TARİŞ'in zeytinyağı tanıtımını düşük fiyat yoluyla yapma gayretine girişir ve etkili de olur. Birliğin pazardaki tek yetkilisi Beta Dış Ticaret Şirketi'dir. Adı geçen şirket kanalıyla 1991–92 yılında önceki yıla göre yüzde 200 artışla 1092 ton ihracat yapar.
Bu ihracat ile birlikte tüm dış satış toplamı: 1.297.561.460 kiloyu bulur. Yapılan ihracat karşılığında ülkemize 2.449.032.81 dolar kazandırılır.
 Bu dönemde ürünlerin dış pazarlarda tanıtımı Pazar olanaklarının genişletilmesi için;
• Eylül başında Moskova'da düzenlenen Manage 92 Türk İhraç Ürünleri Fuarı'na standla,
• 07–11 Mayıs 1992 tarihinde İtalya Parma'da düzenlenen ve tüm dünya zeytinyağı piyasasının temsil edildiği Cibus 92 Uluslar arası Gıda Fuarı na Beta Food firması ile ortak olarak katılmıştır.
Edremit ve Bayındır'a birer kontinü tesisi kurulur…
1991'de Edremit ve Bayındır'da kontinü sıkma tesislerinin makineleri ithal edilir. 60 ton/gün kapasiteli Edremit kontinü tesisinin montajı yapılarak faaliyete geçirilir.  Bayındır kooperatifi kontinü tesisi ise, rekolteye bağlı olarak bir yıl sonra işletmeye açılması planlanır.
Kooperatif ortaklarının talebi doğrultusunda 1.590 adet zeytin fidanını sağlayarak dağıtır. Ayrıca İzmir Valiliğinin talebi üzerine Nahçıvan'a 100 milyon TL'lik ayni yardımda bulunur.
Personel politikasına yön vermek, verimliliği arttırmak için Genel Müdürlük Merkezi, bağlı işyerleri ve kooperatiflerde iş analizleri, reorganizasyon ve iş tanımları, iş ve başarı değerlendirmesi ve bu analizlere dayalı bir ücret sisteminin oluşturulması amacıyla kamu kuruluşu olan bir tür danışmanlık hizmeti sunan Milli Prodüktivite Merkezine bir proje hazırlattırılır.
1991–92 iş yılında öz kaynaklar 51.879.013.972.16 TL'ye yükselir. İştiraklerinin toplamı 2.091.762.037 TL olarak belirlenir.

IMF ve Dünya Bankası  Devrede…Üretimden pazarlamaya kadar olan zincir kırılıyor… Üreticiler sanayici ve tüccara teslim ediliyor…
Ayvalık Ziraat Odası Başkanı Ahmet Sucu : "1996 yılında Ziraat Odası olarak yaptığımız maliyet 324.000 TL, üreticiye verilen taban fiyat 280.000 TL'ydi. 1997 yılında Ziraat Odalarının belirlediği 1 kg yağ maliyeti 557.000 TL iken verilen fiyat 290.000 TL'ydi ve yüzde 100 enflasyonun yaşandığı bir ülkede açıklanan taban fiyatı ile sağlanan artış ise yüzde 3,4. Üretim girdilerine ve tükettiğimiz mal ve hizmete de yüzde 3,4 zam yapılsın bizde zeytinyağında aldığımız yüzde 3,4'lük fiyatla yetinelim." Diyor. Yine, "1996 yılında 1 kg. zeytinyağı 280.000 TL iken bir işçi yevmiyesi 750.000 TL'ydi. 1997 yılında 1 kg. zeytinyağı 290.000 TL' ye bir işçi yevmiyesi 1.500.000 TL'ye çıktı. 1998 yılında 1kg. zeytinyağı 310.000 TL iken bir işçi yevmiyesi 3.000.000 TL" olduğunu açıklıyor. 
1996–1997 yılında bir Amerikan doları 90.000 TL iken 1 kg. zeytinyağı 280.000 TL'ydi. 1998 yılı Eylül ayında bir Amerikan doları 277.000 TL oldu. 1 kg. zeytinyağı 310.000 TL' de kaldı. Üreticiler herhalde bundan daha kötü bir şey yaşayamazdı.
IMF ve Dünya Bankası "Yeniden Yapılanma" projesi adı altında üreticileri yoksullaştıracak, yok edecek yaptırımlarda bulunmaktadırlar. Hükümetin çıkardığı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri'ni (TSKB) tasfiye edecek olan yasa diğer üreticilerle birlikte zeytincileri de yakından ilgilendirmektedir. Bundan yararlanacakların yerli ve yabancı tekellerin olduğu bilinmektedir. Üreticiler, sömürülmelerini, sahipsizliklerini ve örgütsüzlüklerini "3 'K'** lar Üreticiyi Gagalar"  tekerlemesi ile yörelerinde anlatmaya çalışırken bir de Birlikler ile ilgili çıkarılan 4572 sayılı TSKB kanunu onlara indirilen üçüncü darbe oldu.
Şimdi de orman arazileri ihracatçılara verilecek… Bu alanlarda yerli üretici dışlanarak, İspanya'dan getirilecek zeytin ağaçları dikilecek…
11 Kasım 2001′ de Ayvalık'ta Orman Bakanı Nami Çağan, Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Milli Emlak Genel Müdürlüğü ile TÜGEM Genel Müdürlüğünden temsilciler toplandılar. Ege Zeytin İhracatçılar Birliği ile bir protokol imzaladılar. Bu protokol ile toplantıya katılan devletin ilgili kuruluşlarının elinde bulunan zeytin ağacı yetiştirmeye elverişli boş araziler uzun vadeli olarak kiraya verilecek. İhracatçılar Birliği de kiralayan kuruluş olacak.
Bunun açıklaması: IMF ve Dünya Bankası'nın yaptırımıyla TSKB'lerini tasfiye ederek üreticilerin üretimden pazarlamaya zincirini kırarken bu yeni protokol ile İhracatçılar Birliği'nin üretimden pazarlamaya zinciri kurulmaktadır.
Hoş, bu geniş alanlarda zeytin yetiştiriciliğini direk olarak İhracatçılar Birliği'nin yapacağı da kuşkuludur. İlk etapta aklıma gelen soruları sıralayayım isterseniz.
Çok uluslu zeytinyağı şirketleri ile ortak plantasyonlar yaratılmayacağının garantisi var mı?
Bu arazilerin deve olmayacağının garantisi var mı? Çünkü zeytin ve ormandan çıkan arazilerimizin çoğunluğu kıyı şeridimizdedir.
Bu arazilerin yoksul, az topraklı çiftçilere dağıtılması neden düşünülmemektedir?
Yoksa Hükümetin nezdinde en iyi çiftçi ölü çiftçi olarak mı görülmektedir? …
Bu uygulamayla oluşacak tekelleşmenin sonucunda fiyatlar, üreticiden malı satın alacak olan tüccar tarafından belirlenir olmayacak mı?

Marmara Birlik 1954 yılında kurulur
 Marmara Birlik 1954 yılında Erdek Kooperatifi, Mudanya kooperatifi ve Gemlik Kooperatiflerinin katılımıyla kurulmuş. Daha sonra Orhangazi, İznik, Edincik, Mürefte ve Marmara Adası kooperatiflerinin katılımıyla 8 kooperatifli bir birlik olmuştur. Marmara Birlik Marmara Denizi'ne kıyısı olan alanlarda kurulmuş olan kooperatiflerden oluşmuştur. Yıllık üretim 5 ile 10 bin ton arasında değişmektedir. Zeytin bu bölgelerde yılda yaklaşık 10 ile 25 trilyon lira arasında bir ekonomik girdi sağlamaktadır. Bölge insanının da en büyük gelir kaynağını teşkil etmektedir. Dünya pazarlarına yaptığı ihracatı ile alanında Türkiye birincisidir. 2000 yılına kadar ciddi sıkıntılar yaşayan Birlik, Birliklere ilişkin çıkarılan 4572 sayılı yasa sonrasında sıkıntılarından arınmış, toparlanmıştır. Birliğin sıkıntılarından arınmış olması nedeniyle de alımları peşin yapabilmektedir. Bu da üreticileri rahatlatmaktadır. Marmara Birlik zeytinlerde hiçbir katkı maddesi kullanmadığından, sağlık bakımından tüketiciler için önemli bir güvence oluşturmaktadır.

 1- Abdullah Martal–19.Yüzyılın İkinci Yarısında İzmir ve Çevresinde Sanayi ve Ticaret(DEÜ-Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı Tarih Eğitimi programında verilen yayınlanmamış doktora tezi) İzmir, 1992, s, 144–145 (Tariş Tarihi-s.294)
  2-Abdullah Martal- a.g.y-s.144–145
  3-Süleyman Aksu-Türkiye'de Zeytincilik Nasıl Canlandırılır-İzmir, 1984 s,15–16
  4- İzmir İncir ve Üzüm Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Karar Defteri 1.s.212–213
  5- İzmir İncir ve Üzüm Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Karar Defteri 1.s.216–218
  6- 6 Eylül 1943 Tarihinde Toplanan Senelik Umumi Heyet s.20-Tariş tarihi-s,301
  7- 18 Eylül 1948 Tarihinde Toplanan Senelik Umumi Heyet… s,25- Tariş Tarihi-s,301
  8- Yeni Asır–13 Ocak 1948
  9- 18 Eylül 1948 Tarihinde Toplanan Senelik Umumi Heyet-s.26–27/ T.T. s.301
 10- Mehmet Ali Göktaş -Türkiye Ekonomisinde Zeytinyağı ve Meseleleri- Türkiye Yağ semineri IV.18–21 Ekim 1965, Ankara s.63
 11- 20 Eylül 1949–12.İşyılı Raporu-İzmir-s,36–40
 12- Tariş Tarihi- s,302
 13-  İzmir Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Karar Defteri–1 s, 10–12 T.T.-s,303
 14- Z.Y.K.K.D–1 s,15
 15- Z.G.K.K.D-s,7–11/T.T.-s.304
 16- Z.Y.K.K.D-1 s,36
 17- 21.12.1950 T.Y.G.K.R.-İzmir- s,7–8/T.T. s.304
 18-  Kaynak: 22.2.1952 Tarihinde Yapılan Genel Kurul Raporu- İzmir-s.7
 19- 27.12.1954 T.Y.G.K.S.R.-İzmir s,4 /T.T. s.305
  20- 6.3.1953 T.T.G.K.S.R-İzmir-s.4/T.T. s.305
  21- 20.4.1955 T.T.G.K.S.R-İzmir-s,47
  22- Yeni Asır–16 Ocak 1955,s.2
  23- Yeni Asır–19 Mart 1955 s,2
  24- 17.4.1957 T.T.G.K.S.R-İzmir- s.7–13
       Yeni Asır–12 Aralık 1956
  25-28.4.1958 T.T.G.K.S.R-İzmir-s,8–12
  26- Yeni Asır–13 Eylül 1958
  27-  ZYKKDT- Tarih–23.1.1958–25.5.1958
  28-  30.9.1959 T.T.G.K.S.R.-İzmir- s,6–10 /T.T.-s,308
  29-  30.12.1960 T.T.G.K.S.R-İzmir-s,6–8
  30- 30 Aralık T.T.G.K.S.R-İzmir–1960 s, 7–12/T.T. s,308
  31-1962 İşyılı Raporu–1962 s,7–10
  32- 21 Şubat 1964 T.Y.G.K.S.R-İzmir-s,10
  33- Yeni Asır–22 Şubat 1964
  34- Aysu A. Türkiye'de Tarım Politikaları- s, 141–142, Özgün Yayınları–2000
  35- Delice: Aşılanmamış, aşılanmak üzere toprağa dikilmiş fidan.
  36- Kaynak: Doğru N – "Merhaba" köşesi, 12 Kasım 2001 –Cumhuriyet
  37-  Yeni Asır–5 Ocak–1964
  38 -1965 T.T.G.K.S.R-İzmir-s.8–10
  39- 18 Mart 1966 T.T.G.K.S.R- İzmir- s,5–10
  40-  29 Nisan 1967 T.T.G.K.S.R- İzmir- s,8–10
  41- 17 Nisan 1970 T.T.G.K.S.R- İzmir- s,18–19/T.T.s.312
  42-  17 Nisan 1970 T.T.G.K.S.R- İzmir- s,26–28/T.T.s.312
  43-  21.İşyılı Raporu-İzmir–1971 s,5–10/T.t.s.313
  44-  ZYKKD-(VI)-25.11.1970 Tarihinde Yapılan Toplantı /T.T.-s,313
  45-  14 Nisan 1972 T.T.G.K.S.R-İzmir-s,6–11/ T.T.s,313
  46- 5 Nisan 1973 T.T.G.K.S.R-İzmir- s,6–10 /T.T. s,314
  47- 24. İşyılı Raporu-s,16–18/T.T. s,314
  48- 10 Eylül 1985 TTGKS 30. İşyılı Raporu-İzmir- s.12–15/TT-s,317
  49-  33.İş Yılı Raporu-s.54
  50-  33.İş Yılı Raporu-s.54
  51-  36. İş Yılı Raporu-s,9–20
  52-  37. İş yılı Raporu-s,9–23
  53- 1986–87 İş yılı Raporu- İzmir-s,22–27
  54-40. İş yılı Raporu-İzmir- 1990, s,14–3
  55- 40. İş yılı Raporu-İzmir- 1990, s,14–32
  56- 41. İş yılı Raporu- İzmir-s,20–24–37/T.t.-s,323
  57- 42. İş Yılı Raporu-s,16–30–37
  58- 43. İş yılı Raporu-İzmir-s,13/TT-s,325
  59-43.İş Yılı Raporu s.35/TT-s,326
  60- 22.04.1992 gün ve 18 sayılı toplantısında alınan karar doğrultusunda katılır.
  61- 12.11.1991 gün ve 4 sayılı toplantıda alınan karar ile
  62- 43. İş Yılı Raporu-s.39 /TT-s.327
  63- 43.İş yılı Raporu-s.42–43/TT.s,327
  64-  Bakınız: Tarım ve Yaşam Dergisi, Sayı–7,s.26, yıl 1999,Türkiye Tarımcılar Vakfı dergisi
  65-
3 'K' lar: Komili, Kırlangıç, Kristal.


Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org