|
|
|
|
Tüm Yazıları
 ShareThis
|
Zil Takıp Oynasak Yeridir
23.12.2010
Silvan GÜNEŞ / Biyografi Yazarı |
|
|
| Okunma Sayısı : |
4446 |
|
|
| Oy Sayısı : |
0 |
|
|
| Değerlendirme : |
0 |
|
|
| Popülarite : |
|
|
|
| Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Her yüzyılın kendine has özellikleri vardır. Günümüzden geçmişe bakarken bize göre; "karanlık devrin hezimetleri" yerini aydınlıklara, beraberinde; mutluluklara, güzel yarınlara bırakmıştır!.
Bu yüzyıl ise şöyle. Önce senaryolar yazacak sonra da oynayacaksınız! Eğer sizin partisyonlarınıza uyumlu başka bir üslupla yeni bir senaryo yazılmaya kalkılmışsa o kimseleri aşağılayacak. Onlara! "BUNLAR!" diyecek; "Bunlar"ın hali hazırda varlığına hasıl olan değeri alaşağı edip, "ONLAR"ı yükselişe geçirmemek için deliler gibi uğraş vereceksiniz...
Bu devirde herkes herkese her şeyi söyleyebilir! Çünkü kategorizasyonun ivme kazandığı, en çok volüm çıkartıp kulakları sağır edenlerin bu hallerinin toplum tarafından kabul gördüğü bir devirde yaşıyorsunuz. Sen şusun, sen busun, sen hiç bir şey değilsin! Sen kimsin? sen nesin?.. Uzayıp gidecek bu birbirine sülük gibi yapışmış kelimeler havaya...
Sözler kibarlıktan uzaklaştıkça değer görecek... Kim ne kadar hakaretin dozajını artırıyorsa aynı zamanda ekranda yazılı metni akıcı ve nüktedan bir şekilde okuyorsa o daha inandırıcı olacak. Çünkü "Halk nutuk dinlemeyi seviyor!" Elbette bu alanda başarılı olmak sana verilen bir cevabı biraz espri, biraz atasözü ile bezeyip halkın anladığı bir ağızla servis etmek bir anda nutuk atanla binlerce kalabalığın arasındaki iletişimi teke tek sohbet ediyormuş havasını yarattığı için "her kalbe girmek" hedefini yerine ulaştırıp taraftar toplama reytingini başarılı kılarak bir anda meyve veren ağaca dönüştürecek. Sizin anlayacağınız konuşurken en azılı olan kazanacak. Azılı, yani azı dişleri güçlü olan! Arsızlıktan türemiş bir azılık. Ağzını en büyük açtığın ve ürünü en çok ağzının içine alıp onu dilindeki yapışkanlığa bulayıp etkisiz hale getirtip aynı zamanda uyuşukluk hali veren bu sıvıyı narkoz gibi tüm duyu organlarına bulaştırdıktan sonra iştahla ısırıklara boğmak gibi... Acıyı zamanla sivrisinek ısırığı sanıp geçeceğini, her şeyin bir gün son bulacağını düşünen zavallı bir gurubun arkasında olmayan bir ordunun varlığını düşlemesi gibi bir şeydir bu!... Bu yüzden yiğit sırtını dayayacak dağ bulamadığı için bıraktı yiğitlik naşını. Pıstı, söndü, tırstı. Okudukları, gördükleri, dinledikleri canına tak etti, vazgeçti Karacaoğlan olmaktan. Pes etti Koşmalar yazmaya... Aşkı arayan Yunus istifa etti bu yüzyılda. Çünkü gördü ki ne söylese anladığı kadar herkesin ve herkesler artık duyduklarını anlayamamakta!... Onu'da yunus balığının karnından çıktığına bin pişman etti, "bir zihniyet". O bir zihniyet ki aşkın dahi anlamı kalmadı. Sevecenlik, sevmenin bir sonraki basamağı da bu kadar tökezlemişken, acılar içinde geçen hayatta bunlara sıra gelmedi. Anlayın artık insan gölgesi dahi utandı kendinden o da terk etti kendini. Hayalet bir şehrin sokaklarında yürüyor gibi insanlık. Her an karşınıza bir drakula çıkıp "yolun yanlış olduğunu, planların değiştiğini, adımladığı yolların kendisine ait olmadığını..." söyleyecek. Biraz sonra... Ve hepbirlikte sınır edilişimizi izleyeceğiz, kanımız donmuşçasına. Bunun için bütün ilgili kanallar fırından taze çıkmış haberi "haber olsun da ne nasıl olursa olsun!" mantığı ile gereksiz, anlamsız ve de genellikle "haddini aşmış" biçimde temcit pilavı gibi "kendi heyecanı içinde" en çok izlenme oranı kırma telaşı ile perdelerini "uyuşturucu bağımlısı gibi bir bağımlılık yaratmayı becerdiği seyircisine" izletecek, gururla!!!... Tüm işler duyuları "sistemli bir şekilde" kilitlenmiş olan bu millet nasıl olur da; görür, duyar, tadar, koklar, hisseder, ve de anlayabilir ki? Bir ekrandaki suni ipnotize olunmuş mutluluğuna kilitlenebilen, kafasındaki aklı çiple değiş tokuş yapan o gözlerin kirpikleri gelgeçlerle silmeye çalışsa da gözlerdeki buğuyu artık anlayacağı tek heyecan ekrandaki spikerin, programcının, yapımcının sevinci kadardır. Bundan böyle göreceğiniz; hayatının heyecanlarını kaybetmiş, başkalarının hayatının ayrıntıları ile derinden ilgilenerek varlık göstermeye çalışan, tüm zamanını ekranın karşısına mıh gibi çakılmış ve oturmaktan yayılmış, pörsümüş, dümdüz olmuş popoların hiç değişmeyen pozisyonları ile durmadan dönen filmlerin tekrarı olacaktır...
Tepkisiz bakacak bakacak bakacaksınız. Biraz sonra evlenme programı imdadınıza yetişecek. Ömrünüz yetene kadar izleyin yeni çiftleri. Hatta çağırsınlar gidin siz de nasiplenirsiniz. Nasıl olsa bitmeyecek bir yazgının mirası üstünde dönüp duracak, ilelebet devinebilecek bir senaryo seçilmiş ve her şey dökülüvermiş eteklerinize. Buyurun. Dilediğinizce izleyin...
Silvan GÜNEŞ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları
ShareThis
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|