|
|
|
|
Tüm Yazıları
 ShareThis
|
Bu ülkeden şampiyon çıkmaz!
11.09.2015
Erkan BAYAZITLI |
|
|
| Okunma Sayısı : |
12322 |
|
|
| Oy Sayısı : |
85 |
|
|
| Değerlendirme : |
5 |
|
|
| Popülarite : |
9,65 |
|
|
| Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Bu ülkeden şampiyon çıkmaz!
Sporcu ya da takım hangi branşta olursa olsun, uluslararası müsabakalarda olumlu ya da olumsuz alınan hiçbir sonuç fark etmez. Sporcu ya da takıma her koşulda kayıtsız şartsız destek verilmelidir. Teniste Davıs Cup takımı iyi takımdır, üstelikte yeni oyuncu olmasına rağmen Cem İlkel en başarılı olanıdır. Bu kadar kısa sürede bundan daha başarılı olunması ancak mucize olurdu.
Fakat bugüne kadar kasıtlı yapılmış tüm vahim hataları görmezden gelirseniz gelecekte nasıl başarılı olacaksınız. Tenise sözde destek vermiş, antrenmana doğru düzgün çıkmayan başkanın oğlu, üstelikte antrenörlerini azarlayacak kadar haddini bilmezse, bu çarpıklık ve tembellik yıllarca diğer oyunculara sirayet ederse ki etti de zaten. En önemli iki yılı başkanın oğlu yüzünden boşa harcayacaksınız ve ülkenin en yetenekli çocuklarının önünü keseceksiniz. İster yardımcılarınız olsun, ister teknik görevlileriniz olsun hiç utanmadan "Bunlar benim yumuşak karnım ne yapayım." diye kurmaylarınızı ve adamlarınızı dahi satacaksınız ve suçu da onların üstüne yıkacaksınız. Teknoloji çağında yaşıyoruz hiçbir şey sır kalmıyor. Bu kadar önemli müsabakaya da son bir yıl içinde hazırlanırsanız. Gerçekçi olalım, bu şartlarda sonuç aslında çok başarılı bile sayılır. Fakat tüm bunlara ne gerek var, niye kafa yoruyorsunuz ki kim akıl ettiyse seyirci tribüne ilgi göstermedi. Bu yüzden maçları kaybettik demek dahiyane bir fikir, suçlayın seyirciyi gitsin. Başarısızlıkta en kolay ve en masrafsız günah keçisi seyircidir. Milli Takım masörü arkadaşımız bile aldığı talimatla sosyal medyadan seyirciye yükleniyor. Bir kere basın sözcüsü değil, seyirci sorumlusu hiç değil. Yoksa masörlük görevi değişti de seyirciye hakaret etmek onun işimi oldu.
Neden tenis yazan yazarlar, konuların detay kısmını perde arkasını yazmazlar anlamıyorum. Görüp yazdığınız konuları zaten herkes görüyor. Sizler görünmeyeni yazacaksınız ki hatalar düzeltilsin. Kulakları çınlasın antrenörlük yaptığım yıllarda tanıştığım gazetedeki Spor Müdürüm Erhan Köknar "Erkan görüneni yazarsan hiç yazma, onu herkes zaten görüyor. Sen görünmeyenleri yazacaksın" demişti. O zaman öğrendim, görünmeyenleri aydınlatacaksın ve aynı hatalar bir daha yapılmasın. Tenis yazarı sayın Bekir Emre demiş ki "Burada amacım kimseyi ne kırmaktır ne üzmek. Sadece ve sadece hakikatleri de göz önüne çıkarmanın, doğru sonuca ulaşabilmek için en doğru adım olduğuna inancımdır." tabi ki kimseyi üzmeyelim ama doğru yolu bulmak için birilerinin kırılması gerekiyorsa varsın kırılsınlar. Fatura kesilmiş, suçlu seyirci! Seyircinin bu kadar çok etkili olduğu düşünülüyorsa o zaman hiç seyircisi olmayan Belarus'un tepe taklak olması gerekirdi. Yani bu mantıkla, her branşta seyircisi olmayan her misafir takımın yenilmesi gerekiyor. Ayrıca, Bu ülkede tenis seyircisi dünya tarihine geçmiştir. Üstelikte uluslararası kurumların resmi rakamlarıyla tescillenmiştir.
Koza WOS tesislerinin ülkemiz için çok önemli bir değer ve çok önemli bir örnek olduğunu unutmayalım. Günümüzde kulüpler mali açıdan çok zor dönüyor. Oyuncu, antrenör, idareci, veli, kulüpler elini taşın altın fazlasıyla koymuşlardır. Kulüplerin birçoğu maaşları gecikmeli ödüyorlar. Bazılarında kulüp başkanları çoğu kez kendi şahsi bütçelerinden sırf kulüpleri yaşasın diye kaynak aktarımı yapıyor. Öte yandan birileri de koskoca güzide kurumun başına geçip hizmet için varız diyerek dolaşıyor. Ama gerçekte hizmet veren firmaların ücretlerini aylarca ödemeyip, kendi kurduğu paravan şirket ile devletin milyonlarını iç ediyor ve üstüne de spor yapmayı yasaklıyor. Diğer yandan çok değerli bir İş Adamı Sayın Şükrü İlkel de grubunun bütçesinden neredeyse sadece spor bakanlığının yapabileceği dev bütçeli (Koza WOS) yatırımını milletine sunuyor. Aradaki farkı anlatmaya inanın sayfalar yetmez.
Olayların üstüne gitmek isteyen cesur insanlar ya doğrudan yada dolaylı yollardan tehdit ediliyorlar. Bakın bir başkan oğlu gelmiş geçmiş en iyi milli takım antrenörünü (yine Davıs Cup zamanı ve antrenörü) haksız olduğu bir konuda babasına şikayet edebiliyor ve babada Davıs Cup antrenörünü görevden alıyor. Aynı çocuk herkesin önünde şu an bile görevde olan bir milli takım antrenörünü ağır bir şekilde azarlayıp sahadan kovabiliyor. Burada çocuğun bir kusuru yoktur, ona bu fırsatı veren zihniyet suçludur. Tüm tuhaf uygulamalar ve yasaklamalar maalesef tek bir kişinin eseridir. Yönetim kurulu üyelerinin gözünün içine bakılarak dahi yalanlar söylenen bir yerden bahsediyoruz. Birçoğunu yakinen tanıyorum, bu saçmalıkları onaylamayacak çok üst düzeyde onurlu ve şerefli insanlardır. Bu tür olayların yaşandığı yerde herkesten cesur olmasını bekleyemezsiniz. Kimi işinden olmayı dahi göze alır, kimi sesini çıkaramaz. Kimi de aldığı talimatla, üstüne hiç vazife değilken Tüm Türkiye'yi niye maça gelmiyorsunuz diye fırçalar. Bu şartlarda Davıs Cup olsa ne olur, olmasa ne olur.
Herkes her şeyin farkında ve çok rahatsız, başarılı ve değerli Antrenör Ömer Gündüz cesurca "Başkana ithafen kimin ne yaptığı belli olmayan bir yerde, ne ülke tenisi bir yerlere gelir, nede başarı gelir... Durmuş beyefendi o koltuk sana on numara büyük istifa et, gerçekten bu işi hakkıyla yapabilecek insanların önünü açmış olursun... " demişti. Her ilden en fazla bir ya da iki tane Kahraman Ömer çıkar. Bu yüzden az sayıda olan dürüst ve cesur değerli antrenörlerin kıymetini bilin ve onlara sahip çıkın.
Kaptan köşkünde kendini gerçekten spora adayan ve işi bilen bir isimle tenis kendine gelecektir. Aksi takdirde üst düzey müsabakalarda kesinlikle bu ülkeden şampiyon çıkmaz. Bırakın şampiyonu finalist bile çıkmaz. Dünya klasmanında ilk elliye tek bir sporcu dahi yetiştiremezsiniz. Herkes aklını başına almalı ve önemli konularda görevler ehli insanlara bırakılmalıdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları
ShareThis
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|