|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Türk işadamı krizlere bağışıklık sağladı
21.11.2008 |
|
Okunma Sayısı : |
16194 |
|
|
Oy Sayısı : |
11 |
|
|
Değerlendirme : |
4,64 |
|
|
Popülarite : |
4,83 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Türk işadamı krizlere bağışıklık sağladı Avni Çelik
. .
Turkishtime dergisinden Özgür Sağmal'ın benimle yaptığı söyleşiyi sizlerle paylaşıyorum.
. . Türk işadamı krizlere bağışıklık sağladı . .
Bugün içinde bulunduğumuz ortamı değerlendirdiğinizde bir kriz içerisinde olduğumuzu düşünüyor musunuz?
AÇ: Türkiye için kriz çok alalade bir şey değil.
Ben şirketimi daha yeni kurmuştum, bir sabah uyandık baktık ki Kıbrıs'a çıkarma yapmışız. Büyük sıkıntılar geldi tabii arkasından, ama atlattık.
Derken 1980'de bir Cuma sabahı uyandık ki darbe olmuş. Bankalar kapalı, işler felç…
Üç sene sonra banker krizi yaşadık.
1990'da Saddam'ın Kuveyt'e girmesiyle dünya krize girdi ama en çok Türkiye etkilendi.
1994 yılının 5 Nisan sabahı ülke belki de tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşadı. 2001 yılında ise 11 tane banka battı ve bu milletin cebinden 57 milyar dolar çıktı.
Türk işadamı krizlere bağışıklık sağladı diyebilirim.
Önümüzdeki dönemde içeride tükerimin ciddi oranda daralması , yatırımların azalması gündeme gelebilir mi?
AÇ: Bugün dünyada yaşanan mali krizin Türkiye'ye direk etki ettiğini söylemeliyiz. Bu krizin kaynağı hedge fonlar ve dünya üretiminin üzerinde birikmiş olan köpük. O köpük ki emtia fiyatlarını, petrol fiyatlarını ve en son gayrimenkul fiyatlarını pompaladı.
Neticede bir köpük oluştu ve bugün bu köpük söndü. Bizim ne hedge fonlarımız var ne emtia piyasalarımız…
Bankacılık sistemimiz sağlıklı. Ama bir şey var: Cari açık.
Önümüzdeki yıl borçlanmak lazım olursa bu finansmanı temin edebilecek yeterli bir kaynak bulamayabiliriz. Bunun da bir seferberlik ilanıyla çözülebileceğini düşünüyorum.
Nasıl bir seferberlik bu?
AÇ: Cari açık kısılarak azaltılabilirse, Körfez piyasasından bir miktar fon gelebilirse, yurt dışındaki vatandaşlarımızın birikimlerinin bir kısmı getirilebilirse önemli bir sıkıntı yaşamayız.
Özel sektörün ihtiyacı 20 milyar dolar, kamunun ise 30 milyar dolar… bunlar yapılırsa biz bu finansmanı sağlarız ve 2009'u rahat geçiririz diye düşünüyorum.
Peki reel sektör?
AÇ: Ülkeye bu krizin bir psikolojik yansıması da oluyor tabi. Bu bir miktar reel sektörü etkileyecektir. Talep cephesini sıkar ve yatırımlar bir miktar azalır.
Tüm dünya ülkeleri kendi ekonomik sistemlerine ters de düşse bu krize seyirci kalmamış olabildiğince müdahale etmiştir. Bizim de aynı refleksi göstermemiz lazım.
Hükümetin aldığı tedbirler yeterli değil mi sizce?
AÇ: Eşyanın tabiatı itibariyle kamunun, bizim burada şirket yönetmemiz gibi hızlı hareket etmesini beklememek lazım. Ama böyle bir durumda hızlı hareket etmeliydi. Zira gündem çabuk geçiyor.
Geçenlerde Bulgaristan bayimiz parasını Türkiye'de bir bankaya aktarmak istediğini, hangi bankayı tavsiye ettiğimi sordu.
Türk bankacılık sektörü 2001 krizinde doğru yönetildi, neşter doğru vuruldu ve bu sayede sistem bugün doğru çalıyor. Ha ne yapılabilirdi. Biz güvenli bir limandı ve Körfez sermayesi bize çekilebilirdi.
Çok mu geç kalındı?
AÇ: Düne göre geç tabii… Batıdaki finansal sistem daha çok sahip çıktı. Bugün de yapılabilir. Sukuk icarını oluşturarak bu fonlar baraj, santral gibi bazı değerli varlıkların satışına çekilebilir. Bu çok sağlıklı da bir finansman sağlar cari açığın finansmanında.
Sinpaş açısından baktığınızda kriz nasıl görünüyor?
AÇ: Biz Sinpaş olarak bu sektörde bir markayız. Türkiye'nin de reel gerçeklerden beslenen bir konut sorunu var. Bu reel gerçekler Türkiye'nin genç nüfusu, kentleşme, kişi başı gelirin artması ama en önemlisi de deprem gerçeği. Bunları üst üste koyduğunuzda Türkiye'nin her yıl 700 bin konut üretmesi lazım gerektiğini görüyoruz.
Biz yılda 1500-2000 konut üretebilirsek ne ala. Sonuçta talep ne kadar gerilerse gerilesin Sinpaş bu üretimini satar. Mesela geçtiğimiz ay yeni projemiz olan Bosphorus City'nin satışına çıktık.
Bir günde 100'den fazla konut sattık. Tabii projenin içinde dairelerde var yalılarda…
Türk insanı kriz de olsa, projeyi beğeniyorsa gelip projeyi destekliyor.
Sizin dışınızda baktığınızda genel olarak talep daralmaz mı?
AÇ: Göreceli olarak bir daralmayı mutlaka beklemek lazım. Geçtiğimiz dönemde bizim sektörde de bir köpük yaşandı. 2005 sonrasında kendi sektörlerinde sıkıntıya girenler bu sektöre kaydı. İhtiyacı doğru tanımlayamıyorlar, lokasyonu doğru seçemiyorlar, hedef kitleyi iyi analiz edemiyorlar, müşterinin mali ihtiyaçlarını projeye yansıtamıyorlardı. . .
Avni Çelik . .
Hali hazırdaki müşterilerin kredi ödemelerini etkilemez mi kriz?
AÇ: Türkiye bu krizin henüz reel sektöre yansımalarını görmedi. Bunu aslen 2009'da olacağını düşünüyorum. Bunu öngörürken şunları da göz önünde bulunduruyorum. Doların 1,5 YTL'yi , avronun 2 YTL'yi geçmesi bizim ihracatımızı bir nebze artıracak.
Mesela büyük istihdam sağlayan tekstil sektörünü bu durum biraz rahatlatacaktır. Ama ihracat pazarımızdaki talep daralması belki bu durumu ters yönde etkileyecek. 2009'da istihdamın biraz azalacağını öngörüyorum. Zira kimi sektörler de yatırımlarını kısacağı için bir miktar istihdam kaybı yaşanabilir. Bu durum da kredi ödemelerine yansıyabilir. Ama biz bu durumlara alışığız. Üstesinden gelebiliriz.
2001'dekine benzer bir manzara ortaya çıkar mı ?
AÇ: 2001 unutulmaz bir krizdi. Paranızın ne olacağını bilmiyordunuz. Gerçek manada bir hükümet yok, dört başlı bir koalisyon var, otorite yok, vizyon yoktu. Öte yandan bankaların kapılarına kilitler vuruldu. O zamana kıyaslarsanız bugün günlük güneşlik. Bu kadar üst üste iyi şart Cumhuriyet tarihinde daha önce görülmemiş bir ortam yarattı.
Parlamentoda Anayasa'yı neredeyse tek başına değiştirecek çoğunluğa sahip bir iktidar var, aynı zamanda bir tek parti iktidarı vr arkasında güçlü bir halk desteği…
Önümüzdeki yerel seçimin sonucunda da son dönem genel seçimin sonucuna yakın bir sonuç bekleniyor. Ama sınırlarımıza dayanmış bir kriz var.
Terör başımızın belası… Son 10 yılda 300 milyar dolar vermişiz. Bunun psikolojik bir tahribatı da var.
Bir taraftan da borsa değer kaybediyor. Sinpaş GYO'nun yüzde 50'nin üzerinde eridiğini görüyoruz bu süreçte. Tekrar bir değerlenme belkliyor musunuz? Sinpaş için?
AÇ: Gayrimenkul sektörü bugün dünyadaki krizden ilk etkilenen sektörlerin başında geliyor. ABD'de ilk etkilenen sektör oldu.
Ev fiyatları düştü, doğal olarak bunların arkasındaki finansörler ve inşaat firmaları işlerini önemli ölçüde tasfiye etmek zorunda kaldılar. Bizim yatırımcımızın yüzde 70'inden fazlası yabancı. Bunlar ilk panikle satmak istediler. Bu da düşüşe sebep oldu. Ama iyi bir yatırımcı için bugünkü fiyatlar çok büyük bir fırsat anlamına geliyor.
Sizin içinde aynı durum geçerli…
AÇ:Bu bizim için hiç hoş bir durum olmaz. 1'e sattığımız bir hisseyi yarı fiyatına geri almak bizim moralimizi bozacak bir şeydir ancak. Hem böyle bir girişime gerek de yok. Zaten şirketin çoğunluk hisseleri bizim elimizde. Türkiye bunun için önemli bir fırsat. ..
Bir gayrimenkul yatırımcısı Miami'de yatırım yapacaksa kısılmış bir talep ve ürkek bir alıcıya karşı yatırım yapacak. Bu çok riskli…Ama Türkiye'de tam tersi… Türkiye'deki talebin tabana vuracağını düşünemeyiz çünkü bu reel bir talep. Balon yok. Bu yüzden Türkiye büyük bir fırsat yakalamıştır.
Yakın zaman önce Ataköy'de TOKİ'nin açık artırmaya çıkardığı arsasına 850 milyon YTL tutarında en yüksek teklif vererEk dikkatleri üzerinize çektiniz. Kriz bu şiddette olmasa da böyle bir krizin yaklaştığı belliydi. Böyle bir ortamda sizce riskli bir yatırım yapmadınız mı?
AÇ:İhale sonrasında toplantının bitiminde bir gazeteci arkadaşımız "bu arsayı çok kelepir bir fiyatla kapattığımızın söylendiğini" ileterek bizim bu konuda ne düşündüğümüz sordu.
Ben de dedim ki "kelepir değil kesinlikle, bu gibi gayrimenkuller rekabetle satılır. Nitekim benden 5 milyon lira aşağıya talep vardı. Dolayısıyla bu fiyat iyi bir fiyat, yani satan iyi satıyor" dedim. Böyle bir gayrimenkulün başa baş değerle bile olsa geliştirilmesi bir artıdır. Bir de "şimdi bu gayrinekulü geliştirdikten sonra nasıl satışa çıkaracağımızı düşünüyoruz" demiştim. Bu da "parayı nasıl çıkaracağız" şeklinde yansıdı. Ödeme ile ilgili bir sıkıntmız yok. İlk dilimini ödedik, ikincisini bugünlerde ödüyoruz. Piyasayı belki 5-6 ay dinleyeceğiz. Finans sektörü bir otursun rayına, belki borcun tümünü kapayacağız.
Projeyi hemen başlatmayı düşünüyor musunuz? Nasıl bir proje yapmayı düşünüyorsunuz?
AÇ: Tabi en kısa zamanda başlarız. Gayrimenkul bekletilmemeli. Bu arsa bir ticari gayrimenkul, bir turizm bölgesi. Şehrin hemen kıyısında 125 dönümlük çok değerli bir arazi. Alışveriş merkezleri, oteller, benzin istasyonları gibi geniş ihtiyaçları karşılayabilecek bir kompleks arzuluyoruz. Daha tapu teslimi olmadı. O yüzden projenin ayrıntıları üzerine bir çalışma yapmadık. Ama bu gayrimenkulun bu coğrafyada bi tane daha benzeri yok. Bu kadar güzel bir alanda bu kadar geniş bir arazi kaçırılmamalıydı. Biz de kaçırmadık. İstanbul'da bugüne kadar satılmış birkaç sivri gayrimenkulden çok daha değerli bir arazi burası.
Bir konut projesi mi bu da?
AÇ: Gibi… Bu işlerden hiç bir şey kazanmamış olabilirsiniz ama bu projelerin içinde bulunmak ve o projeyi geliştiren firma olmak da sizin marka değerinize çok şeyler katar.
Bosphorus City gibi büyük bir projeye başlamışken , Ataköy projesi diyorsunuz, bir de şimdi yeni bir projeden daha bahsediyorsunuz. Çok riskli değil mi bu kadar projeyi aynı anda yürütmek?
AÇ: Biz sadece Bosphorus City ile nasıl dururuz. Zaten aynı zamanda birden fazla projeler gerçekleştirdik sürekli. Halen Lagün sürüyor, Ottomanors sürüyor… Bomonti'de çok güzel bir proje yapacağız, Marmaris'te yabancılara yönelik Türkiye'nin en büyük projelerinden birini yapacağız. Yaklaşık iki kilometre sahili olan bir proje bu…
Yatırım ortamının bu kadar muğlak olduğu bir ortamda nasıl yeni projeleri ardı ardına sıralayabiliyorsunuz?
AÇ: Böyle zamanlarda daha temkinli davranan arkadaşlarımı eleştirmem ama benim tarzım bu değil. 1994 yılında 5 Nisan kararlarının alındığı dönemde biz Mayıs ayında Ataşehir'deki Koru projemiz için kampanyaya başladık. O yıllarda 400 konutluk proje çok büyük bir proje sayılıyordu. Biz bu 400 dairenin 390 tanesini 13 günde sattık. 2001 yılında da aynı durum geçerlidir. Krize rağmen satışlarımızı sürdürdük.
Bir de 2001'de Seranit'i satın alarak sanayiye girdiniz sanırım?
AÇ: Evet ama krizin yarattığı bir fırsat değildi. Sermaye yapısının yarısı dünya ahiret kardeşim dediğim bir dostumundu. Beni davet etti, gel burayı al dedi. Çok hissedarlı bir ortaklık yapısı vardı.
Gittik ortak olduk, sonra o arkadaşımın da hisselerinden satın alarak büyük hissedar olduk. Seranit de büyük bir atak içerisinde bu sıralar.
Geçtiğimiz yıl üretim kapasitesini 2 milyon metrekareden 8 milyon metrekareye yükseltti.
Biz aldığımızda kapıları kapalı, yıllık üretiminin yüzde 60'ı stokta duran bir şirket vardı ortada.
O kriz ortamında Allah yardım etti, bu günlere geldi.
Seranit zaten kurulurken de iyi bir kapasiteyle kurulmuş bir fabrikaydı. Türkiye'nin ilk granit seramik fabrikasıdır. Dünyanın en kaliteli granit seramiklerini yapıyoruz ve 33 ülkede ihraç ediyoruz. Yurt içinde de projeler eğer biz mal vermiyorsak başka bir firmadan alıyor.
Sanayi alanındaki faaliyetleriniz Seranit'le de sınırlı değil.
AÇ: Prodek adlı şirketimiz Vanucci markasıyla mutfak ve banyo dolapları üretiyor. Asansör ve yürüyen merdiven üreten Yapımek adında bir şirketimiz var. Çelik&Çelik ise yapı çeliği alanında çok önemli işler yapıyor. Bu işlerin hepsi inşaat sektörünün çevresindeki işler ama biz hiçbirini kendi projemize malzeme tedariği için yapmıyoruz.
Seranit'in 3 saatlik üretimini biz bir yılda kullanamayız.
Vanucci yılda 3-4 bin mutfak yapıyor. Asansörde de aynı şekilde. Bunların hepsi kendi başlarına ayrı ticari işletmeler.
Bir de kalsit tesislerimiz var. Nevşehir'de.
Sanayinin hemen tümünde kullanılan bu maddenin de yüzde 70'ini dünyanın dört bir yanına ihraç ediyoruz.
Mikrons adındaki bu tesisimiz şu anda Türkiye'nin en büyük kalsiyum karbonat üreticisi.
Dünyada bankaların battığı bir ortamda eski batık bir bankayı Adabank'ı satın aldınız. Motivasyonunuz neydi bu süreçte?
AÇ: Dünyada bankaların batma sebeplerini hepimiz biliyoruz. Fakat Türkiye'de bankacılık sistemi dinç, düzgün ve sağlıklı olarak işliyor. O bakımdan bankanın ihalesi değil bundan birkaç ay evvel, bugün dahi olsa almakta tereddüt gösteremezdik.
Konut finansmanı için mi Adabank'ı aldınız?
AÇ: Bankayı sadece konut finansmanı için almıyoruz. Konut finansmanı tabiki bizim için kolay satacağımız enstrümanlardan biri.
Hem Simpaş'ın marka bilinirliği hem müşterilerimizin kuruma olan güveni sayesinde biz o enstrümanı bankanın içinde kısmet olursa satarız. Finansman sağlamak da değildi ana motivasyonumuz.
Biz kurum olarak çok fazla kredi kullanan bir kurum değiliz.
Amiral gemimiz olan Simpaş GYO'nun bugün kullanmış tek bit kuruş dahi kredisi yok.
Bankayı tamamen ayrı bir ticari işletme, bağımsız bir kurum olarak düşünüyoruz.
Projelerinizde suyu önemli bir figür olarak kullanıyorsunuz . Çıkış noktası neydi bu fikrin?
AÇ: Eğer bir kent tasarlıyorsanız tarihten etkilenmemeniz mümkün değil. Dünyanın en güzel şehirleri su kenarlarınadır.
Budapeşte, Elhamra, İstanbul, New York..Paris'in güzelliğinin merkezinde Sen nehri vardır.
Biz tarih boyu bu süreçten etkilendik. İlk 2000'li yılların başında Aqua City projesi ile başladık bu konsepti uygulamaya ama daha uzun yıllar sürdüreceğiz.
Yakında inşallah Ankara'ya denizi götüreceğiz.
Su sıkıntısı yaşanan bir dönemde bu kadar suyu nasıl sağlayacaksınız? Sondajla yer altı kaynaklarını mı kullanacaksınız?
AÇ: Hiç gerek yok sondaja. Mesela Bosphorus City'de 28 bin metrekare büyüklüğünde bir boğazımız var. Bunu yaparken arazinin drenajından faydalanacağız. Zemini hazırlıyoruz, proje bitene kadar yağmur suları çevreden akarak bu boğaz alanında toplanacak. Fazla olanını ise Küçükçekmece gölüne doğru vereceğiz.
İçinde bulunduğumuz kriz ortamında konut fiyatlarının düşmesini bekliyor musunuz?
AÇ: Özellikle merkezi bölgelerde fiyatlarının üzerinde köpük olan alanlar var. Piyasanın stabilize olmasıyla bu fiyatlar düşecektir. Metrekare fiyatı 2 bin dolar çevresinde gezen konutlarda ise fiyatlar önümüzdeki dönemde yükselecektir.
Mortgage sisteminin Türkiye'de başlamamış olmasının , batıda mortgage bankalarında başlayan krizden Türkiye'yi koruduğunu düşünüyor musunuz?
AÇ: Mortgage sistemi zaten Türkiye'de olamazdı. Bu yüksek reel faizler varken nasıl olsun zaten? Önümüzdeki sene 2009'da da olamaz bu gidişle. Zira kamunun borçlanma ihtiyacı faizler üzerinde önümüzdeki dönemde de yükseltici bir etki yapacaktır. Yüzde 1'in altına inerse faiz mortgage'dan söz edilebilir.
Alışveriş merkeziniz de var bir tane İkitelli'de. Yeni projeler yapıyor musunuz bu alanda?
AÇ: İkitelli'de Deposite Outlet Alışveriş Merkezi var. Anadolu Yakası'nda da Ülker ve Corio ile Saf projesinin ortağıyız. Anadolu yakasının en büyük projelerinden biri olacak. Sinpaş Yapı olarak büyük iş merkezleri , depolar inşa edip kiraya veriyoruz. En son Flat Ofis'i hayata geçirdik.
Eyüp'te yarım kalmış bir projeye hayat verdik.
Biz ilk defa bir katta 12 bin metrekare ofis imkanı bulunan bir iş merkezi inşa ettik. Bu yıl sonunda inşaatı bitecek ve kiracılar yerleşmeye başlayacak. İkitelli'de 200 bin metrekare büyüklüğünde bir iş merkezi projemiz var.
Bir avm fazlalığı yok mu şu anda İstanbul'da.
AÇ: Evet biraz fazlalık var ama kişi başına düşen avm alanı bakımından Avrupa'nın hala çok gerisindeyiz. Şunu da dikkate almak lazım, her yeni avm talebi de önemli ölçüde artırıyor.
Galeria açılınca "ikincisini İstanbul kaldırmaz" dendi. 101. açıldı ama hala talep var. Ama belli lokasyonlarda bir yığılma olduğunu kabul ediyorum.
Deposite'de kiracılarınızla sıkıntılar yaşıyor musunuz kira konusunda?
AÇ: Deposite bir yıldız. Kiracılarımızın en iyi iş yapan outlet mağazalarının orada olduğunu söylüyor. Lokasyonu, ulaşımı çok doğru bir proje. Çevresinde de yürüyek gelebilecek ciddi bir nüfus var. Arkasında 20 bin konut var, 10 bin daha ekleniyor. Sefaköy yeni bir yoğunluk bölgesi oldu. Bu yüzden ne ziyaretçi sayısında ne de kiraları toplamada bir sıkıntı yaşamıyoruz.
Bosphorus City'de satışlar nasıl gidiyor?
AÇ: İlk lasnmandan reklam kampanyalarını başlattığımız Ekim ayına kadar 1017 konut sattık. Geçtiğimiz ay reklam kampanyası başladıktan sonra üç hafatda 400 konut daha sattık. Hepsi maket üzerinden tabii ki… Toplamında iki bölümden oluşan 4500 konutluk dev bir lüks konut projesi bu.
Yaz aylarındaki lansmanı Julio lglesias ile yapmıştınız. Kendisi de daire aldı mı?
AÇ: Julio bence bir abide. 20'li yaşlardında Barcelona'da futbol oynayan bir Katalan iken felç geçirir. Ama yılmaz, bir yandan sesini keşfeder bir yandan da bütün doktorların itirazına karşın engelini aşar.
Dünyada plakları en çok satan sanatçılardan biri olur. Sonra gayrimenkule yönelir be çok büyük bir gayrimenkul yatırımcısı olur. Gayrimenkul'den yıllık geliri 1,5 milyar dolar bana söylediğine göre. Dominik Havaalanı'nın da yatırımcısı olduğunu söyledi. Dominik Cumhuriyeti'nde 9 kilometre sahili olan 11 bin dönüm bir arazisi varmış. Orada iş yapmaya davet etti.
Bosphorus City'de bir daire aldı mı?
AÇ: Yemekte "sevgililerime buradan birer ev alsam nasıl olur" dedi. Ben de satışları kapatın evlerimiz satıldı dedim. Ama diare almadı. Onun yatırımları daha çok Miami ve Dominik'te.
Sizin bir de Katarlı bir ortağınız var. Onunla projeniz ne zaman başlıyor? Ortağınızla başka planladığınız projeler var mı?
AÇ: Katarlı, Barva şirketiyle emlak Konut GYO'nun Zeytinburnu'ndaki bir arazisi için ortaklık kurmuştuk. Orada izin aldıktan iki ay sonra, önceden açılmış bir davadan dolayı yürütmeyi durdurma kararı geldi. Dava imar planının iptali hakkında, sonuçlanınca projeye başlayacağız hemen. Yeni projeler de olabilir ama bu yürütmeyi durdurma çok canımızı sıktı. Önceden bize bu davanın haber verilmesi lazımdı. Zor durumda kaldık.
Bunca yıllık inşaat tecrübenizde kamu ile hiç çalışmadığınızı söylüyorsunuz. Bu bir prensip mi?
AÇ: Sinpaş 35 yıllık bir şirket. Benim müteahhitliğim de 40 yıllık… Ama bu sürede hiç böyle bir ihtiyaç hissetmedim. Bugün de Sinpaş artık bir marka, bunlara ihtiyacı yok diyebilirim. Kamu müteahhitliği aslında inşaatta ayrı bir dal. Bizim işimiz ise ev yapmak. Bunun için de hiç ilgimi çekmedi. Bir de ben helal haram hassasiyeti olan bir insanım. Böyle ilişkilerde de bu hassasiyeti korumak zor olabiliyor.
Reklamlarınız çok dikkat çekici, Marka ajansıyla çalışıyorsunuz hala?
AÇ: Ben Hulusi Derici ile ilk olarak 1994 yılında Boğaziçi Malikaneleri projesinde çalıştım. O zamandan bu yana tüm projelerimde Hulusi Bey'le çalıştık. Kendisi çok verimli bir reklamcı. Ortaklaşa geliştirdiğimiz konseptler çok başarılı oldu.
Sinpaş bu büyüklüğüne rağmen bir aile şirketi sanırım?
AÇ: Evet Sinpaş bir aile şirketi. Çok sayıda yeğenim burada çalışır. Bir kısmı da ortaktır. Tüm aile bireylerinin bu şirketin oluşmasında büyük katkıları vardır. Biz tüccar bir aile geleneğinden geliyoruz.
Gelirlerinden az harcamayı, tevazu içinde yaşamayı öğütleyen, israfı sevmeyen, devamlı artı değer yaratan, bir aileden geliyoruz.
Benim babam Çorum'da bir işadamıydı. Kumaş ticareti yapıyordu.
Daha 14 yaşımdayken kendisini bir tarfik kazasında kaybettim. 38 yaşında çok iyi bir işadamıydı. Böyle şeyler insanı biliyor.
Azim , zamana bağlı olmayan çalışma, başarma duygusu, kollektif çalışma gibi bazı kodların rahmetliden bana geçtiğini düşünüyorum.
. .
Avni Çelik . .
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|