Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Avni Çelik Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Vatan Millet Sakarya
29.12.2010
Okunma Sayısı : 12861
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 3,67
Popülarite : 1,75
Verdiğiniz Puan :
 

 

Vatan Millet Sakarya
Avni Çelik

Forbes dergisi Mehin Öner'in yaptığı söyleşiyi sizlerle paylaşmak istedim.

Vatan Millet Sakarya

Bizi Kamuoyu büyük ölçüde gayrimenkul  geliştirici olarak bilir ancak  bizim çok ciddi bir sanayi ayağımız var. Konsolide ciromuzun önemli bir bölümü sanayi iştiraklerimizden  geliyor." GYO portföyünde 7 bin  800 konut bulunduran  ticari  gayrimenkulde ise 200 milyon lira portföy değerine sahip olan  Simpaş'ın  Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik konut konuşmaktan biraz sıkılmış. Grubunun  sanayideki duruşundan  keyifle bahsediyor. Hakkı da var…Sinpaş Grubu'nun 750 milyon  liralık cirosunun yaklaşık 350 milyon lirası Simpaş GYO'dan kaynaklanıyor. Kalanı ise sanayi yatırımlarından…

Grubun bu manada öne çıkan ilk şirketi Seranit. Şirket, Türkiye'de her daim  hareketli ama arz- talep dengesi açısından bir o kadar tartışmalı seramik piyasasında faaliyet gösteriyor. Türkiye'nin ilk granit seramik  üreticisi 17 yıl önce kuruldu. Şimdi sektörün  zorlu yapısı içinde büyüme trendini hızlandırıyor. Türkiye'de halen  yaklaşık  380 milyon  metrekare kurulu seramik kapasitesi var. Buna karşılık  iç pazar  ihtiyacı 130 milyon metrekare. Basit bir hesapla kurulu kapasite  Türkiye ihtiyacının  üç katından  fazla. İhracatta da durum şahane değil zira 100 milyon metrekarelik  bir hacim  söz konusu. Her halükarda arz talepten fersah  fazla. Kapanmalar ve devirler hızlandı. Ancak Sernait'te tersi bir durum söz konusu. Türkiye'nin en büyük  granit seramik üreticisi, şu anda Şubat 2011 taleplerini üretmekle meşgul. Bir yandan 36 ülkeye bu yıl itibariyle 21 milyon  dolara ulaşacağı ihracat gerçekleştiriyor. Bu yıl yalnızca ihracatta  yüzde 50 büyüyecekler. "Şubat'a kadar doluyuz" diyor. Çelik ve ekliyor : "Hadi bugün , bu anlaşılır bir durum ama geçen iki yılda yani krizin  ortasında da kapalı gişeydik."

Seranit'in  kapalı gişesinden o kadar memnun ki kapasite artırımına gidiyor. Zaten son  dokuz yılda yıllık ortalama yüzde 100'e yakın  büyüdüler. Bugün 8,5 milyon metrekare olan kapasiteleri 50 milyon dolardık yatırımla iki katına çıkaracaklar. Mevcut fabrikanın  yer aldığı Bilecik Bölgesinde 2011'de başlayacak  üretim. Çelik yeni yatırımı için önce zarar eden  ya da devir arayan yatırımlara bakmış ancak makine parkurlarının eskiliği, bu fikirden  caydırmış ve yeni tesis yatırımına karar  vermiş. Seranit'teki  büyüme sadece kapasite artırımı değil. Şirket, pazarda kendine önemli bir rekabet avantajı kazandıracak, Türkiye'de ilk , Avrupa'da üçüncü kez hayata geçirilen bir teknolojiyle önemli bir yeniliğe imza atıyor: "Bükülebilir seramik". Özellikle merdiven ve süpürgelik kullanımında önce çıkacak  bir unsur. Detay gibi görünse de aslında hijyen ya da uygulama zorluğu nedeniyle seramiğin  tercih edilmediği tüm alanlara giriş bileti tercih  olabilecek  kritik değerlere sahip. Çelik, seramiği büktüklerinde yeni bir alan daha keşfettiklerini söylüyor.

Bir yandan  da yer ve duvar karoları üretmeye başlıyor Seranit. Ve bir de mozaik…Çelik mozaikte çok ciddi bir talep olduğunu vurguluyor. Ürün  gamını genişleterek Seranit'i atağa kaldırıyor. Bu arada Seranit grup içinde de ayakta. Zira Seranit, Simpaş'ın  yüzde 100 iştiraki Prodek bünyesindeki Vanucci'yi satın alıyor. Prodek, Vanucci markalı mutfak ve banyo mobilyaları  üretiyor ki Vanucci  alanında lider. Avni Çelik bu satın  alma hamlesinin nedenini en basit  ama en  etkili ticaret mantığıyla anlatıyor: "Rafta mal olacak. Rafta ne kadar malınız olursa toplam geliriniz o kadar artar. Vanucci'yi Seranit bünyesine katarak Seranit  bayilerinin  çok geniş bir ürün gamını satmalarını sağlayacağız. Bayilerin  yıllık geliri artacak, satış  ağlarımız daha verimli hale gelecek" Bu yatırım  atağı Seranit'in  iç büyümesi  olarak algılanabilir. Çünkü bir yandan  da Çelik'in  gayet proaktif  yurtdışı yatırım planları  var. Şöyle ki  İspanya'nın  İtalya ile birlikte dünya seramik  pazarındaki "ülke markası" olma durumları malum. Çelik "Zaten  bir sıfır önde başlıyorlar" diyor Türkiye'nin  markası  olamamasından yakınarak. Bu makus talihi  kırmak için bir İspanyol markası  adı altında üretim  yapmayı ve yine İspanya'da bir lojistik  merkez kurmayı planlıyor. Bunun için marka bilinirliği  yüksek  bir ismi satın  alacak. İlk bakışta maliyetli gibi geliyor kulağa ama İspanya'nın daha önce düştüğü hatalar bu alımı kolaylaştırmış  görünüyor. İspanya'nın  Castellon bölgesi seramik üretimiyle meşhur. Yüzlerce seramik fabrikası var. Ancak kuruluş dönemlerinde şöyle bir stratejik  hata söz konusu olmuş: Pres önü denen seramik yapımında kullanılan  kaolin, kil gibi maddelerin öğütülüp depolandığı  alanlar her fabrikada kurulmamış. Herkes tek bir tedarikçiden  malzeme almış. Böyle olunca zamanla kalite düşmüş, rekabet avantajı da zayi olmuş. Bu da bölgedeki üretim  merkezlerini zor durumda bırakıp  alıma cazip  hale getirmiş. Çelik bu hareketiyle önemli bir katma değer yaratmanın  peşinde: "İspanyol markasıyla üretim yapar lojistik  üssümü burada kurar; satışı da bu markayla yaparsam; metrekare başına bir euro katma değer sağlarım. Bu da yıllık 20 milyon  metrekare toplamda 20 milyon euro eder ki hiç fena değil." Avni Çelik  süreçle ilgili somut adımların atıldığını görüşmelerin sürdüğünü 2012'ye kadar üretime başlayabileceklerini söylüyor. Tüm gücüne rağmen sorun yaşadığı aşikar bir ülke markasından medet umulur mu? Çelik  bu konuda herhangi bir çekincelerin  olmadığını  söylüyor: "Küresel seramik  piyasasında  yaşanan  savaş yukarı bir yerlerde oluyor. Halk, bundan  habersiz Seramik  sektörü rafla müşteri  arasındaki ilişkidir. Onun  bir evveli  kimse tarafından  sorgulanamaz. Siz markanızı  unutturuyorsanız, o zaman kaybettiniz demektir. Biz görece diri bir markayı alıp onu  güçlendireceğiz."

Seranit'in  bu çıkışı Sinpaş Grubu'nun endüstriyel  kısmındaki  hareketlenmenin sadece bir halkası. Simpaş  Grubu aynı zamanda Türkiye'nin  en büyük kalsit üreticisi. Kalsit yani  kristalleşmiş kalsiyum karbonat- kağıt, plastik , pvc, ve boya seltöründe yoğun olarak kullanılan  hammaddelerden  biri. Niğde bu hammaddenin dünyadaki en zengin kaynaklarından…Sinpaş ,"Mikron's"  isimli iştirakleriyle faaliyet gösterdiği  pazarda yılda 250 bin ton  üretim  yapıyor. Bu rakam  şirketin  kurulduğu altı yıl  önce 55 bin tondu.  Çelik  kalsite yatırım  yapma kararını  "biraz Vatan Millet Sakarya biraz da ticaret" sözleriyle anlatıyor.  "O yıllarda 60'a yakın fabrikası olan Avrupa'lı  bir üreticinin  tekelindeydi kalsit üretimi. Fiyatlar  çok yukarı  çıkmıştı. Pazara girersek bu fiyatı  aşağı  çekebileceğimizi ama aynı zamanda da aşağı  çektiğimiz noktada dahi  karlı  olacağını biliyordum. Malın dünya pazarındaki  yerini görünce 'Vatan  Millet Sakarya'deyip  kurduk. Şimdi koşuyor."

2005'te kişi başı  kalsiyum  karbonat  tüketimi , seki zkilo iken bu oran AB ülkelerinde 39 kilo imiş. Bu da önemli bir sinyal olmuş Avni Çelik  için. Türkiye dünyanın  en beyaz kalsiyum  karbonat  rezervlerine sahip. "Niğde'nin  dağlarını dünyaya değer olarak sattıklarını"  belirtirken  gülümseyerek kalsitin  yüzde 70'ini  Mersin 'den  ihraç  ettiklerinin altını  çiziyor. Pazarları arasında Ukrayna, Kuzey Afrika, Romanya başı çekiyor.  En yakın  rakibi yıllık  200 bin  ton kapasiteli Hiscal Maden  ancak  Çelik rekabetten yana rahat. Yeni kalsit yatakları  arıyor. Bir yandan da yeni "talk üretim hattını" devreye almış. "Talk" büyük ölçüde komzetikte kullanılıyor. Dünya pazarlarında  daha çok Mısırdan  gelen talk yer alıyor.  Türkiye bu konuda bölgede önemli  bir avantaj yakalayabilir. Toplam rezerv 1 milyon 580 bin ton. Görünür rezerv ise 650 bin ton civarında . Çelik, Türkiye'deki talk  yataklarından maksimum verimi  almayı  kafasına  koymuş.  Sivas'ta yeni bir hat kurmuş.  "Üretimi zordur ama güzel  yataklar var Türkiye'de. Bu işte de 'Vatan  Millet Sakarya' gidiyoruz diyor. Hali hazırdaki 650  bin liralık yatırımına üç milyon  277 bin liralık yenisini ekliyor. Yatırım bittiğinde, 1 milyon 700 bin liralık işletme sermayesi ile Türkiye'de kurulu  en büyük talk tesisi olacak.

Avni Çelik'in  öne çıkardığı  sanayicilik  her ne kadar dört nala gitse de grubun  gayrimenkul  tarafındaki  gelişmeler de göz ardı  edilecek cinsten değil.  Grubun gayrimenkul  yapılanması iki temel bacağa ayrılıyor. "Simpaş GYO", Türkiye genelinde konut  yapıp satıyor. Daha doğrusu Avni Çelik 'in  deyimiyle ev yapıyor. Şirketin  yüzde 25'i borsaya kote ve halka açık  beş GYO arasında en  büyüğü. Halen portföyünde 7 bin 800 konut bulunuyor. Ayrıca bir de ticari gayrimenkul ayağı var. Grup bu alandaki  yatırımlarını  2009'da "Simpaş Yapı" bünyesindeki "Servet GYO'nun çatısı altında topladı ki  Servet GYO'nun  da yüzde 25'ini  halka açma hazırlanıyorlar. Ticari gayrimenkullerin  satışı yapılmıyor sadece kiralanıyor.

Çelik disiplini sağlamak için bunun şart olduğunu düşünüyor: "Örneğin  flat ofislerini satamazsınız. Teşbihte hata olmaz, satınca alanlardan  'biri it diğeri de at  bağlar'. O zaman gayrimenkullün  kimliği değişir. Lojistik üssü kurdunuz, yüz binlerce metrekare alan kontrol ediyorsunuz. Biri gelir yolun üzerine malzeme indirir. Bittiniz. Displin şart."

Konu gayrimenkul olunca söz dönüp dolaşıp Türkiye'deki konut üretimi ve markalı inşaat  gruplarının bitmek bilmeyen projeleri be lansmanlarına geliyor. Bu noktada enteresan  bir tespitte bulunuyor Avni Çelik. Simpaş GYO'nun  7 bin 800 konutla portföyüne değinerek  bir hesap yapıyor: "Bursa, İstanbul, Ankara ve Marmaris'te ev yapıp satıyoruz. İstanbul'da yılda 110 bin konut satılıyor, ben bunun 2 bin adedini satıyorum.  Hiçbir oyuncunun  hacmi üç bini geçmez, geçmemeli de zaten. Böyle bakınca Sinpaş GYO tepe noktada. Ama duramaz da….Çok istemiyorum ama Simpaş Yapı ticari gayrimenkulde ilerlerken  konut da devam edecek."

Sinpaş'ın  Ankara'da başladığı kentsel  dönüşüm  projesi bu  gönülsüzlük  için  fazla büyük. 27 ekim tarihinde yaptıımız söyleşide "ilk size söylemiş olayım" diyor sakin ses tonuyla: "Bugün  tebligatını aldık,  ihale onaylandı. Güneypark , Türkiye'nin  en  büyük gayrimenkul  geliştirme projelerinden  biri, belki de en büyüğü. 1 milyon  800 bin metrekare alan, 1 milyon  120 bin metrekare satılabilir alan. İhalesi  üç dört kez iptal  edildi.  Yemekte haber verdiler, onaylanmış." Avni Çelik , içinde küçük bir barajı olan  bir yaşam merkezi planlıyor.

İşler iyi görünüyor!

Yine de Avni Çelik 'in iç pazar daki konut üretimi doygunluğuna ilişkin anlaşılır temkini,  Sinpaş'ın  bu süreci yurtdışı müteahhitlik  projeleriyle kompanse edip etmeyeceği sorusunu getiriyor akla.

Ancak Çelik 'in  tavrı net: "Yurtdışında müteahhitlik  yapmam" diyor. Fakat yanlış anlaşılmasın, bu tavır yurtdışında var olmak istemediği anlamına gelmiyor.

Aksine özellikle değerlendirmek istiyor yurtdışı potansiyelini. Bu açılım için özel bir yöntem geliştirmiş. Yurtdışı projelerinde bir nevi "kolaylaştırıcı" gibi çalışıyor.

Cezayir örneğine bakalım. Kalsit ihracatı  sırasında tanıştıkları  Cezayirli yatırımcılardan  bir teklif almış Çelik. Şimdilerde 190 milyon  dolarlık bedelle bir ticari  gayrimenkul  projesini yürütüyor. Ancak yatırımcı  olarak yer almıyor. Konseptin oluşturulmasında ruhsatlandırma aşamasına, inşaat organizasyonunda proje satışından  kadar tüm süreçleri organize ediyor. Bu  yöntemi yurtdışında benzer projelerde kullanacağını  anlatıyor Çelik. "Beynimizin içini satıyoruz daha güzeli var mı" diyor. Belarus, Eritre, Katar… Hepsi sırada…

Ama özelikle Katar Simpaş'ın  portföyünde önemli  bir rol oynuyor. Katar devletinin  gayrimenkul geliştirme şirketi "Kat" ile Türkiye'de ortaklar. Hatırlanacağı  üzere bu ortaklık  2008'de TOKİ  tarafından ihaleye açılan  Ataköy  sahil şeridindeki  yaklaşık 125 bin metrekarelik  araziyi  850 milyon  lirayla almıştı.

Çelik bu  arazide tamamen  yalı, deniz manzaralı konutlar ve sosyal tesislerden kurulu bir kompleks inşa edeceklerini belirtiyor. Yine Katar devletinin iştiraki  olan  "Bawar İnternational " la da ortak kurdukları "Ottoman Gayrimenkul" isimli bir şirket daha var. Bu şirket, Zeytinburnu'nda otel  ve apartlarda kurulu bir turizm kompleksi inşa edecek. Ruhsat aşamaları tamamlanmış , iki yıl içinde bitirmeyi  planlıyorlar. Konsept olarak uzun  dönem kiralamayı benimsediklerini vurguluyor. Bu yaklaşım İstanbul'da hız kazanan  şehir otelciliğinde Sinpaş'a önemli bir sıçrayış sağlayabilir. Mülkün  kendilerine ait olmasından mütevellit içi rahat…

Katarla kurulan sıkı bağların  bir diğeri  adımı da yapı malzemelerinde atılmış. Grubun  bir diğer iştikari olan "Constrall" , Eksim  Holding ile Katarlı Al Hassan Group ortaklığında 2009'da kuruldu. Yalnızca Katar'a üç yıldaki  yapı malzemesi  satış hedefi 1 milyar dolar.

Ortadoğu , Kuzey ve Doğu Afrika ile Körfez ülkelerine yapı malzemesi satıyor. Çelik, Constrall sayesinde de pek çok teklif aldıklarını örneğin Eritre Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın yine Cezayir ve Belarus'taki  gibi gayrimenkul  projeleri geliştirmeleri için kendilerine teklif getirdiklerini anlatıyor. Çelik "kolaylaştırıcı" modelinden  pek memnun  kalmış olacak ki Türkiye'ye de taşımış. Gaziantep'te bölgenin  GAP'tan  sonraki en  büyük  yatırımlardan  biri olarak nitelenen 1,2 milyar dolar değerindeki  temalı  konut projesine aynı  yöntemle dahil olmuş.

Bir milyon metrekare alana kurulu projede 3 bin 467 konut yer alacak. Çelik projede bölgenin en güçlü ailelerinden Nakipoğlun'dan   Taner Nakipoğlu'nun  başında olduğu Paralel Gayrimenkul'le çalışıyor. Bu projede Simpaş Yapı ya da Simpaş GYO olarak  yer almadıklarının altını çiziyor Çelik: "Biz yatırımcı değiliz, bir yatırımcıya proje yaptık. Sürecinin  tamamını içine alan bir fikir desteği verdik. Aynı  Belarus ve Cezayir'e yaptığımız gibi. Komple paket sunuyoruz ama orada bir gayrimenkul yatırımcısı olarak yokuz."

Avni Çelik beş kuşak  tüccar bir aileden geliyor. Simpaş'ı  1974'te o dönem pek moda olan yazlık site inşa etmek için kurmuş aslında. İsim de oradan  geliyor: "Sahil İnşaat Pazarlama A.Ş.".

Üniversitede aldığı mühendislik  eğitiminin  ve tüccar genlerinin  iş yaşamı boyunca çok işine yaradığını söylüyor. Fasılası yükselmeden yana.

Sağlaması son krizle de yaşanmış eski toprak  ekolünden , likitte kalmaktan yana. 74'ten bu yana denk geldiği krizleri bir çırpıda sayıverince bir kez daha hak veriyor insan: "Kurulduk, 20 Temmuz sabahı  unutmuyorum, radyoyu açtım  marşlar, Türkiye Kıbrıs çıkarmasında. Ülke felç.

Başımız gözümüz diyene kadar 1980'de bir Cuma sabahı her yer kapalı, sıkıyönetim . 90'da Saddam , 94'de 5 Nisan  kararları: Dolar bir günde 12 liradan  40 liraya fırladı. Borçlarımızın mallarımızı karşılama oranı bire sekiz oldu! 2001'de biri Anayasayı okuyacağına fırlattı. 21 banka ve 57 milyar dolar battı. Sonrası malum.. Ama hepsi geçti." Bu süreçte tek bir çalışanı kriz nedeniyle işten çıkarmamış Avni Çelik. Bunu da uzun vadeli  ve sakin  büyüme politikasına bağlıyor.

"Hep çıkmaya çalışırsan  bir noktada düşersin, arada soluklanmak için duracaksın. Sıçramayacaksın" diyor.

Şimdi 500 milyon  lira olan grup cirosunu ve bu ciroda şu an 150 milyon olan sanayi payını git gide artırmayı hedefliyor.

HALKA ARZ SEVDASI

Sinpaş  Grubu  Yönetim Kurulu Balkanı Avni Çelik'in  ortaklık kültürüne ve kurumsallaşmaya olan inancı tam. Bu nedenle de halka açılma kelimeleri sık dökülüyor ağzından. Simpaş GYO'nun yüzde 25'i borsaya kote.

Diğer  gayrimenkul  şirketlerinde de iki halka arz sırası bekliyor. İlki yönetimde ANAP döneminin  eski  bakanlarından Ekrem Pakdemirli'nin de yer aldığı Servet GYO. Bu şirketin yüzde 25'ini halka açmayı planlıyor Çelik.
,
Borsaya kote edeceği bir diğer şirket ise Saf. Şirkette Akkök Grubu ile ortaklar. Saf, 650 milyon dolarlık yatırım maliyeti olan bin 580 konutluk Akasya Acıbadem projesi ile öne çıkıyor. Projenin teslim tarihi için 2011 Aralık'ını öngörüyorlar. Çelik bu şirketin de yüzde 25'ini halka açmaya hazırlanıyor.

ATEŞ KAPISI

Simpaş, grup olarak enerjide var aslında ancak yatırımcı  olarak değil.

Avni Çelik  herkes bildiği işi yapmalı deyip tüm  ısrarlara rağmen  enerjiye yeşil ışık yakmadığının altını çiziyor. Onun yerine sık sık dile getirdiği vatanperver yaklaşımıyla farklı  bir pozisyonu  var enerjide.

Çelik &Çelik isimli iştiraki ile rüzgar tribünlerinin gövdesini üretiyor. 2005'te çelik  alanında faaliyet  göstermek  için  kurulmuş şirket. Merdiven korkuluğu, çelik konstrüksiyon ve çelik çatı gibi  ürünler yapıyor ama rüzgar enerjisindeki tribün gövdesindeki üretim açığı ve dışa bağımlılık  dürtmüş yine Avni Çelik'i. 65 mm Kalınlığındaki  çeliği 4 metre çapında bükebilen bir teknolojiye sahip ki bu teknolojinin kendisine önemli rekabet avantajı sağladığını söylüyor.

"Rüzgar enerjisi yatırımcıları sistemin  tamamını Avrupalı  bir üreticiden  alarak finansmanı da leasingle çözmek istiyor. Bu sistemin  arasına girmeye çalışıyoruz. 2011'de daha da yoğunlaşacağız, tesisimiz üretime başlayacak. Kaliteyi aynı tutup fiyatı aşağı çekeceğiz. Pazardan ciddi pay alırız."

"Fiyatı ne kadar aşağı  çekeceksiniz" sorusuna ise Batılı  muadillerin maliyet yüksekliğinden  dem vurarak  "yüzde 100"yanıtını veriyor Avni Çelik.

Çelik &Çelik'in  bir diğer yeni iddiası da deyim  yerindeyse "ateş enerjisi" nde.

Avni Çelik  "gerçek yangın kapısı" üretiminde umutlu. Yangın ile hırsız güvenliği kapıları  yapıyor.  2011 itibariyle günlük 40 kişilik kadroyla 600 kapı üretecek . "Yangın güvenliği kapısında da çok  inovatif bir yatırım yaptık" diyor ve ekliyor: "İşçiliği azaltan  yeni bir metot geliştirdik. Binalarda şimdiye kadar yangın kapısı diye  sacdan kapı  yapıyorlardı. Ama o kapının  1 saat 45 dakika 700 derece ateşten  koruması lazım, bu spesifikasyonda üretim Türkiye'de yeni , biz o sektörün  daha büyüyeceğini gördüğümüz için  yer almak istedik."

   

.
.

Avni Çelik

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org