Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Yusuf Ziya HALEFOGLU Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
İZ...
18.02.2012
Yusuf Ziya HALEFOGLU
Okunma Sayısı : 8224
Oy Sayısı : 12
Değerlendirme : 4,83
Popülarite : 5,22
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

“Eğer kış, bahar yüreğimde deseydi ona kim inanırdı?” demiş Halil Cibran. İşte yeni bir yılın ilk ayı da bitmek üzere… Artık yavaş, yavaş kışın son günleri yaklaşıyor… Bahar sabırsızlanıyor kendini göstermek için…

Zaman o kadar hızlı geçiyor ki, sanki bir yerlere yetişmeye çalışıyormuş gibi… Sahip olduğumuz en değerli şey değil mi, ama hiç bitmeyecekmiş gibi yaşamak niye? Yaşamımızın kontrolünü elimize almamızın sırrı aslında zamanı kontrol altına almak ve günlerimize odaklanmak değil midir?

Bazen zamanı o kadar hoyratca kullanırız ki, biraz daha zamanım olsa, ya da şimdi olsa neler yapmazdımı o kadar çok duyarız ki, ama sahip olduğumuz zamanı boşa harcamakta üstümüze yoktur. Büyük yaşamları olan insanları diğerlerinden ayıran en önemli özellik, zamanı nasıl kullandıklarında gizliymiş.

Rahibe Teresa’nın dediği gibi, “büyük işler yoktur, sadece büyük bir sevgiyle yapılmış işler vardır” der.

Son günlerde kendi kendime sorgulamaya çalıştığım bir şey, zamanı hızlı yaşamak…
Zamanı hızlı yaşamanın vermiş olduğu yorgunluk, bir güne sığdırmaya çalıştıklarımız…
Bazen kendimi o kadar yorgun hisseddiyorum ki, sebebine gelince, aslında bir gün içerisinde o kadar çok yere ulaştığımın farkına varıyorum ki…
Bir gün içerisinde isterseniz dünyanın bir ucuna bile yetişme şansına sahipsiniz. Ama önemli olan gerçekten o an orada olmak istiyor muyuz?
Sanki kimin kazanacağı, son ana kadar belli olmayan bir yarış içerisindeyiz. Ama acaba hayat yolunda yarışı hızlı koşan mı kazanacak? Yoksa hızlı olmaktan daha önemli şeyleri olan mı? Damla damla hayatın her noktasına sızarak yaşayanlar mı?…

Hayatı adımlamak varken, koşar adım yaşamak niye? Zaten bu kısacık hayatta, koşarak bitirmek için niye acele ediyoruz sanki. Devasa çınar ağaçlarını düşünelim, onun böyle büyük ve güçlü olması, hızlı büyümesinden midir, yoksa…

O kadar hızlı büyütüyoruz ki kendimizi, zamansız geçiş sağlıyoruz. Çocuklarımızı erken büyütüyoruz. Hayatı basamak atlatarak yaşatıyoruz.
O kadar hızlı geçiyoruz ki yaşam denen yoldan, etrafımızdaki güzellikleri bile farketmez hale geliyoruz. Bazen çiçeklerin güzelliğini, bazen çocukların. Bir bakmışız ki güz mevsimi gelmiş, dökmüş yapraklarını çiçekler, görememişiz güzelliklerini, koklayamamışız mis kokularını…

İnsanı en mutlu eden anın, en basit şeylerde gizli olduğunu düşünüyorum, hayatta beni en mutlu eden şeylerden birisi kızımın yürümesiydi, ilk adımları, ilk okuması, ilk gülüşü… Kaçımız bunu yaşarken farkına vardık, doya doya yaşadık…

Asıl olan hızlı yaşamak mı? Anlamlı yaşamak mı?

“Hızlı yaşamanın ötesinde, hayatın bir anlamı olmalı” der, bilge Gandhi.

Hayata anlamlı izler bırakmak gerek diye düşünüyorum.

Hani çocukken deniz kenarında kumların üzerinde yürüdüğümüzde, geriye dönüp hangimizin ayak izlerinin güzel olduğuna bakardık. Bazen bir tek ayak izimiz çok güzel, bazen daha fazlası. Sonra en güzel iz bırakan yarışmayı kazanırdı.
Acaba hayat yolunda da kazanmak için bıraktığımız izler var mı? Biraz yükseğe çıkıp hayatımıza uzaktan baksak, bıraktığımız kaç tane iz bulabiliriz.

Demir Demirkıran’ın yazdığı şu güzel sözler özetliyor bence her şeyi;
Karınca kararınca deyip çıkmak lazım yola
Fazla bir şey almamalı insan yanına
Yollarda saklıdır sürprizler nasıl olsa
Gözlerini kısıp, dalıp ufka gitmeli insan ara sıra
Hayatı yavaş yavaş
Yavaş yavaş hayatı
Sindirerek yavaş yavaş yaşamalı

İz bırakmak için daha sert basalım yerlere, giyelim iz bırakacak ayakkabılar, kalsın yerlerde bizlerden bir şeyler, hatırlanalım izlerin derinliği ile…

Yoksa yaşam denilen şey, sonsuzluğun tuvalinde bir nokta değil midir?

Unutmamak gerekir, ölünce her şeyimiz başkalarının olacak, bizlere sadece bıraktığımız iz’ler kalacak…

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org