Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Esma KAHRAMAN Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
TOHUM OTİZM VAKFI 10. YAŞINI KUTLUYOR
31.12.2013
Esma KAHRAMAN
Okunma Sayısı : 4320
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

TOHUM OTİZM VAKFI 10. YAŞINI KUTLUYOR?

Bir Küçük Tohum 10 Yılda Fidan Oldu
2003 yılında Mine Narin ve otizmli bir çocuk annesi okul arkadaşı Aylin Sezgin öncülüğünde kurulan Tohum Otizm Vakfı ise on yıllık bu süreçte bir fidana dönüşürken, bu iki özverili arkadaşa 26 kurucu üye eşlik etti.

Vakfın kuruluş yıllarında iki küçük terapi odasındaki iki eğitimci, bir aile eğitim danışmanı ve iki personelle 20 çocuğa eğitim veren bir tohumdan, 10. yılın sonunda kendi binasında 126 çocuğa eğitim veren bir çınar olarak Tohum Vakfı Özel Eğitim Okulu ortaya çıktı.10 yılda Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları ile yapılan projeler ile 60 bin çocuğun hayatında fark yaratan Tohum Otizm Vakfı bugün ülke çapında otizm konusunda kök saldı.

Kuruluş amacı; otizmli ve gelişimsel bozukluğu olan çocukların erken tanısı ve eğitimi olan Tohum Otizm Vakfı bu alanda uzun bir yol aldı. Tohum Otizm Vakfı, otizmli özel çocuklarla ilgili bilinen eğitim yöntemlerine ağırlık vermek yerine, onlar için ABD de 30 senedir çalışan en bilimsel ve yararlılığı ispatlanmış bir müfredatı ülkemize kazandırdı.

Türkiye?de otizm eğitiminde uzmanlaşmış bilimsel çalışmalara dayanan model bir okul bulunmadığı için dünyadaki en iyi örnekler arasından ABD?deki Princeton Child Development Institute ile işbirliğine gidildi. Tohum Vakfı Özel Eğitim Okulu?nun mezun olanlar normal akranları ile kaynaştırma eğitimine devam ediyorlar. Okulun mezun verme oranı beş yıllık kısa sürede yüzde 34 gibi yüksek bir orana ulaştı. Okuldan mezun olan yaşları 5 ile 9 arasında çok sayıda öğrenci orta öğretimlerine normal okullarda diğer akranları ile kaynaşarak başarıyla eğitimlerine devam eder hale geldi.

TOHUM VAKFI , ÖZEL EĞİTİM OKULU, kampanyalar, projeler ZORLU SÜREÇ, BAŞARILI SONUÇ

Bugün Tohum Otizm Vakfı?nın üç dönümlük arazisi içindeki Özel Eğitim Okulu?nda çağdaş eğitim bilimlerine uygun olarak otizmli çocukların eğitim süreçlerinde birçok tohum atılıyor. Bu uzun süreçte bu tohumlardan bazıları yeşerme şansı bulup bir fidana dönüşüp boy veriyor. Tohum otizm vakfı müfredatı kapsamında otizmli çocuklara beş yaşından önce çok yoğun (haftada yaklaşık 40 saat) eğitim verildiğinde yüzde 40-50?sinin topluma kazandırılması mümkün oluyor.

Tohum Otizm Vakfı bu özel çocuklara eğitim vermenin ötesinde başka sorumlulukları da üstleniyor. Tohum Vakfı Özel Eğitim Okulu?nda lisans ve lisansüstü öğrencilere gözlem ve staj imkânı sağlanıyor. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan çalışmalarla bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile 3.000 öğretmene otizm eğitimi ile ilgili hizmet içi eğitimler verildi ve devam ediliyor. Avrupa Birliği?nden alınan fonlar ile birçok proje gerçekleştirildi. ?Otizm Tarama Projesi? bunlardan sadece biri. Bu proje kapsamında 1.250 sağlık personeline otizm tanısı ve taraması için verilen eğitimin yanı sıra 46.000 çocuk otizm riski açısından taramadan geçirildi. Ayrıca farklı kurum ve kuruluşlardan alınan finansal destek ve hibeler ile birçok proje yürütülüyor. Avrupa Birliği tarafından desteklenen www.tohumotizmportali.org adresinden yayın yapan ücretsiz otizm eğitimi web portalı projesine üye olanların sayısı 6000?ni aştı, Sabancı Vakfı Hibe Programları tarafından desteklenen Kaynaştırma Eğitimi projesi, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklenen Özel Eğitimin Güçlendirilmesi projesi, devam eden projelerden bazılarıdır.

TOHUM OTİZM VAKFI BAŞKANI MİNE NARİN:

?10 yıllık çabamıza karşılık 100 yıllık umudum var.?

Tohum Otizm Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mine Narin ise İngiltere?den Amerika?ya kadar birçok örnek projeyi inceledikten sonra bu zorlu ama umut vaat eden sürece girdiklerini söyledi. Vakıf Başkanı Mine Narin, 10. Yıl?a ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:

?Otizmde tanının üç yaşından önce konulması ve zaman yitirilmeden eğitime başlanması; çocuğa çok büyük bir iyileşme şansı veriyor. Biz tam da bu sürece odaklanmayı seçtik. Çünkü otizmli çocuklarda iyileşmeden anladığımız, her hangi birine veya kuruma en alt düzeyde bağımlılık duymasıdır. Bu anlamda gelişerek onun tek başına bağımsız bir birey olarak toplum içinde yer alabilmesi ve kaynaştırma eğitimi ya da normal eğitime devam edebilmesi, hayatın her türlü sürecine katılabilmesidir.

Vakfın kuruluşunda ve bugüne gelmesinde bizden katkılarını esirgemeyen bize güç ve destek veren kurucularımıza, maddi-manevi her türlü desteği veren dostlarımıza ve özel kurumlara, işbirliği yaptığımız bakanlıklarımıza çok teşekkür ediyorum. Benim umudum 10 yıl gibi kısa bir zamanda ülkemizin bu konuda lider vakfı konumuna ulaşan Tohum Otizm Vakfı?nın büyüyerek daha onlarca yıl devam etmesidir, sonsuza kadar bu konuda değer yaratabilmesidir.

OTİZM NEDİR?

Otizm; sosyal etkileşim sorunları, dil ve iletişim sorunları ve takıntılar ile kendini gösteren bir gelişimsel yetersizliktir.

Otizmin nörolojik sorunlardan; yani, beynin ya da sinir sisteminin yapısındaki ya da işleyişindeki sorunlardan kaynaklandığı sanılmaktadır. Otizm bir ruh hastalığı değildir; ancak, belirtileri bazı ruh hastalıklarını, örneğin, çocukluk şizofrenisini çağrıştırabilir. Yapılan bilimsel araştırmalar, otizmin çocuk yetiştirme biçimleriyle, ailenin gelir durumuyla ya da içinde bulunulan kültürün özellikleriyle ilişkisi olmadığını göstermiştir.

Otizmin kalıtsal olabileceği yönünde bulgular vardır; ancak, otizme yol açan genler henüz bulunmuş değildir. Otizmin her 150 çocuktan birini etkilediği düşünülmektedir. Ayrıca, erkeklerdeki yaygınlığı kızlardan dört kat fazladır. Otizmli bireylerin çoğunda, farklı düzeylerde zeka geriliği görülür. Otizmli bireylerin pek azında (yaklaşık %10), çok güçlü bellek, müzik yeteneği vb. üstün özelliklere rastlanır.

OTİZMİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

1. Sosyal Etkileşim Sorunları: Göz kontağı sorunları, jest ve mimiklerde yetersizlik, parmakla işaret etmemek, yaşa uygun akran ilişkileri geliştirememek vb?

2. Dil ve İletişim Sorunları: Dil gelişiminde gecikme ya da hiç konuşmama, bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söyleme, karşılıklı konuşmada yetersizlik vb?

3. Takıntılar: Sıra dışı konulara aşırı ilgi gösterme, rutinin aksamasına aşırı tepki gösterme, çırpınma, parmak ucunda koşuşturma, tabak çevirmek vb?

Ancak; hemen hemen her çocuk bu belirtilerden birkaçını gösterebilir. Dolayısıyla, bu belirtilerin otizm habercisi olup olmadığını değerlendirebilecek kişiler yalnızca konunun uzmanlarıdır. Konunun uzmanları ise çocuk psikiyatrları ve çocuk nörologlarıdır.

OTİZMİN TEDAVİSİ NEDİR?

Otizmin bilinen tek tedavisi yoğun özel eğitimdir. Otizmli bir çocuk özel eğitim almaya ne kadar erken başlarsa, o kadar hızlı ilerleyebilir. Otizmli çocuklara haftada en az 20 saat, tercihen 35-40 saat süreyle ve otizmli çocuklar için özel olarak hazırlanmış eğitim programlarıyla özel eğitim verilmesi gerekir. Özel eğitimin yanı sıra özel eğitime destek olarak verilen dil-konuşma terapisi ve uğraşı terapisi de önemlidir.

Böyle erken ve doğru eğitim alabilen otistik çocukların yarısı büyük ölçüde otizmden kurtulabilmekte ve toplumun bağımsız ve üretken bireyleri olarak yaşamlarını sürdürebilmektedir.
Otizmin tek çaresi eğitimdir.

OTİZM YELPAZESİNDE YER ALAN HER ÇOCUĞUN BİLMENİZİ İSTEYECEĞİ 10 ŞEY

1) Ben ?otizm?i olan bir çocuğum. ?Otistik? değilim. Otizm karakterimin sadece bir bölümüdür. Beni tek başına tanımlayacak bir kavram değil. Siz düşünceleri, duyguları, yetenekleri olan bir birey misiniz yoksa sadece şişman, gözlüklü ya da sakar bir kişi mi?

2) Duyusal algılarım bozuktur. Gündelik yaşam içerisinde sizin çoğunlukla fark etmediğiniz kokular, sesler, tatlar, görüntüler, temaslar benim için çok rahatsız edici olabilir. Yaşadığım çevre benim için genellikle tehdit edici bir ortamdır. İçine kapalı ya da kavgacı görünebilirim ama aslında bu kendimi koruduğum anlamına gelir.

Sıradan bir market alışverişi benim için tam bir kabus olabilir. Seslere karşı aşırı hassas olduğumu bir düşünün. Aynı anda konuşan onlarca insan, günün indirimli ürününü tekrar tekrar anons eden mekanik bir ses, kasadaki işlem sesleri, alışveriş arabalarının tekerleklerinin çıkardığı gıcırtılı ses vb. Bu uyaranları beynim filtre edebilir ama bu ciddi anlamda aşırı yüklenmedir benim için.
Koku alma duyum da aşırı hassas olabilir. Kasap reyonundaki etler taze olmayabilir, yanımızdan geçen adam o gün duş alamamış olabilir, kasa sırasında önümüzde duran bebeğin bezi kirlenmiş olabilir? Bunlar benim için oldukça tiksindiricidir.

En yoğun kullandığım görme duyum aşırı uyarana maruz kalmış olabilir. Örneğin aşırı parlak floresan ışıkları mekanı sürekli titreşiyor gibi göstererek gözlerimi rahatsız edebilir. Camların yansıttığı parlak ışık, tavanda dönen fan, etrafımda sürekli hareket eden insanlar odaklanmam ve baş etmem gereken şeylerdir. Tüm bunlar denge duyumu etkiler ve vücudumun konumunu bile algılayamaz hale gelebilirim.

3) ?Yapmam? (Yapmamayı seçiyorum) ve ?Yapamam? (Yapmayı beceremiyorum) arasındaki farkı dikkate almayı unutmayın. Komutlarınızı dinlemediğimi sanmayın. Sizi anlamıyor olabilirim. Bana diğer odadan seslendiğinizde duyduğum sadece ?^/^?(/(%&?(+&?((?? olabilir. Bunun yerine yanıma gelin ve basit kelimeler seçerek benimle direkt konuşun. ?Lütfen kitabını masana bırak. Şimdi öğle yemeği yeme zamanı.? gibi. Bu şekilde benden ne istediğinizi ve sonrasında ne olacağını bana net bir şekilde söylemiş olursunuz. Böylece uyum göstermek benim için daha kolaylaşır.

4) Somut düşünürüm. Dili sadece sözcüklerin anlamına göre yorumlarım. ?Koşturmayı bırak? yerine ?Arkandan atlı mı kovalıyor? derseniz aklım karışır. ?Çantada keklik? demek yerine ?Bunu yapmak senin için çok kolay? demelisiniz. Deyimler, kinayeler, imalar benim için anlamsız ve akıl karıştırıcıdır.

5) Sınırlı sözcük dağarcığıma karşı anlayışlı olun. Duygularımı tarif etmek için doğru kelimeleri bilmiyorsam ihtiyaç duyduğum şeyi size anlatmak benim için oldukça zorlaşabilir. Acıkmış, incinmiş, korkmuş, aklı karışmış olabilirim ve bu duygularımı size aktaracak kelimeleri bilmiyor olabilirim. Vücut dilime ve rahatsızlık duyduğumda gösterdiğim tepkilere dikkat edin.
Bir de bunun tam tersini düşünelim. Yaşımın çok ilerisinde bir düzeyde adeta küçük bir profesör gibi konuşuyor olabilirim. Bu türde konuşmalar dildeki eksiğimi telafi edebilmek için çevremde yaşananlarda, izlediklerimden, okuduklarımdan ezberlediğim replikler olabilir. Buna ?ekolali? denir. Kullandığım kelimeleri ya da içeriklerini anlamıyor olsam da size yanıt vermek zorunda olduğumda buna başvurabilirim.

Dil benim için çok zor olduğundan görsel odaklıyımdır. Bana söylemek yerine yapmam gereken bir şeyi bana gösterin. Ve bunu defalarca tekrarlamaya da hazırlıklı olun. Aynı şeyi sürekli tekrarlamak öğrenmemi sağlar.

6) Otizmin benim tüm yönlerimi algılamanıza engel olmasına izin vermeyin. Yapamadıklarım yerine yapabildiklerime odaklanın ve bunlar üzerinde bir şeyler inşa etmeye çalışın. Diğer tüm insanlar gibi yeterli olmadığımı ve sürekli düzeltildiğim ortamlarda öğrenemem. Ne kadar ?yapıcı? olsa da bir eleştiriyle karşılaşacağımı bilmek beni yeni bir şey denemekten alı koyar. Güçlü yönlerimi keşfedin. Bir şeyi yapmak için bir çok farklı yöntem olduğunu da unutmayın.

7) Sosyalleşme konusunda bana yardım edin. Dışarıdan bakıldığında parktaki çocuklarla oynamak istemediğimi düşünebilirsiniz. Oysa bazen bunu nasıl yapacağımı ?yani onlarla nasıl konuşmaya başlayıp oyunlarına katılabileceğimi- bilmiyor olabilirim. Diğer çocukları beni oyunlarına davet etme konusunda cesaretlendirmek işe yarayabilir.

8) Öfke nöbetlerimi tetikleyen şeyleri bulmaya çalışın. Önceliği buna verin. Kriz, patlama, öfke nöbeti? Bunu nasıl adlandırırsanız adlandırın unutmayın ki bunu yaşamak benim için çok daha korkutucudur. Duyularımdan biri aşırı yüklendiğinde böyle durumlar ortaya çıkar. Eğer öfke nöbetlerimin sebebini bulursanız onları önleyebilirsiniz.

9) Lütfen beni koşulsuzca sevin. ?Keşke şöyle olsaydı?? ?Keşke bunu yapabilseydi?? türünde düşünceleri kafanızdan uzaklaştırın. Siz ailenizin tüm beklentilerini karşılayabildiniz mi? Otizm benim seçimim değil. Unutmayın bu durumu ben yaşıyorum, siz değil. Sizin desteğiniz olmadan başarılı ve bağımsız bir hayat sürmem uzak bir ihtimal. Desteğiniz ve rehberliğinizle olasılık o kadar yüksek ki? Söz veriyorum, ben buna değerim!

10) Sabır, sabır, sabır? Otizme bir eksiklik olarak değil, farklı bir yetenek olarak bakmaya çalışın. Evet sohbet sırasında gözlerinize bakmıyor olabilirim. Ama yalan söylemediğimi, oyunlarda hile yapmadığımı, arkadaşlarımla dalga geçmediğimi, insanlara önyargılarla yaklaşmadığımı hiç fark etmediniz mi? Evet belki bir sonraki Michael Jordan olamayabilirim ama detaycı bakış açım ve olağanüstü odaklanma kapasitemle bir sonraki Einstein, Mozart ya da Van Gogh olabilirim. Günümüzde bu kişilerin de otizmli olduğu düşünülüyor.

Siz dayanağım olmazsanız bunu başaramam. Benim arkadaşım, öğretmenim, avukatım olun. Ne kadar yol alabildiğimi göreceksiniz. (Kaynak: Tohum Otizm Vakfı)

Sağlık ve eğitime gönül verenler bana göre dünyanın en güzel insanları... Otizm'li çocuklarımıza şifalar diliyorum...

Tohum Otizm Vakfı'nın 10. Yaşı kutlu olsun. Emeği geçen herkese sevgiler...

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org