Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Sani Şener Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

BULANIK SULARIN AVCISI
05.04.2012
Okunma Sayısı : 4836
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

BULANIK SULARIN AVCISI
Sani Şener

.
.


CNBCE Business dergisinde yayınlanan bir söyleşimi paylaşıyorum...

.
.

BULANIK SULARIN AVCISI

Sani Şener


Bulanık sularda avlanabilen yetenekli bir avcı; agresif ve hızlı büyüyor.

Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Balkanlar'da ihale kaptırmayacak kadar güçlü.

İyi bir liderle savaşçı bir yönetim…

TAV'a ilişkin  bu değerlendirmeler Uluslararası  Havalimanları  Konseyi'nin  2010  yılı raporundan .

Gerçekten  de üç-dört cümleyle TAV'ı  çok iyi anlatıyor.

Geçen ay  Fransız dünya devi Aeroports De Paris (ADP) TAV'ın  yüzde 38'ine 874 milyon dolar ödeyerek  ortak olduğunda, Nisan ayının  kapak konularını bir kez daha gözden geçirdik.

Konuştuk, tartıştık ve kararımızı verdik.

Evet, bu son operasyondan sonra TAV'ı  dünyaya kök söktüren  12 yaşındaki  bu küçük  devi kapağımıza koymalıydık. TAV, üç kıtada, beş ülkede 12 havalimanına sahip, 881 milyon Euro cirosu , 2,3 milyar dolarlık piyasa değeriyle sadece Türkiye'nin değil, kısa sürede dünya otoritelerinin  gözüne girmiş bir şirketti.

Her ekonomi gazetesini  tahrik  edecek kadar iyi bir öyküsü vardı ve bu öykü bu güne kadar ayrıntılı olarak yazılmamıştı.

Hikayemiz, şirketin patronlarından Hamdi Akın'ın , Amerikan yurttaş hakları hareketi önderi Martin Luther King'in ünlü "Bir Hayalim var" sözünü kendisine sembol olarak  seçmesiyle başlıyor.

Yıllardan 1997. Akın, İstanbul Atatürk Havalimanı terminal  inşaatının  ihalesine girmek için Tepe Grubu  ve Avusturyalı bir şirketle işbirliği yapıyor. TAV ismi de işte o konsorsiyumda yer alan üç şirketin  adlarının baş harflerinden oluşuyor.

TAV ilk ihalesini alıyor ve inşaat  karşılığında 3 yıl  8 ay  22 günlük  işletme hakkını kazanıyor.  Süre tamamlanınca el sıkışılıp ayrılma aşamasına geçilecek , başka bir projenin peşinden  koşulacak.

Ama öyle olmuyor.

Ortaklar işletmeciliğin devamına talip oluyor ve bu operasyondan  elleri boş  çıkmıyor.

Arkasından da Ankara ve İzmir havalimanı ihaleleri geliyor.

Çevre ülkelerdeki fırsatlar da bir bir değerlendirilince TAV koşar adımlarla dünya ligine ilerleyen bir oyuncu haline geliyor.

Beethoven modeli


Peki bu  başarının arkasında nasıl bir iş modeli, nasıl bir felsefe,  nasıl bir insan kaynakları anlayışı yatıyor?

TAV'ın  iş modelini  ve yönetim biçimi tecrübesi, kişiliği, yetenekleriyle oluşturan  Sani Şener'e soruyoruz: "Sahici  başarı bizimkisi" diyerek söze giriyor. "Klasik müziğin efsane bestecisi Beethoven'ın tarzına benziyor iş modelimiz.

Deneysel  inovasyon. Deneyimleyerek oluşturduk.

Tıpkı Beethoven gibi.

Mozart aniden  bularak oluşturmuş bestelerini.

Beethoven ise çala çala zaman içinde.

İşte TAV'ın  iş modeli  de bu şekilde ortaya çıktı.

Bu modelin  çok önemli  ayaklarından  biri "hedef ülkeye gidip orada kamp kurmak".

Şener öncelikle bir öngörüden  bahsediyor.

"Bölge ülkelerinde ticaretin  geliştiğini gördük.

Örneğin Körfez ülkelerinde, Kuzey Afrika'da…

Türkiye 100 yıldır olmadığı , ama ondan  önce 600  yıldır bulunduğu bir bölgeye geri  dönmeye başlıyordu.

Bu ülkelerde ticaretin  hızla gelişeceğini gördük ve biz de coğrafyamızı belirledik."

Yerelden bölgeye


Bu öngörünün  üzerine TAV stratejik  bir çalışma sistemi geliştiriyor.

Kısaca anlatalım. TAV için ihale takibi, duyurunun yapılmasıyla başlamıyor.

Erken kalkan yol alır misali , çok daha önce , henüz ülkede özelleştirmenin esamisi okunmazken start  alıyor.

Bir gün  havalimanını yenileyecek  ya da işletmek için özel sektöre ihtiyaç duyacak  öngörüsüyle çalışmalara başlanılıyor

.Hedef ülkelere  iki , hatta üç yıl  öncesinde demir atılıyor.

TAV Havalimanları  İş Geliştirme ve Strateji  Direktörü Serkan Kaptan "Mesela Gürcistan'ı hedefimize aldığımızda henüz ortada yap-işlet –devret kanunu yoktu" diyor.

"Tunus'ta bir havalimanı yapılacaktı  ama özel sektör düşünülmüyordu." Belki de bu yüzden  Uluslararası Havalimanı Konseyi  Raporunda bulanık  sularda avlanma yeteneğinden övgüyle bahsediliyor.

Çünkü bu kamp kurulan ülkeler hem politik, hem de mali risk taşıyor.

Finansmanını  ağırlıklı bankacılık sisteminden karşılayan bir şirket  için böylesine riskli  pazarlar bombayı kucağına almaktan farksız. "Kitaplara, teorilere bakarak hareket  etseydik  sadece Türkiye'de yaşıyor olurduk" diyor.

Serkan Kaptan." Madem ki bu ülkelerde bir potansiyel  var ama zemin uygun değil, o halde bunu uygun hale getirerek  planlar devreye soktuk.

Başarı da ardından  geliyor.

İşte 2004 yılında Tunus'tan zaferle dönüldüğü gibi.

Tunus'ta ihale için şartname alan diğer şirketler, ön yeterlilik sürecinde güçlenmek için birleşmeler gerçekleştirmek zorunda kalmıştı

.Örneğin  uluslararası  oyuncu  Hochtief yanına Arap Emirlikleri'nden  bir finans şirketi olan  Mubadala'yı almıştı. SNC Lavalin  ve Aeroport de Nice birleşerek  konsorsiyum  oluşturmuştu. TAV yine de yola tek başına devam  kararı  aldı ve sonuç beklendiği gibi oldu. Bu modelde her şey,  özel bir ekibin  bavulunu toplayıp  TAV'ın  portföyüne girecek  ülkeye uçuşuyla başlıyor.

Ardından  ekip ülkeye yerleşiyor yani TAV'cıların  "kamp kurma" dedikleri  süreç başlıyor. İlgili  bakanlıklarla hatta bazen  devlet bakanlarıyla temaslar geliştiriyor, havalimanlarının  yenilenmesi  ya da özel sektör tarafından işletilmesinin  avantajları  anlatılıyor.

İnşaatın  yap-işlet-devret modeliyle  yapılmasına ilişkin örnekler gösteriliyor.

Hukuki  altyapının  nasıl oluşturulacağından, kanunların ne şekilde düzenleneceğine kadar bütün  süreçlerle ilgili  bilgi aktarılıyor.

Bir anlamda danışmanlık  veriliyor.

Yani ülkenin yepyeni bir sisteme geçmesine ön ayak  olunuyor.

Bütün bunların  içinde olduktan sonra ihale günü gelip  çattığında da rakiplerin  çok fazla şansı olmuyor.

Serkan Kaptan "Sırrımız, esprimiz, bu işte" diyor.

"Biz çok önce çalışmalara başladığımız için pazarı tanımış oluyoruz.

O pazarda ne kadar  iştahımız olduğunu  anlıyoruz.

Ne kadar fiyata çıkabileceğimizi biliyoruz,  beklentilerimizi şekillendirebiliyoruz.

Tahminler silsilesi


Gürcistan, Makedonya, Tunus ve son alınan ihale Suudi Arabistan …

Hepsinin ortak  yanı havalimanı  özelleştirmelerinin ilk kez yapılmış olması…

Bu taraftan bakınca TAV'ın , ülkeleri bu modele geçirmede oldukça etkili olduğu  daha net  görülebiliyor.

Peki atılan  oltanın  dolu çıkacağı  ne malum?

Öyle ya,  şirket  yatırımlara ve tahminlere dayalı  bir iş yapıyor.

Yaptığı  yatırımı  20-40 yıl  gibi bir süre işletecek , gelen paralarla yatırımı karşılayacak  ve tabii ki para kazanacak. 

TAV öyle tahminler yapıyor ki sonucunda her şey tam  da planlandığı  gibi gerçekleşiyor.

Bunun nedeni , ekipte yatırım şirketlerinde olduğu gibi  ekonomistler, tahmin  danışmanları  istihdam ediliyor olması… Dışarıdan  danışmanlık  alınmıyor. Bu tür bir uzman  kadrosuyla hangi ülkenin  ekonomisinde nelerin  yaşanabileceğinin,  ticaretin nasıl  gelişeceğine de anlık ulaşabiliyor.

Başarılar sizin hata benim


12 yılda kat edilen  yolda esnek olmayı  öğrenmiş şirket.

Bu esneklik  de, bazen  verilen teklifin fiyatında bazen de karşılaşılan  sorunları çözmede çok işe yaramış.

Serkan Kaptan "Vereceğimiz fiyat, zarfı  kapatmadan  önce belli olur.

Fiyatımız içgüdülerimize, rakiplerimize, o anki koşullara göre oluşur."diyor.

Bu da fiyatı  belirlerken yöneticilere bazen  cesur adımlar attırmayı gerektiriyor.

"Bu duruma CEO'nuz ne diyor" diye soruyoruz.

Kaptan fiyat  verirken  çekingen  davranmadığını, tam aksine cesaretli olmaları konusunda teşvik  edildiklerini söylüyor. "Sani Şener 'başarılar sizin olsun, hata olursa ben üzerime alırım' diyerek  bizleri ihaleye yolluyor.

Hiçbir zaman yanlış  fiyatladınız, çok para  verdik gibi bir şey olmaz burada."

Ve Kızılderililer


Sistemin  en önemli ayaklarından biri şüphesiz insan kaynakları.

Yepyeni  bir iş modeli oluştururken  altın  arayan  madenciler gibi çalışmış  Sani Şener. Yetenekleri  bulup  çıkarmış ve doğru  yerlere yerleştirmiş.

Daha önce benzerini duymadığımız bir ekipten  haberdar oluyoruz.

Şener'in  taktığı  lakapla Kızılderililer…

Şener'in  12 kişiden  oluşan  savaşçı timi…

Her türlü  zorluğa göğüs geren, krizleri oluşturduğu anda çözen, iş kovalayan, her an  bavulu hazır bir ekip bu.

Sani Şener yaşları 30-40 arasında değişen  ekibini  anlatırken TAV için  ne kadar  önemli  oldukları da ortaya çıkıyor

. "Gürcistan'da Gürcü-Rus savaşı olur, bu ekip orada terminali işletmeye gider. Tunus'ta ihtilal  olur işçileri kurtarma , ülkelerine sevk etme işlerini üstlenir. Mesela lüksün merkezi Dubai'de bir şantiyeyi yönetirken, Fizan'a şantiyeye gitmesini istersiniz. Bir gecede bavulunu toplar ve gider ve çöl sıcağında aylarca çalışır."

Şirket içinde Kızılderililer diye bilinen  bu grup  her yerde her işi  yönetebilir şekilde hazırlanmış ve eğitilmiş.

Şirketin  büyüme, yönetim stratejisinde kilit rol oynuyorlar.

Sadece onlar değil elbette.

Hizmete dayalı  bir iş  yaptığı için  tüm çalışanlar da…

Şener, "İş modelimiz basit" diyor.

"Hedeflerimizi tayin ediyoruz; 

 Hedeflere gidecek stratejiyi kuruyoruz; bu stratejiyi  uyguluyoruz.

Ama basit olmayan şu; bu stratejileri uygulayacak  doğru insanları , doğru  koltuklara oturtuyoruz.

Oturtamazsanız stratejinin   başarıya ulaşması mümkün değil."

Herkes kendi işine bakmasın

TAV'ın  insan kaynakları  alanındaki  kendi özgü formüllerinden biri de "herkes herkesin işini biliyor" anlayışı…

Modelin  temelinde her çalışanın kendi yaptığı işin öncesini , sonrasını ve etrafındaki süreçleri takip edebilmesinde yatıyor.

"Herkes kendi işine baksın" anlayışının tam tersi söz konusu.

Fikrin sahibi Sani Şener, modeli  ilk olarak şantiyelerde denemiş. "Bilirsiniz, bir şantiyede çeşitli  dallarda mühendisler çalışır. Biz hepsine eğitim verdik, herkes herkesin  işini genel  çerçevesiyle öğrendi. Bir işin gerçek sahibi olmadığı  zaman bir diğerinin  devamlılığı sağlamasında etkili oldu. En önemlisi de entegrasyonu sağladı."

Başarılı  olduğunu görünce de bu anlayışı holdinge de uygulamışlar.

Böylelikle bir yandan  Türkiye'den  kilometrelerce uzakta bir inşaatı,  diğer taraftan  bir günde milyonlarca değişik  dil, din, ırk  ve milletten yolcunun  uçaklara transfer olduğu havalimanlarını işletmek gibi karmaşık  ve kompleks bir sistemi yönetmek  daha kolay hale gelmiş. "Karmaşa başka türlü yönetilemez.

Gerçek takım oyunu  bu" diyor Şener.

İK politikalarında hayata geçirdiği  bir başka yaratıcı  uygulama daha var.  Havalimanı  inşaatına özgü bazı  meslekler olduğunu öğreniyoruz.

Örneğin  kontrat  mühendisliği, talep mühendisliği, havalimanı inşaatı  kalite kontrol şefliği gibi… Bu meslekler henüz Türkiye'de çok  fazla bilinmiyormuş.

Şener bunu fark edince TAV için  yetiştirmek  üzere yabancıların  yanına Türk  çalışanlarını  istihdam etmiş. "Bu konuda İngilizler çok iyidir.

Bizim de inşaatlarımızda İngiliz mühendisler çalışır. Şimdi  bu işleri  öğrenmeleri için yabancıların  yanına Türk  mühendisler yerleştirdim."

Birinci nesil  büyüme hızına yetişemedi


Sani Şener şirketin geleceği noktayı  birlikte yola çıktığı çalışanlara daha ilk  günden  göstererek  güçlü bir bağ  yaratmış. 2000 yılında şirket kurulduğu  zaman bu şirkette büyümenin nerelere gideceğini gösterecek önemli bir şey  söylemiş çalışanlarına:

"Bir gün gelecek  çocuklarınız, torunlarınız bu şirkette çalışacak." Şener'in  sarf ettiği  bu sözlerin üzerinden  12 yıl  geçti.

O günden bu güne, TAV öylesine büyük  bir yol kat etti ki, binlerce kişiye istihdam yaratır hale geldi.

Ama çocuklar henüz çalışacak yaşa gelmedi. TAV İnşaat  Teknik Hizmetler Direktörü  Feride Armangil Gökalp  oğlunun  bütün  bu büyüme hikayesinin  her anına tanık  olduğunu  söylüyor. "Burada işe başladığımda henüz çocuğum yoktu.

O günlerde söylerdi Sani Bey. "Bu  şirket  çok büyüyecek, çocuğun olacak, büyüyecek ve burada işe başlayacak" diye.  Şimdi içim rahat, oğlumun , eğer isterse işi hazır.

Sayıları giderek  artan yüksek  montanlı projeler, şantiyelerdekilerle birlikte 55 bine ulaşması  hedeflenen çalışan sayısı, bir yılda hizmet alan 53 milyon  kişi…

İyi güzel de giderek büyüyen  bu yapı daha ilk günden nasıl finanse edildi,  hangi  kaynaklarla inşa edildi?

İş modelinin , en can alıcı  noktalarından biri de bu: Finansman. TAV için  "kaynak yaratma uzmanı" tabirini kullanabiliriz.

Henüz dört havalimanına sahip olduğu  2006'da aralarında Deutsche Bank'ın  da bulunduğu üç fona satış yaparak  300 milyon  dolarlık  nakit sağlamış. Ardından da hisselerini  halka arz etmek için  kolları sıvamış."

Aslında işimiz çok zordu" diyor TAV Havalimanları Yatırımcı  İlişkileri Koordinatörü Nursel İlgen. "Çünkü kompleks bir yapısı vardı. Hem  havalimanı işletiyor, hem  bununla ilgili duty free, güvenlik, bilişim, yiyecek,-içecek  gibi şirketleri barındırıyor, hem inşaat  yapıyor. Bu haliyle birebir kıyaslanabileceği bir örnek yok."

Halka arzda, 18 misli  talep geldi.

TAV'ın yerli  ve yabancı  yatırımcılara bunu anlatmak için iyi bir eylem  planına ihtiyaç  vardı.

Bu plana göre hareket edildi. 2006 yılında Sani Şener'le birlikte kapsamlı  bir road show'a çıkıldı.

Şirketi tanımak için  salonu  doldurmuş fon  yöneticilerine, yatırımcılara, finans kuruluşları  temsilcilerine farklılıklarını ilk  cümlede vurguladılar: "Bizi havalimanı şirketleriyle birebir kıyaslama olanağınız yok…"

Şener ve takım  arkadaşları  özel  uçakla bazen  bir günde dört şehir gezdiler.

Sunumların  arkasından  saatler süren  soruları   cevapladılar.

İş yemekleriyle gece yarılarına kadar süren mesai  yürüttüler.

Sabahında bu kez başka bir toplantı için  kilometreler kat ettiler.

Sonuçta 2007 yılında Türkiye ve Londra'da yapılan 320 milyon  dolarlık  halka arza 5 milyar dolar yani tam  18 kat  talep aldılar.

Sonuç onlar için  şaşırtıcı değildi. Talebin büyük kısmı yabancılardan gelmişti.

Şimdi Güney Amerika'dan  Hong Kong'a kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış  yatırımcıya sahip  TAV.

Bu nedenle şirketle ilgili bilgileri  birçok dilde yayınlıyor, zaman farklılıklarını gözeterek ortak saatleri  kolluyor.

Nursel İlgin, bilgileri genellikle öğleden sonraki saatlerde yayınladıklarını söylüyor.

10 binin üzerinde yatırımcı, 30'un  üzerinde aracı kurum analistinin gözü her an TAV'ın  üzerinde. Kimi yatırımcılarına, kimi raporlarındaki  tavsiyelere yön vermek için.

Halka arzdan gelen gelir, şirketin  büyümesini tetikledi.TAV taze kaynakla bölgedeki 200 milyar  dolarlık havalimanı pazarından  daha kolay pay almanın peşine düştü.

Aldı da. Yeni projeleri finanse etmekle her zaman şansı yaver gitti. Fon satışı, halka arzla daha da güçlendi  ve kredibilitesini artırdı.

Amerika'da mortgage'la başlayan  likidite krizinde bile bankalarla 550 milyon  Euro tutarında kredi sözleşmesi imzaladı.

Düşük  maliyetli  para bulacağı  bütün adresleri  kullandı. Körfez ülkelerinin kaynaklarına başvurarak  daha düşük  kredi  buldu.

Şirketin CFO'su  Murat Uluğ "TAV yatırımlar yaparak  büyüyor. Bu nedenle finansal işbirlikleri  yapmak zorunda. Birkaç yıl önce milyon  dolar olan projeler şimdi milyar  dolarlarda. Ama projelerimize destek bulmak bizim için zor değil" diyor.

Yelkenleri doğru yere koyduk


Şirket belli ki rüştünü çoktan ispat etmiş uluslararası piyasalarda.

Sadece orada mı?

Yatırımcısına, çalışanına, tedarikçilerine , iş ortaklarına…

Şimdi Fransız ortağı ADP ile içinde 37 havalimanı , 180 milyon  yolcu  olan bir platforma dahil oldu. Bundan sonra TAV'daki  büyümenin hızının  ve hacminin  değişeceğini  söylüyor Sani Şener ve hatta  bir de itirafta bulunuyor.

" Biz yola çıktığımızda bir hayalimiz var derken doğrusu  bu kadarını  hayal etmemiştik. Şimdi  görüyorum ki hayallerimizi kısa bile tutmuşuz."

TAV, 12 yıl önce taşeron  müteahhit olarak başladığı  havalimanı sektöründe büyük oyuncu  oldu ve herkese hayallerinin uçsuz bucaksız olduğunu  gösterdi. Peki tüm bunlar yaşanırken  rüzgarın etkisi olmadı mı?

Sani Şener "Elbette oldu" diyor. "Rüzgar hep bizden yana esti ama biz de yelkenleri doğru yere koyduk…"



Ekibi Onu Anlatıyor

Fransızlar TAV'la ortaklık anlaşmasını bir şartla imzaladı: Şani Şener yönetimde kalırsa…

ADP operasyonel  yönetimle büyümenin devam edeceğini  düşünmüş ve Sani Şener'le 2021'e kadar görevde kalması için sözleşme imzalamış.

Peki Fransızların  özel talebiyle on yıl daha şirketi yönetecek olan ,56 yaşındaki , makine mühendisi Sani Şener kim?

Kızılderililer ekibi onu anlatıyor…

Yetenek avcısıdır


2005'te teklif müdürü olarak  işe başladım. Kahire Havalimanı yeni alınmıştı. Ben şantiye için alınan malzemelerle ilgili fiyat  çalışması yapıyordum. Bir gün  bir onay  için Sani  Bey'in  yanına gittim.

Bütün raporları   bir kenara itip,  üzerinde çalıştığım Kahire projesini  çizmemi istedi.

Ben de çizdim.

Meraklı olduğum için projeyi enine boyuna incelemiştim.

O elbette projeyi biliyordu, ama ben biliyor muyum onu test ediyordu.

Sadece yapığım işle mi ilgileniyorum  yoksa daha büyük  resme mi bakıyorum onu görmek istiyordu.

Sanıyorum o gün kafasında benim kariyerimi çizmişti.

Feride Armangil Gökalp

Sani Şener 56 yaşında, hala eğitim görüyor.

Geçen yıl  MIT programına katıldı.

Orada kompleks sistemleri üzerine doktora yapan  bir Türk'le tanışmış. Hemen o akşam yemeğe davet etmiş.

Onun gerçek bir yetenek olduğunu fark edince de TAV'a gelmeye ikna etmiş.

Döndüğünde "Altın madeni buldum" diye anlattı bu kişiyi bize

Bengi Vargül

Her an her yerdedir

Arap Baharı'nda Tunus'taydım. Kısa sürede Libya'ya sıçrayınca işçilerimizi kurtarmak için harekete geçtik.

Olay patlak verir vermez Sani Bey Tunus'ta bizimleydi.

Libya'da havalimanı  kapandı.

250 Türk 2 bin Vietnamlı işçimizi tahliye etmek neredeyse imkansız hale geldi.

Havalimanında operasyonu bizzat yönetti, bütün  ilişkilerini kullandı.

Ve sonunda işçilerimizi getirecek  uçağa uçuş izni sağladı.

İşçiler gelene kadar 24 saat havalimanında bir sandalyenin üzerinde bekledi, oradan ayrılmadı.

Arap baharı  sonrasında gösteriler, grevler, işgaller yaşanıyordu. Monastir Havalimanı  için görüşmeye gittiğim sendika binasından  kaçırıldım.

Rehin alındım. Bazı şartları  imzalamam için beni zorladılar. Tek irtibat kurabildiğim kişi  Sani Bey'di. Blackberry Messenger üzerinden yazışarak bu krizi yönetti, soğukkanlı  olmamı sağladı. Tıpkı filmlerdeki gibi…

Bu arada da tüm ilişkilerini kullanarak Türk büyükelçisini harekete geçirmiş. Polisin bile giremediği binadan  altı saat  sonra kurtuldum.

Haluk Bilgi

Esprilidir

Kızım doğduğu gün hastaneye zor yetişmiştim.

Sani Bey beni sorunca, eşimin  doğum yaptığını söylemişler.

Sonra beni arayıp tebrik etti.

Ertesi gün  hastaneden  çıkıp eve geldik.

Telefonum çaldı, arayan Sani Bey'di.

Neredesin, diye sorunca, "Biliyorsunuz eşim doğum yaptı onların yanındayım" diye yanıt verdim.

Sani Bey'den  gelen yanıt espriliydi: "Sen doğurmadın ya, çabuk gel."

Serkan Kaptan

TAV Maratonu


1997 TAV kuruldu ve İstanbul Atatürk Havalimanı ihalesi kazanıldı
1999 Yiyecek içecek hizmeti sunan BTA kuruldu.
2004  Esenboğa Havalimanı İç ve Dış Hatlar Terminali'nin yapımı ve işletilmesini üstlendi.
2005 Havaş'ın yüzde 60 hissesini aldı.
İzmir Adnan Menderes Dış Hatlar Terminalinin  yapımı ve işletmesi alındı. Gürcistan'da ihale kazandı.
2007 TAV Havalimanları Holding halka arz edildi . Tunus'ta Monastir ve Enfidha havalimanlarını  portföyüne kattı.
2008 Üsküp'te Great ve Ohrid'deki havalimanlarının işletmesini kazandı.
2009 Al Rajhi Holding Group ortak girişim  sözleşmesi imzalandı.
2010 Letonya'nın Riga Uluslararası Havalimanı'nda yeni terminal binasının inşası ve işletmesi için iyi  niyet sözleşmesi imzaladı.
2011 Medine Havalimanı İşletmesini, içinde olduğu konsorsiyum kazandı. İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nın iç hatlar terminalinin işletme hakkını elde etti.

.


Sani Şener

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org