|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
BULANIK SULARIN AVCISI
05.04.2012 |
|
Okunma Sayısı : |
4836 |
|
|
Oy Sayısı : |
3 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
2,39 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
BULANIK SULARIN AVCISI Sani Şener
. .
CNBCE Business dergisinde yayınlanan bir söyleşimi paylaşıyorum...
. .
BULANIK SULARIN AVCISI
Sani Şener
Bulanık sularda avlanabilen yetenekli bir avcı; agresif ve hızlı büyüyor.
Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Balkanlar'da ihale kaptırmayacak kadar güçlü.
İyi bir liderle savaşçı bir yönetim…
TAV'a ilişkin bu değerlendirmeler Uluslararası Havalimanları Konseyi'nin 2010 yılı raporundan .
Gerçekten de üç-dört cümleyle TAV'ı çok iyi anlatıyor.
Geçen ay Fransız dünya devi Aeroports De Paris (ADP) TAV'ın yüzde 38'ine 874 milyon dolar ödeyerek ortak olduğunda, Nisan ayının kapak konularını bir kez daha gözden geçirdik.
Konuştuk, tartıştık ve kararımızı verdik.
Evet, bu son operasyondan sonra TAV'ı dünyaya kök söktüren 12 yaşındaki bu küçük devi kapağımıza koymalıydık. TAV, üç kıtada, beş ülkede 12 havalimanına sahip, 881 milyon Euro cirosu , 2,3 milyar dolarlık piyasa değeriyle sadece Türkiye'nin değil, kısa sürede dünya otoritelerinin gözüne girmiş bir şirketti.
Her ekonomi gazetesini tahrik edecek kadar iyi bir öyküsü vardı ve bu öykü bu güne kadar ayrıntılı olarak yazılmamıştı.
Hikayemiz, şirketin patronlarından Hamdi Akın'ın , Amerikan yurttaş hakları hareketi önderi Martin Luther King'in ünlü "Bir Hayalim var" sözünü kendisine sembol olarak seçmesiyle başlıyor.
Yıllardan 1997. Akın, İstanbul Atatürk Havalimanı terminal inşaatının ihalesine girmek için Tepe Grubu ve Avusturyalı bir şirketle işbirliği yapıyor. TAV ismi de işte o konsorsiyumda yer alan üç şirketin adlarının baş harflerinden oluşuyor.
TAV ilk ihalesini alıyor ve inşaat karşılığında 3 yıl 8 ay 22 günlük işletme hakkını kazanıyor. Süre tamamlanınca el sıkışılıp ayrılma aşamasına geçilecek , başka bir projenin peşinden koşulacak.
Ama öyle olmuyor.
Ortaklar işletmeciliğin devamına talip oluyor ve bu operasyondan elleri boş çıkmıyor.
Arkasından da Ankara ve İzmir havalimanı ihaleleri geliyor.
Çevre ülkelerdeki fırsatlar da bir bir değerlendirilince TAV koşar adımlarla dünya ligine ilerleyen bir oyuncu haline geliyor.
Beethoven modeli
Peki bu başarının arkasında nasıl bir iş modeli, nasıl bir felsefe, nasıl bir insan kaynakları anlayışı yatıyor?
TAV'ın iş modelini ve yönetim biçimi tecrübesi, kişiliği, yetenekleriyle oluşturan Sani Şener'e soruyoruz: "Sahici başarı bizimkisi" diyerek söze giriyor. "Klasik müziğin efsane bestecisi Beethoven'ın tarzına benziyor iş modelimiz.
Deneysel inovasyon. Deneyimleyerek oluşturduk.
Tıpkı Beethoven gibi.
Mozart aniden bularak oluşturmuş bestelerini.
Beethoven ise çala çala zaman içinde.
İşte TAV'ın iş modeli de bu şekilde ortaya çıktı.
Bu modelin çok önemli ayaklarından biri "hedef ülkeye gidip orada kamp kurmak".
Şener öncelikle bir öngörüden bahsediyor.
"Bölge ülkelerinde ticaretin geliştiğini gördük.
Örneğin Körfez ülkelerinde, Kuzey Afrika'da…
Türkiye 100 yıldır olmadığı , ama ondan önce 600 yıldır bulunduğu bir bölgeye geri dönmeye başlıyordu.
Bu ülkelerde ticaretin hızla gelişeceğini gördük ve biz de coğrafyamızı belirledik."
Yerelden bölgeye
Bu öngörünün üzerine TAV stratejik bir çalışma sistemi geliştiriyor.
Kısaca anlatalım. TAV için ihale takibi, duyurunun yapılmasıyla başlamıyor.
Erken kalkan yol alır misali , çok daha önce , henüz ülkede özelleştirmenin esamisi okunmazken start alıyor.
Bir gün havalimanını yenileyecek ya da işletmek için özel sektöre ihtiyaç duyacak öngörüsüyle çalışmalara başlanılıyor
.Hedef ülkelere iki , hatta üç yıl öncesinde demir atılıyor.
TAV Havalimanları İş Geliştirme ve Strateji Direktörü Serkan Kaptan "Mesela Gürcistan'ı hedefimize aldığımızda henüz ortada yap-işlet –devret kanunu yoktu" diyor.
"Tunus'ta bir havalimanı yapılacaktı ama özel sektör düşünülmüyordu." Belki de bu yüzden Uluslararası Havalimanı Konseyi Raporunda bulanık sularda avlanma yeteneğinden övgüyle bahsediliyor.
Çünkü bu kamp kurulan ülkeler hem politik, hem de mali risk taşıyor.
Finansmanını ağırlıklı bankacılık sisteminden karşılayan bir şirket için böylesine riskli pazarlar bombayı kucağına almaktan farksız. "Kitaplara, teorilere bakarak hareket etseydik sadece Türkiye'de yaşıyor olurduk" diyor.
Serkan Kaptan." Madem ki bu ülkelerde bir potansiyel var ama zemin uygun değil, o halde bunu uygun hale getirerek planlar devreye soktuk.
Başarı da ardından geliyor.
İşte 2004 yılında Tunus'tan zaferle dönüldüğü gibi.
Tunus'ta ihale için şartname alan diğer şirketler, ön yeterlilik sürecinde güçlenmek için birleşmeler gerçekleştirmek zorunda kalmıştı
.Örneğin uluslararası oyuncu Hochtief yanına Arap Emirlikleri'nden bir finans şirketi olan Mubadala'yı almıştı. SNC Lavalin ve Aeroport de Nice birleşerek konsorsiyum oluşturmuştu. TAV yine de yola tek başına devam kararı aldı ve sonuç beklendiği gibi oldu. Bu modelde her şey, özel bir ekibin bavulunu toplayıp TAV'ın portföyüne girecek ülkeye uçuşuyla başlıyor.
Ardından ekip ülkeye yerleşiyor yani TAV'cıların "kamp kurma" dedikleri süreç başlıyor. İlgili bakanlıklarla hatta bazen devlet bakanlarıyla temaslar geliştiriyor, havalimanlarının yenilenmesi ya da özel sektör tarafından işletilmesinin avantajları anlatılıyor.
İnşaatın yap-işlet-devret modeliyle yapılmasına ilişkin örnekler gösteriliyor.
Hukuki altyapının nasıl oluşturulacağından, kanunların ne şekilde düzenleneceğine kadar bütün süreçlerle ilgili bilgi aktarılıyor.
Bir anlamda danışmanlık veriliyor.
Yani ülkenin yepyeni bir sisteme geçmesine ön ayak olunuyor.
Bütün bunların içinde olduktan sonra ihale günü gelip çattığında da rakiplerin çok fazla şansı olmuyor.
Serkan Kaptan "Sırrımız, esprimiz, bu işte" diyor.
"Biz çok önce çalışmalara başladığımız için pazarı tanımış oluyoruz.
O pazarda ne kadar iştahımız olduğunu anlıyoruz.
Ne kadar fiyata çıkabileceğimizi biliyoruz, beklentilerimizi şekillendirebiliyoruz.
Tahminler silsilesi
Gürcistan, Makedonya, Tunus ve son alınan ihale Suudi Arabistan …
Hepsinin ortak yanı havalimanı özelleştirmelerinin ilk kez yapılmış olması…
Bu taraftan bakınca TAV'ın , ülkeleri bu modele geçirmede oldukça etkili olduğu daha net görülebiliyor.
Peki atılan oltanın dolu çıkacağı ne malum?
Öyle ya, şirket yatırımlara ve tahminlere dayalı bir iş yapıyor.
Yaptığı yatırımı 20-40 yıl gibi bir süre işletecek , gelen paralarla yatırımı karşılayacak ve tabii ki para kazanacak.
TAV öyle tahminler yapıyor ki sonucunda her şey tam da planlandığı gibi gerçekleşiyor.
Bunun nedeni , ekipte yatırım şirketlerinde olduğu gibi ekonomistler, tahmin danışmanları istihdam ediliyor olması… Dışarıdan danışmanlık alınmıyor. Bu tür bir uzman kadrosuyla hangi ülkenin ekonomisinde nelerin yaşanabileceğinin, ticaretin nasıl gelişeceğine de anlık ulaşabiliyor.
Başarılar sizin hata benim
12 yılda kat edilen yolda esnek olmayı öğrenmiş şirket.
Bu esneklik de, bazen verilen teklifin fiyatında bazen de karşılaşılan sorunları çözmede çok işe yaramış.
Serkan Kaptan "Vereceğimiz fiyat, zarfı kapatmadan önce belli olur.
Fiyatımız içgüdülerimize, rakiplerimize, o anki koşullara göre oluşur."diyor.
Bu da fiyatı belirlerken yöneticilere bazen cesur adımlar attırmayı gerektiriyor.
"Bu duruma CEO'nuz ne diyor" diye soruyoruz.
Kaptan fiyat verirken çekingen davranmadığını, tam aksine cesaretli olmaları konusunda teşvik edildiklerini söylüyor. "Sani Şener 'başarılar sizin olsun, hata olursa ben üzerime alırım' diyerek bizleri ihaleye yolluyor.
Hiçbir zaman yanlış fiyatladınız, çok para verdik gibi bir şey olmaz burada."
Ve Kızılderililer
Sistemin en önemli ayaklarından biri şüphesiz insan kaynakları.
Yepyeni bir iş modeli oluştururken altın arayan madenciler gibi çalışmış Sani Şener. Yetenekleri bulup çıkarmış ve doğru yerlere yerleştirmiş.
Daha önce benzerini duymadığımız bir ekipten haberdar oluyoruz.
Şener'in taktığı lakapla Kızılderililer…
Şener'in 12 kişiden oluşan savaşçı timi…
Her türlü zorluğa göğüs geren, krizleri oluşturduğu anda çözen, iş kovalayan, her an bavulu hazır bir ekip bu.
Sani Şener yaşları 30-40 arasında değişen ekibini anlatırken TAV için ne kadar önemli oldukları da ortaya çıkıyor
. "Gürcistan'da Gürcü-Rus savaşı olur, bu ekip orada terminali işletmeye gider. Tunus'ta ihtilal olur işçileri kurtarma , ülkelerine sevk etme işlerini üstlenir. Mesela lüksün merkezi Dubai'de bir şantiyeyi yönetirken, Fizan'a şantiyeye gitmesini istersiniz. Bir gecede bavulunu toplar ve gider ve çöl sıcağında aylarca çalışır."
Şirket içinde Kızılderililer diye bilinen bu grup her yerde her işi yönetebilir şekilde hazırlanmış ve eğitilmiş.
Şirketin büyüme, yönetim stratejisinde kilit rol oynuyorlar.
Sadece onlar değil elbette.
Hizmete dayalı bir iş yaptığı için tüm çalışanlar da…
Şener, "İş modelimiz basit" diyor.
"Hedeflerimizi tayin ediyoruz;
Hedeflere gidecek stratejiyi kuruyoruz; bu stratejiyi uyguluyoruz.
Ama basit olmayan şu; bu stratejileri uygulayacak doğru insanları , doğru koltuklara oturtuyoruz.
Oturtamazsanız stratejinin başarıya ulaşması mümkün değil."
Herkes kendi işine bakmasın
TAV'ın insan kaynakları alanındaki kendi özgü formüllerinden biri de "herkes herkesin işini biliyor" anlayışı…
Modelin temelinde her çalışanın kendi yaptığı işin öncesini , sonrasını ve etrafındaki süreçleri takip edebilmesinde yatıyor.
"Herkes kendi işine baksın" anlayışının tam tersi söz konusu.
Fikrin sahibi Sani Şener, modeli ilk olarak şantiyelerde denemiş. "Bilirsiniz, bir şantiyede çeşitli dallarda mühendisler çalışır. Biz hepsine eğitim verdik, herkes herkesin işini genel çerçevesiyle öğrendi. Bir işin gerçek sahibi olmadığı zaman bir diğerinin devamlılığı sağlamasında etkili oldu. En önemlisi de entegrasyonu sağladı."
Başarılı olduğunu görünce de bu anlayışı holdinge de uygulamışlar.
Böylelikle bir yandan Türkiye'den kilometrelerce uzakta bir inşaatı, diğer taraftan bir günde milyonlarca değişik dil, din, ırk ve milletten yolcunun uçaklara transfer olduğu havalimanlarını işletmek gibi karmaşık ve kompleks bir sistemi yönetmek daha kolay hale gelmiş. "Karmaşa başka türlü yönetilemez.
Gerçek takım oyunu bu" diyor Şener.
İK politikalarında hayata geçirdiği bir başka yaratıcı uygulama daha var. Havalimanı inşaatına özgü bazı meslekler olduğunu öğreniyoruz.
Örneğin kontrat mühendisliği, talep mühendisliği, havalimanı inşaatı kalite kontrol şefliği gibi… Bu meslekler henüz Türkiye'de çok fazla bilinmiyormuş.
Şener bunu fark edince TAV için yetiştirmek üzere yabancıların yanına Türk çalışanlarını istihdam etmiş. "Bu konuda İngilizler çok iyidir.
Bizim de inşaatlarımızda İngiliz mühendisler çalışır. Şimdi bu işleri öğrenmeleri için yabancıların yanına Türk mühendisler yerleştirdim."
Birinci nesil büyüme hızına yetişemedi
Sani Şener şirketin geleceği noktayı birlikte yola çıktığı çalışanlara daha ilk günden göstererek güçlü bir bağ yaratmış. 2000 yılında şirket kurulduğu zaman bu şirkette büyümenin nerelere gideceğini gösterecek önemli bir şey söylemiş çalışanlarına:
"Bir gün gelecek çocuklarınız, torunlarınız bu şirkette çalışacak." Şener'in sarf ettiği bu sözlerin üzerinden 12 yıl geçti.
O günden bu güne, TAV öylesine büyük bir yol kat etti ki, binlerce kişiye istihdam yaratır hale geldi.
Ama çocuklar henüz çalışacak yaşa gelmedi. TAV İnşaat Teknik Hizmetler Direktörü Feride Armangil Gökalp oğlunun bütün bu büyüme hikayesinin her anına tanık olduğunu söylüyor. "Burada işe başladığımda henüz çocuğum yoktu.
O günlerde söylerdi Sani Bey. "Bu şirket çok büyüyecek, çocuğun olacak, büyüyecek ve burada işe başlayacak" diye. Şimdi içim rahat, oğlumun , eğer isterse işi hazır.
Sayıları giderek artan yüksek montanlı projeler, şantiyelerdekilerle birlikte 55 bine ulaşması hedeflenen çalışan sayısı, bir yılda hizmet alan 53 milyon kişi…
İyi güzel de giderek büyüyen bu yapı daha ilk günden nasıl finanse edildi, hangi kaynaklarla inşa edildi?
İş modelinin , en can alıcı noktalarından biri de bu: Finansman. TAV için "kaynak yaratma uzmanı" tabirini kullanabiliriz.
Henüz dört havalimanına sahip olduğu 2006'da aralarında Deutsche Bank'ın da bulunduğu üç fona satış yaparak 300 milyon dolarlık nakit sağlamış. Ardından da hisselerini halka arz etmek için kolları sıvamış."
Aslında işimiz çok zordu" diyor TAV Havalimanları Yatırımcı İlişkileri Koordinatörü Nursel İlgen. "Çünkü kompleks bir yapısı vardı. Hem havalimanı işletiyor, hem bununla ilgili duty free, güvenlik, bilişim, yiyecek,-içecek gibi şirketleri barındırıyor, hem inşaat yapıyor. Bu haliyle birebir kıyaslanabileceği bir örnek yok."
Halka arzda, 18 misli talep geldi.
TAV'ın yerli ve yabancı yatırımcılara bunu anlatmak için iyi bir eylem planına ihtiyaç vardı.
Bu plana göre hareket edildi. 2006 yılında Sani Şener'le birlikte kapsamlı bir road show'a çıkıldı.
Şirketi tanımak için salonu doldurmuş fon yöneticilerine, yatırımcılara, finans kuruluşları temsilcilerine farklılıklarını ilk cümlede vurguladılar: "Bizi havalimanı şirketleriyle birebir kıyaslama olanağınız yok…"
Şener ve takım arkadaşları özel uçakla bazen bir günde dört şehir gezdiler.
Sunumların arkasından saatler süren soruları cevapladılar.
İş yemekleriyle gece yarılarına kadar süren mesai yürüttüler.
Sabahında bu kez başka bir toplantı için kilometreler kat ettiler.
Sonuçta 2007 yılında Türkiye ve Londra'da yapılan 320 milyon dolarlık halka arza 5 milyar dolar yani tam 18 kat talep aldılar.
Sonuç onlar için şaşırtıcı değildi. Talebin büyük kısmı yabancılardan gelmişti.
Şimdi Güney Amerika'dan Hong Kong'a kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış yatırımcıya sahip TAV.
Bu nedenle şirketle ilgili bilgileri birçok dilde yayınlıyor, zaman farklılıklarını gözeterek ortak saatleri kolluyor.
Nursel İlgin, bilgileri genellikle öğleden sonraki saatlerde yayınladıklarını söylüyor.
10 binin üzerinde yatırımcı, 30'un üzerinde aracı kurum analistinin gözü her an TAV'ın üzerinde. Kimi yatırımcılarına, kimi raporlarındaki tavsiyelere yön vermek için.
Halka arzdan gelen gelir, şirketin büyümesini tetikledi.TAV taze kaynakla bölgedeki 200 milyar dolarlık havalimanı pazarından daha kolay pay almanın peşine düştü.
Aldı da. Yeni projeleri finanse etmekle her zaman şansı yaver gitti. Fon satışı, halka arzla daha da güçlendi ve kredibilitesini artırdı.
Amerika'da mortgage'la başlayan likidite krizinde bile bankalarla 550 milyon Euro tutarında kredi sözleşmesi imzaladı.
Düşük maliyetli para bulacağı bütün adresleri kullandı. Körfez ülkelerinin kaynaklarına başvurarak daha düşük kredi buldu.
Şirketin CFO'su Murat Uluğ "TAV yatırımlar yaparak büyüyor. Bu nedenle finansal işbirlikleri yapmak zorunda. Birkaç yıl önce milyon dolar olan projeler şimdi milyar dolarlarda. Ama projelerimize destek bulmak bizim için zor değil" diyor.
Yelkenleri doğru yere koyduk
Şirket belli ki rüştünü çoktan ispat etmiş uluslararası piyasalarda.
Sadece orada mı?
Yatırımcısına, çalışanına, tedarikçilerine , iş ortaklarına…
Şimdi Fransız ortağı ADP ile içinde 37 havalimanı , 180 milyon yolcu olan bir platforma dahil oldu. Bundan sonra TAV'daki büyümenin hızının ve hacminin değişeceğini söylüyor Sani Şener ve hatta bir de itirafta bulunuyor.
" Biz yola çıktığımızda bir hayalimiz var derken doğrusu bu kadarını hayal etmemiştik. Şimdi görüyorum ki hayallerimizi kısa bile tutmuşuz."
TAV, 12 yıl önce taşeron müteahhit olarak başladığı havalimanı sektöründe büyük oyuncu oldu ve herkese hayallerinin uçsuz bucaksız olduğunu gösterdi. Peki tüm bunlar yaşanırken rüzgarın etkisi olmadı mı?
Sani Şener "Elbette oldu" diyor. "Rüzgar hep bizden yana esti ama biz de yelkenleri doğru yere koyduk…"
Ekibi Onu Anlatıyor
Fransızlar TAV'la ortaklık anlaşmasını bir şartla imzaladı: Şani Şener yönetimde kalırsa…
ADP operasyonel yönetimle büyümenin devam edeceğini düşünmüş ve Sani Şener'le 2021'e kadar görevde kalması için sözleşme imzalamış.
Peki Fransızların özel talebiyle on yıl daha şirketi yönetecek olan ,56 yaşındaki , makine mühendisi Sani Şener kim?
Kızılderililer ekibi onu anlatıyor…
Yetenek avcısıdır
2005'te teklif müdürü olarak işe başladım. Kahire Havalimanı yeni alınmıştı. Ben şantiye için alınan malzemelerle ilgili fiyat çalışması yapıyordum. Bir gün bir onay için Sani Bey'in yanına gittim.
Bütün raporları bir kenara itip, üzerinde çalıştığım Kahire projesini çizmemi istedi.
Ben de çizdim.
Meraklı olduğum için projeyi enine boyuna incelemiştim.
O elbette projeyi biliyordu, ama ben biliyor muyum onu test ediyordu.
Sadece yapığım işle mi ilgileniyorum yoksa daha büyük resme mi bakıyorum onu görmek istiyordu.
Sanıyorum o gün kafasında benim kariyerimi çizmişti.
Feride Armangil Gökalp
Sani Şener 56 yaşında, hala eğitim görüyor.
Geçen yıl MIT programına katıldı.
Orada kompleks sistemleri üzerine doktora yapan bir Türk'le tanışmış. Hemen o akşam yemeğe davet etmiş.
Onun gerçek bir yetenek olduğunu fark edince de TAV'a gelmeye ikna etmiş.
Döndüğünde "Altın madeni buldum" diye anlattı bu kişiyi bize
Bengi Vargül
Her an her yerdedir
Arap Baharı'nda Tunus'taydım. Kısa sürede Libya'ya sıçrayınca işçilerimizi kurtarmak için harekete geçtik.
Olay patlak verir vermez Sani Bey Tunus'ta bizimleydi.
Libya'da havalimanı kapandı.
250 Türk 2 bin Vietnamlı işçimizi tahliye etmek neredeyse imkansız hale geldi.
Havalimanında operasyonu bizzat yönetti, bütün ilişkilerini kullandı.
Ve sonunda işçilerimizi getirecek uçağa uçuş izni sağladı.
İşçiler gelene kadar 24 saat havalimanında bir sandalyenin üzerinde bekledi, oradan ayrılmadı.
Arap baharı sonrasında gösteriler, grevler, işgaller yaşanıyordu. Monastir Havalimanı için görüşmeye gittiğim sendika binasından kaçırıldım.
Rehin alındım. Bazı şartları imzalamam için beni zorladılar. Tek irtibat kurabildiğim kişi Sani Bey'di. Blackberry Messenger üzerinden yazışarak bu krizi yönetti, soğukkanlı olmamı sağladı. Tıpkı filmlerdeki gibi…
Bu arada da tüm ilişkilerini kullanarak Türk büyükelçisini harekete geçirmiş. Polisin bile giremediği binadan altı saat sonra kurtuldum.
Haluk Bilgi
Esprilidir
Kızım doğduğu gün hastaneye zor yetişmiştim.
Sani Bey beni sorunca, eşimin doğum yaptığını söylemişler.
Sonra beni arayıp tebrik etti.
Ertesi gün hastaneden çıkıp eve geldik.
Telefonum çaldı, arayan Sani Bey'di.
Neredesin, diye sorunca, "Biliyorsunuz eşim doğum yaptı onların yanındayım" diye yanıt verdim.
Sani Bey'den gelen yanıt espriliydi: "Sen doğurmadın ya, çabuk gel."
Serkan Kaptan
TAV Maratonu
1997 TAV kuruldu ve İstanbul Atatürk Havalimanı ihalesi kazanıldı 1999 Yiyecek içecek hizmeti sunan BTA kuruldu. 2004 Esenboğa Havalimanı İç ve Dış Hatlar Terminali'nin yapımı ve işletilmesini üstlendi. 2005 Havaş'ın yüzde 60 hissesini aldı. İzmir Adnan Menderes Dış Hatlar Terminalinin yapımı ve işletmesi alındı. Gürcistan'da ihale kazandı. 2007 TAV Havalimanları Holding halka arz edildi . Tunus'ta Monastir ve Enfidha havalimanlarını portföyüne kattı. 2008 Üsküp'te Great ve Ohrid'deki havalimanlarının işletmesini kazandı. 2009 Al Rajhi Holding Group ortak girişim sözleşmesi imzalandı. 2010 Letonya'nın Riga Uluslararası Havalimanı'nda yeni terminal binasının inşası ve işletmesi için iyi niyet sözleşmesi imzaladı. 2011 Medine Havalimanı İşletmesini, içinde olduğu konsorsiyum kazandı. İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nın iç hatlar terminalinin işletme hakkını elde etti.
.
Sani Şener
. . .
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|