Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Şerif Kaynar Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

KAPISINDA PATRONLARIN SIRALANDIĞI ADAM; ŞERİF KAYNAR !!!
14.05.2012
Okunma Sayısı : 4648
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 3,67
Popülarite : 1,75
Verdiğiniz Puan :
 

 



KAPISINDA PATRONLARIN SIRALANDIĞI ADAM; ŞERİF KAYNAR !!!
 

 

10 yıllık hedefl erle ilerleyen, uzun vadeli planlar yapanlar da...

Peki binlerce kişinin başına geçecek yönetici nasıl seçiliyor?

Şirket-CEO eşleştirmesi nasıl yapılıyor?

Türkiye'nin 1 numaralı "beyin avcısı" anlatıyor.

MİLYON dolarlık ciro elde ediyorsunuz ya da milyar dolarlar hedefliyorsunuz...

Yeni sektörler, yeni projeler de planlamada.

Peki şirketinizi hedefl ediğiniz, hayalini kurduğunuz yerlere kim getirecek?

Elinizde tüm bunları yapabilecek başarılı CEO'nuz varsa şanslısınız.

Yoksa da sorun değil. Siz de tüm iş dünyasının yaptığını yapacak, Şerif Kaynar'ın kapısını çalacaksınız.

Evet, bugün Türkiye'de CEO koltuğuna oturmuş birçok profesyonelin iş başı yapışında Şerif Kaynar'ın imzası var.

Üst düzey koltukların yarısında oturanları o koltuklara Kaynar'ın yerleştirdiğini rakipleri bile kabul ediyor, hakkını veriyorlar.

Türkiye'nin en ünlü beyin avcısının yakın zamandaki "en önemli avı"nı hatırlatalım hemen:

Altı ay boş kalan Turkcell'in CEO koltuğu için Süreyya Ciliv'i bulmuş, ikna etmiş ve görevin başına getirmişti.

Şimdi sırada Vodafone var... Onun CEO'sunu da Şerif Kaynar bulacak...

Ağzı sıkı sıkıya kapalı. Bu nedenle kafasından kimlerin geçtiğini öğrenemiyoruz. Ama nasıl çalışacağını, adayları ne gibi aşamalardan geçireceğini birer birer anlatıyor Kaynar. "Kilisedeki günah çıkarma bölümü gibidir bu oda. Her şey konuşulur ve burada kalır" dediği odasında...

Kaynar ile CEO'ların dünyasından sıkı dostlarına, listesinde ne gibi yöneticilerin olduğuna kadar pek çok konuyu konuştuk. Son gelişmeden başlamak istiyorum.

Önce Turkcell'e CEO buldunuz, şimdi Vodafone için çalışıyorsunuz. Nasıl bir yönetici arıyorsunuz Vodafone'a?

Bizim yaptığımız iş kilit noktadaki yönetici pozisyonlarına doğru adayı bulup önermek.

Sanılıyor ki biz bütün dünyayı tarıyoruz ve "Buyurun, işte size CEO" diyoruz.

Öyle bir şey yok. Firmalar gelip işini ve cirosunu anlatıyor.

Bu işin başına geçecek kişiyi aradığını söylüyor. Biz de o işi en iyi yapabilecek kişilerin araştırmasına giriyoruz.

Bu araştırmayı yaparken ilk olarak 70-80 kişilik bir listeye erişiyoruz.

Bu 70-80 kişiyi 25'e indirerek karşılıklı görüşmeler yapıyoruz.

Sonunda 3-4 kişiyi müşterimizin karşısına CEO adayı olarak çıkarıyoruz.

Son kararı biz değil, fi rmanın kendisi veriyor.

Vodafone'un CEO koltuğuna oturacak kişi için not aldığınız kriterler neler?

Bununla ilgili çalışma yapılacak. Henüz işin çok erken safhasındayız.

Sene sonuna kadar şekillenecek bir proje bu.

Üç hafta sonra cevap alacağımız bir proje değil.

Karşılıklı görüşmeler sonunda şirket yönetimiyle birlikte tam bir profi çıkaracağız.

Neden size verildi bu görev, kendileri neden bulmadılar?

Hemen söyleyeyim, biz bir kişi bulmayacağız. 4-5 aday bulacağız.

Diğer taraftan Vodafone da şirket içinden adaylar çıkaracak.

Karşılaştırmalar yapılacak. Elbette ki bu prosesin ardından Vodafone'un içinden bir CEO çıkması da mümkün..

"SÜREYYA CİLİV BAŞARISINI KANITLADI" Neden siz?

Bunun tek bir cevabı yok. Bir sürü yanıtı var.

Dünyanın en önemli üst düzey yönetici bulma şirketlerinden Korn Ferry'nin Türkiye temsilcisiyim.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de
de en büyük özelliğimiz geçmişte yaptığımız işler.

Bunların da ne olduğunu piyasadakiler çok iyi biliyor.

Reklam ajansları gibi, iyi servis yaptığınız zaman fi rmalar da gelip sizi buluyor.

Ben her zaman için şunu söylüyorum, bir yöneticiyi bir işe yerleştirmek tek başına bir başarı değil.

Yöneticiyi yerleştirdikten iki yıl sonra hem müşteri hem de başa geçen yönetici hâlâ "çok iyi oldu" diyorsa ancak o zaman başarıdan söz edilebilir.

Biz de yerleştirdiğimiz kişileri takip ediyoruz, ancak başarısını kanıtladıktan sonra kendimizi başarılı görebiliyoruz.

Turkcell CEO'su Süreyya Ciliv'in göreve başlayışının üstünden neredeyse iki sene geçti.

Bu durumda Ciliv'in performansını nasıl bulduğunuzu sorabiliriz... Nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Olumlu. Çünkü aynı grubun şirketleriyle çalışmaya devam ediyoruz. Süreyya Ciliv'in zor
bir ortaklıkta gemiyi çok iyi yürüttüğünü düşünüyorum.

Zaten iyi bir CEO. Kaptanın gemisini güneşli havada, yağmur ve fırtına yokken yürütmesi daha kolay. Ama dünyanın şu anda içinde bulunduğu duruma bakın; petrol 130 doları geçmiş, birçok problem var.

Bugün dünyada CEO olmak, fırtınalı bir denizde kaptanlık yapmaya benzer.

Böyle bir devirde bence doğru işlere imza attı.

Birçok açıdan bakıldığında kolay bir kaptanlık değil onun yaptığı iş. Çünkü tüm dünyada telekom sektörü bütün sektörler gibi bir değişim içinde.

Değişim içindeki süreci yönetmesini şu ana kadar çok başarılı buluyorum.

Doğru adresi bulma yönteminiz ne?

Mesela Ciliv'i bir perakende firmasına önerir miydiniz?

Evet, bir yöneticinin başka sektörlerde de çalışması gerekir. Ama ayrımı iyi yapmak önemli.

Perakende sektörüne Süreyya Ciliv'i önermezdim. Çünkü perakende detay isteyen bir sektör. Daha önce perakende sektöründe iş yapmış olması şart.

Benzer sektör hızlı tüketim mallarıdır.

Belki hızlı tüketim mallarından birini perakendeye sunabiliriz. Ama ileri teknoloji sektöründen birini düşünmeyiz.

Adaylarda olmazsa olmazlar nelerdir?

Birincisi CEO'nun iki ayrı yerde başarı göstermesi şart.

Aynı şirket içinde iki iş olabilir. Liderlik göstermiş olması gerekir.

Liderlik nedir?

Etrafına doğru ekibi kurmuş, o ekibi heyecanlandırmış, birebir tutkulu bir şekilde çalışmış ve başarılı olmuş kişidir lider. Bu çok az rastlanan bir yetenektir.

İsviçre'deki top 50 şirketin başındakilere bakın. 50'si de İsviçreli değil. Milliyet ortadan kalktı artık.

Dünyada bir altın arayışı gibi iyi yönetici arayışı var. Çünkü eskiden paran ve teknolojin oldu mu para kazanabiliyordun. Bugün her sektörde rekabet var. Bu nedenle doğru insanları tepeye oturtanlar kazanıyor.

Bizim işimizin de şu anda çok gündemde olmasının nedeni rekabet. Türkiye'de rekabet yeni başladı.

Yabancı sermaye geliyor, ortaklıklar yapılıyor, yeni oyuncular çıkıyor.

Öyle bir şey oldu ki insan faktörü çok öne geçti. Türkiye'de iyiyönetici dediğim sayı, en fazla 20 bin. Bu 20 binin içinde de 2 bin tane tepe yönetici var.

Yani havuz çok büyük değil. Tüm dünyadaki yönetici sayısı ise 20 milyon.

YURT DIŞINA DA CEO...

Beyin avcılığı nasıl bir iş? Ne gibi sorumlulukları var?

Yaptığımız işin özü şu:

Bilgiyi iyi kullanmak.

Her organizasyon ayrı yaşayan bir mekanizma.

Her başarılı yönetici aynı organizasyonun içinde bazen başarılı oluyor, bazen olamıyor.

Hangi yöneticinin nasıl bir organizasyonda başarılı olacağını bulmak bir sanat.

Bu bizim becerimiz.

Müşterilere olmayacak adayları sunmamamız lazım.

Bir aile şirketine CEO ararken bütün hayatı boyunca uluslararası şirketlerde çalışmış Batılı birini oraya koyamazsınız. Bu bir risk.

Biz CEO bulmamızı isteyen fi rmalardan para kazanıyoruz. Ama iki tarafa karşı sorumluluğumuz var. İnce ayarlı bir iş. Çünkü o insanın bütün geleceğiyle ilgili bir iş yapıyorsunuz. Düşünün ki bir yerde çok mutlu şekilde çalışıyor.

Bir başka işe geçmesi için teklif götürüyorsunuz?

Böyle bir sorumluluğun altına girmek kolay değil.

Siz doktora, avukata gittiğiniz zaman çok özel konuları konuşursunuz.

Bizim işimiz de farklı değil. Bu oda bir kilise adeta.

Bulunduğumuz oda içinde, kariyerle ilgili çok enteresan ve bir o kadar da gizli konuşmalar yapılır.Maaş, kariyer planı...

Bir alt seviyede daha büyük bir pozisyona geçme mi yoksa bir süre ara vermek mi...

Bizimki gibi iş yapan fi rmaların olmazsa olmaz, üç tane kriteri olması lazım:

Gizlilik, kalite, etik.

Şirketler size "Bize CEO bul" diye ne zaman geliyorlar?

Nasıl ki insanlar doktora bir yeri ağrıyınca gidiyor, firmalar da bana zor durumda kalınca geliyor. Ya da işleri çok iyi gidince...

Ama işimiz, sadece koltuğu boşalan şirketlere acilen CEO bulmak değil. Mesela, sürekli büyüyen şirketler, holdinglerle her yıl çalışıyoruz. Çünkü hemen her yıl ya bir fabrika açıyor ya da yeni bir marka çıkarıyor.

Veya Türkiye'ye yeni giren bir fi rmayla çalışmaya başlıyoruz. 10 yıl içinde 30'dan fazla yöneticisini bulduğumuz firma bile var.

Artık sınırlarımızı da aştık. Yakın zamanda İsrail'de faaliyet gösteren bir şirkete yönetici bulduk.

Şimdi Bulgaristan'da bir şirket, Azerbaycan'da ise bir fi nans kuruluşu için çalışıyoruz.

İşi aldınız. Nereden başlıyorsunuz?

Oscar Wilde, "bilgi güçtür" demiş. Önemli olan bilgiye erişebilmek. Meksikalı bir çimento üreticisisiniz. Türkiye'de bir çimento fabrikası aldınız. İspanyolca bilen, çimento sektöründe çalışmış bir yönetici gerekli.

Bana geliyorsunuz, önce Korn Ferry'nin bilgi bankasına girerek aradığım kriterleri yazıyorum. Bu kriterlere uygun dünyadaki tüm yöneticilerin listesine erişiyorum.

ADAYLARA ON-LINE TEST Bu sadece Korn Ferry'e ait bir sistem mi?

Evet. Bu Korn Ferry tarafından Microsoft'la birlikte geliştirilmiş bir sistem. Bu sayede aradığım kriterlere uygun kişilerin listesini 10 saniyede dökebiliyorum. Ama bu listedekilerin hangisinin doğru kişi olacağını tespit etmek bir sanat ve beceri işi. Bunu anlamam uzun sürmüyor. Beni güçlü yapan da işte bu.

Sonraki aşama... Bir on-line testimiz var.

İki profesörün 8-9 sene harcayarak hazırladığı test, adayı tüm yönleriyle tanımamızı sağlıyor.

Adaylarımızdan bize 45 dakika ayırmalarını ve internete bağlanmalarını istiyoruz. "Sizi şirket başka bir yere gönderdi şu kadar maaşla gider misiniz gitmez misiniz" gibi sorularla karar alma süreçlerini, his derecesini, liderlik ölçüsünü öğrenmiş oluyoruz...

Mesela bazı adaylar datayı çok fazla analiz etmeden karar alan yapılarıyla öne çıkıyorlar. Bazıları da tüm opsiyonları analiz edip karar veriyorlar.

Her ikisinin de önemli olduğu sektörler var. İşte 45 dakikalık test, adayların bu gibi özelliklerini ortaya çıkarıyor. Sonucunu adayların da görüp okuduğu, oldukça etkili sonuçlar veren bir test.

Özellikleri ortaya çıktıktan sonra adayın hangi işte daha iyi olabileceğine karar veriyoruz. Bir de kayıtlarımızda her sektör ve her pozisyon için en iyilerin sahip olması gereken özellikler vardır.

Aranılan pozisyon için bu kriterleri döküyoruz.

Bu kriterlerle adayın sahip olduğu özellikleri yan yana getiriyoruz. Bu da bir başka aşama...

Bu işte bu kadar başarılı olmanızın sırları ne?

Ben dahil Korn Ferry'de çalışan tüm partnerlerin bu işe girmeden önce edindiği bir endüstri tecrübesi var.

Mesela ben 20 sene masanın öbür tarafında çalıştım.

Birçok insanı işten çıkardım, işe aldım.

Ukrayna'da, Afrika'da, değişik pek çok ülkede yaşadım. Uzun süreli bir tecrübe var ortada.

Adayları buldunuz. İkna edici silahlarınız neler?

Birinci silahım, bilgi.

Ben adaya en güvenilir, en doğru bilgiyi veriyorum.

İlk olarak benim o işin ve o kariyerin aday için doğru olduğuna inanmam gerekli.

Kendimi adayların yerine koyuyorum. Onlar bazen kör oluyorlar.

Körlük kötü bir şey.

Bir yerde çok çalışınca insan kör olabiliyor.

Eğer bir kişi bir fi rmada 10 seneden fazla çalışmışsa, iş değiştirince sanki kabuğu çıkarılmış kaplumbağa gibi olacağını zannediyor.

Herkesin hedefi nin onu yemek olacağını düşünüyor.

Bu nedenle iş değiştirmekten korkuyor. Ya da "Ben genel müdür oldum, bundan sonraki hayatım boyunca da böyle kalacağım" diyor.

Ben de diyorum ki "Genel müdür olduktan sonra bir alt pozisyona da inilebilir. Bu kadar korkmaya gerek yok."

KAYNAR'IN 300 KİŞİLİK LİSTESİ CEO'ları hangisi daha kolay ikna ediyor?

Para mı, kariyer mi?

Hayatta bir gerçek var; para her zaman önemli bir motivasyon aracıdır. Ama bir işten diğerine geçerken alınacak ücret farkı en fazla yüzde 25'tir.

Eğer yüzde 100 artıyorsa, yanlış bir iş var ortada.

Benim görüşüm para için motive olmak da yanlış.

Daha büyük pencereden bakmak gerekiyor.

O şirketin geleceği daha önemli olmalı. Mesela CEO'nun gideceği şirket dört farklı sektörde faaliyet gösteriyor.

Bir sektörün başına geçiyor, ama ileride daha büyük bir sektörün başına geçme ihtimali var.

Dolayısıyla olayı uzun vadeli düşünmek lazım.

İknada zorlandığınız zamanlar oldu mu?

İnsanla çalışmak en kompleks, en zor iş. Bir kişiyle anlaşma yapıyor, el sıkışıyor, kontrat imzalıyorsunuz...

Sonra bir bakıyorsunuz işe başlayacağı gün ortada yok. Bugüne kadar
yaşadığım inanılmaz komik ve zor olaylar var.

Mesela... Size çok yeni bir örnek... Avustralya'da çalışan bir Türk'ü buraya getirmek için görüşmeler yaptık.

Her konuda anlaştık. Fakat son dakikada karısı gelmek istemediği için vazgeçti.

Tabii zor durumda kaldık. Ama dediğim gibi her zaman hazırda 3-4 adayımız vardır.

Sizin kendinize özel bir listeniz var mı?

Var tabii. Korn Ferry'nin database'i zaten çok güçlü. Ama benim kişisel bir listem var. Türkiye'de tepe yönetici olarak devamlı izlediğim 300-400 kişiden oluşan bir liste.

Peki Şerif Kaynar'ın özel listesine nasıl girilir?

İki ana özelliğin bir arada olması benim için yeterli.

İlki kariyer.

Yöneticilik kariyerinde yükselen bir grafi ğe sahip olması gerekli.

İkincisi ise yönetim tarzı. Yeni tip yöneticiler girebilir benim listeme.

Bilgiyi paylaşan, kapısı herkese açık, iyi ekip oluşturan, uyumlu çalışan...

Napolyon tipi, büyük egolu, herkese kızan, bağırıp çağıran yöneticiler ise benim listemde yok.

Her talebe yanıt verebiliyor musunuz?

Zaman darlığı nedeniyle seçici olmak zorundayız tabii ki.

Eğer doluysak kabul edemiyoruz.

Doğru bir pozisyonu doldurmak 3-4 aylık bir zamanı alıyor çünkü. Bu şirkette ben dahil beş kişiyiz.

Bir yönetici en fazla 6-7 tane işle birden uğraşabiliyor.

Ofisin bir kapasitesi var. Tek seçiciliğimizse şu: İnsanlara değer veren tüm şirketlerle çalışıyoruz.

"EN BAŞARILI CEO'LAR İNGİLİZLER" Hangi şirketler var listenizde?

Çok değişik sektörlerden var. Tahmin edemeyeceğiniz kadar ufak şirketlerle de çalışıyoruz.

Fakat onlar uzun vadede insana inanmışlar ve doğru kadroları kurmaya çalışıyor.

Türkiye'ye yeni gelen yabancı kuruluşlarla da çalışıyoruz.

Köklü ama yeni sektörlere giren şirketlerle de çalışıyoruz. Ama 10 milyon euro'dan az ciroya sahip müşterimiz olmuyorlar.

En başarılı CEO'lar hangi ülkeden çıkıyor?

Dünyadaki en başarılı CEO'lar İngilizler. Çünkü İngilizler yönetim konseptini çok iyi biliyorlar.

Hem Avrupa hem de Amerika'nın iyi tarafını almışlar. Biraz da risk alan yöneticilerdir İngilizler.

Başarılı CEO'ların ortak özellikleri nedir?

Dünyaya ve son trendlere baktığım zaman genellikle başkalarını iyi etkileyebilen insanlar olduklarını görüyorum.

Başarı grafi ği, şirketi büyütmesi, kârlılığı yakalayabilmiş olması gibi somut veriler dışında ben şuna çok inanıyorum:

Herkesi kendine baktıran, ışık saçan insanlar başarılı yöneticiler olabiliyorlar. Bu kişiler üniversitede de ışık veriyorlar, ilk işlerinde de... Liderlik ruhu her zaman içlerinde mevcut.

En önemli kıstas nedir CEO olabilmek için?

Çok çalışmak, tutkuyla işe sarılmak, akıllı olmak ve doğru kararları vermek lazım. Bütün bunları yapmak yetmeyebiliyor çoğu zaman. Şans faktörü de çok önemli.

Bazen öyle şeyler oluyor ki... Uçakta yanınıza birisi oturuyor, kartını veriyor ve kendinizi bambaşka bir kariyere yönelmiş buluyorsunuz.

Herkesin yanından şanslar geçiyor. Bu şansları yakalamak, hatta üzerlerine atlamak lazım.

Hiç unutmam...

İsveç Asea Brown Boveri'nin (İsveç-İsviçre ortaklığında, dünyanın sayılı elektrik fi rmalarından biri) Türkiye genel müdürüydüm.

Ukrayna operasyonunun başına geçmem teklif edildi. Ben de bu teklife hemen atladım. Ve ileride bunun çok yararını gördüm. Başarılı olmak için değişik oyunları öğrenmek lazım.

Bir yönetici bütün hayatı boyunca perakendede çalışmışsa gitsin biraz da başka sektörde oyun öğrensin.

Hayatta kendinizi geliştirdiğiniz sürece kuvvetlenirsiniz. Ya bir lisan öğreneceksiniz ya başka bir sektörde çalışacaksınız...

Peki ne kadar çok çalışmak lazım?

CEO olmak için biraz da deli olmak lazım aslında. Çünkü özel hayat diye bir şey kalmıyor.

Çalışmak için özel hayatından büyük ödün vermek herkesin becerebileceği bir şey değil.

O kadar çalışmanın altında bazen sağlıktan bile taviz verilebiliyor. Bazen de en tepede bırakıp gidenler oluyor...

Turkcell'in eski CEO'su Muzaffer Akpınar neden gitti mesela...

Kendi kararı. Şu anda istese bir grubun CEO'luğunu çok rahat yapabilir. Kariyer hayatında arada sırada, bir iki yıl dinlenmek iyi bir şeydir.

Beğenirim bu kararı. Çünkü bu gibi durumlarda iki yıl sonra çok daha kuvvetli olarak iş hayatına dönmek söz konusu olabilir. Siz bilmiyorsunuz ama Akpınar, üç yıl sonra çok iyi yerlerde karşımıza çıkacak. Dünyadaki en favori CEO'nuz kim
desek...

Jack Welch. CEO koltuğuna oturduğunda 20 milyar dolar hacmi olan General Electric'i 120 milyar dolara taşıdı. 43 yaşında o koltuğa oturdu, 62 yaşında emekli oldu.

Son dönemde efsane olacak bir isim çıktı mı? Daha çok skandallarla gündeme geldiler sanki...

Bizden iyi bir örnek vereyim mesela: Bülend Özaydınlı. Koç Holding'de çok başarılı bir dönem geçirdi. CEO olduktan sonra holding dikkat çekici bir büyüme gösterdi. Otomotivde büyük adımlar atıldı. Başarısızlık örneği...

Benim eski fi rmam ABB'nin başında bir CEO vardı...

ABB'yi ufacık bir şirketken alıp bir dünya devi yaptı. Fakat çok hızlı kararlar aldı ve bazı yanlışlar yaptı. Amerika'da asbest problemi olan büyük bir şirket aldı.

O şirket nedeniyle büyük para cezalarına çarptırıldı. Ve sonunda şirketten ayrılmaya mecbur kaldı. Bazen de çok çabuk karar vermek en iyi neticeyi vermiyor.

Ben risk konusunda temkinli gitmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Çok hızlı CEO'lardan korkuyorum.

Yavaş yavaş büyümeye inanıyorum. CEO'ların maaşları hep merak edilir.

Mesela Fortune 100 listesine giren şirketlerin CEO'ları ne kadar maaş alır?

Son üç yıldır gelirlerinin sabit kısmı azalıyor, bonus kısmı artıyor.

Dediğiniz büyüklükteki şirketlerde CEO gelirleri aylık 500 bin dolarla 10 milyon dolar arasında bir yelpazede seyrediyor.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org