Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Süleyman Orakçıoğlu Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Efsane Bankacı Bülent Şenver ile Hoş Bir Söyleşi
03.01.2012
Okunma Sayısı : 2683
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

Efsane Bankacı Bülent Şenver ile Hoş Bir Söyleşi
Süleyman Orakçıoğlu
.

.

Efsane bankacı Bülent Şenver ile EDUPLUS zirvesinde hoş bir söyleşi yaptık.

Sahneye elimizde futbol topları ile çktık.

Bu Bülent Beyin fikriydi.

Zirve öncesi bana: "Süleyman bey, zirveye 2 adet futbol topu getireblir misiniz?" diye sorduğunda önce şaşırmıştım.

Dediğini yaptım. Kendime Fenerbahçe, ona da Beşiktaş reklerindeki toplardan aldım.

Zirvede tolarımızı kullandık.

Zirve sonunda toplarımızı iki bayan dinleyicimize hediye ettik.

Bu ilginç sunumumuzu sizinle paylaşmak istedim...

.
.

izlemek için

.
.

dinlemek için
.
.

Beşiktaşlı Bülent Şenver ile Hoş Bir Söyleşi
Deşifresi

Süleyman Orakçıoğlu (SO)
Bülent Şenver (BŞ)

BŞ: Süleyman Orakçıoğlu'nun topu Fenerbahçeli.


SO:
Toplarla özellikle benim Fenerbahçeli, Bülent Bey'in Beşiktaşlı olduğunu herkes anlamıştır ama bizim aslında ifade etmek istediğimiz şey başkaydı burada.

Bir takım çalışması.

Tek bir top bile bir takım çalışmasını gerektiriyor.


BŞ:
Bir simge olarak getirdik. İçeride ben dedim ki "Başarılı bir kariyer için, hedeflere ulaşabilmek için dünya markası yaratmış olan Süleyman Orakçıoğlu bir takım yaratsın. 11 kişilik bir takım yapalım.

Kariyer takımı olsun bunun adı." Kaleye kimi koyalım?

Kaleye GUZİT, Şimdi size kariyer takımının oyuncularını sayıyorum.

Kalede GUZİT; Sol bek etik, sağ bek beceri, sol haf güçlü, sağ haf zaman, santrafor network sol iç teknoloji, sağ iç marka, sol açık değişim, sağ açık esnek , santraforda denge var.

Bu takım başarılı olacak değil mi?


SO:
Takımın başarılı olması ekibe bağlı.

BŞ:Süleyman Bey çok güzel akıl etti, bu topların üzerine bugünün hatırası imzalarımızı atalım, bir de tarih koyduk.

Konuşmamızın sonunda ben ve Süleyman bey topları hediye edeceğiz.

Kariyer planlaması tüm gençlerimizin çok önem verdiği bir konu.

Kariyer mi, çocuk mu ?

Kariyer mi, evlilik mi?

Kariyer mi, para mı?

Bunlar hep sorulan sorular .

SO:
Onlarda kariyer için engel değil bence hepsi planlanarak yapılabilir.

BŞ:
Bir koltukta birkaç karpuz olabilir diyorsunuz.

Kariyer planlaması ve hedeflere ulaşmak ile ilgili bizim de takımımızda var.

Markalaşmak, kendini tanımak, bu marka ile ilgili hedef koymak bunlar önemli diyorsunuz.

Niçin önemli?

SO:
İlk önce başlangıç.

Başlangıç ile ilgili herkesin kafasında bir soru işareti vardır.

"Nereden başlayacağım? Nasıl başlayacağım ve nasıl başarılı olacağım" diye.

Bence yapacağımız işin ne olursa olsun tanımı çok önemli.

Biz bu tanımı yaparken de öncelik ile rakiplerin analizini yapmak ve bu analizi yaparken de kendimize koyduğumuz hedefte ben nerede olmak istiyorum ve nerdeyim?

Özellikle bizim için yaptığımız bir tanımlamanın nerede olmak istediğimizin ve nerede olduğumuzun somut göstergesi.

Bu olmadan hiçbir şey olmuyor zaten.

BŞ:
Bununla ilgili de o nedenle kaleye GUZİT'i koyduk. GUZİT şu demek oluyor;

Sizin güçlü noktalarınız nelerdir? İnsanın önce kendini tanıması lazım.

Güçlü noktalarım nelerdir?

Zayıf noktalarım nelerdir?

İmkanlar nelerdir, tehditler nelerdir? Diye bu konumlandırmayı yapmak.

SO:
Konumlandırmaya biz somut analiz diyoruz ama bu da herkese göre değişiyor.

Her sektöre göre de değişiyor güçlü yanlarınız, zayıf yanlarınız.

Mesela bizim markalarımız var, özellikle markalarımıza baktığımız zaman her birini diğerinden ayıran özellikleri biz netleştirmesek kesinlikle burada başarılı olmak mümkün değil ve büyük bir karmaşa oluyor.

Mesela bizim en üst segmentte Damat markamız vardır.

Özellikle burada bakıyoruz bizim tamamen kalite anlamda ve trend anlamda en üst segmentte markamızdır ama onun dışında piyasada rekabetçi markaya ihtiyacımız varsa, piramidin üstündeki markayla bunu yapmanız mümkün değil.

Mutlaka bunların segment olarak ayrışması gerekiyor.

Marka konumlandırmasını mutlaka yapmak lazım. Bu tanımlamanın içine giriyor.

BŞ:
Biz santrafa network'u koyduk, network çok çok önemli hale geldi dünyada .

Siz kariyer yapın, hedeflerinize ulaşın dediğiniz zaman ben birçok insandan şunu duymaya başladım

"Ne bildiğin değil, kimi bildiğin önemli."

Ne bildiğin tabi ki önemli ama ne bildiğin ile kimi bildiğini birleştirebiliyorsan , hem bilgi sahibi olacaksın hem de bilgi sahibi olduğunuzu fark ettireceksiniz.

Etrafınıza ve çevrenize fark ettireceksiniz ve o network'u kuracaksınız.

Lokal networkler yetmemeye başladı. Sadece İstanbul, Ankara ,İzmir değilde dünyaya yayılmış bir networkunuz olması lazım.

SO:
Hedefiniz burada son derece önemli.

Sizin sadece yurtiçi hedefiniz mi var?

Yoksa gerçekten uluslararası bir hedefiniz mi var?

Burada bu hedefi mutlaka ayrıştırmak lazım.

Uluslararası bir hedefiniz varsa çok farklı olmak durumundasınız.

Burada dünya haritası, biz bunu ortaya hedef olarak koyduğumuz zaman kırmızı olanların tümünde varız.

Hem networklerimiz var, hem de ürünlerimizi bu ülkelerde satıyoruz.

Nasıl satıyoruz?

Bir hayalimiz vardı, kendi markamız ile kendi ürünümüzü satmak.

Başka bir markaya üretim yaparak o ürünleri satmak değil.

Bu Barselona mağazası, Türkiye'de bir mağaza değil.

Ama bunun bir özelliği var, Picasso Müzesinden çıkıyorsunuz, sola dönüyorsunuz ,medyada bir anda Tween Mağazası karşınıza çıkıyor.

Arkadaşlarımız görüyor, "Siz yurtdışındaki Tween'in bayiliğini mi aldınız?" diyor.

Hindistan'a arkadaşlarımız gidiyor "Sizin burada taklitleriniz var" diyorlar.

"O mağazalar bizim " diyoruz. İnanamıyorlar çünkü uluslararası network'a baktığınız zaman hayallerinizin gerçekleşmesi son derece önemli.

BŞ: Çalışma hayatımızda da bunu kişilere ve gençlerimizi indirgersek gençlerimiz uluslararası boyutlarda bir network yaratamayabilirler.

Onu internet ile yaratmaya çalışıyorlar, Facebook ve twitter ile ama önce kendi çevrelerinden başlasınlar.

Göle bir taş atar gibi ilk halka networku yaratsınlar.

Hiç hakim tanıyor musunuz?

Networkunuzda bir Orgeneral var mı?

"Bana ne Orgeneral benim işime yaramayacak" diyebiliyorsunuz.

O zaman hedefinizi biliyorsanız belki networkunuzda belki Orgeneral, Tüm general olması gerekiyor, belki de gerekmiyor.

Dolayısıyla networku bilinçli yaratmak önemli değil mi?

SO:İş hayatında başarılı olmak için bilgi çok önemli ama belki bundan 10 yıl önce bilgi çok önemliydi, bilmek bilgiye ulaşmak bunlar bizim için sorun olabiliyordu ama günümüzde zaten bilgiye ulaşmak ile ilgili bir sorun yok.

Tabi ki bilgi yine önemli ancak bilgiyi hayatta ne kadar uygulamaya geçirebiliyoruz.? Ne kadarını gerçekleştirebiliyoruz?

Bunu gerçekleştirebildiğimiz kadarıyla başarılıyız.

Sadece bilgi bizim için sonuç itibari ile baktığımız zaman çok fazla özellik taşımıyor.

Bunu da ben özellikle belirtmek istiyorum.

BŞ:Bir de bu hem kariyer için söz konusu, hem de hedeflere ulaşmak için söz konusu.

Hedeflere giderken, varmak istediğiniz yere ulaşırken karşınıza birçok sorunlar, birçok krizler, birçok engeller çıkıyor.

Başarı içinde bu engelleri aşmasını biliyor olmanız lazım.

Bu engeller çıktığı zaman hemen havlu atmıyor olmanız gerekiyor.

İnsan nasıl buna dayanıklı olacak, muhakkak Nasuh Mahruki anlatmıştır "Everest'e nasıl çıkarım?" Tam tepeye 50 metre kala "Buraya kadar yeter" dememek için duamı ediyorsunuz, muska mı taşıyorsunuz, cebinizde bir taş var ona mı dokunuyorsunuz?

SO: Bizim ülkemizde hepimizin bağışıklık kazandığını görüyorum.

Dünyayı görüyoruz, kriz ile yeni tanışıyor ve ne yapacakları konusunda bir şaşkınlık içindeler.

Herkesin beklediği hızlı karar alma ama hızlı karar alma konusunda herkes topu birbirine atıyor.

Kimse sonuç itibari ile bu işin faturasını ödemek istemiyor.

Ama biz 1994, 1996, 2001 krizlerin hepsini yaşadık.

Bu krizleri yaşadığımız zaman bizim için çok büyük faturaları oldu.

Ancak şuanda en büyük avantaj krizde ne yapmamız konusunda en azından kriz yönetimi konusunda bilgimizin ve tecrübemizin olması.

Hatta ben bunu şöyle tanımlamak istiyorum; Monte Carlo'da dünyanın en büyük girişimcilik yarışmasında girişimciliğin tanımı ile ilgili bir cümleyi burada tekrarlamak istiyorum.

"Gerçek girişimci yaşadığı başarısızlıklardan bile ders çıkararak bir kez daha deneme cesaretini gösterenlerdir."

Özellikle ben bunu kriz için söylüyorum .

Burada kriz dediğiniz zaman herkes kriz ile ilgili bakıyor, günün koşullarına göre mutlaka pozisyon almamız lazım ama dünya ticareti sadece bir gün ile bitmiyor , yüzde 5 küçülüyor. 14 trilyon dolar yüzde 5 küçülüyor ama 13.5 trilyon dolar devam ediyor dünya ticari.

O yüzden mutlaka burada krizleri de fırsat olarak değerlendiriyoruz. Çünkü bizim açımızdan maliyetler düşüyor.

Oluma maliyetleri görebiliyor, uzun vadeli birtakım kontratlar yapabiliyorsanız , biz de kriz dönemlerini değerlendiren bir firmayız. 2008'de 45 tane mağazamız varken şuanda yurtiçinde 130 tane mağazamız var.

Metrekare birim fiyatları 2007 yılında 150 liraya kiraladığımız yerleri 50 liraya 40 liraya kiralayabildik uzun vadeli kontratlar olarak.

Bunların hepsi o anda kendinizi nasıl konumlandırdığınıza bağlı.

BŞ:Sol içe teknolojiyi, sağ içe farkı koymuştuk.

Fark yaratmak önemli tabi ki ama bu yeni çağda fark yaratmak için yapılan birçok işlerin en önde teknoloji gelmeye başladı.

Teknoloji ile fark yaratmak çok önemli hale geldi.

Teknolojisiz de belki fark yaratılabilir ama günümüz dünyasında artık teknolojiyi kullanarak da fark yaratılabiliniyor.

Siz de herhalde teknolojiyi kullanarak fark yaratıyorsunuz.

SO: Bülent Bey size bir soru sorayım ; "Bakır'dan iplik olur mu?"

Artık teknoloji bakır elementini de iplik haline getirebiliyor. Bu bizim için ne anlam ifade ediyor?

Ondan önce , beyaz gömlek her yerde çabuk kirlenen bir gömlek.

Buna bir çözüm bulduk biz, leke tutmayan beyaz gömlek.

Biz bunu 2008 yılında tamamen bizim Ar- ge departmanımızın çalışması sonucu gerçekleşti. Sadece bunlarla yetinmiyoruz, yaptığımız birçok çalışma var

. Bakırın iplik haline gelmesi iplik olan bu elyafın ceketlerde kullanıldığı zaman cep telefonunun radyasyonun iç organlara verdiği olumsuz etkiyi ortadan kaldırıyor.

Sarıyoruz cep telefonunu kapatıyoruz, cep telefonu çekmiyor.

Günlük hayata teknolojiyi yansıtabilmek.

Teknoloji sadece bir hayal olarak kalmasın.

Önemli olan işlerimizi kolaylaştırması.

BŞ:Bu farkı önce kendiniz fark edeceksiniz.

Bende farklı bir şey var mı, yok mu?

Benim nerem farklı?

Bunu fark etmeniz yetmiyor, çevreye fark ettirmeniz gerekiyor.

SO: Çevreye fark ettirmek çünkü özellikle iletişim araçlarını kullandığınız zaman belki çok büyük bütçelere ihtiyacınız var.

Bazı markalara bakıyorsunuz, bir İtalya markasının harcadığı reklam bütçesi 15-20 milyon dolar.

Bizim zaten böyle bir kaynağımız olsa mucize yaratırız.

Peki o zaman biz ne yapacağız?

Her şey den önce çok sevdiğim bir söz var

"Herkül kadar güçlü olamıyorsak bile Arşimet çok iyi kadar zeki olmalıyız" o yüzden de biz o sınırlı bütçeleri kullanma konusunda başka şeyler yapıyoruz.

Futbol takımı, dünyanın en ünlü oyuncuları bizden ürünlerimizi satın alıyorlar. Biz onlara sponsor olmadık.

Ürünlerimizi satın alan ünlüler iyi bir takım kuruyorlar.

Birçok ünlü oyuncu bizden alışveriş yapıyor.

Nasıl yapıyor?

Çünkü Londra'da çok iyiyiz.

Birçok satış noktasında varız.

Sadece futbolcular değil, gördüğünüz gibi bizden satış yapan ünlülerin isimleri burada.

BŞ:Bu yaptığınız işi de uluslararası boyuta taşımanız lazım.


SO:
Network dediniz ya inanılmaz önemli.

Sadece reklam araçlarını ve iletişim araçlarını kullanarak çok büyük bütçeler ile olmuyor.

Burada iletişim, çevre ve kendi işiniz ile ilgili karar vericiler ile çok iyi bir diyalog.

Özellikle moda dünyasında tamamen bu konuda yön veren gruplar var.

Bunlarla olan iletişimiz ama ne yaptığınız önemli, yaptığınız işin de dolu olması lazım.


BŞ:
Kariyer takımımızda sol bekimizde etik ve ahlak vardı.

Siz bütün bu söylediklerimizi yapsanız dahi eğer düzgün değilseniz, etik değilseniz, ahlaklı değilseniz, bu yaptığınız inşaat bir gün gelir çökebilir.

İnsanları bir kere aldatabiliyorsunuz.

İlkeli insan olmak, ,ilkeli şirket olmak gerekiyor mu?


SO:
Ben iş hayatındaki tanımımı yaparken itibar ve network diye tanımlayabilirim başarı için.

Etik değerler dediğimiz zaman sosyal sorumluluklarımız var.

Sosyal sorumlulukların hepimiz için ne anlama geldiğini tahmin edebiliyoruz ama biz burada çok sevdiğimiz bir kurum ile DARÇA ile her yıl babalar gününde çok özel bir kampanya yapıyoruz.

Babalar Günü'nde o ay bizden alışveriş yapan herkesin yaptığı alışveriş tutarının belli bir miktarını DARÇA' YA bağış yapıyoruz.

Çünkü biliyorsunuz ülkemizde özellikle Darüşşafakadaki çocukların bir kural var babalarının olmaması. Babasız çocuklara babalar gününde böyle bir şey yapmak ve onları hatırlamak bizim için çok önemli.


BŞ:
Bunu ben şimdi sizden duydum, o nedenle bir daha sizi kutluyorum çünkü bende Darüşşafaka mezunuyum.

Her kariyer yapmak isteyenin bir hayali olması gerekiyor değil mi?

Ben bazen soruyorum: "Büyük balığınız var mı?"

Herkesin hayatının her safhasında büyük balığı olmalıdır.

Hayaller önemli mi sizce yükselmek için?

SO: Bence hayaller çok önemli.

Yalnız bu hayalleri gerçekleştirme konusunda çok güzel bir tanımlama var.

İnsanın vizyonunun olması, insanın vizyonunun olabilmesi içinde hayallerini planlaması lazım.

Vizyon dediğimiz zaman planlanan hayaller, tabi ki o planlanan hayallerin gerçekleşmesi insan için en büyük mutluluk.

Bu gerçekleşen hayallerin somut bir göstergesi özellikle bizim için.

Benim için demiyorum çünkü biz bir ekibiz, takımız.

Burada Financial Times'de çıkan haber bizimle ilgili "

Şimdi İstanbul zamanı.

Birçok ünlünün giyindiği marka Tween diyor.

Bilin bakalım bu marka nereden?

Milan'dan mı?

Paris'den mi?

Hayır.

Bu İstanbul'dan bir marka." Diyor.

Financial Times'de bir haber.

Financial Times'e bir reklam verebilirsiniz ama böyle bir haber bizim için hayallerin gerçekleşmesi.


BŞ:
Takımın içinde sol açığa değişimi koymuştuk.

Dünya o kadar süratli değişiyor ki, bu değişime ayak uydurmak gerekiyor.

Siz de bir dünya markası yarattınız ama değişime ayak uydurmazsanız o dünya markası bir gün elinizden gidebilir.

Ne yapıyorsunuz değişime ayak uydurmak için?

SO: Bu konuda özellikle bir takım gelişmelerin dışında kalmamak lazım, piyasanın nabzını her an elinizde tutmanız gerekiyor.

Orada aşırı güven insana hata yaptırıyor.

Mutlaka yaptığınız işlerin piyasa gerçekleri ile örtüşmesi lazım.

Piyasadaki değişim ve değişkenlikleri her an çok yakından takip etmeniz gerekiyor.

İnsanın en büyük hatası kendine en çok güvendiği dönemlerde oluyor.

Bunu özellikle ben vurgulamak istiyorum.

"Bu işi en iyi ben biliyorum, en büyük benim,benden büyük yok " İnsanın kendine en çok güvendiği zaman küçük dediğimiz ayrıntıları yok sayarak hareket etmesi insanın büyük hatalar yapmasına neden olabiliyor.


BŞ:
Ama bu kendinize güvenmeyin demek değil.

Güvenin ama sağlam adım atın, kurallara uyun.

O kurallar geçmiş birçok tecrübenin sonunda ortaya çıkmıştır.

Güvenerek kuralları çiğnemeyin.

SO:Disiplinli hareket edin ve aynı zamanda da baktığınız zaman her şeyin sonuç itibari ile bir anda değişeceğine ve her şeyin bir anda mucizevi şekilde ne yok olacağını, ve var olacağını düşünmeyin.
Çalışmadan olmuyor.

BŞ:Sağ açığa biz esnekliği koyduk.

Esneklik kariyerde çok önemli.

Ben bazı gençler görüyorum iş hayatına girmiş, belirli bir departmandan başlamışlar, esnek değiller.

Esnek değillerden kastim şu; diyorlar ki şirket olarak "Sizi Cenevre'ye göndereceğiz 2 yıllığına"

"Ben gitmem" "Sizi şu departmana verelim"

"Hayır, ben pazarlama istiyorum."

Esneklik demek pazarlama müdürü olarak atanmaya gidince "Sizi çaycı yapmak istiyorum"

"Tamam ben çok esneğim, bir süre de çaycılık yapayım" değil.

Size uyacak, size yakışabilecek, tek yol diye düşünmeyin.

Kariyerinizdeki yolları geniş tutarsanız ne kadar yan yollardan ana hedefe ulaşmak için , değişik yollardan gidin.

Eğer tek yolu beklerseniz orada bazen o kadar çok trafik oluyor ki, ana hedefinize ulaşamıyorsunuz.

SO:Şuanda bizim grup olarak 1600 arkadaşımız var birlikte çalıştığımız .

Takdir edersizini bu 1600 arkadaşımızın birçok farklı görevleri var.

Departmanlar olarak baktığımız zaman hepsinin kendine ait bir takım sorumlulukları var takım çalışması için.

Ancak ben kendimde en büyük avantaj olarak şunu görüyorum; 25 yıl önce iş hayatıma başladığım zaman özellikle başlangıçta tüm süreçlerde arkadaşlarımın sorumluluk alanında yaptıkları birçok işi ben yaptım.

O yüzden onların iş yaparken neler hissettiklerini az çok tahmin edebiliyorum.

Bu en büyük avantaj. Koli taşıyan arkadaşımızın da, muhasebe ve finans departmanında olan arkadaşımızın da , pazarlama departmanındaki arkadaşımızın da hangi duygular ile hareket edebileceğini az çok tahmin edebiliyorum.

Çünkü bunların hepsini yaptım.

Özellikle iş beğenme ve beğenmeme konusu belki de zaman zaman önümüze gelen önemli bir fırsatı kaçırmamıza neden olan şeyler.

Geçenlerde bir arkadaşımızın böyle bir şeyi oldu.

Çok iyi bir üniversiteden mezun, çocuğu var, "Sizin veya çevre firmalarda çalışmak istiyorum" dedi.

İşe görüşmeleri yapıldı. İnsan kaynakları departmanındaki arkadaşlarımıza da "6 aylık bir deneme süreci yapalım" dedim.

İlk sordukları şey ücret oldu.

Ben "Keşke sen ilk önce bunu sormasaydın, 6 ay öğrenme sürecinden sonrasını düşünseydin" dedim.

BŞ: Hayatta bütün bu söylediklerimizin bir dengesi olması gerekiyor değil mi?

Ne çok azı, ne çok fazlası, hayatta dengeli olmak.

Her şeyin dengesi.

İş ise iş kolik olmayalım.

Sosyal hayatsa çok eğlence kolik olmayalım.

Eğlenceyi, işi sosyal hayatı bir denge içinde yapalım.

SO:Mutlaka sosyal hayatın içinde olmak lazım.

Sosyal hayatın içinde olduğunuz zaman farklı bir network aynı zamanda networkunda getirdiği işinize yansıyan bir takım avantajlar olabiliyor.

Ancak ben şunu eklemek istiyorum; insanın kendine ve sağlığına dikkat etmesi lazım.

Daha fit ve daha sağlıklı bir vücut her zaman için daha akılcı düşünebiliyor.

O yüzden de eğlence dediğimiz zaman da aşırıya kaçmamak lazım.

BŞ:Konuşmamızın sonuna geldik.

Neyzen Tevfik Üstad demiş ki:

Hayat, çatlak bir su bardağının içindeki suya benzer.
İçseniz de tükenir içmeseniz de.
Bu yüzden hayattan tad almaya çalışın.
Çünkü yaşasanız da bitecek yaşamasanız da.

Hepinize başarılar.

Yolunuz açık olsun.

.

Görüşlerinizi paylaşmak için
.
.

Süleyman Orakçıoğlu, Bülent Şenver.




Süleyman Orakçıoğlu, Bülent Şenver














Süleyman Oreakçıoğlu, Bülent Şenver



Bülent Şenver, Süleyman Orakçıoğlu








Nasuh Mahruki, Bülent Şenver, Süleyman Orakçıoğlu


Nasuh Mahruki, Bülent Şenver, Zuhal Baltaş




Süleyman Orakçıoğlu, Bülent Şenver




Görüşlerinizi paylaşmak için

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org