Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

İbrahim Mirmahmutoğulları Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

İbrahim Mirnahmutoğullari Ürün Ahlakı
24.04.2013
Okunma Sayısı : 8289
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 4,75
Popülarite : 2,86
Verdiğiniz Puan :
 

 

İbrahim Mirnahmutoğullari Ürün Ahlakı

.
.

 izlemek için

.
.

 dinlemek için 

.
.

İbrahim Mirnahmutoğullari Ürün Ahlakı

.
.


İbrahim Mirmahmutoğulları, Bülent Şenver

.
.


Ürün Ahlakı İBRAHİM MİRMAHMUTOĞULLARI
Deşifresi

İbrahim Mirmahmutoğulları (İM)
Bülent Şenver (BŞ)
 
BŞ: Sayın İbrahim Mirmahmutoğulları ile birlikteyiz.

Konuşmamız sırasında ürün ahlakı dedi ve bana çok ilginç geldi.

Çünkü ahlak dediğimiz zaman, bireyin ahlakı oluyor, kurumun ahlakı oluyor.

Ürün ahlakı hepsinden daha önemli ve şirketler ürün ahlakı konusunda bir takım sıkıntıları var dedi.

Şimdi onun ağzından ürün ahlakı nedir?

Şirketlerin ne tür  sıkıntıları var?

Bu etik sıkıntılar ürün ahlakı konusunda nasıl çözülür?

Hep birlikte dinleyelim.

İM:
Şirketlerimiz genellikle bireysel duruşlarını bozmamaya özen gösteriyorlar müesseselerini yıpratmamak için .

Kurumsal taahhütlerini de belli ölçüde  yerine getiriyorlar.

Dışarıya karşı ödeme sorumluluklarını yerine getiriyorlar.

Paydaşların diğer sorunlarını yerine getiriyorlar.

Kamunun alacaklarını zamanında ödüyorlar. V.s.

Fakat ürün konusunda samimi değiller büyük bir kısmı.

Belki yüzde 50'si, 60'ı, 70'i. Niye samimi değiller?

Çünkü orada direk kar var.

Çünkü orada otoritenin direk zafiyetini kullanmak var.

Türkiye gibi standartları takip etmeyen zayıf bir otoritenin olduğu ülkelerde, ürünün ahlakını deforme etmek direk kar anlamına geliyor.

İnsanlar bu ışıltılı, cazip kardan kendilerini mahrum bırakmak istemedikleri için, ürünü standartların dışında üretiyorlar.

Standartların  üzerinde üretmek ve üzerine standart yazmak bir ahlaksızlıktır.

Müşterinin iyi ürün aldığını zannederken kötü ürün aldığını, müşterinin bilmezliği içerisinde onu aldatmaya çalışmak bir ahlaksızlıktır. Ürüne ahlaksızlığı direk paradır.

Onun için insanlar bu zaaflarını daha çabuk açığa çıkarıyorlar.

Ne pahasına olursa olsun kar etmek için kurulduk anlayışı var ya müesseselerin, işte orada bütün etik değerler, bütün ahlaki değerler yer ile bir.

Bakın, bugün en fazla yaş sebze ve sebzelerde örnek var çünkü direk kanser yapan şey.

Ve tahıllar. İnsanlar buralarda zararlarla mücadele etmek için ilaç kullanıyorlar.

İlaç kullanmalarında bir sorun yok.

Fakat orada bir yazı yazıyor.

Diyor ki: "Bu ilacı attıktan sonra 7 gün içinde asla hasat etmeyiniz.

Ederseniz ilaç üzerinde kalır." İlaç demek zehir demek, zehir demek kanser demek.

Ve nitekim bugün bilinen kanserlerin önemli bir kısmı gıdalar üzerinden oluşuyor.

Gıda orada ya tetikleyici oluyor, ya başlangıç oluyor, ya devamını getiren oluyor.

Burada hangi ahlaktan bahsedebiliriz.

Onu bir an önce hasat etmek zorunluluğumuz nereden geliyor?

Çünkü Pazar talep ediyorken, turfandayken, kar etme hırsından geliyor.

İşte bu gerçek manada bir ahlaksızlıktır.

Gerçek manada bir zafiyettir.

Gerçek bu anlamda insanlık onurunu tahribattır. Ve en çok burada hata yapılıyor.

Ya da bir başka ürün üretiyorsunuz.

Ürettiğiniz ürün insanlara bağımlılık yapıyor.

Siz bu ürünün ahlakından bahsedebilir misiniz?

Ya da insanlarda bir takım zararlar oluşturuyor.

Ya da kullandığınız ömür katıcı kimyasal ilaveler insanlara zarar veriyor.

Bu ürünlerin ahlakından bahsetmek mümkün olabilir mi?

Ya da bizim sektörümüzde. Boru üretiyoruz. Son tüketici dışarıdan baktığı zaman fark etmesi mümkün değil. Ama ürünün bir takım taahhütleri var. Standartlar bunu ön görüyor. O taahhütlerin yarısı , yarısının yarısı, hatta onun yarısı kadar vasıflı ürün sürmüyorlar piyasaya. Bu son tüketiciyi  aldatmak olduğu gibi  ahlaklı kuruluşları, düzgün ürün üreten kuruluşları da başka türlü olumsuz etkiliyor.

Otoritenin olmadığı yer dedim konuşmamın başında, bunu demek istedim.

Türkiye gibi TS'nin veya benzer standart koyucuların takip zafiyetinden dolayı.

Malumunuz TS bir kere belgeyi verir,  sonra ondan sonra bir daha dönüp bakmaz.

BŞ: Kontrol ve denetim yok.


İM:
Her yıl bir fatura keser.

Kontrol edenin keseceği faturayı etmeden keser.

Dolayısıyla kar güzel bir şeydir. İnsanlar o kar tamahı ile burada eksiltme yapar yani hırsızlık yapar.

Ben gençlerimizden şunu rica ediyorum; insanın önce kendisine saygısı olacak.

Bu dünyanın geçiciliğini de bilecek.

Bu dünyanın geçiciliği içerisinde kabre bizim ile birlikte gitmeyecek o haksız yere kazandıklarımız. Bunu da bilecek.

Çocuklarımıza emanet edeceğimiz şey eğer bu ahlaki perspektiften beslenmemişse o onlara zarar verecek, hiç kuşkusuz.

Çocuklarımıza emanet ediyoruz.

Neyi emanet ediyoruz?

Bizim o mücadele yıllarımızdaki emeklerimizi emanet ediyoruz.

Ahlaklı ve ahlaksız duruşumuzu emanet ediyoruz.

Eğer biz onları saygın bir şekilde yetiştirmediysek, onlara kendi hayatımızdan güzel kesitler sunmadıysak, biz yaşarken ürünün de ahlakı olduğunu ihmal ettiysek, çocuklarımıza kalan paranın onlara hayır olacağını  düşünebiliyor muyuz?

Sonra birbirini yiyen evlatlar duyuyoruz.

Baba miras bırakıyor, evlatlar birbirlerini yiyor.

Evlatlar birbirine düşüyor.

Hangi duygu ile düşüyor?

Hiç düzgün bir ailenin çocuğu para için birbirine düşer mi?

Orada kendi mazbutluğumuzu sorgulamamız lazım.

Kendi duruşumuzu sorgulamamız lazım.

Kendi ahlaki çizgimizdeki zafiyetimizi sorgulamamız lazım.

Eğer evlatlarımızın hayırlı evlat olmasını, müesseselerimizin devamlı olmasını , devam ettireceklerine yönelik inancımızı korumak istiyorsak. Değilse, 'Benden sonrası tufan' diyorsak ki, bu büyük israf.

Lütfen her üç ahlakı aynı anda dikkat edelim.

Bireylerin ahlaklı olması gerektiği kadar kurumlar da ahlaklı olmalıdır.

Kurumların ahlaklı olması gerektiği kadar ürünlerde ahlaklı olmalıdır.


BŞ:
Çok teşekkür ediyorum Sayın İbrahim Mirmahmutoğullarına, bu değerli üç ahlakı bizimle paylaştı.

Ağzınıza sağlık.

İM: Ben teşekkür ediyorum.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org