Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Gülgün Feyman Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Ekranların en sevilen haber sunucularından biri
16.06.2014
Okunma Sayısı : 2809
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Ekranların en sevilen haber sunucularından biri

.
.

Sayın Irmak Mete Aydınlık GAzete için benimle bir söyleşi yaptı. Paylaşıyorum...

.
.

Ekranların en sevilen haber sunucularından biri


Gülgûn Feyman Budak ekranların en sevilen haber sunucularından biri.

TRT radyolarında başlayan meslek hayatı TRT televizyonu ve ardından özel kanallarda devam etti. 40 yılı mesleğine sadakat içinde geçti. Patronların değil, halkın sunucusu oldu.

Şimdi de Ulusal Kanal ailesine katıldı. Hatta bir adım daha atarak İşçi Partisi'ne üye oldu.

Gülgûn Feyman'la uçuşu öncesi Bindallı Sanat Galerisi'nde buluştuk.

Meslek hayatından, günlük hayatından, Türkiye'nin sorunlarına kadar pek çok konuyu konuştuk.

Su gibi akan Türkçesine hayran kaldık.

Yaklaşık 1 saat süren sohbetin ardından uçağının kaçmasına ramak kala vedalaştık.

-Uzun yıllardır milyonlar ekran karşısında sizi izliyor. Siz o kameraya baktığınızda ne görüyorsunuz?


90-60-90, hilal kaş, badem göz, sırma saç, 'haydi kızım gel sen de biraz burada nur saç' diye her önüne gelenin ekrana çıkarıldığı bir sistemden geçiyoruz.

Oysa Türkçe esastır.

Bu ölçülerin hiçbirine uymadım.

Ses tellerimle, bilgimle, hayata bakışımla Türkçeye olan aşkımla mesleğimi yaptım.

İlk anonsumdan bu yana kendimi mesleğime verdim.

Kamera karşısına geçtiğimde bütün sevdiklerime bakarcasına baktım izleyicilerime. Hepsi benim dostum.

Kameranın önüne oturduğumda arkasında milyonlar var diye düşünmedim. 'Arkada dostlarım var' diye düşündüm. Orada 'ben' yok, 'biz' var.

-Mesleğiniz sizin için ne ifade ediyor?


Ülkenize aşıksanız kendi kendinize bir misyon üstleniyorsunuz.

Ben ülkemin çıkarlarını, Cumhuriyet kazanımlarını savunmalıyım.

Benim sorum "Acı var mı acı" olmadı hiçbir zaman. "Her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa" demedim hiç.

Maalesef yakın arkadaşım olan pek çok kişiye içimden selam vermek dahi geçmiyor.

Boyuna savruldular bir yerden bir yere.

Rüzgara kapılmış kuru yaprak misali. Ve kurudular, soldular, söndüler.

Ama ben hep varım ve var olacağım. Mesleğim konusunda içim çok dolu.

Habercilik para kazanma mesleği oldu. Oturdular patronlarıyla pazarlıklar yaptılar.

Haberin pazarlığı olmaz ki!

-Sunucu elindeki metni okuyan kişi midir? Taraf olmalı mı?


Nasıl tarafsız olabilirsiniz?

Ülkemin bulunduğu koşullarda Anayasamdan aldığım güçle ben tarafım.

Burası laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti ise bunu yıkmaya çalışanların karşısında kapı gibi dikilebilecek gücüm var.

Kamuoyunda, zihinlerde bir ismim var.

Ama bu isim zihinlerde bir çiçek gibi durmamalı.

Seyirciye doğru mesajları vermem lazım.

Bugüne kadar hiçkimse 'Gülgûn sağa sola oynuyor' diyemedi.

Ben tarafım ve tarafımı da net bir şekilde ortaya koydum.

Ne şiş yansın ne kebap diyenlerden değilim yani.

Diğer tarafta olanlar da var.

Yandaş, candaş, kandaş medyada ülkenin yolsuzluklarını dahi savunan sayısız isme rastlamıyor muyuz?

Düne kadar nefesi kokanların bu sistemden kazandığı paralarla arabalar, yatlar, katlar yaptıklarını görmüyor muyuz?

Bütün bunlar mide bulandırıcı ve çirkin.

-Peki holding medyasındaki bir haberci nasıl taraf olur?


Olamaz.

Holding medyasının kapısından geçmeyecek.

'Aç kalırım' kaygısıyla hareket ettiği sürece mahkûm olmak zorundadır.

Silivri'de, Hasdal'da olanlara mahkûm demiyorum.

Asıl bunlar mahkûm.

Merak ediyorum, rüzgar değiştiği zaman nerede oturacaklar.

-Uludere olayı ya da Gezi Parkı'nda polisin halka saldırması 1 gün boyunca haber bültenlerinde yer alamadı. Haber bültenlerinin bugün içinde bulunduğu durumu nasıl görüyorsunuz?


Zavallılık. Habercinin temel görevi olan olayı aktarmaktır.

Gezi Parkı'nda kitlesel eylem var. Siz bu insanları görmüyorsunuz.

Onlar da sizi görmeyecek.

Bir yayıncı kuruluş halktan yana tavır koymalıdır.

İktidardan yana tavır koyuyorsan hükümetin borazanısın.

Seni istediği gibi çalar. Nitekim öyle kötü çalıyor ki sesi bozuk çıkıyor.

Halktan yana tavır koyanlara da halk sahip çıkıyor.

'Arslanlı Yol'un bir neferiyim'

-İşçi Partisi üyeliğiniz çok konuşuldu. Neden İşçi Partisi?


Meslek hayatımda dokunmadığım bir başbakan ya da cumhurbaşkanı kalmadı.

Bugün 'Türküm' demekten yüksünenlerin olduğu bir siyasi tablo görüyoruz.

'Ne mutlu Türküm diyene' diyorum her zaman.

Atatürk'ün kurduğu partinin sempatizanı olmuş olabilirim. Ama şirazesinden çıkarsa sırtımı dönerim.

İşçi Partisi rotasından bir milimetre bile sapmadı.

Ülke çıkarlarını savunan, Atatürk'ün ülkemize kazandırdığı tüm kazanımlara sahip çıkan tek parti İşçi Partisi.

Ben Cumhuriyet kadınıysam, Atatürk devrimlerine bağlıysam, emekten yana oyumu koyuyorsam, bu partinin lideri Doğu Perinçek'in söylediği gibi Arslanlı Yol'un bir neferiyim.

İşçi Partisi beni kabul ettiği için şükran borçluyum.

Geldiğim yerden çok gururluyum.

O sıcacık insanlarla bir arada olmak beni bir kez daha dünyaya getirdi.

-Örgütlü olmanın önemi nedir?


Kamuoyunun tanıdığı kişiler olarak bireysel birşeyler yapabiliriz.

Ama toplum menfaatine çalışabilmek için el ele vermek zorundayız.

Birlikten güç doğar. Ben o nedenle buradayım.

-İçlerinde İşçi Partisi yöneticilerinin de olduğu birçok aydın cezaevlerinde. Bu konuda ne söylersiniz?


Toplum artık o demir parmaklıklar ardında aslında sadece bedenleri tutsak edilen, düşünceleri asla tutsak edilemeyecek o yurtseverlerin, analarının ak sütü kadar pırıl pırıl olduğunu görmeye başladı. Kısa süre sonra devran dönecek.

Bir başka yapıyı göreceğiz o demir parmaklıklar ardında.

Yakında adaletin sopası hakikaten doğru yere inecek.

'AKP iktidarı çöküyor'

-Sizce Haziran Ayaklanması Türkiye'de nasıl bir etki yarattı?


İktidarın baskıcı tutumuna ve düzenin düzensizliğine büyük bir başkaldırıydı. Gençler uyandı.

Gençlerin düşüncelerine kilit vuramazsınız.

Düşünsel olarak hapsedemezsiniz.

Yıllarca bu uyanışı bekledik hepimiz.

Ve gençler bize güç verdi. Ben de o coşkunun içinde yer alanlardan biriyim.

Yaşananları birebir biliyorum.

-Yolsuzluk ve Rüşvet Soruşturmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Haziran Ayaklanması, Yolsuzluk Operasyonu'nun fitilini ateşledi.

Görüyoruz ki cemaat ve iktidar gençliğin uyanışı ile birbirine düştü.

AKP iktidarı çöküyor. Liderler karizmayı fena halde çizdirdiler.

Bu duman bu bacadan bir kere çıktı.

-Peki bu hareket nereye varır?


Artık bu iktidar son çırpınışlarını yaşıyor.

Baskıyla içindeki kokuşukluğu örtbas etmeye çalışıyor.

Güneş bizden yana öyle bir doğdu ki...

'Beni balçıkla sıvayamayacaksınız.

Kendi çamurunuzda batacaksınız' dedi.

Çünkü o çok kıymetli insanlara çamur attılar.

İftairalarla, düzmece iddialarla içeri attılar.

Ama kendi pisliklerinde boğulmaya başladılar.

Artık yolun sonu gözüktü.

Seçimlerden önce bile gelebileceğini düşünüyorum.

'Ulusal Kanal'da milyarlar yok'


-Ulusal Kanal'da Ümit Zileli ile 'Nasıl Yani?' programını yapıyorsunuz?

Program fikri nasıl çıktı?

Antalya'da bir kanalda çalışıyordum.

Direnişçileri terörist gibi gösterdiği için kanalın sorumlu müdürü ile ciddi bir tartışma yaşadım ve işimden ayrıldım.

Eşimle birlikte bir haber sitesi oluşturduk.

Ümit Zileli aradı.

'Böyle bir proje var. Gelir misin?' diye tereddütle sorarken cümlesini ben tamamladım; senin adın ve Ulusal Kanal adı yan yana.

Koşa koşa geliyorum.

1 hafta sonra programa başladık.

Ümit'in yaptığı bu davet benim için bir milat.

Bu yüzden ona şükran borçluyum.

Bu kapıdan içeri girdim ve 'ben bu sistemin emrine amadeyim' dedim.

-Programdan sonra nasıl tepkiler aldınız?


Çok alkış alıyoruz.

Hiç olumsuz bir tepki almadık.

Günceli tartışan bir program.

Hemen her kesimin seyretmeye başladığı bir program.

Kavgasız, gürültüsüz doğruları anlatıyoruz.

-Buraya gelmeden önce Ulusal Kanal'ın nasıl bir kanal olduğunu düşünüyordunuz? Geldiğinizde nasıl bir kanalla karşılaştınız?


Özellikle 31 Mayıs'tan sonra evimizde Ulusal Kanal hiç kapanmadı.

Eşim doktor.

Ertesi gün hastaneye gitmesi lazım.

Saat 2-3 gibi uykuya çekiliyoruz.

Tam gözlerimizi kapatıyoruz ki 'İhanet mi ediyoruz memlekete' diye fırlıyoruz yerimizden.

Sonra tekrar Ulusal Kanal başına geçiyorduk.

Hem genç kadrolar var, hem olgun kadrolar...

İçine girdiğim zaman çok daha sıcak ve kenetlenmiş bir yapı gördüm.

Burada milyarlar dönmüyor, gönül birliği, vatan sevgisi dönüyor.

İlk özel televizyonların kurulduğu dönem çalışanlarda yeni bir başlangıç heyecanı vardı.

Bu heyecanı Ulusal Kanal'da yakaladım.

Köklü bir kanal olmasına rağmen hantal yapı yok.

Cıvıl cıvıllar.

-Ya Aydınlık gazetesi?


Gazetenizin fanatiklerindenim.

Gözümü açar açmaz ilk yaptığım şey Aydınlık okumak.

Çok başarılı gidiyor.

Her geçen gün satış rakamları artıyor.

Herşeyden öte ismi çok güzel ve anlamlı.

-Hakkınızda çok az şey biliniyor. Peki Gülgûn Feyman neler yapar? Bir günü nasıl geçer?


Babam yıllarca bu ülkeye emek vermiş bir komutan.

'Vatana ihanet ederseniz ipinizi ben çekerim' diyen bir babadır.

Çok okurum.

Müzik benim için vazgeçilmezdir.

Klasik batı müziği ve caz dinlemeyi severim.

Resim sanatını severim. Yıllardır tenis oynarım.

Evimizde 5 köpeğimiz var.

Bahçe işleriyle uğraşırım.

Şehrin dışında yaşamayı tercih ediyorum. Şiiri çok severim.

Yaşımı gururla söylüyorum.

Çizgilerim benim gururum.

Kocaman iki kızım var, 84 doğumlular.

Eşimle yaptığım evliliğimin ardından 4 çocuğum oldu.

Ulusal Kanal ve Aydınlık ile bizleri kucaklayan seyircilerimiz sayesinde artık kocaman bir ailem var.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org