|
|
|
|
Murat Yatağanbaba Gözüyle
|
|
|
|
|
Tüm Yazıları
 ShareThis
|
KUR'AN'A GÖRE AVRUPA BİRLİĞİ / MUTLULUĞUN YOLU BAKARA 177'DEN GEÇİYOR! (9.BASKI)
12.02.2006
Murat Yatağanbaba |
|
|
| Okunma Sayısı : |
5704 |
|
|
| Oy Sayısı : |
5 |
|
|
| Değerlendirme : |
3,8 |
|
|
| Popülarite : |
2,66 |
|
|
| Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
KUR'AN'A GÖRE AVRUPA BİRLİĞİ
(Mutluluğun Yolu Bakara 177'den Geçiyor)
.
.
"AB'ye girmek"le, "AB'ye teslim olmak" arasındaki farkı ayırt edemeyecek kadar kendinden geçen, hatta gözü dönen iktidar partisi, acemi şoförlerlere rahmet okutacak biçimde sürekli gaza basmaktadır. Bu hızlı ve gözü kapalı (kontrolsüz) sürüş sonucu Türkiye Otobüsü sürekli bir yerlere çarparak yoluna devam etmektedir... Engebeli AB Yolu'nda şu ana kadar aldığımız darbeler, otobüsteki bir yolcu olarak beni korkutmaktadır... Bunlar öyle darbelerdir ki, Türkiye Otobüsü'nü hurdaya çıkarmak üzeredir...
SÜTE VE KANA SU
Ben böyle düşünürken, gözüne perde inmiş bazı AB'ci ve ABD'ci tayfası aksini savunuyor... Ben bu tayfanın -Atatürk'ün atıf yaptığı- "o asil kanlarına" bir şekilde su karıştığından şüpheliyim! Bunların kanlarına su karıştığı gibi, sütlerine de karışmış olabilir!!!
Bu kanı ve sütü bozukların, Mustafa Denizli'nin deyişiyle "içimizdeki İrlandalılar"ın yani kraldan çok kralcı ve alçakların köşe başlarına yerleştirilmiş olmaları (basına-sermayeye-siyasete) halkın gerçekleri görmesini engellemekte ve adeta basiretsizleştirip, esrar içmiş gibi uyuşturmaktadır... Bu böyle olmasa, nasıl olur da Türkiye'nin bir kısmı, "AB'ye girmek ile AB'ye teslim olmak" arasındaki farkı anlayamaz? İşin omurgası işte budur: Halkımız yanlış ve kasti bilgiler verilerek kandırılıyor, "girdik / giriyoruz" ulumalarıyla halkımıza resmen yalan söylüyorlar, gidişatımız AB'ye girmek değil, AB'ye teslimiyettir. Yani öteki AB üyesi ülkelerin yemek yediği masaya oturamayıp, onların artıklarını temizlemek için nöbetci hizmetcilik!
ANA - AVRAT MESELESİ
Halkımıza bu yanlış, eksik ve yalan bilgileri vererek sırf AB'den yemlenebilmek için kalemini satmış bulunanlar, doğaldır ki, gözlerini ve vijdanlarını da satmış bulunuyorlar. Bu zevatın kalemi ve vijdanı satılmamış, gözüne perde inmemiş veya gözü dönmemişse, uzayda mı yaşıyor da şunları da göremiyor veya görüp bilip dururken içine sindirebiliyor?:
> Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın, -PKK'ya yardım ve yataklıktan hükümlü- Leyla Zana ve tayfasına TBMM'de onurlarına yemek vermesini...
> "Alevi azınlık" tanımının litaratüre girmesini...
> İç ve dış borcumuzun iki yıl içinde 250'den 350 milyar dolara çıkmasını...
> Her şeyi bir yana bırakın, peki AB'nin Türkiye'yi AB'ye almak için "Atatürk'ten vazgeçin" demesini...
Sütü ve kanına AB suyu katılmış bu AB teslimiyetcileri gerçekte Türkiye'ye ana avrat sövmek demek olan bu istekleri sıralayanlara şunu bile soramıyor: Siz AB ve ABD, hem "Türkiye'yi İslam Dünyası'na model olarak sunacağız" diyorsunuz, hem de Türkiye'nin diğer Müslüman ülkelerden "tek farkı" olan"Atatürk Siyaseti"nden vazgeçin diyorsunuz!!!
"ATATÜRK'SÜZ" TÜRKİYE MODELİ
Kanı ve sütüne AB suyu karışmış teslimiyetcilerin Atatürk ile ilgili sormadığı / soramadığı bu soru ve bu sorunun gerçek cevabı AB kontrol odaklarının gerçek amacını ortaya çıkarmaktadır, o da şudur: Atatürk'ü çekip aldınız mı, Türkiye'nin bir İran'dan, bir Irak'tan, bir Libya'dan, bir Suudi Arabistan'dan ne farkı kalıyor? Hiç! O halde bu "Atatürk"ten vazgeçin, sizi İslâm Dünyası'na model yapalım" diyen AB'nin asıl amacı Türkiye'yi de asırlardır onursuz bir yaşantı süren sözde İslam ülkelerinin duru-muna düşürmektir!!! Çünkü Türkiye ancak ve ancak "Atatürk siyaseti / modeli ile" diğer İslâm ülkelerine model olabilir, Atatürk'ten vazgeçersek model olmamız söz konusu değildir, çünkü o zaman zaten bir farkımız kalmıyor!
AB bölücüsünün istekleri bunlardan ibaret değil tabi... Rauf Denktaş'a "artık Kıbrıs kaybedilmiş bir davadır" dedittirecek kadar teslimiyetci bu iktidarın önüne konan listede, "yabancılara toprak satışından", "toplu din değiştirmeye" kadar bir yığın bölücülük şartı bulunuyor... Ekümenlik ve Rum Patrikhanesi konularına falan zaten girmiyorum midem bulanıyor. Atatürk'ün Türkiye'den def ettiği Rum Patrikhanesi'ni elpençe divan durarak yeniden Türkiye'ye yerleşmelerini ve "azizlerinin kemiklerini" bile getirmelerini sağlayan bu iktidar, Atatürk'ten intikam mı alıyor acaba?
AB'NİN VE KUR'AN'IN ADAM OLMAK ANLAYIŞI
AKP iktidarı neden bu kadar taviz verip bu teslimiyeti gözü kapalı kabulleniyor? Çünkü: "biz Türkler / Türkiye adam olamadık, bizi siz adam edin" demek istiyor... Batı'nın cevabı da "evet siz kendiniz adam olamadınız, zaten olamazsınız, sizi biz adam ederiz, siz ancak 'bizim adam olma reçetemizi uygulayarak zafer ve mutluluğa ulaşabilirsiniz', o bakımdan şu listedeki dayatmaları tıpış tıpış bir yerine getirin bakalım" oluyor!
Yani işin özeti "adam / ergin olup, zafer ve mutluluğa ermek." AB'nin bizi adam etmek için hazırladığı reçetedeki ilaç ise işte bu: Türkiye'nin belinin kırılıp bölünmesi... Bölünüp parçalanırsak, toprağımızı satarsak, din değiştirirsek, Atatürk'ten vazgeçersek adam olurmuşuz...
Peki bu "adam / ergin olup da, zafer ve mutluluğa ermek" konusunda Kur'an ne diyor? Adam olmanın, erginliğin, zafer ve mutluluğun ölçüsü, yolu yordamı, şartları nelerdir? Bunun yolu "AB ve ABD'nin bütün şartlarını tamamen kabul edip" Batı'ya (AB) girmek mi, yoksa Batı'yı bırakıp tamamen Doğu'ya yönelmek mi? Kur'an bu ve buna benzer sorulara, evrensel ve zaman üstü bir cevap verip, arayışta olanlara yol gösteriyor, ayeti beraber okuyalım:
"Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğe kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar, bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özü ile sözü bir olanlar ve işte bunlardır korunan takva sahipleri" (Kur'an - Bakara / İnek Suresi - 177)
Ayetten anlaşılıyor ki, zafer ve mutluluğa erip adam olmanın veya adam olup zafer ve mutluluğa ermenin bazı alt yapıları gerekiyor! Ayetten anlıyoruz ki bu alt yapının olmazsa olmazları; inançlı olmak, paylaşımcı olmak, özellikle zorda olan / kalanlara yardımcı olmak, güvenilir olmak ve sabırlı olmaktır...
Oysaki "paylaşımcılık" Türkiye'de son zamanlarda yoktur. Mal ve servet birkaç ailenin elinde dönüp durmaktadır. Paylaşımcılık (zekat) gerçekleşmediği içindir ki, Türkiye'nin en zenginleri ile en fakirleri arasında tam 236 kat gelir farkı vardır.
Diğer bir şart olan "güvenilir olmak" ise Türk litaratüründen tamamen çıkmıştır. "Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin" sözü de ispatlamaktadırki, Türkler birbirine güvenmemektedir. Yani Türkiye'de yaşayanların birbirine güveni yoktur, çünkü -babalarına bile güvenmeyenler haline gelmiştir- insanları güvenilir değildir.
Hele hele "darda olana yardımcı olmak" şartı Türkiye'de mumla aranmasına rağmen bile yoktur. Sakarya depreminde insanlar kış günü çadırda yatmaya mahkum edilmişlerdir. Güney Asya'daki Tusinamizedelere bütün dünya yardıma koşarken, Türkiye'den topla-nan yardım Alman Rallici Schumacher'in tek başına yaptığı yardım kadar bile olmamıştır.
Özetle Türkiye bu haliyle "ister Batı'ya, ister Doğu'ya girsin" Kur'an'a göre "zafer ve mutluluğa" kavuşamayacak! Biz; inançlı, paylaşımcı, yardımcı, sabırlı, güvenilir, yani kendi ayaklarımızın üstüne basıp, adam olmalıyız, bunları yapmadan, -ayetin ifadesine göre- yüzümüzü ister doğuya ister batıya çevirip duralım, Türkiye mutluluğu yakalamış bir ülke olmayacak.
Olacak olan; "masa masa dolaşan" pavyon karıları gibi "ülke ülke dolaşıp" dilenmek! Bu dolaşmalar ve dilenmeler sırasında, 350 milyar dolar borçla, "bağımsızlığımız" İMF'nin ipoteğine verildiği gibi, yarınlarımız da AB'nin ipoteğine verilmiş olacak.
Yatağanbaba milletimize bu konuda derki:
Kaderimizin değişmesi AB'ye (Batı'ya) veya Doğu'ya değil, Bakara 177'ye bağlı!
-----------------------------------------------------------------
YAZININ YAYIN TARİHLERİ :
.
.
.
.
.
5.Baskı / Politikaçı Dergisi / 27 Mayıs 2008 - Denizli
4.Baskı / "Güllerin Efendisi Hz.Muhammed Sürgün'de" kitabı / Mayıs 2007 - Denizli
3.Baskı / osmanturan61.blogstpot Sitesi / 16 Haziran 2006 - İzmir
2.Baskı / (Yatağanbaba'nın eski sitesi) / 08 Ekim 2005 - Denizli
1.Baskı / Denizli Haber Ekspres Gazetesi / Eylül 2005 - Denizli
.
.
REİTİNG:
.
.
.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
MURAT YATAĞANBABA İRTİBAT:
> e-posta : muratyataganbaba@mynet.com
> web site: www.yataganbaba.com
> telefon : 0537 411 59 83
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
MURAT YATAĞANBABA KİTAPLARI:
.
YATAĞANBABA KİTAPLARI SİTESİ: http://yataganbabakitap.tr.gg
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları
ShareThis
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|