Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Mehmet Ali Birand Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Avrupa, Türkiye ve Kıbrıs'ı kaybediyor…
09.01.2010
Okunma Sayısı : 3856
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Avrupa, Türkiye ve Kıbrıs'ı kaybediyor…

Türkiye'nin Avrupa Birliğine yürüyüşü 2009'da tökezledi. İlişkiler kayalara oturdu. 2010'da bu durumun değişeceğine dair hiçbir işaret yok. Tam aksine, Türkiye tam üyelik hedefinden uzaklaşıyor, Kıbrıs'ta çözüm ümitleri giderek yok oluyor. Önümüzdeki aylarda bu gidiş daha da netleşeceğe benziyor.


2009'a, Türkiye-AB ilişkileri açısından çok ümitli başlamıştık. Ak Parti, nihayet çağrıları kulak verdi ve  Başmüzakerecilik görevini dışişlerinden ayırıp Egemen Bağış'a verdi. Asdından Avrupa bBirlği Genel Sekreterliği için dev bir kadro kuruldu. Bu kadarla da kalınmadı, adaylığımızın açıklandığı 2004'ten bu yana, Başbakan ilk defa Brüksel'e resmi gezi yaptı.

Hepimiz heyecanlandık.

Türkiye-AB müzakerelerinin hızlanacağını sandık. Ancak, Sarkozy-Merkel ikilisinin "Tam üyelik yerine İmtiyazlı Ortaklık" söylemi ve Ankara'nın hevesini kırmak için bu yaklaşımı  sürekli tekrarlamaları , etkili oldu.

Avrupa'dan kaynaklanan engellemeleri, Türkiye'ye bakıştaki soğukluğu, temelde ikiye ayırabiliriz.

Biri, Türrkiye'nin büyüklüğü. Yani,  AB içindeki gücünün Fransa ve Almanya gibi  kurucu ülkelerin paylarının küçülmesine yol açma olasılığı. Diğer de, Türkiye'nin müslüman bir ülke olması. Avrupa'nın İslamı içine almayı henüz sindirememesi.

Bunlar fazla söylenmeyen temel gerekçeler.

Kamuoyuna açıklanan gerekçeler ise, Kıbrıs'ta çözümsüzlük, Türk işçilerinin AB piyasalarındaki işsizliği arttırma olasılğı ve Kopenhag siyabi kriterlerindeki özgürlükler, İnsan Haklarındaki eksiklikler.

Ne olursa olsun, sonuç çok kötü.

2009, Türkiye-AB ilişkileri açısınan sınıfta kaldı.

35 BAŞLIKTAR 11'İ AÇILDI,
18'İ BLOKE EDİLDİ. GERİYE
SADECE 5 BAYLIK KALDI.
KISACASI, MÜZAKERELER
FİİLEN YÜRÜYEMEZ NOKTAYA GELDİ

Bugünkü manzara karamsarlık yaratıyor ve 2010 için de ümit vermiyor.

Müzakereler 2005'te başladı.

Görüşülecek başlık sayısı 35 idi.

2006 aralığında AB Konseyi, Türkiye'nin limanlarını tam üye Kıbrıs gemilerine açmadığı ve Gümrük Birliğine uymadığı gerekçesiyle 8 başlığı  dondurdu ve durumun 2009 aralığında gözden geçirileceğini kararlaştırdı.

Ardından Fransa, Türkiye7nin tam üyeliğini direkt etkileyecek olan 4 başlığı bloke ettiğini açıkladı. Bu da yetmiyormuş gibi, Kıbrıs birkaç hafta önce, yine  Türk limanlarının açılmaması nedeniyle diğer 6 başlığı bloke ettiğini bildirdi. Böylece, müzakere masasından kaldırılan başlıkların sayısı 18'i buldu. Bugüne kadar pek önemli olmayan 12 başlığın açıldığını düşünürsek, geriye müzakeresi yapılabilecek 4 başlık (Eğitim-Kültür, Yargı-Adalet-Dış Politika-Savunma)  kalıyor ki, bu durumu "müzakerelerin durması" diye adlandırabiliriz.

Herhangi bir tutum değişikliği de beklenmemeli.

Avrupa Birliği. Nu Türkiye'yi ne de İslam'ı içine sindirebileceğine dair işaret vermiyor.

Bu arada, ilişkilerde durma noktasına gelinmesinin tüm sorumluluğunu da Avrupa'ya yüklememek gerekir.

AB'nin tutumu, Türk kamuoyundaki heyecanı öldürdü, Avrupa'yı gündemden çıkardı, ancak Türkiye'nin de bu gidişe katkısı oldu.

En önemli etken, Ak Parti hükümetinin siyasi ve ekonomik gelişmeler nedeniyle AB'den soğumasına yol açtı.

Ekonomik-mali kriz, ülkenin kaynaklarını eritti. İktidar, ne kamuoyu ne de özel sektöre ait fonların AB'ye uyum gerektiren reformlara harcanmasını istemedi. Böylesine sıkışık bir dönemde ve hele Tam Üyeliğin ufukta dahi görülmediği bir ortamda, AB için para harcamak istemedi.

Diğer önemli bir etken de, Türk iş adamlarının eskisinin aksine, Avrupa'da değil daha çok Orta Doğu-Rusya  ve diğer bölgelerde  para kazanmaya başlayıp, AB'ye ilgisiz kalmaları.

İşte tüm bu gelişmeler sonunda, müzakereler kayalara oturdu.

2010'da gemiyi kurtarabilecek miyiz?

2010'DA TÜRKİYE-AB
İLİŞKİLERİNİN YENİDEN
RAYINA OTURMASINI VE
MÜZAKERELERİN TEKRAR
HIZLANMASINI BEKLEMEK
ÇOK İYİMSERLİKTİR. ÇOK
ZORDUR

Ben, 2009'da yaşananların ve yukarda çizdiğim manzaranın bu yıl içinde değişeceğini hiç sanmıyorum.

Beklenmedik büyük olaylar yaşanırsa, bugünden hiç varsayamayacağımız durumlarla karşılaşırsak, o zaman durum değişebilir. Aksi halde, 2010'un bu gidişi daha da perçinleyeceğine, daha kalıcılaştıracağına inanıyorum.

Ne yazık ki, 2005'ten sonra yaşananlar, ortamı öylesine bozdu ki, insanların içlerinde kalmış  önyargılar, ard arda gelen ekonomik-mali krizler öylesine etkili oldu ki, işin içinden çıkılmaz bir noktaya varıldı.

Bu koşulların değişmesi de hiç kolay değil. Daha doğrusu çok uzun süre ister. İşte benim karamsarlığım da bundan kaynaklanıyor.

AB BİRLEŞİK KIBRIS
TRENİNİ KAÇIRIYOR.
KIBRIS BAĞI ARTIK
TERSİNE DÖNDÜ. AB
FARKINDA DEĞİL, ANCAK
YENİ BİR DÜNYA KURULUYOR
VE TÜRKİYE ORADA YERİNİ
BULUYOR

Avrupa'nın hala farkında olmadığı bir başka  gerçek daha var. O da, artık eski dengelerin kalmadığı, eski bağların, eski hesapların Türkiye'yi yönetenlerin kafalarında bozulduğudur.

Söylemek istediğim çok basit.

Bugüne kadar, Batı başkentleri ve medyasında Kıbrıs'ta bir çözüm ile Türkiye'nin AB'ye üyeliği arasında bir bağ kurula gelmişti.

Yıllardır "şunları yapın, AB'de istediğinizi verelim" denklemi sürdürüldü.

1995'te Türkiye'ye Gümrük Birliğinin tanınması karşılığında, Kıbrıs Rumlarıyla tam üyelik müzakerelerinin açılması kararlaştırıldı.

2004'te Annan planının kabulü karşılığında, Türkiye'ye adaylık statüsü verildi ve müzakereler başlatıldı.

Bu bağ ne zaman koptu biliyor musunuz?

Türkiye'nin, Annan planını, dev bir tabuyu yıkarak kabul ederken, Rumların reddetmeleri ve buna rağmen tam üyeliği kabul edilmeleriydi. Rumlara, altın bir tepsi içinde, Türkiye'nin tam üyeliğe giderken geçeceği kapının anahtarı verildi. Avrupa, elindeki kartı hoyratça kullandı.

Böylece, AB-Kıbrıs bağı koptu.

AB'nin eski caydırıcılığı kalmadı.

12 Aralık Economist dergisinde, ilginçtir hala "Türkiye AB'de sıkışıyor.  Tıkanıklığı gidermenin yolu, çözüm için adımlardır. Ankara hareketlenmelidir" mesajı veren uzun bir analiz yayınlandı.

Ne kadar yanılgı dolu bir yaklaşım.

Economist, dengelerin ve Türkiye'de  bazı şeylerin değiştiğinin farkında değil. Avrupa başkentleri de böyle düşünüyorsa, büyük yanılgı içinde olduklarını  söylemeliyim.

AB artık, Türkiye'nin ulaşabilmek için önemli özverilerde bulunacağı, bir konu değil.

Türkiye hızla değişiyor.

Avrupa belki farkında değil, ancak sadece Türkiye'yi kaybetmiyor, birleşik bir Kıbrıs oluşturma olasılığını da kaybediyor.

Avrupa Birliği. Türkiye için kaçırılamayacak bir havuç olmaktan çıkmaktadır.

Ben bu bağın tersine döndüğüne dikkat çekmek istiyorum.

Eğer Avrupa'nın, hala birleşik bir Kıbrıs hayali veya hedefi varsa, Kıbrıs'ın bir daha bir araya gelmeyecek şekilde bölünmesini önlemek istiyorsa, o zaman Türkiye'ye yaklaşımını değiştirmedi.

Birleşik Kıbrıs'ı kaybetmemek için, Türkiye iştahını açacak, tekrar Avrupa heyecanını arttıracak havuçlar hazırlamalıdır.

Artık dünya değişiyor, Türkiye'de kurulmakta olan bu yeni dünya'da yerini  buluyor.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org