Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Nilgün Nart Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
İNSAN TADINDA YAŞAMAK
30.06.2007
Nilgün Nart
Okunma Sayısı : 2938
Oy Sayısı : 22
Değerlendirme : 5
Popülarite : 6,71
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

İNSAN TADINDA YAŞAMAK

Güneşin sıcaklığında, okyanusun derinliğinde, bulutun hafifliğinde, aşkın kucağında, rüzgarın her esintisinde “Kendine” savrularak yaşamak.

Anlaşılmış olmanın mutlu derinliğinde, kucaklaşmanın sevincinde, verebilmenin yüceliğinde, yüreğini insan kardeşlerinin yüreklerinde kaybederek, kaybolmuşluğun sarhoşluğu içinde var olabilmek.

Yaşamı İnsan tadında yaşayabilmek.

Damla damla Yaşamın her hücrene sızmasına izin vermek ve “Kendini” var oluşun sevinciyle kutlayabilmek

Gecenin koyu karanlığında, şafağın sökeceğini, ektiğin tohumların vakti saatinde yeşereceğini, kara bulutların içinden rahmetin yağacağını, acının arkasında sevincin beklediğini, yalanın doğruyla beraber gelip gittiğini, öfkenin de sevgiden doğduğuna tanık olmak.

Dünya denen gezegende, Hayat Oyunun her sahnesindeyiz.
Biz varsak dünya anlamlı.
Biz dünyaya bir anlam verdiğimiz için Yaşam anlamlı.
Biz varsak sevgi nefret var.
Biz varsak acı keder var.
Biz varsak yaşam ve ölüm var.
Biz varsak başlangıç ve son var.

Yaşamın; bütün maddi manevi her türlü aracı, tuvale düşmüş bir parça renk gibi.  Bir ise ressam edasıyla Yaşam sahnesini her fırça darbesiyle renkten renge boyayan ve anlamı yaratmaya çalışan sanatçılarız. Yarattığımız anlamların içinde saklanıyoruz. Bazen de kendimizi bu anlamların içine hapsediyoruz.

Hepimizin hep birlikte kendi renklerimizle boyadığı dünya sahnesine bakarsak karanlık ve manası belli olmayan bir anlatım gibiyiz. Hapsolmuşuz kendi İnsanoğlu renklerimizin içinde.
Dramın, kederin, acının sefaleti, ayrılığın, açlığın, savaşın, açgözlülüğün, kibrin, nefretin renkleri var dünya gezgenin de.
Hatta resim bile denemez, kabataslak bir karikatür gibi duruyoruz, bin bir ışıltılı renkleriyle parlayana Evrenin kuytu bir köşesinde.

Binyıllarca gelip büyük yaşam üstatları bizlere dersler verdi ama biz hiç birini sanırım anlamadık. Ya da anladıklarımızı da kendi renklerimizle bulandırdık.

İnsanoğlunun kendisini, fırçasını, renklerini değiştirme zamanı geldi.
İnsanoğlunun Kadim Zihnin karikatüründen çıkma zamanı geldi.

İnsanoğlunun şimdi muhteşem bir Yaşam Tablosunu yaratma vakti geldi.

Binlerce yıldan bu yana yaşanan her şey, bu muhteşem Tabloyu yaratmak içindi.

Şimdi sadece siyah ve tonlar yok elimizde. Gökkuşağının bütün renkleri ve tonları ışıltıyla duruyor tuvalimizde.

Sevgi ve aşkla, kendimize imanla, özgürcesine boyayabiliriz tablomuzu.

Yeter ki; yüreğimizin içindeki ilhamın fısıltılarını duyabilelim.
Yeter ki; “Kendimizin” en güzeli yaratabileceğine iman edelim.

İnsanoğlunun şimdiye kadar yeryüzünde üretmiş olduğu hiçbir şeyden vazgeçmesi gerekmiyor. Veya bırakması gerekmiyor.
İnsanoğlunun sadece kendinde ne var ise; inançlarını düşüncelerini, duygularını diğer kardeşlerini ve hatta tüm Evreni içine alacak kadar genişletmesi gerekiyor.
 İnsanoğlunun genişlemesi gerekiyor.

Genişlemek; olmakta olanı içine sindirmek demek.
İçine sindirmek demek; her ne olduysa veya oluyorsa hoşgörüyle kabul edip, “Kendiniz” olmaya devam edebilmek demek.
Olmakta olanı da içinize alarak “Kendiniz” olmak demek.

Olmakta olanı içinize alarak genişlediğinizde ve onunla “Kendiniz” olmaya devam edebildiğinizde, olmakta olan da sizin kendinizle renklenecek ve “Kendinizde” olan sizde yerini alacaktır.
Olmakta olanın Sizin genişlemiş halinizde manası değişecektir. Ve her genişlediğinizin ve içine alabildiğinizin, siz olduğunu genişlemiş “Kendinizde” görebildiğinizde tabloyu nasıl da tamamladığını fark edeceksiniz.

Yaşam sürekli genişlemektir. Bir yerden bakıldığında sürekli değişimdir.
Değişim; sürekli genişleyen “Kendinizin” eylem halidir. Bir önceki Kendiniz değilsinizdir. Her An yenisinizdir.

Her an yeni “Kendinizin” tadında olmak, Yaşamı insan tadında yaşamaktır.

Bütün bu Evren denen Kaosun ortasında; Yaşamı anlamlı kılabilmektir.
Kendin için, sevdiklerin için, insan kardeşlerin için belki de dünya için yaşamı insan tadında yaşanabilir kılmaktır.

Yaşamı anlamlı kılmak; sevgiyi, aşkı, sevinci, bereketi, başarıyı, sevinci, coşkuyu çoğaltmak ve diğerleriyle paylaşabilmektir.

Paylaşmak, diğerlerinin yüreğinde kendinizi kaybedebilmektir.

Güneşle doğmak, geceyle uykuya yatmaktır, kuşlarla şarkı söylemek, topraktan bir çiçekle birlikte  yeniden filiz vermektir, denizin dalgalarıyla kumsallara vurmak, yağmurla birlikte yağmaktır.
Bazen bir çocuğun yüzündeki gülümseme, bazen de yaşlı bir teyzenin duası olmaktır. Bazen bilen bazen bilmeyen olmaktır, Bazen öğreten bazen öğrenen olmaktır.
Bazen umut bazen de çare olmaktır.

Bütün bu dünya denen kesmekeşin ortasında her güne sevinçle başlayabilmek ve coşkuyla günü tamamlayabilmektir. Her şey ters giderken ve herkes halinden şikayet ederken, siz kendinize ve yaşama inandığınız için, diğerlerine  her şey yolunda diye gülümseyebilmektir. Dengede, sevgide ve kendinizde kalabilmektir.

Evren denen kaosun ortasından ve dünya kesmekeşinin içinden en muhteşem renkleri seçerek bir şaheser, bir başyapıt yaratabilmektir.

Yaşamdan ve kendinizden illaki bir şaheser yaratmak istemiyorsanız bu da pekaladır.

Hatta anlamlı bir yaşam sürme zorunluluğu bile yoktur. Bu da pekaladır.

Seçim İnsanoğlunun kendisine aittir.

Bütün renkler ihtişamla önünüzde serili durmaktadır. Tuval fırça ve siz de oradasınız.

Ne dilerseniz dünyaya ve evrene o renkleri sürün.
Resmin karşısına geçip baktığınızda yeter ki seyredebileceğiniz bir şey olsun.

Karalama bir şeyler yapacaksanız o da pekaladır.

Yalnız her şeyin, bütün kullanılan malzemelerin tek seferlik olduğunu unutmayın.

Bütünlük bitmiş bir tablo gibidir.
Huzur ve hayret içerisinde seyredilmek  içindir. 
Yaşamın coşkusu resmi yaparken, her fırça darbesinde ve  onun neye benzeyeceğini anlamaya ve bulmaya çalışırken duyulur.
Coşku doruk noktasına vardığında yerini dinginliğe bırakır.
Ve siz eserinizi  huşu içinde seyredebilirsiniz.
Dinginlik; yaşanmış tüm coşkuların ve sevinçlerin toplu olarak vardığı yerdir.

Ve dinginlik yaşamı insan tadında yaşamış ve yaşıyor olduğunuzun onayıdır.

Yaşamı insan tadında yaşamanız dileğimle.

Yazan Nilgün Nart

"SEÇİLMİŞLERİN OYUNU"
Eylülde yayınlanacak kitabımdan bir alıntıdır.

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org