Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Nilgün Nart Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
SONSUZ AŞK
08.10.2007
Nilgün Nart
Okunma Sayısı : 3159
Oy Sayısı : 22
Değerlendirme : 5
Popülarite : 6,71
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

SONSUZ AŞK

Aşık olan veya Aşk olan, aşkın ne olduğunu soramaz.

Çünkü "cevap" aşktır. Ve bunun sorusu yoktur. Ve birden bire olur.
Aşk, Aşkın ne olduğunu sormana bile fırsat vermez.
Ve Evrende sorusu olmayan Tek cevaptır.
Sorusu olmayan Tek "Cevap" olduğu içinde Nedendir.
Nedensiz Nedendir.
Basitçe olur. Basitçe olunur.

Fiziksel dünyada yaşanan aşkla ilgili, insanın yüreğinde belki sorular olabilir.
Aslında burada da sorular yoktur ama söze dökmek için vardır diyelim.

Fiziksel boyutta yaşanan aşkla ilgili sorular varsa, bunun aşk olup olmadığı anlaşılana kadar, içerde yanmaya başlayan alevle ilgili şüpheler endişeler ve yaşanmasına engel teşkil ettiği düşünülen bütün kalıplar sınırlar; aşkın alevini ya söndürür (genelde söndürür) yada alevini artırır.
Şüphe, endişe, sınırlar, inançlar; hissedilen aşkın üzerine bir tutam toprak bir fiske su biraz hava üflemek gibidir. Aşkın alevi söner. Yada bir parça ateş atmak gibidir. Aşk iyicene tutuşur. Alev alır.

Halbuki Aşk geldiğinde yapılması gereken ne var ney yoksa aleve atmak ve alevi güçlendirmektir. Aşkı güçlendirmektir.
Çünkü; Aşk önemli bir şeydir. Bu Dünyada bir insanın başına gelebilecek tek önemli şeydir. Ve Tanrısal bir Armağandır. Önemsenmesi gerekir. Ve sevgili aşkın kendisidir. Önemlidir.
 
Aşk ve Aşkın yansıdığı Sevgilinin vuslatına kavuşma arzusu serbest bırakıldığında Aşk yaşanır. Ve aşka engel olan her şey; duygu düşünce sınır kalıp nesneler kişiler her şey istisnasız her şey yakılır. Yakılmaktan maksat, Aşkın yaşanmasına engel olan her türlü “neden” görülür ve bu nedenlerin anlamsızlığının ve saçmalığının “bilişine” varılır. İçsel özgürlük demirlenir. Ve bütün boyutlara dalga dalga yayılır. 
Bu An’da yürekte her şey toz duman, bir avuç kül bir avuç kordur. Mantık yavaş yavaş yok olur, düşünceler silinir, sınırlar erir biter. Bu oluşla birlikte huzur ve dinginlik ve teslimiyet yaşanır.
 
Aşk için; sevgiyle aşkla seve seve Sevgilinin varlığında erime başlar. Her şey Birleşir. Birleşmede iki yürekte yaşanan Aşkın alevi her şeyi yakarak saflaştırır ve damıtır.
Ve küllerinizden yeniden doğarsınız. İçsel özgürlük ilk kez deneyimlenir. İçsel Özgürlüğün ilk kez deneyimlenmesi, yürekteki “Yaşam” coşkusunu  tetikler.
 
İlk kez gerçekten “yaşamak” için bir neden bulunmuştur.
Ve her şeye değerdir. Ve her şeyden bu noktada vazgeçersiniz. Aşk olduğunuz yerde, vardığınız kutsal An’da, bütün gemileri yakarsınız.
Çünkü Aşkı hissettikten sonra aynı zamanda bilirsiniz ki, eskisi olmazsınız. Unutamazsınız. Geriye dönmek biçarelik ve sefilliktir. Çıktığınız yerde sonsuza kadar tutsak kalmaktır.
 
Çünkü Aşk o kadar yoğun ve Gerçektir ki; Ondan başka her neden açıkça çok komik, saçma ve anlamsızdır.
 
Çünkü; Aşk olduğunda, “kendi” gerçek Varlığınızla karşılaşırsınız. Varlığınız, olduğunuz Aşkı hissediştir. İnsan hissediştir.  

Mevlana'nın dediği gibi Aşk en büyük öğretmendir.
"Aşk; dünyanın yaratılış sebebidir. Dünya sevgi yüzünden yaratılmıştır. Ruh da sevgisiz var olamaz. Ve insan O'na Aşkla ulaşabilir."

 Çünkü;  kendi içinde yürümek için ve kendin olman için zaten bütün bu zihinsel hapishanenin dışına çıkman gerekir. Ve Aşkın adım seslerini duyduğunuzda kaçmazsanız, olduğunuz yerde durup Aşkı yaşamaya cesaret edebilirseniz, Aşk bunu sizin için doğal yollarla gerçekleştirir. Bu nedenle Aşk Tanrısal bir lütuftur.

Yaşanan Aşkı; içindeki çok boyutluluğunun bütün katmanlarından geçirerek Varlığının her boyutuna taşıyabildiğinde ve sahip olduğunu sandığın her şeyi bu aşkın  alevine atıp yakabildiğinde ve onlardan istisnasız vazgeçebildiğinde bütün Varlığında Aşk olursun.

Ve Varlığının "Aşk" olması "kendinin" görülmesidir. Kendinin görülmesi ne olduğunun ve nasıl olduğunun  da görülmesi demektir.

Bu Görüş dengenin kendisidir. Kendisi dengedir.

Ruh "Kendini" bildiğinde, kendini de her şey de bilir ve tanır.
Her şey dengededir. Mükemmeldir. Ve muhteşemdir.
Sorular ve cevaplar yoktur. Her şey anlaşılırdır. Temel kavranmıştır.
Ve yüreğinde ne varsa onu yaşar.
Yaşadığı ve yaşanmasına vesile olduğu ve yansıdığı her şeyi de dengeler.

Ve El İnsan, Aşk olmuş İnsandır.
Ve El İnsanın Aşkı sonsuzdur.
Çünkü Efendidir.
Aşkı seçtiği için ve yaşadığı için, Aşk, kişiyi Efendileştirir.
Çünkü Aşk sonsuzdur ve Varlığın “kendisidir”. Ve “Kendi” nedenidir.
Varlık “Kendi” nedeni olduğunda, “Kendisi” olabilir. Tanrısallaşır.

Bu nedenle “Kendisi” ne güçtür, ne de başka bir şey.
Kendisi aşktır. Ve aşkın içinde her şey Oradadır. Tam ve bütün, ihtiyaçsız zararsız ve koşulsuzdur. Yüce ve kutsal.

Ferhat’a, Fiziksel Dünyada sevgilinin vuslatına ermek için dağları deldirten Aşktır. Mecnun çölleri her adımlayışında varlığının bütün boyutlarına yayılan Aşktır. Mevlana’ya, kısa bir süreliğine Şems ile yansıyan ve bütün şiirlerini ve Mesnevisini yazdıran ve Semasında “kendini kendinde” döndüren İlahi Aşktır.
Hizmet ederken, İnsanın Varlığına ve Yaşamın azizliğine duyulan aşktır. Dosta duyulan muhabbettir. Yüreğini; karşılaştığın her yerde ve her şey de kaybetmene neden olan Aşktır. Yükseldiğin her boyutta sonsuza kadar Aşk olursun. Ve sonsuz olursun. Ve her boyutta Ol’ursun.

Alemin görünüşe çıkmışlığında, her varlıkta ve her şeyde sevgiyle koşulsuzca zararsızca ve ihtiyaçsızca yansımadır.
Efendi; olduğu Aşkı ve alevini, yüreğinde ne yaşamak istiyorsa, aynalara sevgiyle ve aşkla yansıtan ve dengeleyendir.

Basitçe “Kendi” Ol’uşunu yaşar.
Bu Ol’uştan doğan yansıma veya eylem; ne güçtür, ne hizmettir, ne görevdir.

Var olmanın dayanılmaz hafifliğinde, Aşk olan “Kendisini” yaşayıştır.

Yazan Nilgün Nart


Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org