Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

sibel güntöre Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
YAĞMURUN SESİ
06.02.2006
Sibel Güntöre
Okunma Sayısı : 1107
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 3
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Yağmurun sesi içimi gıdıkladı.Yaşam muştusu gibi, bir çok insanın tersine. Kimine hüzün kimine kasvet, bana neşe, sevinç, yaşama davet.
Güneşin sıcaklığı, aydınlığı ile yaşama koşan insanlar gibiyim yağmurda bile. Ne kar, ne fırtına ne dolu! Hepsi benim için ayrı ama aynı : yaşamın anlamı, sevinci, ışıltısı.

Yaşayan için anlamı var her doğa durumunun. Hava durumları ve iklimlerin insanın duygu dünyasındaki etkisi düşünülürse, mevsimlerle barışık olan mı kendisiyle de barışıktır yoksa kendisiyle barışık olan mı mevsimlerle de barışır?

Hava durumunun insanın duygu dünyasını etkilediğini söylüyor uzmanlar, teknik bir adı da var bu durumun. Çevremizde bunun bir çok örneği de vardır, biliriz, en yakın örnek kendimiz.

Çok sıcaktan bunalmamak mümkün mü ? Çok soğukta titrememek? Sözüm bu durumlara değil. Güneşe ve yağmura.

Güneşin içimizi aydınlattığı, sevinç doldurduğu gibi, yağmurdan da kara bulutlardan da sevinç duyabiliriz. Bu yaşamda olduğumuzun adıdır. Yaşamda olan yağmurda ıslanır. Gök gürültüsünün şiddetinden ürker. Kayıp giden bulutların ardına takılır.

Açık havada gökyüzüne bakıp o pamuğumsu bulutların  şekilden şekile girişini nelere benzetmeyiz ki.. bir oyun bile tuttururuz artlarından." Bak bu bir adam gibi, bu da sanki bir fil gibi" benzetmelerle . Yaşam keyfinin içine bir oyunla katılırız kaç yaşında olursak olalım.
Bir gökkuşağının ardına takılmayan var mıdır acaba? O renklerin büyüsüne takılmayan. Altından geçmek için çabalayan bir çocukluk!

Renkler , biçimler, suyun sesi, güneşin sarısı ... resimler resimler içinde ....

Ey insan, algıladığın kadar mısın? Algıladığının ötesine de ulaşabilir misin ? Neyi ne kadar görmektesin ya da yaşamakta ? Bunun yanıtı sende saklı. Tıpkı yaşamın anlamı ya da anlamsızlığı gibi, karar senin.

Çalışmaktan ala koyan  yağmurun karanlığı mıdır? Uykuya çeken , yorgana daha çok sarılmayı isteten. Ya da yağmur altında dolu dizgin koşmaya... 

Yaşamda olmanın keyfi, anlamı. Bir gün  bitecek bir ömür içinde, belli bir süre içinde yaşamda olduğunun ayırdına varmanın keyfi. Dökülen sarı – kırmızı yaprakların üzerinde hışırtılardan bir senfoni yaratmak yüreğinde. Uçuşan kar taneleri ile dans etmek, çağıl çağıl akan bir çağlayanın sesi ile büyülenmek... çam ormanları içinde şarkılar söyleyen cırcır böcekleriyle türkülerine eşlik etmek. Doğanın içinde , doğayla barışık yaşamayı bilmek. Yaşadığın her anın  mutu içinde.  Bunu beceren sensin insan sadece sen. Doğa orada, sen  burada değil. Doğanın bir parçası olan sen, doğaya ait olan sen. Yaklaş, yakınlaş az biraz.

Kentin uğultusu, egzoz kokusu, çalışan makinelerin gürültüsü içinde, yaşam konforunla birlikte, içine sevinç dolduran bazen bir otobüsü tam vaktinde yakalamak, yağmurda daha fazla ıslanmadan! Soğukta donmuş ellerini sımsıcak kaloriferle ısınmış bir mekanda ısıtmak. Üşümeden ısınmanın keyfi, ıslanmadan kurumanın keyfi... ıslak toprak kokusunu içine çekmenin keyfi ...yemyeşil yaprakların içine doğurduğu yaşam ateşi. Mutluluğun rengi..

Dip dibe apartmanların arasında, dar sokaklarda nasıl olmuşsa olmuş doğan, açan bir çiçeğe duyduğun sevgi: Doğadan geldiğinin, doğal olduğunun en basit kanıtı. Sev insanoğlu sev, tüm iklim koşullarıyla barış Kendinle barış, doğayla barış. Kültürünü "savaş" üzerine değil, "barış" üzerine kur ey insan !

Yağmurun sesi beni bana döndüren. İçimde tomurcuklanan iyimserliğe bir kat daha renk katan. Bir yaşam tablosu içinde kendimi bulduran.

Koşullarımız çok ağır olsa da, mutsuzluk sarıp sarmalamış olsa da, içimize dönünce, en içimize, yaşam sevincimiz orada, karamsarlık niye? En kötü koşullarda bile yaşıyor olsak da, yaşamda olmak ölmüş olmaktan yeğ değil mi? Ölmeyi dilediğimiz anlar olsa bile yaşamımızda, ölmeye acele etmeye, nasılsa kapımızı çalacak bir gerçeğe  koşmak niye? Yaşamda olmak, yaşıyor olmak bir şeyleri değiştirebilecek oluşumuzun olanağıdır. Unuttuğumuz bu olanağı taşıyor olduğumuz. Her an her zaman koşullarımızı değiştirme olanağımız var. Bunu değerlendirme, yeniden yeniden yaşamı kurgulama becerimizi, yaşam çarelerimizi yeniden kotarmak için  önce yaşamla ve kendimizle imzalamamız gereken barışı ertelemeden. Daha güvenle daha inanarak, vazgeçmeyerek soluk almaktan. İçine bir de yağmurun sesini katıp yeniden güdülenmek yaşama: çok mu iyimser davranmak olur? Varsın iyimser olsun insan. Varsın inansın "kurtulacağına" en çaresiz anlarda bile. Gerçeği o an ki gerçeği görmezden gelmeden ama , içindeki umudu ateşlese ve hamletse yaşama ... ne olur ?

İnsan bir olanaklar varlığıysa, Yaşam yolda olmaksa, her yol bir çıkmaz sokağa çıksa da, yaşam labirentinden çıkacak aklı ve düşüncesi de varsa, insan neden dursun, neden vazgeçsin, neden yılsın? İnsan koşsun, coşsun, başarsın sadece. Kendi olmayı, kendi yaşamını teslim alabilmeyi ... donansın, donatsın kendini. Tek gücü aklıysa da, içsesi, sezgisi, yaşama  sahip çıkışıyla ...

Yağmurun sesi uyandırdı bu sabah beni, benliğimi. Yaşam ateşimi alevlendirdi ne denli su ateşi söndürür diye bilsek de...

Yağmurun ardından çıkan güneş  göz kırptı  tüm içtenliğiyle, tüm çapkınlığıyla.
Islanmış yapraklarına dokundum sardunyaların.
Umudun dikeni uyandırdı
Yaşam tüm çıplaklığıyla ortada.
Sorunların içinde, bir kapı daha aralandı.
Mühürlenmiş yüreğim
Akıttı içindeki zehiri.
Yağmur yıkadı gönül bahçemi.
Kardelenler açtı  buz kesmiş yüreğimde.
Güneş, çapkın güneş...
Aklımı çeldi yine.
Ben çoktan hazırım,
Baştan çımaya.
Yaşama aşık olmuşum bir kez.
Ne yapsa ne etse de ...
Kızmıyorum , kızamıyorum ona.
Biliyorum ki, aşk benim aşkım.

Bundan kime ne?

***
Ah yağmurun sesi ah!

18 ekim 2005 / İstanbul.

SİBEL ÖZTÜRK GÜNTÖRE.

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org