Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

sibel güntöre Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
YAŞAMA FELSEFEYLE BAKMAK
14.02.2006
Sibel Güntöre
Okunma Sayısı : 1273
Oy Sayısı : 5
Değerlendirme : 4,2
Popülarite : 2,94
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

İnsan, yaşam ve felsefe. Üç kavram ile yola koyuluyoruz. Yaşam da, felsefe de bir yola koyulmaktır ... insan yolda olan, "İki kapılı bir handa" Aşık Veysel'in dediği gibi,  gündüz gece giden varlık: sadece insan. İnsan dışındaki canlıların sürdürdükleri bir yaşam olabilir mi? Bu sorunun yanıtı, insan açısından bakıldığında olumsuzdur elbette. Yaşam kavramını kullanan, anlamlandırmaya çalışan tek canlı varlık insandır.Yaşayan, yaşamda olan, "yaşam bilinci" ve "ölüm bilinci "içinde olan sadece insandır. Bir organizma, bir canlı olmasının ötesindeki bir varlık olan insan için, yaşam her zaman sorulan, sorgulanan ve bir takım tanımlar, anlamlar, değerlerle yüklemlenen ya da açımlanan bir kavram. Kavram sadece insan için var. Çünkü insan düşünen, anlamaya çalışan, kavramaya çalışan, bilmek isteyen, eleştirebilen, bir tavır içinde olabilen, yaşamı içinde bir duruş seçebilen, yeğlemelerde bulunabilen ve karar verebilen bir varlık.
İşte tam da bu yüzden insan felsefe yapandır. Felsefe oluşturan, felsefeler ortaya koyan, konmuş bu felsefeler üzerinde eğilip bükülen, konuşan bir canlı varlık. Düşündüğü ve konuştuğu için felsefe yapıyor insan. Yani insan olmasının en önemli özellikleri ile .... ve bu özelliklerle de “yaşam”a bakıyor.Yaşama tutunuyor.Yaşamı anlamlandırıyor. Yaşam kavramı içinde dönenip duruyor. Bir takım konuşmalarını yaşam üzerinde yoğunlaştırıp, insan olmasının bedelini de ödüyor, ve bu bedeli ödemeye de gönüllü oluyor. Çünkü insan olmanın bir sorumluluk olduğunu biliyor.Sorularla yanıtlarla bir yol arıyor kendisine....

Sadece beslenmek, barınmak, yem olmamak ya da neslini tüketmemek için üremek ile yaşamda olduğunu söyleyemeyen bir varlık olarak hep sıkıntılı. Yaşama ereği sadece, yaşamda kalmak, bedenini canlı kılıp, üreyerek ölümsüzlüğü yakalamak değil.Ölüm kavramını da bu bağlamda ele alırsak, ölüm bilinci de sadece insan için söz konusu ...

Öleceğini bile bile yaşama tutunan yegane varlık olan insan aslında hem doğa içinde, hem toplum içinde var olmak, ayakta kalmak ve "yaşam keyfini sürdürmek" için de çok çabalamakta... buna mecbur.

Bir çok insan tanımı , yaşam yorumu yapılmakta. Bu da çok doğal. Ne kadar insan varsa o kadar da yaşam yorumu ile karşılaşmak mümkün. Herkes kendince  sürdürdüğü süreci anlama ya da adlandırma gayreti içinde, öyle ya da böyle ... ama felsefe ile yaşama bakmak(!):  başka bambaşka bir edim.

Değerli felsefecimiz, yakın zamanda yitirdiğimiz özel insan sayın Nermi Uygur'un deyişiyle,"Felsefe-bilinciyle birlikte bir bakıma yeni bir yaşama ayılır insan. Bazı şeyleri yeniden anlar, bulur, öğrenir: tad, alışkanlık, - ölüm." (yaşama felsefesi, çağdaş yayınları, önsöz.)

İnsan olmanın önkoşulunu sorunlu ve sorumlu olarak belirliyor, ve bunun için çabalıyoruz aslında. Sorunun farkında olmak ve bunun için edimde bulunmak en insana yakışan olunca, felsefeye bulaşmamak da olanaksızdır. Felsefe bazılarının sandığınca , yaşamın ötesinde ve uzağında, ayrı bir yerlerdeki bir uğraş değil, insana en yakışan uğraştır. Yaşamın uzağına düşmez felsefe, yaşamın tam içindedir. Çünkü yaşam içinde kımıldayan insanın uğraşıdır.Felsefe insansız olmaz. Felsefeyi yapan ve yaşayan insandır.İnsan da sormadan duramaz. Konuşan düşünendir. Soran da yanıtlayan da... felsefe sormaktan başka bir şey değildir aslında... belli bir bilinç ile sormak. Yanıt bulma gayreti.... bir dil, insana ait olan özel, özgün bir dil felsefe.... dilin tüm incelikleri içinde iş gören felsefe, insan için vardır. Felsefeyle uğraşan sadece kendisini düze çıkarmak uğraşmaz... hizmeti :İnsana ve insanlığadır.
 
Kendisini bir uyanma içinde bulan insan paylaşmayı da ister. Felsefe ile kendisine yol bulan insan, sormaya başladığı günden itibaren, sorularıyla ve yanıtlarıyla insanlığı günümüze taşımıştır.

Günlük yaşamımız içinde neye elimizi atarsak atalım, geçmişteki filozofların söylemleri üzerinde gidiyoruz ... bilim, teknoloji, hekimlik sanatı, hukuk, ekonomi akla gelebilecek her alanda, düşünen insanı buluyoruz. Yaşamımızı teslim aldığımız ve teslim ettiğimiz bu dünya koşulları felsefeden uzak düştüğünde anlam ve değer yitimine uğruyor, insan "bozuluyor", sevmekten uzak düşüyor. Birbirinin daha çok üstüne basıyor.

Felsefeyi yaşam dışında tutmak ne denli insana yakışandır? İnsan felsefesiz olabilir tabi ... ama yaşamını teslim almak isteyen, kendi yaşamı hakkında kendisini güçlü hisseden ve yaşama hamleden olmak için felsefeyle tanışmak gerekmektedir ve kendince ilkeler belirlemek, bitimli olan bu yolda zorluklarla baş etmek ve güçlü olmak adına felsefe okumalarının kazandıracağı beceri azımsanamaz.

Bilinçsiz, yaşamda öylece durmak ve akıp giden bir süreci sadece izlemek....

Biz yoksak yaşam da yok aslında.Yaşam bizim dışımızda değil.Yaşamın sahibi biziz.Ve bu yaşamımızı "yaşamak”" da bizim sorumluluğumuz. Bu da uğraşmak demek.Tembel tembel hazırca yaşamak işimize de gelse çoğun, ama o zaman insan olma ayrıcalığı ne olacak? Bir ot ya da herhangi bir canlı gibi durup bakakalmak. Bu mu insana yakışan?

İnsan doğmak bizim elimizde değilken, insan olmanın bizim elimizde olduğu bilinci ile , insan olmanın içini dışını görmek üzere yol alıyorsak , işte felsefe konuşmaları başlamış demektir ve yaşam sorgulanmaya başlanmış demektir ve bu da bizi insan olmanın hakkını vermeğe götürür.

Yaşamın dışında, insanın dışında felsefe yok.Yaşamın içinde, insanın özünde felsefe var. Bu bilinci edinmek, uğraşmak istiyor, düşünme yetimizi sonuna dek kullanmak. İşte insanı insan yapan, insan olma yolunda bizim baş kılavuzumuz, yaşamışlıklarımızın yanında...

Felsefe ile yaşama bakmak, öncelikle akıl bulandırsa(!) da yine de sağlam temellerimizi kendi kendimize belirleyebileceğimiz bir başarı. Yaşam içinde iç sağaltımımız için, bunalımların içinden bir başımıza çıkabilmemiz için, yaşamı anlamlandırma ve insanı kavrama edimlerimiz için bir donanım felsefe okumaları.

İnsan ilişkilerimizde bizi daha  geniş açılı, daha anlayışlı ve hoşgörülü yapacak, koşulsuz sevgilere uzanmamızı sağlayacak, sağduyumuzu daha işlek hale getirecek, belli kalıpların içinde sıkışıp kalmamak için önümüzü ardımızı aydınlatan bir güç. Kendi kendimizle barışmamız, olayları, durumları değerlendirişimizde çerçeveleri zorlamamız için gereken bir uğraş.Keyifli bir o kadar da yorucu ama , emeksiz kazanılan neyin değeri var? Kıymet yorgunlukla anlamlı.Tüm çıkmazlarımız için bir reçete değil felsefe.Yaşamın da tek bir reçetesi yok. Herkes kendisi yazıyor bu anlamda reçetesini. Doğru tanı ve doğru sağaltım için de içimizdeki gücümüzü daha da güçlendirerek yaşamak , başka bakış açıları ile donanmak...

Birbiri içine örülen üç kavram yaşam, felsefe ve insan. Yaşama felsefe ile bakmak , tüm çıkmazları, açmazları yakalamak. Uyanmak yaşama .Yaşamın anlamını, tadını yakalamak düşünerek, yorumlayarak, baş etmek. Kendimizi keşfetmek yeniden. Bir yaşam kurmak kendimizle.Yardımcımız yine içimizdeki gizil gücümüz. Kendimizin farkına varmak. Sonu belli bir yaşam içinde varolmak kaygısını keyfe çevirmek ve bir sorumlulukla , onurla, yaşamda kalmak ve efendice çekilmek yaşam sahnesinden.

Yaşam bizde. Anlam bizde. Değerlendirme gücü bizde. Bu gücü hakkıyla kullanmamak niye?

4 mayıs 2005 / İstanbul.

SİBEL ÖZTÜRK GÜNTÖRE.

not: ÇUKUROVA Üniversitesi, Eğitim Fakültesinde gerçekleşen bir söyleşinin metnidir. Yeniadana gazetesinde de yayımlanmıştır. 

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org