Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

sibel güntöre Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
BİRDENBİRE
09.03.2006
Sibel Güntöre
Okunma Sayısı : 1067
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

“Her şey birdenbire oldu!” Gerçekten birdenbire mi olur her şey yoksa bile isteye, hissede duya, anlaya dinleye mi?
 Başımıza gelenleri önceden bilemeyiz , bilmeyiz de; bazı durumlar vardır hani aslında sanki bilmeden hazır ederiz. Beklemeye koyuluruz bilmeden. Oysa için için bekleriz. Sanki bir rastlantı gibi çıkar karşımıza. Çıkınca da şaşırırız. Bilincinde değilizdir dileğimizin, iç hazırlığımızın belki de ... ama içimiz yönlendirir kimileyin kimileyin de bir ihmalin kurbanı olunur. Bile bile gelir felaketler ama dururuz... “olmaz bir şey” diyerek atlar geçeriz. Ama yaşam ya da doğa atlamaz. İhmale gelmez. Göz ardı etmeye hele hiç.

Her şey yolunda giderken ya da bize öyle gelirken bir bakarsınız aksamaya başlar yaşam, yaşam tutamakları. Sevda tökezler, dostluklar pörsür, sağlık bozulur, iş başarısızlıkları gündeme oturur, para kaybı da ... Yaşam hiç bir zaman güllük gülistanlık değildir ama bu kadar da aksilik ya da terslik ard arda gelir mi ki, bazen gelir. Şansızlık deriz adına. Bu şansız ya da talihsizlikleri öncesinde biz hazırlıyor olamaz mıyız acaba ?

Aşk bitmişse, heyecan durulmuşsa, sevdiğimizin gönlü başka gönüllere meyletmişse, görüp bilip de gerekeni yapmakta gecikmiş olamaz mıyız ki...  belki aşk bizde bittiği için salıp koyuvermişizdir  farkında olmadan sevdiğimizi ötelere doğru itmişizdir de bırakılan bizmişiz gibi hayıflanmayı yeğleriz, nedense? Özlemez olmuşuz sevdiğimizi ama alışkanlıkla ya da yalnızlık korkusuyla itiraf edemediğimizden sürükleyip durmuşuzdur belki. Ne zaman elimizden, hanemizden ayrılır o zaman anlarız ve acınırız için için , haksızlığa uğradık diye dövünüp dururuz. Bilmez miyiz bu sonu kendimizin hazırladığını, çoğun bilmeyiz. Sonrasında çok sonrasında ayırdına varırız suçlama  süreci , acıma ve acınma süreci tamamlanıp ya da yeni bir sevdaya yol alınana kadardır çilemiz. Gerçek dan diye vurunca içimize uyanırız ayılırız ...”birdenbire ne oldu da bitti?” diye anlam veremediğimiz o anların ayırdına çok sonraları vardığımızda hazırlığı aslında yaptığımızı anlarız. Ya da “ben biliyordum beni terk edeceğini, değişmişti o “ diyerek sezgilerimizi dile getirirken  kendimizin de değiştiğini , biz değiştiğimiz için ilişkinin de değiştiğini ve tükendiğini düşünmeyiz. Suçlamayı severiz. Acınmayı, kendimize acımayı. Kabullenmek zor gelir. Giden biz değilsek hele . Belki de gitmeye cesaretimiz olmadığındandır. Biri daha atak davrandı diye , suçlanan mı olmalıdır?” Hak etmedim ben,  hak etmedim, niye ben, niye ben?” Nidaları gereksizce dökülür dilimizden, yüreğimizden.

Aslında hiçbir şey birdenbire değişmemiştir ki .. ya sabır kalmamıştır ya da saygı. Sevgiyi geçelim hele, biten sevgi değildir , biçim değiştirişidir sevginin. İçi  başka dolar sevgi kavramının gün gelir. Tutkunun yerini alışkanlık alır ya , onun gibi ... ayrıldığınızı aslında seviyorsunuzdur ama başka türlü başka dilden... ilk günlerdeki gibi değil asla. Ne ilk günkü gibi kalır ki? Değişim her zaman her yerde. Değişmemek olanaksız. İnsan değişir. İnsan değiştikçe düşünceler ve duygular da değişir. Düşünceler, duygular değiştiği için insan değişir. Uyum sağlama sorunudur bu. Değişmezsek hep çocuk kalmak gerekir. Çocuğun bile anı anına uymazken .... değişimi, değişmeyi kabullenmek gerekir. Bedenimiz de yıllar içinde nasıl değişiyorsa, Doğa böyle. İnsan doğası böyle : Değişmeye, gelişmeye, ve sonunda ölmeye doğru ... bir devinim, bir hareket ...  tüm tekdüzeliği içinde bile ...

Birdenbire hastalanırız. Bir şeyler değişir bedenimizde. Aksar işleyiş. Kayba uğrarız bazen. Bir organımız yüzüstü bırakır bizi. Neden olduğunu anlayamayız bile. İsyana başlarız. Korkulara kapılırız. Moralimiz bozulur. Çökeriz.  Birdenbire bir pıhtı tıkamamıştır ki o damarımızı. O pıhtının oluşması için kim bilir biz bilerek ya da bilmeyerek ne hatalar yapmışızdır, neleri ihmal etmiş “bize bir şey olmaz evvelallah” deyip kenara çekilmişizdir, bedenimizi hiçe sayarak. Koruyup kollamayarak, gereken özeni göstermeyerek ya da ihmal ederek, başımıza gelen felaketi davet etmişizdir.

Doğuştan , doğamız  hatalı donatılmış olabilir. Buna genler diyorlar. Genlerimizi tam bilmeyiz tabi, ama ailemizi , hastalıklarını bilerek, görerek yaşarız. Bizim de başımıza gelebileceğini düşünmeyiz gençlikte. Ama gençlik ne çabuk yitip gider elimizden. Gençliğimizi boşa nasıl harcarız hiç düşünmeden. Yaş alındığında  gençlikteki ektiklerimizi biçtiğimizi , biçeceğimizi unutarak, günü yaşarız bir güzel. O çok uzak sanılan yaşlılık günleri öyle çabuk çalar ki kapıyı, anlamayız bile ne zaman o yılları devirdiğimizi. Hastalıklar kapımızı çalar teker teker. O zaman başlarız annem de bundan öldüydü, babam da benim yaşlarımdaymış kalp krizi geçirdiğinde demeye ... genleri, geçmişimizi, geldiğimiz , karıldığımız ham maddemizi unutarak bir önceki örneklerimizin yaşamlarının üzerinden giderken bir ömür çizgisinde ihmal ettiğimiz gençliğimiz, sağlığımız bizi terk edince “birdenbire" şaşkına dönüveririz. Birdenbire midir bu başımıza gelen felaket, düşünmek gerekir ... verilen ilaçlar aksatılmışsa, önerilen yaşama düzenlerine uyulmamışsa , genler daha başından sana geleceğinin mektubunu yazmışsa , nasıl birdenbire olur  bu sarsıntı? Biz davet etmemiş gibi güceniriz talihimize.( Baştan yazılmış mektubumuzu değiştirmeye gücümüz henüz yetmese de , içinde yazılanları biliyorsak eğer, tedbirini almak, ya da süreyi daha akıllıca yaşamak bizim elimizde olan demektir en kısasından)

Ölüm müdür birdenbire ziyaret eden bizi? Ölüm gerçeğini biliriz. Bir gün bir anda tanışacağımız, tokalaşacağımız ölüm için direniriz, yok saymaktır kolayımıza gelen. İşte o kapıyı birdenbire çalar – mış gibi gelir.- Birdenbire çalmaz kapıyı ölüm bile. Kaza geliyorum demez mi? Der. Görmeyiz, bilmeyiz ama haber verir. Trafik kurallarına uyulmamışsa, gerekenler yapılmamışsa,direksiyonda uyuklanmışsa, yasaklar delinmiş, atlatırız herkesi denirse , ihmal , özensizlik, duyarsızlık nice canı alıp götürürken “kaza” demek adına!!!! Dikkatsizliğin, ihmalkarlığın, düşüncesizliğin, cahilce cesaretin bedeli ödenirken, “birdenbire” oldu demek, anlamsızca kuşku duymak :  şanstan, talihten, kaderden.

O birdenbire olanları hazırlarız aslında bilerek ve çoğun bilmeyerek. İsteyerek istemeyerek.

Doğadan gelen felaketlere dur demek olanaksız elbette. Ama deprem bölgesinde , dayanıksız binalar yapmak , o binaların içine bir sürü insanı yerleştirmek, heyelan bölgesinin dibine evler kurmak, köyler kurmak ve bir gün gelip de çamurun, yıkıntının insanlara diri diri mezar olmasını izlemek, acıyla kıvranmak hangi” akıllı “ insanın işi acaba , doğa gibi masum bir güç karşısında? Fırtınalara, tufanlara, hortumlara karşı hazırlıklı olmak ! Kısmen mümkün. Bilim bugün haber verebiliyorsa önceden, gerekeni yapmak, uzaklaşmak bir an önce , felakete direnmek akıllıca seçimlerle ....

Doğayı kızdırmak da mı birdenbire? Bunca hırpalanmaya, unutmaya, teknolojinin yırtıklarına yama yapmaya uğraşırken, doğanın sökün eden isyanlarına , itirazlarına kulak asmamak sonra da ahlanıp vahlanmak.

Bilinçli ya da bilinçsiz yaptığımız hataların bedellerini hem biz ödemekteyiz hem insanlık. İnsanlığın hatalarını görmezden gelmek, üzerinde düşünmemek! Kendimize, doğaya, insana sevgiyi ve saygıyı yitirmek, değişimi görmemek, değişime direnmek, yok saymak... meydan okumak yaşama ve ölüme ne uğruna: hiç uğruna. Akıllı davranmak, düşüne taşına davranmak, sürüklenmeden yaşamak. Her anın hesabını kitabını yapmak tadsız bir edim ama, göre göre gitmek göre göre yok etmek ve yok olmak. Niye?

Birdenbire geldi içimden bu satırları yazmak. ”Her şey birdenbire oldu.”

17 ekim 2005 /  İSTANBUL.

SİBEL ÖZTÜRK GÜNTÖRE.

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org