Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

sibel güntöre Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
ŞİDDET ŞİDDETİ DOĞURUYOR
16.03.2006
Sibel Güntöre
Okunma Sayısı : 948
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

İnsan doğasında bulunan şiddet duygusu, öncelikle kendini korumak adına var olduğu varsayılsa bile, kendini koruma güdüsünün bir devamı gibi değerlendirebilsek de, uygarlaştığını söylediğimiz insanlık bugün hala şiddet gösterileri sergilemekte. Bu nasıl uygarlaşma?
İnsan kültürü içinde geleneklerle taşınan bir gerçek : şiddet.
Nasıl görüp büyüdüyse o şekilde davranış biçimi geliştiren insan, bunun olumsuzluğunu yaşayan insan, bu acı deneyimi yaşamasına karşın, aynısını bir başka insana nasıl uygulayabilmekte? Böyle öğrendik, böyle gördük demek bir mazeret olabilir mi? Atasözleri ile aklımıza kazınmış bir takım  "doğrular!" hala yaşamımız içinde varlığını korumakta ve sürdürmekte. Bu nasıl olabiliyor? Bunu sadece insanın doğasında "şiddet var" diyerek geçiştirmek mümkün olur mu?

İnsan,  bio-psişik ve sosyal bir varlık. Yani bedeni, dirimselliği, iç dünyası, aklı ve duyguları ve toplum içinde yaşayışı ve kültürü ile bir bütün. İnsanı çok özellikli bir canlı varlık olarak ele alıyoruz. Ve bu özellikleri içinde anlamaya, kavramaya çalışıyoruz. İnsanın kurduğu düzen içinde şiddet ciddi bir sorunsal olarak karşımızda durmakta. Şiddet şiddeti de doğurmakta. Bana saldırırsan sana saldırım, buna hakkım olur düşüncesi ile...

Babasından sürekli dayak yiyen bir erkek çocuğunun içindeki yaralar yaşama nasıl geçer acaba? Nasıl bir birey olarak toplum içinde konumlanır. Öfke içinde ya da sinmişlik içinde belirlenen bir kişilik yaşamını devam ettirirken ne denli başarılı bir insan modeli olabilir? Daha sonra kendi kurduğu yuvasında ne denli huzurlu bir aile babası olarak yaşamayı becerebilir? Travmatik bir kişilik olarak başarısız bir insan olarak ve mutsuz, yara almışlığın tüm öğeleri ile yitirilmiş bir insan olarak yaşamını sürdürür sadece. Kendisi mutsuz olduğu gibi yaşam hanesine kattığı insanları da mutsuz edeceği açıktır. Babasından gördüğünü çocuğuna uygulayacağı da büyük bir olasılıktır.

Sadece aile içi şiddet değil, toplum içindeki şiddet uygulamaları, düzeni sağlamak, asayişi sağlamak adına kurumsallaşmış bazı birimlerde uygulanan şiddet ile otoritenin kendini sağlama alma ihtiyacı da yaşanan gerçeğimiz değil midir? İçinde bulunduğumuz statünün verdiği yetkiyle vur vurabildiğince. Tüm mesele otoritemizin korunması aslında. Gücünü nereden alıyorsan al sonunda yetkini, karşındakini durdurmak, susturmak, sindirmek ve sesini kesmek adına gücünü kullanma becerisi!

Şiddet sadece beden üzerine uygulanan darbelerle gelmiyor. Avaz avaz bağırmak, azarlamak, hakaret etmek, aşağılamak ya da ters ters çatık kaşlarla bakmak, karşındakini hükmün altına almaya çalışmak. Güç gösterisi, hakimiyet kurmanın bir biçimi. "Otorite benim" demenin çeşitleri. Birey nerede? Birey olma özgürlüğü, hakkı, donanımı, bilinci?

Güç gösterileriyle bezenmiş dizi filmlerle yıkanan küçücük beyinler, elinde silah başarıdan başarıya koşan kahramanlar. Çatık kaşlı, sesi gür, dediğim dedik babalar, ürkek – korkak kız çocukları, genç kızlar. Baba , ağabey, koca, sevgili  baskısının hissettirildiği küçük gösteriler, doğru gibi sunulan, özendirilen yaşamlar.

Erkek çocuklarına alınan oyuncak silahlar. Sevilen, beğenilen şarkıların  kliplerinde kıskançlık krizleri geçiren sevdalılar ve bunun neticesinde hırpalanan, tartaklanan kadınlar, erkekler. Ne uğruna? Aşk uğruna! Sevgi adına, sevdiğini tartaklayan  genç bir adam: genç kitlelere ulaşan ve bu gençlerin sevgisini, hayranlığını kazanan. Konser salonlarında çığlık çığlık  kızların bağırışlarıyla , sahneye fırlayıp dokunabilmek  için uğraşıp başarınca da sevdiği sanatçıyı severken dövenler. Ya da o kişiyi korumakla görevli kişilerce hırpalanan müzik sever gençler. Sevgi bile şiddet içermekte. Şiddetle yansımakta sevdiğine.

Spor karşılaşmalarındaki şiddet ya?! Sahalara atılanlar, küfürler ya da maç sonrasındaki felaketler! Kırılan sandalyeler, zarar – ziyan; yaralanmalar hatta ölümler. Maçın neticesine göre saha içi ya da dışında yaşanan"“savaşlar". "Ölmeye ve öldürmeye" gelinen  maçlar. Nedir bunlar?

Sanat, spor insanı en çok "insan" yapan, insan olma ayrıcalıklılığının yaşandığı alanlar değil mi?

Her adımda şiddet; şiddeti doğuran şiddetle yaşayıp gitmeye kimse razı değil de kim ne yapabilir, ya da yapıyordur ve ne  yapabiliriz diye düşünmek gerekmekte.

Şiddeti doğuran şiddete  dur demenin bir yolu ( yolları ) olmalı mutlaka!

17 Aralık 2005 / İstanbul

SİBEL ÖZTÜRK GÜNTÖRE.

not: yayımlanmış bir yazıdır.

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org