Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

sibel güntöre Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
ADINI NE KOYARSAN KOY!
05.04.2006
Sibel Güntöre
Okunma Sayısı : 1415
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

                                      

 Sıkıldığımız ve bunaldığımız anların sonunda üzerimize yapışan ağırlığı atmanın herkesce bir yolu bulunur. Kişilikler ve yetenekler belirler bu yolu. İç boşalımları sağlamanın en bildik yolu bağırmak, bağıra bağıra derdini anlatmak, vurmak kırmak belki kimilerince...Ya kızdığımızı hırpalarız ya  kendimizi bazen de hem karşımızdakini hem kendimizi... Kırık dökük duygular, ufalanmış zedelenmiş ilişkiler, mutsuz ve karamsar anlar ve hatalar hatalar üstüne...
İnsanız ya , hata yapmak en doğal hakkımız. Hakkımız hakkımız olmasına da bir diğer insana sadece kendi duygularımız, içinde bulunduğumuz konum gereği haksızlık yapmak ne kadar hakkımız? Denge kurmak gerekiyor. Bu denge nasıl kurulur? Bir yanda kendi benimiz ve o çok değerli diğer yanda yine kendince, çoğu zaman bizim için de değerli olan bir diğer ben.... Denge bulmanın güçlüğü, yaşam zerafeti ve inceliği ya da asaleti... kaç kişi de var bu nitelikler... benim diyen insan bile çoğu zaman ilkel, yöntem belli... vahşiler gibi avaz avaz bağırma ve daha da ilerisi şiddet. Şiddete hedef oluyoruz çoğun yaşamın göbeğinde ister sözlü ister  fiziki hatta bakış kaynaklı şiddetler sergiliyoruz. İçimizde bir yerlerde ne denli eğitimli olursak olalım, ne denli düşünceli olursak olalım hatta bazen karşımızdakinin iyiliği için bile olsa, bayılıyoruz şiddet gösterilerine... sanki içimizden biri itekliyormuş gibi... Dönüveriyor gözümüz... Oysa o an,  gücümüzü sergilediğimiz o an, aslında en zayıf olduğumuz an. Karşımızdakini ikna edemeyişimizin sıkıntısı, utanmamız bir başka etken, haksızlığa uğrayışımıza bir isyan ya da haketmediğimiz bir davranışın telafisi... açıklamak ve mazaret bulmak için çok neden sıralamak olanaklı... ama, işin özü zavallılık, çaresizlik, acz içindeki çırpınış ve bencilliğin bir dışa vurumu hepsi bu!  Adı da insan olmak ve onun iyiliği için, onu yok etmeye çalışarak gücünü karşındakinin üzerinde denemek , bilinçli veya bilinçsiz yapılan bu...

Bütün bu değerlendirmeler  insanın akıl yanının ortaya konması ile olanaklı... Bir de duygusal boyut var. Etten, kemikten ve sinirden oluşan insanın sağlıklı olup olmamasının da etkisi var. Kendisine ve duygularına söz geçiremeyen insan ne denli sağlıklıdır ki... Bir çocuğun karşısında avaz avaz bağıran gözü dönmüş bir annenin sinir zafiyetinden başka nedir ki yaptığı? Adı: terbiye etmek ve adam etmek olan bir otorite gösterisi. Oysa o, o annenin içinde bulunduğu duygu durumunun, iç dünyasındaki boşluk ve açmazlarının, sıkıntılarının gücü yettiğinin karşısındaki gövde gösterisi... Her ne kadar niyet iyi de olsa yapılan yanlış yanlıştır ve ben insanım, benim de duygularım var yaptıysam yaptım, demek işin kaçamak tarafı...

Düşünen, sorgulayan, değer veren, bilinçli olduğu varsayılan bir annenin  kendisine  yenilmesi ve aczi... Aslında olan bu... Toplum içinde ne denli haklı görülürse de yanlış bir davranış biçimi... Yaşamın ve anne olmanın  inceliğinden ve özeninden ve de özverisinden yoksun bir tutum. Hiçbir mazareti olamaz ve hiç kimse başkalarının önünde azarlanmayı bu anlamda incitilmeyi hak etmez hele bu bir çocuksa...

Bütün ilişkilerde aynı gerçekler geçerli. Adam diyor,  kadın haketti. Kadın diyor suçluyum yoksa kocam beni dövmezdi. Baba diyor, serseri olmasın diye dövdüm, dayak cennetten çıkma. Böyle bir toplumun böyle bir kültürün izdüşümlerini en eğitimlimizin bile bir gün bir yerde yaşamının içinde tanık olduğunu ya da uyguladığını görmenin ve bilmenin utancı ile ,
‘ insan olmak’ ne demektir diye sorarak ve bu sorunun yanıtını akıl yolu ile kocaman kocaman sözcüklerle verirken gündelik yaşamın içinde ne denli o beylik lafların doğrultusunda uyguluyor ve yaşıyoruz diye sormanın  utancı ile......


sibel güntöre.

2001 / Istanbul.

not: "Yaşama Göz Kırpmak" , Sibel Öztürk Güntöre,  solfej sanatyayınları, sayfa: 19.



Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org