|
|
|
Tüm Yazıları
 ShareThis
|
Sorunları ele alış biçimimiz
07.09.2013 |
|
|
| Okunma Sayısı : |
4874 |
|
|
| Oy Sayısı : |
1 |
|
|
| Değerlendirme : |
5 |
|
|
| Popülarite : |
0 |
|
|
| Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Sorunları ele alış biçimimiz...
.
.
Eşim Nesrin Nas'ın sorunları ele alış biçimimiz ile ilgili görüşlerini yansıtan bir yazısını sizlerle paylaşmak istedim...
.
.
Sorunları ele alış biçimimiz...
Nesrin Nas
Eski bir siyasetçi olmama ragmen kelimelerle aram pek iyi degildir.
Ben aslinda ekonomistim ve siyasetciyken bile teknokrat tarafim hep agir basti galiba.Bu nedenle rakamlarla aram daha iyi.Bir de kelimelerden hep korktum.
Bazan sizi mutluluktan ucururlar,bazan da oyle bir yaralarlar ki,kolay kolay iyilesemezsiniz.
Oysa rakamlar oyle mi? Acik,anlasilir ve nettirler.
Egip bukemezsiniz,yanlis anlamaya izin vermezler.
Bazan onlar da caninizi acitirlar,omrunuzun son demlerinde oldugunuzu yuzunuze vuran yasiniz ya da basarisizliginizi vurgulayan kotu bir not gibi.Ima etmezler,dogrudan soylerler.
Sevgili arkadasim Ahmet Tulgar,yayin hayatina yeni baslayan 'Maltepe'nin Nabzi'i icin yazi istediginde kelimelerden ne kadar cok korktugumu ona bir turlu soyleyemedim.
Hep rakamlarin arkasina saklanip rapor yazmis biri olarak kelimelerle savasmaya basladim.
Ve henuz ikinci yazimda okur olmanin muthis konforundan neden vazgectigimi sorgularken buldum kendimi.
Beni sığ bulabilirsiniz.Fakat oldum olasi arastirmalara,rakamlara guvenirim.
Su son zamanlarda ki hallerimizi dusununce aklima gecmiste OECD'nin yaptigi bir calisma geldi.
Bircok ulkenin is yapma tarzini inceleyen bir arastirmaydi bu.
Bircok orta ve ust duzey kamu ve ozel sektor yoneticisiyle yapilan bir anket calismasinin sonuclarini iceriyordu.
Turkiye bolumu o zaman bana carpici gelmisti ama zaman gectikce dogrulugunu bizzat yasayarak ogrendim.
Turklerle is yapmak isteyen yabancilara su ogutler veriliyordu:
-Turklerle is yapiyorsaniz ne dediklerine degil ne demek istediklerine yogunlasin.
Cogu zaman soyledikleri degil,soylemek istedikleri onemlidir;
-Bir anlasma yapiyorsaniz satir aralarini okumaya calisin.
Tum onemli hususlari satir aralarina gizlerler ve/veya vurgusunu bilerek kullanirlar.
Dikkat edin ileride basiniz agrir;
-Turklerden bir anlasmanin gerceklesmesi icin asla 'taviz' beklemeyin.
Taviz (compromise) onlar icin yenilgi anlamina gelir.
Taviz vermektense isi sonlandirmayi yeglerler.
Türklerin size yaklasmasini beklemeyin,siz onlara yaklasin;
-Birlikte is yapiyorsaniz cozumu sizin bulmaniz gerektigini hep aklinizda tutun.
Turkler sorunu cok iyi tarif ederler,hatta bu konuda mukemmeldirler ama is cozume gelince bu konuda onlardan katki beklemeyin.
Buna benzer bir kac uyari daha vardi.
Hepsi aklimda degil ama bu ilk dordu hic aklimdan cikmadi.
Bugun iceride disarida,siyasetten ekonomiye kadar yasadigimiz sorunlara bakinca nedense aklima yine bu arastirma geldi.
Bu arastirma sonuçlarini bir de bizim kendimize özgü sorun cözme yöntemimizle birlestirirseniz,bugünü daha iyi anlarsiniz.
Biz,uzun bir süre sorun yokmus gibi davraniriz.
Sorunu gömmek isteriz.
Burada bir sorun var diyenlerle de kizar,bunu söyleyenleri kötü niyetli ilan ederiz.
Ancak sorun büyüyüp saklanamayacak hale gelince 'inkar' asamasina geceriz.Evet bir sorun var,ama bunun nedeni biz degil baskalari deriz.
Ya dis güçlerdir,ya da onlarin içerideki isbirlikcileri.
Bu asama da eninde sonunda sürdürülemez bir noktaya gelir.
Ve son asamaya geceriz.
Yani sorun çözme jasamasina.'Tekme tokat' sorun çözmeye girisiriz.Bazan sorunu çözeriz ama yeni bircok soruna da kapi aralariz.
En yakici sorunumuzdan baslayalim:
Kürt sorunu.
Sorunun ne kadar yakici ve acil olugunu cok iyi biliyoruz.
Devlet arsivleri sorunu tarif eden calismalarla dolu.
Ustelik satir aralarina onbinlerce can sikismis.Konjonktür degismis,Ortadogu kapsamli bir dönüsümün esiginde ve artik kürtler bölgenin en onemli oyuncularindan biri olmus.
Artik kaçari yok.
Dahasi bu sefer atilmasi gereken adimlari da biliyoruz.Ama gel gor ki,cozume giden yolda birden bire tikaniyoruz.
Cunku demokratiklesme yolunda atilacak adimlari 'taviz' gibi goruyoruz.
Temel insan haklarini pazarlik masasina koymaya kalkiyoruz.
Buyuk resme degil,o an ki pozisyonumuza odaklanip,bir milim yerinden oynamamayi 'buyuk devlet' refleksi olarak adlandiriyoruz.
Dahasi yok sayma,inkar ve tekme tokat çözüm asamalarinin her birini de 30 yilda adim adim yasamisiz.
Ayni durus ve sorunlara benzer yaklasimi 'demokrasi'mizin niteligi konusunda da sergiliyoruz.
Gerginligin,kutuplasmanin çözümünün demokratik alani genisletmekten gectigini pek ala biliyoruz.Ustelik baska örneklere de ihtiyacimiz yok.
Son 10 yillik gecmisimizden bile örnekler toplamamiz mümkün.
Ama özgürlüklerin alanini genisletecek her bir adimi 'taviz' olarak aliyoruz.
Sivil bir anayasayi hala yapamadik.
Cünkü uzlasmayi beceremedik.
Siyasetin alanini genisletmek yerine onu iktidarin egemenlik alanina hapsettik.Ifade özgürlügü,basin özgürlügü,protesto hakki...hepsini 'taviz' basligi altinda topladigimiz yetmezmis gibi,toplanti toplanti dolasip,dünya aleme böyle sorunlarimiz olmadigini anlatiyoruz.
Ekonomide de durumumuz cok farkli degil.Farkında mısınız bilmem, uzun yıllar boyunca en çok ülke potansiyelimizin çok yüksek oldugu ile övündük.
Övündük de bu potansiyeli nasıl hareketlendireceğimizi hiç tartışmadik.
Hadi ilk kurulus yillarini,gereginden uzun sürmüs olsa da, es geçelim,ama ekonomiyi dışa açtığımız 80'li yıllar ve sonrasında üretim dinamiklerini ve onu çevreleyen ekosistemi dönüştürmede bunca zaman neden bu kadar kayıtsız ve başarısız kaldığımızı açıklamak gerçekten güç.
Üstelik dışa açılma dönemi uluslararası sermaye hareketlerinin akışkan, fonların bol olduğu bir konjonktür ile çakışınca vizyon ve odak değişti.
Stratejik ve çok boyutlu bir kurgu tasarımı bir yana, yapısal zafiyetlerin tümüyle göz ardı edildiği, dikkatin sadece küresel fon akımları için cazibeyi sağlayacak kısa vadeli makroekonomik dengelere yoğunlaştığı bir anlayış hakim oldu.
Doğal olarak temelleri güçlü olmayan bir ekonominin bu dengeleri sürdürülebilir kılması mümkün değildi; ama maalesef bugün bile bunu anlamamakta ısrar ediyor,sorunu bize karsi olan lobilerin kötü amellerinde ariyoruz.
Korkarim bu sefer de tekme tokat asamasini hem de oldukca aci cekerek yasayacagiz.
Çünkü bu kez bir de 'degerli yalnizligimiz' var.
Ustelik cözmemekte direndigimiz tüm sorunlarin agirligi da sirtimiza binecek.
Vicdanlarimizi Misir'la yikamak da bizi rahatlatmayacak.
Sevgiler
Nesrin Nas |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
| Tüm yazıları |
|
ShareThis
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|