Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Tuncay Özilhan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Bankalara talimat değil güven verilmeli
01.12.2008
Okunma Sayısı : 5051
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

Bankalara talimat değil güven verilmeli
Tuncay Özilhan
.
.

Sayın Elif Ergu'nun Vatan gazetesi için benimle yaptığı  söyleşiyi paylaşıyorum...

.
.
        

       

                Bankalara talimat değil güven verilmeli

 Hükümetin krize karşı önlem almakta geciktiğini söyleyen Tuncay  Özilhan, "Hükümet çok daha önceden cari açıkla ilgili tedbirler  alsaydı, bu kriz daha az sıkıntıyla geçerdi. Krizin ayak seslerinden  önce iş dünyası 'IMF ile anlaşma yapalım, Türkiye'nin   kredibilitesini artıralım' dedi. Duyan olmadı. Bu dönem kaybedildi.  Kriz reel sektöre etkisini göstermeye başladı" uyarısında bulundu.

Basbakan Erdoğan'ın reel sektöre kredi vermediği için bankaları eleştirmesine de değinen Özilhan, "Bir bankaya 'Kredi ver'diyemezsiniz, kredi battığında ne olacak? Hükümetin sisteme güven vermesi lazım. Bankalar kredi vermek zorunda. Kredi onların kârlılığını artırıyor, kimse paranın üzerine oturmak istemiyor.Başbakan bir an önce güven vermeli bankalara" diye konuştu.

Otomotiv, enerji, içecek, sağlık gibi alanlarda faaliyet gösteren  Anadolu Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan'la global kriz ve Türkiye'ye etkilerini konuştuk. Özilhan ekonomik paketten beklentilerini de anlattı. Coca-Cola, Efes Pilsen ve McDonald's gibi
hızlı tüketim ürünlerinin yanı sıra otomotiv ve enerji yatırımları  da olan Özilhan, holdinglerinde tedbirler aldıklarını ancak işten çıkarma yapmayacaklarını söyledi.

Siz global krizin geldiğini ilk ne zaman hissettiniz?

TÖ: 2007 yaz aylarında ilk defa Amerika'da konut kredileriyle ilgili problemler gündeme geldiğinde krizin sinyallerini aldık. O ilk  kıvılcımlar, önemli bir sinyaldi. Biz takip ettik ama boyutlarının bu kadar olacağını Amerikan bürokrasisi de tahmin etmiyordu. Ocak
sonundaki Davos Dünya Ekonomik Forumu'nda krizin boyutlarını, bu  boyutlarda olmasa da gördüm. Türkiye'ye geldiğimde gruptaki  arkadaşlara 'Kriz geliyor, Türkiye'nin de yüksek kırılganlığı var'dedim.  Ağır borç yüküyle yakalandık.   Hükümet ve hükümete yakın çevreler uzun süre bunun tam aksini söyledi, krizin bizi teğet geçmesi beklentisi vardı...  Krizin bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri etkilememesi mümkün mü?  Türkiye ne yazık ki 2003-2007 küresel coşku döneminin kendisine sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendiremedi.

Türkiye'ye yabancı sermaye geldi, hükümet de rüzgarı arkasına almış  gibiydi... Türkiye krize nasıl bir ortamda yakalandı?

TÖ: 2005'ten itibaren yavaşlayan büyümeye rağmen artan cari açık ve   aşırı değerli yerli paraya bağlı olarak, krize oldukça kırılgan bir makroekonomik yapıda yakalandık.

    

2001'den sonra bankaların sağlam olması krizin etkilerini  yumuşatmıyor mu?

 TÖ: Türkiye'nin tek avantajı şu: 2001 krizinden sonra mali sektördeki yeniden yapılanma nedeniyle bankacılık sisteminin oldukça güçlü bir denetleyici ve düzenleyici çerçeveye sahip olması. Ancak 2003-2007  döneminde bazı bankaların hızla yabancılara satılması bugüne kadar tanışmadığımız yeni bir bulaşma riskini beraberinde getirdi. Bu  bankaların gelişmiş ülkelerdeki merkezlerinde yaşadıkları  sıkıntıların bize ülkemizdeki banka ve ortaklıkları kanalıyla  yansıması muhtemeldir. Ayrıca bu dönemde şirketler kesiminin aşırı dış borçlanmasına seyirci kalınması, TL'nin değerindeki ani düşüşlerin bankacılık kesimine geri dönmeyen krediler şeklinde  yansıma riskini artırıyor. Şu anda Türkiye 2001 krizi öncesindeki           borç yükünün üzerinde bir yükle küresel krizi göğüslemeye çalışıyor.  2005'ten itibaren özel sektör dış borçluluğunda hızlı artış yaşandı ve şirketler için önemli bir kırılganlık alanı oluştu. Ancak küresel  krizde yaşanan tecrübeler özel sektör yükümlülüklerinin bir gecede kamu yükümlülüğü haline gelebildiğini gösteriyor. Türk ekonomisinin  borçluluk düzeyi hafife alınamayacak kadar ciddi seviyede. Büyüme çok düşecek

  Kırılgan yapı dediniz, başka kırılganlıklar desem?

 TÖ:  Türkiye düşük kur, yüksek faiz üzerine bir sistem kurdu. Türkiye  kısa vadeli cazip yatırım bölgesi haline geldi. Küresel likidite bolluğu ve artan risk iştahı Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere  önemli miktarda yabancı fon akışına neden oldu. Üreticilikten
 cayıldı, ithalatçılık cazip oldu. Nitekim bu süreçte dış denge de  hızla bozuldu. Türkiye'ye yönelen doğrudan yatırım ve hisse senedi  portföy yatırımları gibi borç yaratmayan fonların miktarında hızlı  bir daralma var. Bununla beraber krediler başta olmak üzere borç
yaratan fonların cari açık finansmanı içindeki ağırlığı hızla artıyor. Borç yaratmayan fonların payı Nisan 2007'de yüzde 92.4 iken  Ağustos 2008'de yüzde 45'in altına düştü. 2003-2007 döneminde yurtdışında yerleşik kişilerin Türkiye'de gerçekleştirdiği doğrudan           yatırımların büyük bir bölümü, yurtdışı rekabete kapalı ve tamamen iç pazara yönelik bankacılık, perakendecilik, telekomünikasyon gibi hizmetler sektörüne aktı. Son dönemde cari açığın finansmanında  ağırlığı artan kredilerin niteliği de benzer özelliklere sahip.
 Alınan kredilerin büyük bölümü döviz geliri elde edemeyen gayrimenkul gibi hizmetler sektörüne yöneldi. Tüm bu hususlar cari açık sorununu ve açığın finansman kalitesini rahatlatmak bir yana  zaman içinde daha da ağırlaştıracak nitelikte.

   Bizi önümüzdeki günlerde ne bekliyor? İşsizlik, yoksulluk...

TÖ: Büyüme çok düşecek. Bu sene yüzde 4'ün altına iner, 2009'da yüzde 2
civarında olur. Dünyadaki durgunluk döviz girdilerini çok etkileyecek.  Türkiye krizi    fonlayamıyor

    Sizce hükümet krizi tanımakta geç mi kaldı?

TÖ: Neticede bu kriz Türkiye krizi değil. Bundan önce 2001'de Türkiye  kaynaklı kriz yaşadık. Biz içeride kriz yaratıp sonra IMF'ye  gidiyorduk. Şimdi kriz dış kaynaklı, dışarıda kaynaklar erimiş durumda ve dışarıdan gelecek kaynak az. Hükümet geç kaldı. Hükümetin
politikaları krize neden olmadı. Bunu kompleks yapmanın anlamı yok.

 Peki Türkiye ne yapmalı?

TÖ: Hükümetin alacağı kararlarla çok bağlantılı çözüm. Amerika hızlı  karar alıyor. Avrupa bankaların problemli dönemlerinde hızlı kararlar alındı. Birçok hükümet mevduat sigortası dahil birçok uygulamayı getirdi. Yaraları sarmak lazım, ancak ondan sonra ekonomi
yoluna girer. Global dünyada her şey bütün ülkelerde birlikte hissediliyor. Türkiye şimdi hissediyor krizi. Borsa yüzde 60-70  değer kaybetti. Kurlar değer kaybetti. Büyüme yavaşladı. Daha da  yavaşlayacak. Birçok kurum işçi çıkarmaya başladı, otomotivciler  üretim durdurdu... Trend içinde daralmayı yaşayacağız. Hükümete gelince... Yarın öbür gün IMF ile anlaşma imzalanacak. Kredi imkanı doğacak. Dolayısıyla anlaşma şartları da olacak. Türk ekonomisini bugünün şartlarında istikrarlı tutmak bile başarı. Yapıyı düzgün  tutmak önemli. Bankalar üzerinden sektörlere ulaşmalı hükümet. Paranın üstüne oturmazlar

 Başbakan bankaların kredi vermemesini eleştirdi...

 TÖ: Bankacılık sektörünün ilk yapması gereken, mevduat sahibi gelince  parasını ödemektir. Bankalar likiditelerini yüksek tutmak ister. Bu  kredilerini verirken şirketlerin mali bünyelerine bakıyorlar. Kriz  dönemlerinde paraları batırmamak için çok özenli davranıyorlar. Bazı  bankalar çok sorumlu, bazıları katı davrandı, her bankanın yapısına  göre değişiyor. Başbakan bankaları tenkit ediyor ama bankaların çok  sorumluluğu var. Bunlara talimatla iş yaptıramazsınız. Bir bankaya  'Kredi ver' diyemezsiniz. Kredi battığında ne olacak? Hükümetin  bankalara ve sisteme güven vermesi lazım. Bankalar kredi vermek            zorunda, likidite üzerine oturup para kazanamaz. Kredi onların  kârlılığını artırıyor, kimse paranın üzerine oturmak istemiyor. Başbakan bir an önce güven vermeli bankalara.

 İnsanlar ameliyatlarını bile ertelemek istiyor.   Anadolu Sağlık Merkezi'yle çok büyük bir sağlık yatırımınız var.  İnsanlar sağlıklarıyla ilgili bir tasarrufta bulunmazlar derim ilk anda ama bu yıl sağlık sigortalarını birçok kişinin yenilemeyeceği  konuşuluyor. Size yansıyan bir durum var mı?

TÖ: Elif Hanım, ne yazık ki insanlar sağlıklarından da kısıyor. Bunu hastanelerin hepsi hissediyor. Allah kimseye rahatsızlık vermesin.  Ertelenecek bir şey değil ama erteleniyor. Doktor '3 ay sonra gel  ameliyat ol' diyorsa '6 ay ertelesek' diyor. Hastanelerde ameliyat
sayıları, poliklinik sayıları çok düştü. Normalde ertelenmez derim ama erteleniyor. Biz hastalarımıza Vakıf olarak birşeyler yapmaya çalışıyoruz, ödeme güçlüğü çok var, elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz.

 İthal içkilerin fiyatları da el yakıyor. Efes Pilsen'in tüketimi  kriz ortamlarında artıyor mu?

 TÖ: Hızlı tüketim mallarının kriz ortamlarında avantajı var. Ekmek  alacak parası olan, bira ve kola da alabiliyor. İnsanlar tatile çıkamıyor, dışarda yemeğe gidemiyor, insanlar dertli, 'Bari bir bira içeyim, keyifleneyim' diyor. Bira ve kolada düşüş yok.

McDonalds'larda düşüş var mı?

TÖ: Aksine McDonald'sların satışları artıyor. Neticede McDonald'slarda 5 liraya doyabiliyorlar. Bir cafeye gideceğine McDonald's a gidiyor  insanlar. Mönü 5-6 lira. McDonald's trendi yükselişte. Genç Turkcell  ile de anlaşmamız var, bir mönü alacağına iki mönü alıyor gençler. Cafelerde bir salata, bir içeceğe çok daha fazla para veriliyor.

Otomotiv sektöründesiniz aynı zamanda. En büyük düşüş otomotivde mi?

TÖ:  Evet. Krizde otomotivde yüzde 40, inşaat sektöründe de yüzde 60  düşüş olmuş. Bizim otomotiv yüzde 50 etkilendi. Her ay düştü. Düşüş  trendi de şu aralar hızlandı.

 Hükümet tedbir almakta gecikti.  Krize hazırlıklı yakalanmadık...

TÖ: Evet, hükümet çok daha önceden cari açıkla ilgili tedbirler alsaydı, bu kriz daha az sıkıntıyla geçerdi. Hükümet tedbir almakta gecikti. Sonuç ortada, Türkiye bu krizi fonlayamıyor. Krizin ayak seslerini duymadan önce iş dünyası "IMF ile anlaşma yapalım, Türkiye'nin kredibilitesini artıralım" dedi. Ama duyan olmadı. Bu dönem  kaybedildi. Krizin dibini daha dünya da görmedi. Dibe inmek lazım önce, sonra yukarı kalkacağız.

Amerika'da kriz dibini bulmadı. Yatırım bankaları battı, mevduat  bankaları battı, bazıları kurtarıldı, bazıları birleşti, yolda kimler var bilmiyoruz. Kriz reel sektöre yeni etkisini göstermeye başladı.

Obama'nın paketi dünyadaki kriz psikolojisini değiştirir mi?

TÖ: Amerika'da umut veren ortam olunca bu Avrupa'ya yansır. Bu da bizi  etkiler.
Yatırım yapmaya devam edeceğiz

Kaç çalışanınız var?

TÖ: 20 binin üzerinde. 7-8 bin çalışanımız da yurtdışında var.

Enerji yatırımlarınız sürecek mi?

TÖ: Biz yatırımlarımızı durdurmadık. Termik santralimizin lisansı çıkmak  üzere. Bir yılımız var başlamak için, çalışıyoruz. Sinop'ta 1000  megawatt'lık son teknoloji, çevreyi asla kirletmeyen, bacasından su  buharı çıkan bir yatırım yapacağız. 4 yıllık yatırım zamanı var.
Yüzde 30 özsermaye, yüzde 70 borçla gerçekleştireceğiz. Toplam 1 milyar dolarlık bir yatırım. Biz 300 milyon dolarlık sermaye  koyuyoruz. 700 milyon dolarlık bir finansman planlamamız lazım. Bir  de konsorsiyumumuz var, Aslancık Barajı. İnşaatı başlayacak. Rüzgar  enerjisi müracaatlarımız da var. Önümüzdeki dönemlerde elektrik dağıtım ihaleleriyle de ilgileneceğiz. Enerji bizim için çok önemli  ve vazgeçmeyi düşünmediğimiz bir alan.            

Belediye harcamaları kontrol edilmeli

 

Önümüzdeki yerel seçimlere değinen Tuncay Özilhan, "Belediyelerin  harcamaları muhakkak kontrol edilmeli. Belediyeler harcıyor,  borçlarını ödemiyor. Sonunda halk ödüyor" değerlendirmesini yaptı.

Krizle ilgili muhalefetten de öneri gelmediğini hatırlattığımızda   ise "Maalesef muhalefet krizle ilgili hükümeti uyaracak model  çıkaramıyor. Muhalefeti sırf tenkit etmek olarak görüyorlar" dedi.
.
.

.
.

Pakette hangi önlemler olmalı?

TÖ: Açıklanacak ekonomik önlem paketinde IMF'nin güven unsuru olduğuna dikkat çeken Tuncay Özilhan, hükümetin hazırlayacağı pakette olması gereken önlemlere ilişkin önerilerini şöyle sıraladı:

            - Türkiye'de kredi maliyetleri çok yüksek. Bunların düşürülmesi
            lazım.

            - Vergiler çok yüksek. Bir adım geri atılmalı vergilerle ilgili. 6
            ay müddetle indirim olabilir.

            - Bankacılık sektörünü rahatlatmak lazım, gecici dönem için de bazı
            kolaylıklar alınabilir. Mesela BSMV vergisi Banka Sigorta... Bu
            vergi kredi maliyetini artırıyor. Bir müddet için kaldırılabilir
            veya düşürülebilir.

            - Finansal kiralama işlemlerinde üretimle ilgili tüm makina
            ekipmanlarının KDV'leri geçici bir dönem yüzde 1 çekilebilir.

            - KKDF vadeli ithalatta yüzde 3, yüzde 1'e indirilebilir.

.
.
Tüm Yazıları

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org