Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Abdullah Çağrı ELGÜN Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
Ufukların Efendisi
28.01.2010
Abdullah Çağrı ELGÜN
Okunma Sayısı : 1549
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

UFUKLARIN EFENDİSİ                                                                          Abdullah Çağrı ELGÜN
 
14.yy. başlarında  Anadolu'da dağ eteklerindeki  küçük bir beylikti bu. Adriyatik'ten  Karadeniz'e kadar uzanan  Balkan Yarımadası, Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan ve Tuna  Nehri'nin kuzeyindeki  Eflâk ve Boğdan'ın  sözde pirenslikleri de dahil olmak üzere Bizans'tan arta kalanları  fethetmeye  karar vererek ilerlediler. Adına  Osmanlı diyorlardı. 

1453 İstanbul'un fethi ile birlikte Kırım Tatarları'nın onlara boyun eğmesi, Karadeniz'in kontrol altına alınmasıyla tamamlandı.
1517'de İslâm'ın kalbi olan Suriye'yi Arabistan'ı, Mısır'ı, Mekke ve Medine'yi ele geçirdiler. Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa'yı Ortadoğu'ya bağlayan yolları denetlediği için  Tuna Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar ilerledi, Balçık Denizi ve Çariçin(Volgagrat)'a, Afrika ve Ekvator'u geçerek genişledi.


        İmparatorluk, o günlerde İslâmî, askerî, uygar ve hoşgörülüydü. Onun sınırları dışında yaşayanlar için İmparatorluk, rahatsız edici ve korku vericiydi. Kendi tabiyetinde olanlar içinse inalılmaz derecede enerjik, şevk dolu, istekli ve düzenliydi. Türk Hakanları: "Ülkemize girilmedikçe, teb'ama cefa edilmedikçe bizden kimseye zarar gelmez." diyor;  ve ilâhî yardım gördüklerine inanıyorlardı.
17.yy. başlarına gelindiğinde Osmanlı sendeledi, sarsıldı. Akdeniz insanları ikinci mevkiye  geriledi. Batı ülkeleri kavgalı ve dağınıktılar; ama çekişmeleri canlı ve ilerletici oldu. Osmanlı  İmparatorluğunda İslâm dünyasındaki savaşlar çoktan kazanılmış, tartışmalar çoktan bastırılmış, yasalar, yazılmıştı ve Osmanlılar eskiye takılıp kalmışlardı.


         İmparatorluk sonraki üçyüzyılda, yaklaşmakta olan çöküntünün  belirtilerine karşı direndi. Hizipçi ve derme çatma politikaları, yolsuzluklarla delik deşik olmuş, kızılelmaları unutulmuş, askeri bir tembellik hastalığı  sarmıştı. Sir Thomas Roe: "1621'de (Osmanlı İmparatorluğu) gençlik ve kuvvet kaynağı kaybolduktan sonra , geriye kalan ve birçok suistimallerle harap olmuş yaşlı bir vucuda benziyordu."  diye yazıyor.

       Harap olmuş yaşlı vucut, en büyük düşmanları Rus Çarı ve Habsburg İmparatorluğundan  da daha uzun, neredeyse, üçyüzyıl daha yaşadı.

        Osmanlılar, 1878'e kadar Balkan devletlerini kucağında tutmağa devam etti. Bosna Türk ve Müslüman olarak yaşadı. Padişah'ın Mısır üzerindeki hakimiyeti en azından  ünvan olarak,  1882'ye kadar  sona erdirilemedi. Adiyatik sahilindeki Arnavutluk, Osmanlıların  15.yy. da  boyun eğmesini sağladıkları  en zorlu eyaleti; ama Arnavutlar 1909'da hâlâ İstanbul'daki Meclis'e, mebus gönderiyorlardı.


       Tebasının birçoğu Müslüman olmamakla beraber, bu İslâmî bir İmparatorluktu. Doğu ile Batı adasındaki yolları denetimi altında tutuyor; ama ticaretle pek ilgilenmiyordu. Herkesin fikir birliği ettiği gibi  bir Türk İmparatorluğu idi; ama yüksek rütbeli yöneticilerinin, subaylarının ve askerlerinin çoğu  Balkan Sılavlarındandı.

      Genelde dinî açıdan  bağnaz değillerdi. Sunnî Müslümanlar olarak, Kuran'ın yorumunda  ılımlı olan Hanefî Meshebini izlerlerdi. Asıl tebanın Türk olduğu Osmanlıda her ırktan insanlar başarılarına bağlı olarak görev yapıyordu. Türk tam anlamıyla  ufukların efendisiydi. 

       Türk efendi ne zamandan beridir sinsice izlenmekte, zenginlikleri Batının gözünü kamaştırmaktaydı. Fransız ihtilâli ile doğan yeni fikirler. Teb'ada milliyetçilik fikirlerini biledi, keskinleştirdi. 1905 li yıllarda bir çok adla Selanik'te çıkan dergilerden özellikle Ali Canip Yötem, Ömer Seyfettin, Ziya Gökâlp tarafından çıkarılan "Genç Kalemler"  bu ayırımı belirginleştirmişti.

İmparatorluk bünyesinde 700 yılı aşkın beraber yaşamış Arap, Fars, Latin, Slav, Ermeni, Yahudi…vb soyundan insanlar ayrılık  çığlıkları atar olmuşlardı. Bu karışık dönemde memleketi kurtama adıyla Osmanlıcılık, İslâm Birliği, Türk Birliği gibi yeni düşünceler ileri sürülmüşse de ilk ikisi tutmamıştı. Bunlardan  Türk birliği, Türkçülük ve milliyetçilik olarak gelişme götererek yeni bir cevheri doğuracaktı.
         
         1912 Balkan savaşları 1914-1915 savaşları 1918 Çanakkale, Mudanya, Dumlupınar, Sakarya, Tınaztepe, Kocatepe, derken yeni bir görünüşle yüzyıla yakın bir zaman uykuya yatacak sonra yine ufukların efendisi olacak yeni Türkiye doğuyordu. İşte bu cevher, yüz yıla yakındır toprağın altında kabuğunda olgunlaşıp bekledi. Sabır ve bilgiyle yoğuruldu. Onu yüzyıldan fazla hiçbir güç orada tutamazdı. Bu onun yaratılışına  aykırıydı.
Nihayet çekirdeği patlattı.

         1945-1950 li dönemler Türk ekonomisinin atılımlar dönemidir. 1950-1960 ve 1960-1971 yıllarda da bu hamlelerin sık sık tekrarlandığı  ve atılımların peş peşe yapıldığı  dönemler.
            
                1980- 1990 lı dönem, ufkun açıldığı, paranın, yatırımın, kredilerin, işçi ve memurun altın çağını yaşadığı bir dönem oldu. Bu yeni Türklük
ilimde, teknolojide, sanatta, yeniden filizlenip ÇINAR olmanın özlemiyle yanıp tutuşurken  müthiş bir ivme kazandı.  Türkiye yol, su, elektrik telefon, elektronik çağını keşfetti. Derken 2000'de dünyanın hemen bütün devletleri adından söz eder oldu. Yeni ufuklar önünde hızla açıldı.

2006'da şimdi Türk kabuğunu yırtarak yeniden doğruluyor. Liderini arayan Türk,  yeni hakanını doğurmak üzeredir.   Ey Türk oğlu, deden koynunda yattıkça senin olan ufuklara, açılma zanıdır. Güneşin doğduğu yer, güneşin battığı yer, agartalar, kara delikler, saman yoları, göğün yıldızlarla süslü katları… Bir günde, bizim yılımızla 50 bin yıl yol alan uzay gemileriyle, arşı âlem senin doğum sancılarını muştulamaktadır.
Selam sana Türk oğlu!..
Selam sana ufukların yeni efendisi!..

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org