Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Abdullah Çağrı ELGÜN Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
Akkışla'dan Ermeni Arif ve Ömer Ustalar
16.04.2010
Abdullah Çağrı ELGÜN
Okunma Sayısı : 2985
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

 


AKKIŞLA'DAN ERMENİ ARİF ve ÖMER USTALAR
Abdullah Çağrı ELGÜN

Ermeni Arif ve Ömer Ustalar Kayseri'nin Akkışla İlçesi'nde kalay ve bakırcılık mesleğini icra ederek yaşamaktadırlar. O zamanlarda kullanılan bütün kaplar toprak veya bakır olmasından dolayı, kalaycılık mesleği de epey rağbette ve iyi para getirmektedir.

Akkışla halkı Arif Usta'yı ve diğer Ermeni vatandaşlarını kendilerinden ayırt etmezlerdi. Hatta Türkler'den bazıları Ermeni kızlarıyla evlenmiş ve onlardan çoluk çocuk sahibi dahi olmuşlardı. Bunda da bir kötülük olamazdı. Kimse kimsenin namus ve haysiyetiyle asla oynamaz bilakis ona helâl gelmesi koca bir ilçeyi ayağa kaldırırdı. Akkışla'da Ermeniler marangözlük, kaynakçılık, bakırcılık, kalaycılık, silah tamiratı gibi işlerle uğraşırlar ve geçimlerini bu mesleklerden elde ettikleri gelirlerle sağlarlardı. Akkışlalılar'dan bazıları da bu ustalık gerektiren zanaatları Ermenilerin yanlarında çıraklık ederek öğrenmişlerdi. Bunlar bütün uzun yaylayı ve o zaman Akkışla'ya bağlı olan civar köyleri gezerler kalaycılık ve bakır işçiliğinden epey para kazanırlardı.

Ermeni Ömer Usta ve Ermeni Arif usta bugün İstanbul'dadırlar. Akkışla'dan göçerek İstanbul'a yerleşen Muharrem Tosun ve ailesi de İstanbul'a ilk gittiklerinde bir müddet onların yanında misafir kalmışlar ve daha sonra da onların yanından ev alarak birlikte yaşamaya başlamışlardı. Ermeniler'le dostluğumuz ve yakınlığımız bu idi. İçtiğimiz su yediğimiz ekmek ayrı gitmezdi. "Birbirlerinden asla ayrılmazlardı" diye dedelerimizden babamızdan hep duymuşuzdur. Hatta bizzat babam Sabri, amaçlarım Mehmet, Ahmet, Halil(Kalaycı Halil) yakınlarımız ve komşumuz Murat YURDUSEV(Kalaycı Murat) mesleği onların yanında öğrenmişlerdi. Bakırcılık ve kalaycılık ederek hayatlarını kazanırlardı. Bunlarla iç içe koyun koyunaydık.

Osmanlının "Hasta Adam" ilan edildiği o zamanlarda Ermeniler de dış düşmanlar gibi Türkiye'nin parçalanıp yok edileceğine inanıyorlardı. Onun için de düşman saflarıyla birleşmeyi kendilerine daha faydalı olarak gördüler. Daha önceki zamanlarda dünya Ermeniler'i dağınık bir şekilde yaşıyorlardı. İşgal sırasında İttifak Güçleri Ermeniler'in Türkler'e karşı kendilerine yardım etmeleri halinde Ermeniler'e Türkiye'de bir devlet kurma sözü vermişlerdi; ancak bunun için nufusları yeterli değildi. Bunun için mücadeleye kalktılar.

1915'te bir Ermeni Meselesi meydana geldi. Bu olaya Tarihçiler "Tehcir" adını vermişlerdir. Bu söz "göç" "göç etmek " anlamına gelir. İleriyi gören Talat Paşa dış düşmanların bu oyunlarını sezip, içerdeki azınlık gruplarların da bu oyunlara gelmesi üzerine; bu adi oyunları ve işbirlikçiliğini bozmak maksadıyla Ermeni göçünü başlattı. Ermeniler'i çıkardığı bir kanunla can, mal ve ırz güvenliği içerisinde (500.000) beş yüzbini önce olmak üzere, (600.000) altı yüzbin Ermeni vatandaşı, Suriye topraklarına iskan edildi. 1

Bunun üzerine İngilizler ve Amerikalılar Türkiye'yi Savaş Suçlusu ilan etmek için mahkemeye başvurdular; fakat bütün Osmanlı arşivleri ellerinde bulunuyor olmasına rağmen bu konuyu ispatlayacak tek bir delil bulamadılar. Bu göç dalgası (16)on altı ay sürdü.2 Bu kargaşada azınlık; ama sadık kul Ermeni vatandaşlarımız, Fransızlar ve diğer dış düşmanların oyunlarına gelerek bulundukları yerlerde Türkler'e düşman oldular. Osmanlı işgal edilmiş ve toprakları İttifak devletlerince paylaşılmış gözüküyordu. Türk insanlarının eli silah tutanlarının çoğunluğu ya cephelerde şehit düşmüş veya vatanını kurmak için cepheye koşmuştu. Yayla, köy, kasaba,ilçe ve şehirlerde Yaşlılar, kadınların bir kısmı, hastalar ve çocuklar bulunuyordu.

Bu durumdan istifade ederek Ermeniler düşmanlarla birleşerek bunça yıllık hukûkumuzu, kardeşliğimizi ve akrabalıklarımızı hiçe sayıp bizi kalleşçe ve acımasızca arkamızdan hançerlediler. Bunun neticesinde Ermeniler "bağrımızda beslediğimiz yılan" cephe gerisinde meskun mahalde hayatlarını sürdürmeye çalışan ve büyük bir çoğunluğu çocuk, yaşlı ve hastaların oluşturduğu Türkleri acımadan, gözlerini kırpmadan ve insafsız işkencelere tabi tutarak katlettiler. Ankara, Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Van, Adana ve Kayseri İsyanları'nda bir çok insan hayatlarından oldu. Ermeniler, çeteler kurarak terör olaylarını hortlattılar. Güya Müslüman Türkler'i sindirip korkutarak göçe zorlayacaklar ve bu boş kalan topraklara da kendileri kurulacak, akıllarınca burada bir Ermeni devleti kuracaklardı. Ağalarından söz almışlardı. Ermeniler de öyle yaptılar.

Günümüze kadar devam edegelen terörleri yetmedi. Çeşitli ülkelere atanmış Türk Konsoloslarını hedef göstererek kahbece şehit ettiler veya elçiliklerimize düzenledikleri saldırılarla büyük zararlar verdiler.

Bugün de yine ağalarının dediklerinden dışarı çıkmıyorlar. Fransız Meclisi'ne verdikleri "Düzmece Tasarı"yı kabul ettirerek bütün dünyaya güya, haksızlığa uğradıklarını ilan etmekte ve kendilerine acındırmak istemektedirler.

Halbuki Ermeniler normal bir vatandaş gibi yaşadıkları süre içerisinde hiç bir ayırımcılığa tabi tutulmamış bilakis, kendi öz vatandaşlarımızdan daha fazla rağbet ve iltifat görmüşlerdir. Bunun delili de sadece Kayseri ve bölgesi değil, diğer köy kasaba ve şehirlerde de durum bu anlattıklarımızdan farklı değildir.

Akkışlalılar, Akkışla İlçesi'nde yaşamış olan Ermeniler, diğer Ermeniler ve İstanbul'a yerleşerek orada yaşayan Arif ve Ömer ustalar da bunun şimdi yaşıyorlarsa kendileri, yoksa çocukları ve torunları bu olayların yaşayan canlı tanıklarıdırlar. Bugün Ermenileri'nin ortaya attıkları bu suçlama asılsız ve mesnetsiz iftiradan başka birşey değildir.


Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org