|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
YEŞERMEYEN MUHABBET TOHUMU
08.02.2006 |
|
Okunma Sayısı : |
5829 |
|
|
Oy Sayısı : |
6 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
3,89 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
YEŞERMEYEN MUHABBET TOHUMU
Masaldır bu ya bir padişahın kızı ile başlar. Yedi peçeli sevdiği ile evlenmiş ama merakına söz geçirememiş. Kuruntusunu def etmek için yasağı dinlemeyip yedi peçeli şehzadenin uyurken yedi peçesini de bir bir kaldırmış…
Yedinciyi de sıyırınca şehzadeden bir alevdir fışkırmış,başlamış allı,yeşilli yanmaya…Sultan hanım başına el çalmış demiş ki:”şeytana uydum,sevdiğimi yaktım.” *
Sultan-ı aşk konunca can kafesinin kenarına ona hayır demek kimin haddine. Kaç kulaçtır mihnetinin derinliği hiç düşünmeden atlar insanoğlu. Hep kadınlar bilinmezlik efsunu içinde sunulur aleme de erkekler düz bir ova misaliymişcesine konu dışında tutulur. Yukarıdaki masalda erkeklerin yedi peçeli olduğu her peçeyi sıyırdığında başka bir yüz göreceğin belli edilir dinleyene.Derin bir sır vardır sevdiğin erkekte ve sen her peçeyi sıyırışta onun başka bir yüzünü görürsün. Acımasız yüzünü, nekes yüzünü, kaba saba yüzünü…..
Daima alacaklı gibi dikilir erkek karşısına aşık kadının ve sen bir peçe daha indirirsin yüzünden aşkının ateşler içinde yandığı ummana. Rivayet şudur; kadınlar anlaşılmaz , çünkü kendilerini seven erkeği sevmezler.
Haşin olan,ona acı çektirecek olana kul köle olurlar. En gururlusu gider en çok azar edene aşık olur, en gönlü cömerti nekesi sever de en neşelisi kasvetten kararmış olanın ayağına turap olur.
Kadını anlaşılmaz kılan sultan-ı aşkla olan macerasına erkek kısmı pek rağbet etmez.
Teyzem dedi ki ; “bunca yıl yaşadım erkekleri anlamış değilim. Bir dedikleri bir dediklerini tutmaz. Severken ısırırlar, ısıracak sanırsın güllere boğarlar. Oğlumu bile anlamıyorum. Beni çok seviyor bir dakika önce anneciğim diye sarılıp öpüyor , bir dakika sonra en abuk şey için bağırıp çağırıyor. Bizim gibi gururlu kadınlara göre değil bu evlilik .
En kaliteli kadını kapıya paspas yapan erkek, konuşmasını bilmez rüküş ve de ev kadınlığı olmayanı karı diye tutar da yüz yıl boşamaz.”
Teyzem ud çalan,harika sesi olan ,resim yapan ve dört dörtlük bir ev kadınıdır. Her zaman mutsuzluğun deryasında kulaç attı. Parmak aralarından hayat kum gibi aktı gitti.
Ciğerdelen romanının kahramanı Zühre kendisine her kötülüğü yapan sevdiği adamın bir gün iyi bir tarafı çıkacak ve onun idealindeki aşk doğacak diye bekler yıllarca; “Sanırım ki,yedi peçesi bir bir kalktıkça dünyanın kötülüğü, gazabı üstüme atlayacak;fakat en sonuncu peçenin altından göklerin nuru fışkıracak. Sinan’ım göründüğü gibi değildir.”* Bu umutla kadınlar sabırla çile doldururlar. Erkek gibi sevmek maddi bir dokunmadır. Kadın gibi sevmek bütün hayatını ve benliğini her zerresiyle sevdiğine sunmak isteğidir. Kendini herkesten uzak tutan kadın sadece sevdiğine hazırlık olarak geçirir uzun yılları ve onu bulduğunu sandığı anda gönül gözüyle süsler püsler o anıtı donatır da donatır. Erkek ne etse onun peçesine el vurmaz ki, şenlik ateşi yansın. Meraklı olanlar ise sadece şehzadeyi değil kendilerini de yakarlar. Her gerçekle karşılaşma ateşe kum serpmeye benzer. Yavaş yavaş ateşten bir avuç kül kalır geriye. Elem ve acıyı saklamaya çalışan bu kül kolay savrulmaz öteye beriye. Yani bir kadının sevmesine bakarsak insan ömrünün kelebek kanadından narin, kelebek ömründen kısa olduğunu anlarız. Böyle sevgiden kısacık ömre kaç tane sığar ki? Oysa aşkından öldüğünü söyleyen bir erkek iki gün sonra yeni ateşler yakar.
En sevdiğim dediği karısı ölse mezar çökmeden mutfak boş kalmasın diye evlenir. Erkekler pragmatik, kadınlar gerçekçidir.
Gerçeğe rağmen sevmeye devam edendir. Çocuklarını da seçemez ama oldukları gibi onları sever. Burası eğri, şurası doğru demeden öper koklar.
Kadın gibi sevince insan affeder deryalara taşır minnetini, cefalara direnir dağlar gibi ayakta durur içerisi çürüse bile. Erkek göçer gider valla.
Erkek bencilliği dağları aşar da gelir, esrarlı derinliklerden fışkıran hayat suyunun yolunu bile değiştirmek ister. İlle bu noktada kaynama, benim uygun gördüğüm şu noktada kayna diye ısrar eder.
Kahramanımız Zühre sevdiğinin yüzündeki son peçenin gözündeki gaflet perdesi olduğuna inanır.Son peçe düşünce her şeyi anlayacaksın, fakat ben öldükten sonra der. Ben bunu kadınlardan ne çok işittiğimi düşündüm.
Erkekler ancak kaybedince,geri dönülmez bir yola girince gaflet peçesini düşürebiliyor. Gönül akıntısına kendini kaptıramayan erkek sadece dünyanın akıntısına ve inadına kurban gidiyor. Kim hangi kapıya hizmet ederse sonucunu da oradan alır. Sultan-ı aşk’a hizmet edenin mana kapısı açıktır ve sevenler oradan girebilir.
Mana kapısından giren ve acıyı bal eyleyen sevgisiyle kadın gibi severek kucaklamalı hayatı.
Yeşermeyen muhabbet tohumunu neylemeli….
“Kum gibi akıyor hayat parmaklar arasından
Telaşlanma.. son damla nasılsa sarhoş olacak”*
*Ciğerdelen Safiye Erol *Nigar Hasanzade |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|