Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

GÜVEN BORÇA Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Bültenlere Ne Oldu?
19.01.2007
Okunma Sayısı : 4747
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

Bültenlere Ne Oldu?

Mikro/Makro Sistem projesi 2006 ilkbaharında şekillendi. O sıralar trenle Eskişehir'e gidip gelirken 4-5 bülten yazdım. Haziran gibi hazır olduk ama yazın konsantrasyon dağılır diye  Eylül'e erteledik.

Eylül ayı geldiğinde, çok yoğun iş yükü altında ezilmeme rağmen "nasıl olsa bir buçuk aylık stoğum var" diye başladım. Arada bir kaç tane sıfırdan yazdım ve bir kaç bülteni de son kitaptan kes-yapıştır yaparak toplamda on ikiyi buldum.

On üçte de tıkandım. Sonbahar zaten konferans-seminer mevsimi, bir de üstüne işler bastırdı ve en az 5-6 bültenin çatısını kafamda çatmış olmama rağmen oturup yazamadım.

Aslında yemez-içmez, uyumaz, yazmanın bir yolunu bulurdum ama bu bültenlerden beklediğim faydayı sağlayamayınca hevesim kaçtı. (Şu sıralar zaten uykusuzum da) hiç uyumamaya değer bulmadım.

Sağolun, sizlerden bültenlerle ilgili çok olumlu yorumlar aldım ama bir kaç yüz kişilik bu grup dışında neredeyse hiç bir etki ve tartışma yaratamadık:
·         Bültenlerin yayınlandığı www.sistems.org adresinde düzgün bir sunum yapamadık.
·         ODTÜ Endüstri Mühendisliği Mezunları mail grubunda ve ODTÜ'ye ait diğer ortamlarda bültenler hiç tartışılmadı, konuşulmadı. Nedense paylaşamadık.
·         Çok sayıda medya mensubuna ulaştırılmasına reğmen tek ama tek bir kişi dahi bültenlere/projeye değinmedi. 
·         Google'da araştırınca neredeyse hiç sonuç çıkmıyor.

Yani (bence ve sizce) çok iyi bir ürün ürettik ama bunun iletişimini başaramadık. Kendi söküğümüzü dikemedik.

Bu açık ve net başarısızlığın sebebi sanırım içerik değil. Bunun böyle olmadığının teyidini görüşüne değer verdiğim onlarca insandan aldım. Çok özgün, güncel ve yerinde tespitler yaptığımız hep söylendi. Ve bir kaç hafta daha gitseydi daha tutarlı ve doyurucu bir resim çıkacaktı ortaya.

Peki ne oldu da etkisiz kaldık?

Belki ilk bültenlerde biraz "zülfi-yare" dokunduk ve bu görüşlerin fazla yayılmasında, bunu yapabilecek kişiler tarafından bir kamusal yarar görülmedi.

Belki de ne yapmak istediğimizi çok net anlatamadık. Ya da bülten formatı iyi bir fikir değildi. İhtimal ki yeterince sabredemedik.

Kuvvetli bir olasılık da yazdıklarım(ız)ın şu an ülkedeki mevcut kampların, algılaması ve savunması kolay pozisyonların hiç birine oturmaması ve bu pozisyonların gönüllü avukatları tarafından "forward" edilmeye layık görülmemesi. Mesela bu ülkedeki şeriat heveslilerinin gizli planları ve bizi bekleyen irtica tehlikesi üzerine şimdiye kadar hiç yapılmamış tespitler yapıp bunu bazı hükümet üyeleriyle bağlantılandırsaydım yazdıklarım hevesle elden ele dolaşırdı. (Haftasına da unutulurdu.)

Ya da Yılmaz Erdoğan'ın şimdiye kadar Kürt meselesiyle ilgili söylediklerini cımbızla ayıklayıp alt alta dizip üstüne biraz Şeyh Sait'in torunu şerbeti ekleyip bebek katili bağlantısıyla bitiren çarpıcı bir şeyler yazsaydım da benzer bir ilgiye mazhar olurdum.

Ya da Ermenilerle ilgili tarihi gerçekler, Kıbrıs meselesi ve bu temelde batının ikiyüzlülüğü veya yahudilerin dünyayı nasıl ele geçirmiş olduklarına dair bulgularla ilgili bütün gün medyada tekrarlanagelen görüşlerin yanında veya karşısında yer alan çok cazip yazılar kaleme alabilirdim. İyi de yaparım, tevazu göstermeyeceğim.

İyi de mesele o değil ki. Sonuçta bu yıl AKP iktidarını perçinleyecek, Kürt sorunu yerinde duruyor, üstelik Kürtler Irak'ta iktidar ortağılar. Dünyada elliden fazla ülkede Ermeni Soykırımı anıtı var ve Kıbrıs'ta Lokmacı geçidi askere rağmen açıldı. İşler bizim burada bildiğimiz gibi değil. Öte yandan bu ülkenin cari açığı inanılmaz büyürken dünyada en yüksek reel faizi vermeye ve elde ne var ne yoksa satmaya devam ediyoruz.

Geçenlerde MİT Müsteşarı Emre Ertan açıkyüreklilikle söyledi ki Türkiye devleti son on beş yıldaki global gelişmeleri doğru okuyamadı. Soğuk savaş sonrası gelişmeleri kavrayamadı, ıskaladı. "Olaylara koyu muhafazakarlıkla yaklaşırsanız doğruları göremezsiniz" dedi ve "biz son onbeş yılda sadece kendi vatandaşımızı fişleyip durduk" diye bir itirafta bulundu. Bu aslında yüz elli yıllık mesele ama neyse... Statükonun düşünsel iflasını bu konuyla ilgili en yetkili kurumlardan birinin başındaki insan olarak tescil etti. Evvelsi gün de eski MİT Müsteşar Yardımcısı ve Güneydoğu bölge yöneticisi Cevat Öneş benzer şeyler söyledi. 

E biz de zaten onu diyorduk. Bu ülkedeki gerçek entelektüel üretimin yetersiz olduğunu, aydınların bir kısmının satılmış olduğunu, bir kısmının sisteme olan borçları nedeniyle pasif kaldığını, kalanların tabular ve dogmalar arasına sıkıştığını, herkesin kolay savunulabilir net pozisyonlar aldığını, neredeyse tüm entelektüel üretimin türban, irtica tehdidi, batının ne kadar iki yüzlü olduğu ve diğer boş gündemler üzerine odaklandığını söyleyip bir alternatif  arayışına çıkmıştık.

Hani safça beklentim şuydu ki birileri gelip "haydi akıllı çocuklar, gelin bir "thinktank" neyin oluşturun da bize kendi konularınızda fikir üretin" filan desin.

Emre Taner Türkiye'nin eski patronu (ABD) ile arasının bozulduğunu ancak yeni bir doktrin geliştiremediğimizi söyledi. Biz de ne zamandır artık ABD ile müttefik kalmamızın bir koşulu kalmadığını, çıkarlarımızın çeliştiğini ve karşı safta onurlu bir yer edinmemiz gerektiğini görüp bu durumda ekonominin nasıl doğrulabileceği üzerine kafa yoruyoruz.

Bu yıl memlekette kış gelmeyince insanlar küresel ısınmanın farkına vardı. Kar başlayınca yine unuturuz. Benim iki yıldır yaptığım her mikro/makro ekonomik tespitin temelinde bu var. Bültenlerin çıkış noktası da küresel ısınmanın global gelişmeyi/büyümeyi kısıtlayıcı etkisi, kaynakların kıtlaşması sonrasında batının aldığı yeni pozisyon, burada Türkiye'ye biçilen rol, şirket birleşmeleri, tekelleşme ve buradan çıkarak yaptığım ekonomik tahlillerden Türkiye'nin gelişebilecek sektörlerine uzanan tespitler...

Halbuki gazetelerin ekonomi sayfalarında kur-faiz tartışmayı bırakamadık. Bırakın firma bazında, sektörel analizler yapıp mikro ekonomik stratejiler geliştiren neredeyse kimse yok. Biz bültenlerde turizmden başlayıp diğer sektörlere uzanan mikro analizlere başlamıştık.

Yani yaptığımız işin, girdiğimiz arayışın doğruluğunu gösteren tonla şey olsa da tüm bunları yapıp da tek bir tartışma yaşayamamak ve google tarafından dahi fark edilmemek sıkıcı bir gerçek olarak ortada duruyor.

Maalesef şu yoğun günlerimde bunu değiştirmek için ek bir çaba sarfedemeyeceğim. Belki bir süre sonra enerji toplayıp yeniden bir gaz veririm kendime.

Beklenenin aksine ülkemiz için iyi bir 2007 olsun.

.
.
Tüm Yazıları

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org